kişi muhtemelen içinden kendisiyle hesaplaşıyordur;
"ulan keşke ihtiyacımı gidermeden atlamasaydım mnakoyim, ne vardı 10 dk geç çıksaydım şimdi çömelmeye niyetlensek arkadan gelecek maymuna mı, hadi hallettik diyelim ısırgan otuyla sileceğime mi yanayım. sahile de edilmez şimdi uydudan muydudan görürler, rezil rüsva oluruz amk.
nereye sıçacaz biz şimdi, nereye sıçacaz!!!? çukur açıp deliğe mi eski usül..." .
birinde it gibi teknoloji öbüründe sadece 'space impact' vardı.
kabul etmek lazım şu dünyada iphone teknolojisine ulaşmak o kadar kolay değil. 3gsiydi 32gb siydi derken sınırları baya bir zorladı. öteki taraftan kötü gün dostu, en kısa gündüzünden en uzun gecesine bir uzun yol arkadaşı pili hiçbir zaman bitmeyecek gibi duran bir 3310 vardı. kavgada fırlattıgında rakibin kafasını, yere düştüğünde betonu kıran ortalama bir limon çapında atom enerji santrali gibiydi. kavgadan kaçmaz, yağmura çamura aldırmaz, elde tutulduğu vakit güven veren harbiden delikanlı bir telefondu.
ilk andan itibaren kin güttüğüm, isminin 'alık balık nemo' olması gerektiğine inandığım animasyon şeysi. zaten 3 saniyelik hafızan var ne bu gurur, yurdunu bulma çabası. sanki karaya çıktı amına koyduğum, her yer derya deniz gir bir süngere otur.
durduk yere adamın aklına,
günahkar piç+ a aa burda seks yokmuydu?
zibani- sen yeterki iste.
yada
- süleyman abi cehennemde sexs yokmuş amk!
+ sanane oğlum, neyin peşindesin sen? oraya giren yarrağı yemiş zaten olsa ne olur olmasa ne olur.
gibi diyalogları getiren başlık.
*
çoğu zaman zap yapılırken maruz kalınan beyinde kalıcı hasara neden olabilen dizi isimleridir.
stv logosunun altına bakmamak için kendini yırtarsın ama o göz aşağı kayıverir. önce beyinde bir yıldırım çakar, hafiften bir yanık kokusu nefes almayı unutursun. 10 - 15 saniye kitlenirsin derken makina resetler. önce gözler sonra kulaklar akabinde eller hissedilir. en can alıcı nokta burasıdır, böyle bir durumla karşı karşıya kalırsanız hemen çekiçle televizyon ekranına vurmalı, çekiç yoksa kumandadan kanal değiştirmelisiniz. sakın ama sakın ekrana bakmayın en ufak göz temasında kendinizi esrarengiz bir biçimde filmin içinde bulursunuz o saatten sonra ne diziler biter ne siz uyanabilirsiniz..
dikkat: kuyruk sokumunda pamuksu bir hisle uyanmak istemiyenler uyarıları dikkate almalıdır.
9 yada 10 yaşındayken mahalle bakkalında leblebi tozu satılırdı, herzaman para bulamıyorduk tabi. sakız alma bahanesi ile içeri girdim, şansa bakkalın küçük oğlu içerdeydi kaşla göz arasında leblebi tozunu cebe indirdim içimde tuhaf bir heyecanla karışık sevinç. çıkardım cebimden, tam açıyorum paketi bir an duraksadım gerisin geriye dönüp hızlı adımlarla bakkala girdim leblebi tozunu 'şak!' diye tezgaha vurdum, çocukla göz göze geldik birşey söylemeden çıktım. bi hatırladığım bu var ne temiz adammışım anasını satim.
çok talihsiz bir durum. mümkün olduğunca aynı odalarda bulunulmamalı, müzik sohbetine girilmemeli gerekirse bankta yatmalı.
(bkz: allah kurtarsın kardeş)
5 elementin durumuna göre (zaman, mekan, kişiler v.s) hemen hemen her meslek grubu küfürden nasibini alabilir. ama bunlardan öyle bir tanesi vardirki, bu dalda oscar dağıtılsaydı 5 dalda aday olur jüri özel ödülü dahil ne varsa alırdı.
halk arasında 'barzo' olarak bilinen, internette hemen her sitede paylaşılmış uğruna swfler yapılmış olayda mağdurumuz gariban bir kameraman. muhtemelen kaçakçılıktan eş zamanlı baskınlarla yakalanan çete üyeleri polis otosundan indirilir. körüyle topalıyla, kadınıyla çocuğuyla her inen allahın kulu kameramana saydırır. ilk indirilen bacakları sakatlıktan denizkızıvari hal almış, yardımsız yürüyemeyen olaya ismini veren 'barzo' ile başlar küfür akımı o andan sonra kameraman 3 kamyon küfür yer. ulan kadını iner "ağzına sıçim!" erkeği iner "yarramı çek!" kundaktaki bile "aguna gugum" acayip ya.
bunun zengini fakiri olmaz durduk yere tespit sıçmaya gerek yok. menemen: erkek erkeğe yenen fransız yemeği değil dostum ekmeği banıp yediğin türk yemeğidir. ekmek dururken çatal kaşıkla yedim deme vallahi kalkar giderim, ha birde çatal, kaşık, kepçe gibi ince uzun metalik cisimlerle bu kadar içli dışlı olman azıcık kıllandırdı.
peki ama niye menemen? pekala çatal kaşıkla yenen bir yemek tercih edilebilirdi. ayrıca madem menemen yenecek bu lüks merakı ne? madem ana yemek belli çağır evinde yedir rezil olmaktan korkuyorsan. son olarak şunu belirtmeliyim, restaurantta sizi görenler muhtemelen şöyle düşünmüştür "çatal kaşıkla menemen yiyor yetmezmiş gibi başlık açıcam diye arkadaşını satıyor tüh amına kodumun ayısı!".
hımm... emeric reis, sen anladın.
ya demim demim diyorum ama tibetli din adamı nedir amına koyim, hangi dinin adamı? bakınız arkadaşlar kılavuzu karga olanın burnu boktan çıkmaz bu nedir yahu? eşşeğin zikine tapan adamların dediğine kaldıysa bu iş ohoo...
manchester united' i takımdan saymayanların kabusu, ukala siken, ders veren adeta "desteklemiyorsan saygı duy piç!" diyen güzide futbol takımı.
(bkz: pendikspor denince gözleri dolan taraftar)