trt türk te her cumartesi saat 17.30 da yayınlanan motosikletle dünya turu. maceranın motosikletli sahibi ise Tolga Başol. Geçen cumartesi ilk bölümü yayınlandı. güzel bir atmosferi olan başarılı bir işe benziyor. özellikle kurguyu dahi Tolga Başol'un kendisinin yaptığını söylemek lazım. hem gezip görmek, hem çoğu 8 5 çalışan insanları. hayalini gerçekleştirmek hem emek vermek var işin özetinde kısacası.
Redhack'in Yargıtay'ın sitesine saldırısıdır.
Sakarya'da 34 kişinin cinsel istismar ve tecavüzüne maruz kalan 14 yaşındaki Ö.Ç'nin davasında alınan karara tepki gösteren RedHack, Yargıtay'ın, Ulaştırma Bakanlığı'nın ve Anayasa Mahkemesi'nin internet sitesini çökertti.
bu adamın ve köpeğinin gerçek ve sevgi dolu hikayesi.
Köpeği eklem iltihabı hastalığına yakalandığında tesadüf eseri gölde tüm ağrılarının dindiğini gören bu dünyanın belki de en vefalı insanı,
her akşam bıkmadan usanmadan onu göle götürüp, rahatlatıp, uyutuyor.
insanın aklına şu geliyor
bu adam iyilik yapıp milletin gözüne hiç sokmuyor. Bu adam dünyanın en iyi insanı olduğunu iddia eden ama bir hayvana değer vermeyen insanlardan daha çok insan.
o tarafta bu adam , hergün köpeğinin canı acımasın, rahat uyusun diye bu fedakarlıklara katlanırken
bu tarafta yeni anne olmuş o sırada emziren bir köpeği kendi bahçesinde tüfekle başından vuran bir cani var.
mayaların takviminin yapılış amacının özünü kavrayamamış birinin iddia edeceği olgudur
olay şu, mayaların takviminin bir son olmayacağını araştıran herkes anlayabilir.
takvimin sonu yeni bir dönemi işaret eder.
her yeni bir dönemin sonunda bir olay olur. ama bunu illa kötü bir şeye yormak manasız. belki büyük bir keşif yapılır, belki doğa olayı olur sel gibi, deprem gibi.
mayalar yıldızları her gece izleyerek onlarca yıl süren bir çalışma sonucu hatta yüzyıllarca süren bir çalışma sonucu bu takvimi oluşturmuşlardır.
bu kadar bilgili bir medeniyete az güven duymak lazım değil mi?
national geographic'te yayınlanan, bebekliklerinden beri tanıdığı ve haşır neşir olduğu kaplanlarla ve onların yavrularıyla ilgili olan belgeselcinin hazırladığı belgesel dizisidir.
julie ve shadow iki yetişkin dişidir. bunların yavruları olur. bu iki dişi ve yavrularının hayatlarını gün be gün izleyebilmekteyiz.
Kültür bakanı ertuğrul günay tarafından gerçekleştirileceği açıklanan eylemdir.
bizim zeki mi zeki saygıdeğer kültür bakanımız nemruttaki heykellerin o dağda zarar göreceğini ve bu yüzden kahta'ya taşınması gerektiğini savunmuş ve eklemiş:
"Her gece rüyalarıma giriyor. Mümkün olsa yorganımı üstlerine örteceğim" demiş. Bilim adamları "2000 yıldır ordalar bir şey olmadı şimdi mi olacak? zarar verirsiniz taşırken" demişler ama ertuğrul günay dağda çok yıprandıklarını söylemiş.
ve bu bakanımızın indirirken izleyeceği güzergah tam 800 metre aşağısı. indirirken düşürüp zarar vermeleri bir yana, 2000 yıldır doğal ortamlarında duran bu heykelleri ne akla hizmet yapılacak bunu da anlayabilmiş değilim.
cidden sapıttı bunlar. tarih vardı el atmadıkları ona da ellerini attılar.
agatha christie'nin polisiye romanlarından biridir. annesi ve babası tek kurşunla ölen genç kızın bunun bir intihar mı yoksa kıskançlık cinayeti mi ya da katil tarafından işlenen bir cinayet mi olduğunu isim annesi ve hercule poirot ile araştırmasını konu alır.
dünyanın en gıcık ikilisidir. bunlar ellerinde bir sürü kağıtla sizin becerinizi izleme yoluyla ölçmeye çalışırlar. yok geri git. yok ikinci vitese tak. dur bir daha kalk gibi emirler vererek ehliyet almaya hazır mısınız değil misiniz ölçerler. ama nereleriyle ölçtükleri henüz belirlenememiştir zira, sınav esnasında kaldırıma çıkanı, üst üste defalarca stop ettireni bile geçirirler.
ilk sezonu yayınlanan pembe dizi tadında bir dizi. konusu: annelerinin aynı hastanede aynı anda doğum yapmaları ve hastanenin hatası sonucu karışan ikı kız birbirleriyle ve dolayısıyla gerçek aileleriyle tanışırlar. kızlardan biri sağırdır ve işaret diliyle anlaşabilmektedir. bunun çerçevesinde gelişen olaylar anlatılmaktadır.
nihat doğan'ın ayşe arman'la yaptığı söyleşide söylediği söz. aktarıyorum:
--spoiler--
Onların hepsi aslında Nihat Doğan aşıkları. Onlar, benim aldığım nefesi bile takip eder, günde kaç nefes alıyorum bilir. Sanat camiası, NÖ ve NS olarak iki döneme ayrılır. Nihat'tan önce, Nihat'tan sonra...
THY, kabin görevlilerine gönderdiği yönetmelikle, Atatürk vb. rozetlerin kullanımını tamamen yasaklamış.
Böyle uygulamalarla ne kadar şerefsiz olduklarını kanıtlıyorlar bu şakirtler. zaten THY'yi badem bıyıklıların bastığı uçakların ardı ardına yere çakılmasından belliydi.
Durmak yok yola devam. yalnız, şunu belirtmeliyim ki bizim atatürk'e sevgimiz rozetle ölçülmeyecek kadar büyük. onu beynimizden silmek için öldürmeniz bile yetmeyecek.
edit: imla hatası düzeltildi. bu arada eksileyen arkadaşlar atatürk rozeti yerine sizin rozetlerinizi takmaları dileğiyle ama g*tlerine.
the tunnel filminin gerçek bir olaydan konu alan gerçek bir karakter.
--spoiler--
jim tangles williams çekim amacıyla indikleri tünelde sesçi olarak görev almıştı. çekim yaparken bir an arkadaşlarından ses almak için ayrı bir odaya geçti ve kayıplara karıştı. aldığı ses daha sonra dinlendiğinde çığlık ve boğuşma sesine benzer sesler duyuldu. arkadaşları onu bulmak için tünelde arama yaptılar ve bu onların daha kötü olaylar yaşamasına sebep oldu.
Bugün Jim ölü mü yoksa kayıp mı halen bilinemiyor. çünkü onun bedenine hiçbir zaman ulaşılamadı. yeri halen bilinmiyor. orda neler yaşandı o da bilinemiyor hayatta kalan arkadaşlarından bilgi alınamıyor çünkü hükümet bu olayın üstünü örttü. ailesi 2007'den beri cevap arıyor.
--spoiler--
the tunnel filminin gerçek bir olaydan aldığı karakterlerden biri.
--spoiler--
4 kişi olarak girdikleri tünelden sadece iki kişi canlı olarak kurtulduktan sonra mesleğinden istifa etmiş bir bayandır. Bahsettiğimiz bayan tünele izinsiz girmelerine sebep olan ve sırf tünelden görüntü alabilmek için arkadaşlarına izin aldığı yalanını söyleyen karakter. Böyle bir bayanın istifa etmesi de akla o tünelde neler yaşadıklarını düşündürtüyor.
--spoiler--
The Tunnel filminin gerçek bir yaşam öyküsünden aldığı karakterlerden biri.
--spoiler--
Sydney'in altındaki tünellerde neler olduğunu araştıran 4 kameramandan biri olan peter ferguson, tünelden üç kişi olarak çıktıktan sonra oracıkta öldü. Görevliler yoğun iç kanama nedeniyle öldüğünü söyledi. Tünelde yaşadıkları hangi olayın ya da neyin sebep olduğu hala bilinmiyor. 2007 yılında öldü.
--spoiler--
--spoiler--
2007 yılında Sydney New Soth Wales hükümeti aniden St. James gar altındaki terkedilmiş metro tünel kullanım planından vazgeçmişti.bunun nedenini araştıran 4 kişiden oluşan gazeteci grubu çok enteresan bilgilere ulaşmışlardır. tünelde gizlice kalan evsizlerin ya da macera aramak için giren gençlerin esrarengiz bir biçimde kaybolması gibi. neler olup bittiğini anlamak için tünele girmekten başka çareleri kalmayan gazeteciler neler olduğunu acı tecrübelerle öğreneceklerdir.
--spoiler--
filmi asıl ekileyici yapan filmin başında verilen bilgi. film gerçek bir olaydan esinlenilmiş ve bu olaya bulaşan kişiler kesinlikle röpörtaj vermeyi reddetmişler ve bu olayın üstü kapanmış.