2012 olimpiyatlarında türkiye adına yarışan sporcunun aldığı başarıya kadar pek çok kimsenin tanımaması. madalya aldıktan sonra onun ırkının tartışılması. 'bu mu sorun' dedirten olay.
(bkz: olimpiyatlarda tek altını bir kürt ün alması)
canımızın sıkıldığı zamanlar ama öyle böyle değil ağır can sıkıntısı zamanları ağzımıza dolanır bir şeyler. film replikleri, bir şiirin bir yeri, güzel bir şarkı nakaratı, türkü ya da ... böyle zamanlarda imdadımıza yetişirler. ya da öyle zannederiz. işte bende o zamanlarda eren derdiyok ismi aklıma geliyor. ve eren derdiyok diyorum.
ilhan şeşen'e ait bir parçadır. 2005 yılında çıkardığı albümünde yer almaktadır.
güneşli bir Pazar gününde
değişti bütün dünyam
güneşten de parlaktın sen
güneş altında
içimi bir hüzündür aldı
pazardandır dedim geçtim
pazartesi işler kaldı
yüzün aklımda
salılar neden sallanır
anlaşılmıştır bu Salı
kolay mı bu işler içinde
bir aşk masalı
çarşambaları çamaşır
kafiyesi zor Çarşamba
çarşambayı seller alır
ben paramparça
perşembenin sesi senli
cuma olsak senli benli
cumartesi herkes burada
gönlüm hovarda
gitarı elime alsam
sana bir şarkı çalsam
değişir miydi fikrin
aşk hakkında...
barış bıçakçı'nın (bkz: bizim büyük çaresizliğimiz) isimli kitabında ender karakternin , nihal'e yazdığı şiir.
uzaktakini çağırıyordu en uzaktakini.
mevsimlerin tekrar edemediği bir şeyi çağırıyordu,
gelmesi mümkün olmayanı.
ve bir adım öne çıkıyordu mayıs.
derindekini çağırıyordu, fırtınayı, tekneyi,
yokluğu fark edilmeyeni.
iyiliği çağırıyordu cücelerdeki, kamburlardaki,
kendi içine kıvrılanı çağırıyordu
gökadaların, çiçeklerin her şeyi içine alan sarmalını.
parmağının ucuyla aşka dokunuyordu
bir yıldızın ucuna dokunur gibi yanıp sönen.
yürüyordu sonra, birbirine açılan sokakların,
meydanların, pazaryerlerinin ezberini bozuyordu:
darmadağınık bir şarkıydı, çağrısı.
yürüyordu koşuyordu kreşendo toz duman
ne kadar eşlik etse de kema, dile gelmiyordu acısı.
ümit ilter'in yazdığı geçit yok adlı şiirin en can alıcı yerlerindendir. öfkesini,nefretini çıkarmıştır sanki o cümlede. grup yorum'un 25.yıl konserinde tuncel kurtiz'in çok duygulu seslendirdiği şiirin bir cümlesi.
maksimum orta geliri olan aile fertlerine has özellik. tüm gün uyuduğu için gece de sözlüklerde sosyal paylaşım sitelerinde fink atar.genellemek gibi olmasın ama çoğu.
duman grubunun konser doğaçlarından güzel bir kısım. her şeyi yak'ı söylerken uzun solo kısmında kaan tangöze'nin ağzından düşen kelamlar. bazen burası amerika değil , burası pensilvanya . . . dediği de olmaktadır.
sokak ağzıdır biraz. akdeniz bölgesine aitlik mevcuttur gibi. bir durum karşısında ibret almak,bir olaya şaşmak,bir durumdan bıkmak,aniden farklı bir şeyin olması,bir şeyin hoşa gitmesi, sevinmek. . . gibi durumlarda kullanılan sözcük. net bir ruha haliyle kullanılmaması belirgin özelliğidir.
örnek : o ha çok iyi şarkı lan nakarata gel çocuğunu kes.
örnek : çok uzun lan adamın boyu çocuğunu kes.
antik çağda tasus'ta yaşayan filozofun adı olan filozof,bu topraklarda çıkacak bir derginin adı olarak yaşamaya devam etmektedir. aratos adını alan dergi iki ayda bir çıkmaktadır.
dahada detaylı bilgi sahibi olmak için bu link işe yarayabilir: http://www.ugurpismanlik.com/
muharrem ertaş (neşet ertaş ın babası) adlı ustanın avşar elleri adlı eserinde kullandığı cümledir. arap atı gibi dedim az evvel sonra direk bu eser geldi aklıma (bkz:
8. sınıfta türkçe dersinde sınava gireceğiz diye (o zaman lgs idi ) tekrar amaçlı yapılan derste hoca tek tek sorar iken banada bir tamlama geldi tahtaya yazdıkları tamalamalardan bir tanesi, ve sana söz hakkı doğmasının verdiği heyecanla isim tamlasına( onun kalemi) zamir tamlaması dediğim anı yaşatan, anlamsızlık veren kelime grubu.
evet bunu yapıyorum. diretiyorum bu baslığa. evet benimde bugüne ait bir başlığım olsun. ne olacak lan sanki aç gitsin. tarzı düşünceler(türetilebilir) altında açılmış başlık.