türkiyede son 2 yılda cok gelisti. tabi diger ülkelere gore hale gerideyiz arkadaslar. şu büyük sirketler az destek ciksalar e-spor kategorisinde kendimizi kanitlayacagimiza eminim ben csgo da sampiyon olduk hatirlarsiniz belki daha bir cok oyun var kendimizi gösterebilecegimiz kücüklükten bu yana bilgisayar ps basinda büyüdük lan biz. varmi bizim üstümüze oyun oynayan bir ülke daha ahahah arkadaslarim esporda bahis bile oynuyor artik adamlar asmis kendini futbolu basketbolu birakip bunlara kupon yapiyolar mobilbahis diye bişeyler diyolardi ama bakmaya zamanim olmadi henüz girip inceleyecem bi ara
Dalında ilâh olmasına rağmen, yaptığı son işinde dahi sahneye çıkmadan evvel senaryoyu ağzında kalemle(bir çeşit diksiyon egzersizi) çalışan bir insandı. işine saygı duyan böyle adamlara hayran olmamak elde değil.
Doğal olmayan kalabalıklara sığınmayın. Zaten Sığınıyorsanız kişilik gelişiminizde sorun var demek demektir.
Bireylerin(kadın ya da erkek), sırf belli bir küme öyle buyurdu diye ferdî seçimlerini biçimlendirmesi son derece komik bence. Kalıplaşmış yargılar çerçevesi içerisindeki güzellik anlayışına boyun eğmekte, buna gene kalıplaşmış yargılar çerçevesiyle karşı çıkmakta aynı ölçüde patolojiktir. Taşra baskısıyla örtünmekten pek farkı yoktur.
Unutmayın, Kafalarımızın içerisindeki meseleleri çözüme kavuşturursak, tenimizin üzerindeki meseleler çoğu zaman kendiliğinden çözüme kavuşur.
Anlatmak istediğim, kıllarınızı alırsanız daha güzel olursunuz ya da almazsanız çirkin gözükürsünüz falan degil. Bunları yapmak istemiyorsanız yapmak zorunda değilsinizdir, olay bu. Kıl sizin, karar sizin.
Birinci sinıf okutuyorum. Bugünlerde beni mutlu eden şey öğrencilerimin okumaya geçmiş olmaları. Mantığı kavradilar yani. Vermediğim birkaç harf kaldı fakat verdiğim harfler çerçevresinde yazdığım bütün kelime ve cümeleri okuyabiliyorlar. Ve bu durum olmadık yer ve zamanlarda aklıma gelip beni mutlu ediyor.
Önlerine bir metin koyuyorum, okumaya başlıyorlar. metin içerisinde henüz öğrenmedikeri bir harf denk geldiği zaman şöyle bir durup 'lan biz bu harfi görmüş müydük acaba' bakışı atmaları da ayrıca komik oluyor. Sevimli Düdük makarnaları.
Birisi kalbinizi kırdıysa zaten sizi pek sevmemiştir. Bir süre beraber ağlaşıp, sırıttığınız ama kalbinizi kırarak defolup gitmiş insanlar bilin ki sizi sevmemiştir. Laf sokmuyorum yanlış anlaşılmasın. Çok çok bir zaafsınızdır, geçici birlikteliksinizdir, boşluk doldurmacasınızdır, cinselliksinizdir o kişi için. Geçici olan her şeysinizdir kısacası. Ama sevgi değildir. Bir erkek olarak söylüyorum, Seven bir erkeğin sevdiği kadını kırabileceğine inanmıyorum ben. Kıramaz; üzülür, acı çeker, canı yanar ama yine de kıramaz. Fakat Kırıyorsa sevmemiştir sizi. Biraz hüzünlü değil mi?
Bence hiç hüzünlü değil. Aradan biraz zaman geçtikten sonra bu işin olmadığına sevinirsiniz. Fazla bir şey yapmayın o mal insanların arkasından. Bir süre ağlayın, sızlayın, acı çekin, hatta dibe vurun ve o içinizdeki her türlü iyi niyeti ve aşkı tüketin. Daha sonra bir silkinin. Seni üzen daşak keyfi yaparken nedir bu karalar bağlamak? yoluna devam edecek gücün de mi yok? bu kadar mı acizsin? Bir asaletinde mi yok? Silkinin ve kendinize değer verin. Tek altın tavsiyem budur; kendinize değer kıymet verin. Dönün ve yolunuza devam edin, zira kendinize yapabileceğiniz en iyi şey o saatten sonra bu olacak. Ve emin olun Sonrasında yeniden iyilikler güzellikler sizi bulur.
Edit: burada basit kırılmalardan söz etmiyorum. 'Berkecan mesajıma cevap vermediiee' diyenlerdenseniz Siz azıcık ötede oynayın.
Büdüt: aslında çoğu zaman o insanların kendileri değil, onların yaşattığı eski dertsiz, güzel günlerdir özlenen. Tekrardan yakalanaması zor olmayan şeyler yani.
Denetim dışına çıkmış banliyöleşmenin 'demokrasi' olarak adlandırıldığı;
Seçim aldatmalarına en yaygın reaksiyonun 'siz de sandıklarınıza mukayyet olsaydınız' olduğu;
Milletin orada burada torpil peşinde koşmasının normal karşılandığı;
Arap yağı bol bulunca kıçına sürermiş misali, Adaletsiz kazanç sonucu ortaya çıkan yozlaşmanın özgürleşme adını aldığı ve bunun sistemce korunup kollandığı;
(buraya dikkat!)
insan hak ve hürriyetlerinin yerine yağmacılığın, emeğe önem veren sınıfı geliştirmek yerine lümpenleşmenin ilerleme sahası bulduğu 'para cebe girsin de gerisi önemli değil' kültünün eğitimli birey olmayı izlemsel bir hayat yanılgısı haline getirdiği ciddi enfeksiyona ugramış bir toplumda gerçekleşmesi maalesef çok normal bir mevzudur.
Asıl üzücü olan ise, insan hakları nosyonunu kendi çıkarları doğrultusunda kullanan yönetici sınıfının toplumdaki her bireye eşit değer vermeyi öğrenmeden, bu ve bunun gibi sorunların yakın gelecekte çözüme kavuşturulamayacağı gerçeğidir.
Bu abiler çelik motosiklet zamanında üç ortaklar. Sonra içlerinden birisi bütün hisseleri satın alıp falcon ismiyle üretime devam etme kararı alıyor. Ve piyasaya 'kar marjım az olsun ama isim yapayım' stratejisiyle giriş yapıyor. Yani az kazanayım ama kaliteli üreteyim ve müşteri markayı benimsesin. Öyle de oluyor. Her geçen sene de üzerine katarak ilerliyor.
Hemen hemen her marka her model motosikleti kUllanmış, motosiklet kursu veren birisi olarak, kendi sınıfı içerisinde falcon'u önerebilirim. Tabiki bir yamaha, kanuni, veya Honda olamaz. Lakin kendi sınıfı, mesela küba gibi ikinci sınıf markalar içerisinde gerek yakıt, gerek yedek parça, gerek servis ağı, gerek güç ve performans gibi faktörleri göze alırsak, falcon hem daha ucuz hem de diğerlerinden geri kalır bir yanı yok diyebilirim.
Kabe'ye bile şeytanı sokmuşlar. Şeytanın zaferinin bu kadar net bir görüntüsü olamaz. Ve şeytan orada bir köşeye çekilip bu malları götüyle gülerek izlemiştir.
Hep diyorum, sizi bu zavallı duruma düşürenlerin yatacak yerleri yok.
Cami tuvaletinde kızla öpüşmüş adam var burada. Allah affetsin, çocuktuk. Caminin içinde çift kale futbol maçı da yapmıştık. Gene allah affetsin, gene Çocuktuk.
Zamanında çektirmiş olduğu erotik pozların internetten kaldırılması hususunda anlaştığı bilgisayar uzmanı tarafından dolandırılması sonucu açtığı davayı kaybederek mahkeme koridorlarında fenalık geçirip bayılan oyuncu.
Oha ne cümle kurdum amk.
Kaldırtsa ne olacak sanki? Ablanın arşiv diye bir şeyden haberi yok galiba. Ne arşiv psikopatları var bu memlekette. Zamanında liseli serap isimli videoyu ne kadar kaldırtmak istedilerse de başaramadılar, ölüye dahi saygısı olmayan birileri sürekli yeniden yükleyip durdu. Şimdi arasanız gene bulursunuz.
Annem rahatsız, üzülmemesi gerekiyor diye kesinlikle aramam. Babam desen telaşe müdürü amk, o yüzden onu da aramam. Kendi başımın çaresine bakarım. Ya da dur lan, doblo'su olan eniştem var artık benim, onu ararım.
Askerliğimi yaptığım şehir. Su altı savunma grup komutanlığı bünyesinde, gölcük'ten dalar yalova'dan çıkardık. Sefere çıktığımızda 500 metre dalgalarla boğuşurduk. Allah sizi inandırsın.
Bu ülkede cinayet işlemediğin sürece yatmazsın. Hatta Paran varsa cinayet işlesen bile yatmazsın. Malum şahıs, elaleme haspihanede bedavadan bakacağıma o parayla kömür dağıtırım kafasında. Suçlular halkın içinde geziyormuş, suç oranı artıyormuş falan sikinde değil, sonuçta kendisini ordusu koruyor, götü sağlamda.
Teyzemlerin evine hırsız girdi. 17 yaşında velet. Daha önceden de hırsızlık suçu islemiş. Neyse bu yakalandı, iki gün sonra serbest bırakıldı. Sonra başka bir evi daha soydu, gene yakalanıp serbest kaldı. Geçenlerde de araba kundakladı(bir gece de 12 tane) ve gene yakalandı. en son bugün sokakta gördüm kendisini, elini kolunu sallaya sallaya geziyordu.
Şimdi bu çocukta haklı. içinde allah korkusu yoksa, edep vicdan yoksa (ki yok), ne diye amele gibi çalışsın? Devlet desen iki gün sonra salıyor zaten. Çalışacağıma çalar yerim diyor açık açık.
Resmen suça teşvik ediyorlar hırsızları, katilleri. Anasını sikeyim bu ülkeyi yönetenlerin gözünde en ufak kıymetimiz yok.
Ego kırmazlar, saygılıdırlar, değer kıymet bilirler, kısaca medenidirler. insani ihtiyaçlar çerçevesinde sağlıklı olan her şeyi verirler. işte ne yazık ki bu yüzden.
Buradan yola çıkarsak hayvan güdülü kızlar çok piyasada.