psikopatlardır arkadaşlar, yani tanısı teşhisi konulmamış olsa da vardır psikolojik bir aksaklık yoksa sağlıklı bir bireyin böyle ayaklar yapabileceğini niçin düşünesiniz di mi? düşünüyorsanız size de terapist önerebilirim.
frekansı yüksek üç dilden biridir arapça, yani çay bardağına da inansanız duanın iyileştirici etkisi olduğu kanıtlanmıştır. esneme de rahatlama hali. diğer diller için bir başka başlıkta elbet bir gün kavuşuruz sayın dinleyenler.
hastalıktan ziyade uzun süre yurtdışında yaşadığınızda bi dolu anı/deneyim edinmiş oluyorsunuz dolasıyla interaktif bir iletişim sırasında aman yurtdışında yaşadığımı öğrenmesinler gibi bir kontrol sistemimiz de yok. fakat herkesten bunu anlayabilecek bilinç düzeyi beklemiyoruz, kişi kabaetiyle bu başlığı açıyor olabilir. bizi ilgilendirir mi? asla. fakat üç günlük tur seyahatleriniz bu kapsama dahil değil.
Biz ergendik tanıştığımızda Pinhani ile şaşırtıcı derecede güzel bi türkü albümleri varmış. Günün şarkısı ordan geliyor ya da türküsü, bülbülüm altın kafeste.
aylar önce aa gidilir be buraya diyip, fiyat araştırması yapmamla birlikte o kadar da gidilmez bencelere düştüğüm bağ evi oluşumu. yetkililere sormak istiyorum, sizce de biraz şey yapmıyor musunuz?
Hayli kolay bir sınav, hatta ve hatta Türkiye'de en kolay yüksek puan alınabilecek yabancı dil sınavı kendisi. 70 üstünü geçemiyorsanız şunu bi idrak etmenizde fayda var, ingilizce bilmiyorsunuz. Kabullenin, oturun çalışın.
bakın benim hayatıma 10 sene kadar önce düstur edindiğim bi cümle var, çok faydasını gördüm, görüyorum da. bir mevhuma saçma demeden önce ya da dedikten sonra aklınıza gelsin zihniniz şenlenir, çiçek açar belki.
Bir kere şu konuda bi anlaşalım "spor" değildir, günbegün sizlere yoga mucizelerini aktarmaya devam edip bu başlığı baya zimmetleyebilirim. Hatta bugüne kadar tek kelime yazmamış olmam hayli düşündürdü. Yoga özeldir, başkadır, kendinize ve kendiniz vasıtasıyla eşinize, dostunuza, antiyoga tayfayı dürtmeyeyim diyorum ama yazmadan edemeyeceğim, evrene yapabileceğiniz en müthiş kıyaktır.
içinize dönmeyi, sesinizi duymayı aslında endişelenecek hiçbir şeyin olmadığını yogayla öğrenirsiniz.
her pratikten sonra matınızdan bir zinciri daha kırarak kalkarsınız, çünkü ölmüş (bkz: savasana) ve dirilmişsinizdir (bkz: cenin pozu)
yogaya adanmadan önce verdiğiniz tepkiler, çatıştığınız insanlar bütün kötü manalarını yitirir saf bir kabulleniş hali başlar.
kafanızı bacaklarınızın arasından geçirmek demek değildir yoga çünkü bazen ne yaparsanız yapın o şekil pozlarda olamazsınız (tamamen anatomik sebepler) ama keşfedersiniz yirmi yıldır, otuz yıldır içinde olduğunuz o bedenin bütün sınırlarını, onun bütün hallerine şahit olursunuz.
Bazı gün en basit poza bile giremez ve kabullenmeyi öğrenirsiniz. Ve bazen de aynı gün yakınından bile geçemeyeceğiniz zorlukta bir pozla karşılar sizi. Öğretir, anlatır, susturur, kabullendirir.
Otuz yaşında ayakta durmayı öğrendim dedim yoga için, otuz yaşında kendimi sevmeyi, otuz yaşında her şeyin aktığını, direnmenin hiçbir manası olmadığını ve bu andan başka hiçbir gerçek olmadığını.
yalan yok bu çocuğu (bkz: pen badgley) bütün çirozluğuna rağmen rol aldığı her nanede beğenerek izliyorum. kızımız güzel olmasına karşın oldukça standart, role uygun, başarılı bi seçim olmuş. spoiler vermeden fikir beyan etmek hayli zor. zamanınıza yazık etmeyecek marşmelov tadında, çıtır çerez bir netflix serisi.