günlük yaşamda atlanılan düşünceler.yaratıcılığın hat safhaya çıktığı fikir akımları gelmektedir
bir an yeni bir buluş yapabileceğin seviyeye geldiğini bile düşünürsün
hergün yolların kazıldığı , bir senede bitecek denilen çalışmaların 5 sene sürdüğü , dolmuşcuların yanından geçerken yavaşlayıp dolmuşa almak için bastıkları kornanın kafa s.ktıgı güzel memleket.
şüphe yok ki ilim ve fen ülkelerin gelişmelrinde ve ilerlemelerinde en büyük etmendir.Ama din bilim önünde engel olarak görülmemeli.Günümüzde bilim alanındaki birçok gelişme islam dininde yer bulmaktadır kendine islamiyet bilimi desteklemiştir. Geçmişte ortaçağa bakıldığında ise dünyanın önde gelen bilim adamları islam bilginleridir bu yadsınamaz bir gerçektir.Yapmamız gereken şey ikisindende kopmayarak benliğimizi korumaktır.
en büyüğünü OSMANLI ya karşı yapmış olan milletin ihanetleri
Rauf Denktaş Bildiriyor ; Şerif Hüseyin Dedi Ki
Küçük yaşta Rauf Denktaş , babasıyla birlikte zaman zaman Şerif Hüseyin in evine ziyaret edermiş.
Rauf Denktaş o günlerde gördüklerin Nevzat Yalçıntaş a şöyle nakletmiş :
Babamla yanına gittiğimizde hep aynı olay tekrarlanıyordu. Babam onun elini öper , o da anlatmaya başlardı. Şerif Hazretleri : Ahhh, ben ne yaptım , ahhh , ben ne yaptım ? Yaptığımın cezasını çekiyorum. Niye Osmanlıya ihanet ettik ?; derdi . Çünkü ingilizler kendisine Arapların kralı ve Müslümanların halifesi olacağını vaat etmişlerdi. Halbuki Filistin e ingilizler yerleşmişlerdi. Oraya Yahudiler mütemadiyen göç ediyorlardı. Suriyeye Fransızlar kendi kültür ve dillerini yaymışlardı. ingilizler de Irak a kendi dil ve kültürlerinin götürmüşlerdi.(Şerif) Hüseyin babamın yanında hep iç geçirirdi. Bundan sonra babam onu teselli edecek birkaç laf söyler , ben de yanında dururdum. Bir müddet sonra (şerif) Hüseyin :Raif anlat şu istanbul havalarını dinleyeyim. derdi. [ Şerif Hüseyin Abdülhamid döneminde istanbul da 18 yıl gözaltında kalmıştır. Çamlıca veya Beykozda oturmuştur] Konuşma esnasında bir taş plak çalmaya başlardı. O zaman Şerif Hüseyin : Ahh! istanbul , payitaht diyerek ağlamaya başlardı. Babam a o sırada onu teselli edici sözleri söylerdi : Şerif Hazretleri, bu takdir-i ilahidir üzülme Sen hata yaptın ; ama bundan çok pişman olduğun gözlerinden akan göz yaşlarından belli oluyor. Allah seni bundan dolayı affeder ; yapma , ağlama Babam onu teselli ederken kendisi de ağlardı.Plak bitince biraz daha sohbet ederlerdi. Daha sonra babam onun elini öperdi. Biz kalkıp giderken (Şerif) Hüseyin : Rauf gel deyip bana elini öptürür ve elime bir altın verirdi. ( Şerif Hüseyin o zamanlardan ingilizlerden emekli maaş alıyordu ) Ben de bu yüzden hep babamla Şerif Hazretlerine gitmek isterdim Şerif Hüseyin hastalandı , ölümü yaklaşmıştı. Ölümüne yakın Ürdün Prensi olan oğlu Abdullahın yanına gitti. Onu Amman a biz uğurlamıştık.Bir müddet sonra ise onun ölüm haberi bize ulaştı
( Abdülhamid in Kurtlarla Dans Kitabından Alıntı).
Milli takımımız ağır bir yenilgi alıp mağlup olmuş.oyuncularımız dökülüyor.Bazı oyuncular taraftara küfür etmiş.
ve maç biteli 3 saat olmuş ve hale tüm Türkiye maçı konuşuyor
Olum sizin derdiniz işiniz gücünüz en azından ilgilenmeniz gereken yakınınız yokmu?
ülkenize vatınınıza milletinize bir faydanız dokumanızı istiyorsanız gidin daha faydalı işlerle uğraşın.
hiç konuşmayalım mı hayır tabi oda yanlış ama abartmayın! tadında bırakın.
Öğretmen yazılıyı bir hafta erteler.öğrenci çalışmamıştır sevinir,haftaya kadar manyak çalışacağım der.
Haftaya sınav günü geldiğinde ,keşke bu haftada ertelensede gibi bir düşünce içindedir öğrenci.
Gözümüz saniyede 24 kareyi algılayabiliyor. Böylece filmlerin, dizilerin, reklamların arasında, 25. kare kullanılarak bazı mesajlar iletilebiliyor.
Gözümüz ve bilincimiz bunu algılayamıyor ama bilinçaltımız algılıyor.
Fight Clup filminde 26 tane 25. kare var. Ağır çekime alıp izlerseniz bu kareleri yakalayabilirsiniz. Bu filmin yönetmeni, müziklerini yapan kişi eşcinsel ve 25. karelere de eşcinsellikle ilgili mesajlar yerleştirilmiş. Bu mesajları aldığınızda eşcinsellik size normal bir olaymış gibi geliyor.
Hayatımızda o kadar çok bilinçaltımızla oynuyorlarki kareleri say say bitmez.Yediğimiz yemekten giydiğimiz kıyafete kadar beynimizi yönetiyorlar resmen.
Ortadoğu barışının geldiği noktayı gördük.Filmlerinde bile barışı getirmiş görünen bir soysuzluk abidesi dikilmiş tepemize neymiş: ortadoğuya barışı getireceğim.Gelecek olan şey bellidir, SÖMÜRÜ!.Osmanlı barışı çok özlenecek.
1- yeni milli eğitim bakanımız Ömer Dinçer bey yeni bir uygulamayla başladı yeni sezona.5-16 tarihleri arasında oryantasyon semineri.19unda da okullar açılıyor
-Vallahi bravo size bakanım yumurtanın kıça dayanması tabiri yanlış olmaz galiba.Ağustos ataması tüm öğretmenleri il merkezlerine toplayıp okula başlamaya 3 gün kala bitecek olan bu seminerin neresi oryantasyon neresi seminer.Yapılan uygulamayla kimse görev yerine yerleşemedi 3 günde herşeyi halledecek, helaliniz var (!)
-Pekiya yapılan muamele yerleştirildi öğretmenlerimiz 8 er kişilik yurt odalarına toplandılar 100 kişilik seminer salonlarına.Ben öğrenciyken bile bu rezillikleri çekmedim.
-Soruyorum şimdi gerçekten öğretmen olduk mu? ben anlayamadım da.
-Bu olayın içine bi hıyar doğrasak cacık olur mu acaba ?