Temel,alman,ingiliz ve Fransız bir uçaktaymış.Uçak Almanyanın üzerinden geçerken alman
-Bırakın beni atlamak istiyorum demiş
niye diye sormuşlar
-Benim annem bi zamanlar burada orospuydu aklıma geldikçe ölmek istiyorum demiş . Neyse atlamasını engellemişler.Bu sefer uçak Fransadan geçerken aynı sözleri Fransız da söylemiş.neyse onnuda engellemişler.Uçak bu sefer ingiltereden geçerken ingiliz yine aynı şekilde
- Bırakın beni bende atlamak istiyorum demiş,
yine niye diye sormuşlar
-Benimde annem orospuydu bende aklıma geldikçe ölmek istiyorum demiş. sonunda onuda engellemişler busefer uçak Türkiyenin üstünden geçerken temelde atlamak istemiş temele
-Niye atlıyon seninde mi annen orospuydu demişler
temelde
-Yokk ben bu kadar orospu çocuğu içinde duramam demiş.
bir surenin işine gelen kısmını alıp olaya uyduran manipüleci yazarın entrysidir. galeyana gelen diğer yazarlar da "helal olsun" "işte bu"" nasıl da güzel koymuş lafı" diye vurmuşlar artının gözüne. öncelikle surenin tamamını yayınlayalım;
--spoiler--
Bismillahirrahmanirrahim
"Rahman ve rahim olan Allah' ın Adıyla"
Ve yemne'ûnel mâ'ûn
"Ufacık bir yardıma bile engel olurlar."
--spoiler--
yani surede gösteriş için namaz kıldığı söylenen kişi, dini yalanlayan, yetimi iten kakan, yoksulu doyurmayan, yardımdan bihaber olan kişidir. ulu orta namaz kılan kişiden bahsetmediği aşikardır ki, umumi alanda namaz kılmanın, vakit geçirmemek için sadece farzını kılmak şartıyla hiçbir sakıncası yoktur.
sonrasında gelelim bu raylarda namaz kılan adama;
arkadaşım adam namazı kaçmasın diye arabayı çimenlik bi yere çekmiş durmuş namaza. belki tramvay yolu olduğunu bile fark etmemiş. kaldı ki senin dinin anlayış dini. 3 dakikanın lafını mı yapıyorsun? ayrıca tramvaydaki bir allah'ın kulunun sesi çıkmamışken sana ne oluyor?
artık galeyana gelmekten vazgeçin, biraz da anlayışlı olun. araştırmadan okumadan burda boş beleş dolaşmayın.
adam olun akıllı olun.
ülke genelinde yas olduğu zaman girdiği entry yüzünden tepki alan yazar serzenişi. tamam biz de üzülüyoruz bizim de ciğerimiz yanıyor ama hayat devam ediyor. tepki gösteren yazardaşların sözlükte ne işi var onu da anlamıyorum.
220 bin liralık şarap.
--spoiler--
Burgony'nin Côte D’or bölgesinde bulunan Vosne Romanee köyünde Conti prensinin yaklaşık 2 hektarlık bağında 1480 yılından beri şarap üretimi yapan firma, önceleri krallara özel üretim şaraplar yapıyordu. Fiyatı oldukça yüksek olan bu şarap ikinci dünya savaşı sırasında üretilmiş. Sadece 600 adet üretilmiş. Çok nadir bulunan bu şarap, Amerikalı bir koleksiyoncuya satılmış.
--spoiler--
fıkradır.
--spoiler--
Temel bir Gün çalışmak için istanbula gelmiş.Aramış taramış kafasına göre bir iş bulamamış.En sonunda bir çiftlikte çalışmaya başlamış.
Bir gün Temelin anne ve babasından mektup gelmiş.Oğlim seni çok özleduk pize pir resmini cönder demişler.
Temelde ahırda iki ineğin ortasında durarak çektirdiği bir resmini ailesine göndermiş.
Resmin arkasında da şöyle bir not yazmış.
Ortadaki benümm!!
--spoiler--
--spoiler--
Cumhuriyet, hükümet başkanının, halk tarafından belli bir süre için ve belirli yetkilerle seçildiği yönetim biçimidir. Egemenlik hakkının belli bir kişi veya aileye ait olduğu monarşi ve oligarşi kavramlarının zıttıdır.
Cumhuriyet kelimesi Arapça kökten 18. yüzyılda Osmanlı Türkçesinde türetilmiş bir isimdir. Arapça cumhur kökü "bir araya toplanma, topluluk oluşturma", bu kökten türeyen cumhūr ise "cemiyet, toplum, kamu" anlamına gelir. 18. yüzyıl Avrupa'sında monarşi ile yönetilmeyen Hollanda, isviçre (ve 1789 Devrimi sonrasında Fransa) gibi ülkeleri tanımlayan Latince respublica ile Fransızca république sözcüğünün Türkçe çevirisi olarak benimsenmiştir.
Latince res publica klasik kullanımda "kamusal olan" anlamındadır. Bir topluluğa onların birleştirmek suretiyle halk olma özelliğini kazandıran, kamusal nesne anlamına gelir. Bu hal monarşiye karşı, devlet başkanının halk tarafından seçildiği ve halk iradesince meşrulaştırıldığı devlet şekli anlamında kullanılmıştır. Osmanlı Devletinde cumhuriyet fikri ilk kez 1870'li yıllarda Genç Osmanlılar ve Mithat Paşa tarafından (açıkça savunulmaksızın) tartışılmıştır.
--spoiler--
tanımdan da anlaşıldığı gibi türkiyede cumhuriyet kavramı tam oturtulamamıştır. prosedür gereği hükümet halk tarafından seçilmektedir fakat hükümet bütün halka değil belli bir kesime hitap etmektedir. oysa ki cumhuriyet halk bütünlüğü demektir. ihsan eliaçık'ın da açıklamasında dile getirdiği gibi, gezi parkında gezi parkı cumhuriyeti kurulmuştur, halk birlik içerisindedir. bu cumhuriyet türkiyenin %50 sini temsil etmektedir. beden olarak orda olamasalar da yürekleri orda olan insanları temsil etmektedir. fakat türkiye cumhuriyetten bir haber, tek bilek, tek yürek olmaktan çıkmış, faşizmle, komünizmle, hatta islamın, siyasi bir terim haline getirilmiş olan muhafazakarlıkla, yetmiyormuş gibi etnik köken ayrımlarıyla, cumhuriyetin izini bile taşımayan bir ülke haline gelmiştir. bunun sebebi başta ülke üzerinde oynanan oyunlar, devamında kendi çıkarlarını düşünen başlardır. tabi özünü unutan biz türk milletinin de hatası büyüktür. işte bu yüzden türk milleti cumhuriyeti hak etmemektedir. cumhuriyetin kıymetini bilmemektedir. atatürk ün allah ın izniyle beraber bize sunduğu bu mükemmel nimeti hak edecek hiçbir şey yapmamaktadır. elbet te fikir çatışmaları olacaktır fakat bu fikir çatışmaları cumhuriyeti sarsacak seviyede, cumhuriyeti geriletecek iki ihtilale sebebiyet verecek şekilde olmamalıdır. hatta bir üçüncüsüne zemin hazırlayacak kadar hiç olmamalıdır. fakat bu noktalara gelmiş bir millet, cumhuriyeti asla hak etmemektedir. bu gidişle ortada bir cumhuriyetin kalacağını da sanmıyorum. bu sözlükteki başlıklardan bile anlaşılabiliyor. sonuçta sözlük ülkeyi yansıtıyor. çünkü burda fikir beyan eden herkes bu ülkenin vatandaşı.
(bkz: otuz kupona alınmadı bu vatan)
bu bir ülkücü şiiri değil türk şiiridir. 10 dakkanızı ayırıp okuyun. dinlemeyin, fon müziğinden etkilenme ihtimali vardır. kendi sesinizle, kendi yorumunuzla okuyun. belki başlık daha anlaşılır olur.
ben mi? ben bir türküm. hiç bir siyasi görüşü olmayan, cumhuriyeti, demokrasiyi, refahı, huzuru, çağdaşlığı, hiç kimsenin etliye sütlüye karışmadığı, modern bir ülkede yaşamak isteyen, atatürkçü** bir türk.
türkçedeki kelimelerin anlamlarının geçmişten günümüze yanlış nüksedilmesiyle oluşan, ciddi anlamda sıkıntı veren hadisedir. birçok kelime yanlış bilinmektedir. mesela adam kelimesinden başlayalım. birçok insan adamı erkek zanneder. bir kıza adam ol dediğinde ben erkek miyim gibi saçma bir cevapla karşılaşırsın. oysa ki adam, ademden gelen, insan demektir. mesela oğlan kelimesi. genelde bu kelime top, ibne, gay gibi anlamlara getirilir. oysa ki bu kelime aksine kısır olmayan erkek evlat anlamına gelmektedir. bunun gibi birçok kelime daha. sözlükte bile bunlarla karşılaşmak utanç vericidir. umarım artık bu anlam kargaşasının önüne geçilir.
cinsel ilişkiye girmeyen dişiye kız, cinsel ilişkiye giren dişiye kadın diyen insanlardır. kadın cinsiyet belirten bir sıfattır. cinsel ilişkiye girmeyene bakire denir. bizim toplumumuzda küçük dişilere kız çocuğu denmektedir. ayrıca kızlık zarı denilen şey hymenaeus adlı bir tanrının adından gelir. kızlık zarının asıl adı himen olup kızlık zarı bizim sonradan uydurduğumuz bir addır. zaten türkçe anlam kargaşasından geçilmez. bir de bu kargaşanın içinde geri kafalılarla uğraşılıyor.
--spoiler--
Osmanlı tarihinde Karlofça Antlaşmasından (1699) başlayarak, Yaş Antlaşmasına kadar (1792) geçen süreye denir. Bu dönemde Karlofça ve istanbul Antlaşmasıyla kaybedilen yerleri geri almak ve mevcut toprakları korumak amacıyla batıda Avusturya ve Venedik, kuzeyde Rusya ve doğuda iran ile savaşlar yapılmıştır. Bu yüzyılda Avrupadan geri kalındığı Pasarofça Antlaşmasından itibaren kabul edilmiş ve yapılan ıslahatlarda Avrupa örnek alınmıştır.
--spoiler--
aslında kendilerini kandırma çabasıdır. onlar da bir yaratanın olduğunu biliyorlardır fakat kendilerine yediremiyorlardır. çünkü gözle görülemeyen bir şeye inanmak, bağlı kalmak işlerine gelmiyordur. biraz korku, biraz can havliyle, "allah yoktur" u hem kendilerine hem de çevrelerindekilere aşılama çalışıyorlardır. ama nafiledir. boş bir çabadır. allah'ın varolduğu gerçeği senin varolduğun gerçeğiyle aynıdır. çünkü o olmasaydı sen de olmazdın, anan baban da olmazdı, eben, nenen, deden, atan, soyun, sopun, yedi ceddin de olmazdı. bak inananlar da sana allah'ın varolduğunu ispatlamaya çalışıyor. bence sen artık sus, bu çabandan vazgeç. sen korkularının, boşluklarının içinde ateistliğini yaşa, biz de huzurun, mutluluğun içinde müslümanlığımızı. bu mutluluğu huzuru da artık bozma. sus.