Orada yaşayan gayri-müslim azınlık ise yunan değil ermenidir günümüzde çoğu diaspora olup gitmiştir ama adana(kilikya) nın yunan olduğu iddiası iskandinavya nın türk olduğu iddiası kadar gerçekçidir.
Amu derya deltasından harezm bölgesine kadar olan bölgeyi yöneten türk kökenli hanedan
Bağımsızlığı ne kadar kısa süreli olsa da(1361-1379) zaman zaman timur devleti ve moğol imparatorluğuna bağlı olarak bahsi geçen bölgeleri yönetmişlerdir
Hiçbir zaman harezmşah ünvanını kullanmamışlardır.
iran'da türklere karşı yapılan gürgan duvarı ile çin'de türklere karşı yapılan çin seddi ne ise bunların yunan versiyonu
Hunların hareketlerine karşı yerleşiklerin kendilerini korumak için tasarladıkları inşaatların en ilginç örneklerinden biri. Dünya savunma sistemleri arasında çok önemli bir yere sahip. 5. yüzyılın sonu, 6. yüzyılın başlarında inşa edildi ama inşaatı tamamlayan 1. Anastasios’dur. Meşhur imparator, sur inşaatına son şeklini 507-512 yıllarında vermiş. O yüzden onun adıyla anılıyor ama Bizans kaynakları, ’Büyük duvar’ diye anmayı tercih etmiş. Çoğunlukla ’Büyük duvar’ ismiyle anılır." Surun, yapımının çok uzun yıllar devam ettiğini dile getiren Yılmaz, şunları söyledi: "Yapımında farklı malzemelerin kullanıldığı görülüyor. Başkenti korumak için yapıldığından dolayı büyük önem verildiği anlaşılıyor. Bu inşaattan sonra defalarca tamir edilmiş. Surlar, hem depremlerden, hem de düşman saldırılarından zarar gördüğü için defalarca yenilenmiş. Bunların da kitabeleri konulmuş.
1999 yılında arkeologlar tarafından keşfedilen ve daha sonra ingiltere-iran ortak kazılarıyla gün yüzüne 2005 yılında çıkartılan duvar, pişmiş tuğladan yapıldığı için Kızıl Yılan adıyla da anılıyor. Bir ucu Hazar denizinden başlayan seddin diğer ucu Elbruz Dağlarının kayalık kısımlarında son bulur
Yapım dönemi iran'da sasani hanedanı döneminde denk gelir sasani kralı firuz(peroz) batıda bizans ile mücadele ederken doğuda bir türk devleti olan akhun devletinin horasan'ı yağmalamasına karşı bu duvarı yaptırmıştır
Qin hanedanının çin'de yine başka bir türk devleti olan hiung-nu lara karşı yaptırdığı çin seddi (diğer adları mor hudut veya dünyanın ejderi) ile aynı amaçla yapılmıştır.
Gelmiş geçmiş en güzel batman oyun serisidir asylum ve city bitirdim geriye origins ve knight kaldı ps3 e origins i indirdim duruyor da televizyon olmadığı için maalesef çoğu ps3 oyunum gibi o da bekliyor kısa zamanda origins i bitirip pc ye knight i indireceğim
Bu arada Konu olarak en güzel origins oynanış olarak city dir.
Suriye-Irak sınırına yakın bir yerde bulunan bir yazıt . Bu yazıtta hun/türk kabilelerinin M.S. 3. yüzyılın ortalarında KAPGAN, TOPÇAK, TARKAN BEY, KUBRAT ve KURTAK gibi kabile şefleri önderliğinde DOĞU ANADOLU'ya indikleri belirtilmektedir.
13 ve 14.yy larda afganistan,iran ve türkmenistan topraklarının bir kısmını kapsamış fars(tacik) kökenli sünni emirlik
En başta yine farklı bir fars devleti ulan gurlular ardindan moğol imparatorluğu en sonunda da timur devleti vasalı olup yine timur tarafından ortadan kaldırılmıştır.
Geçen gün tacikistan'da yaşayan bir pembe götlü hümanik'in söylediği söz
Dedi ki "baksana gerçek tacikler fars kökenlidir farslar da esmerdir oysa ki biz çekik gözlüyüz biz fars değil türk,moğol karışımıyız taciklerin %9 u tacik" dedi sonra birisi tacikistan'a fars göçünü anlattı da sustu bu hümanik.
Türkistan'da moğol istilası sonrası ortaya çıkan türk boyudur günümüzdeki özbek ve uygur türklerinin atalarıdırlar adını cengiz han'ın torunu çağatay'dan alır
Babür imparatorluğu,timur devleti,çağatay hanlığı gibi devletlerin esas halk kütlesidir.
Safevi tarikatının kurucusu ve de safevi hanedanının atası olan günümüz iran'ın gilan eyaletinde yaşamış kökeni hakkında fars(gilaki,mazendarani),türk veya kürt olduğu iddia edilen kişidir
Bazı Osmanlı tarihçilerinin eserlerinde Türkler için etrâk-ı bî-idrâk, yani idrâksiz Türkler denilmesinden hareket eden bir kısım araştırmacılar Osmanlı imparatorluğu'nun Türk devleti olmadığını iddia ederler. Bu tutarsız bir yaklaşımdır. Osmanlı tarihçilerinin eserleri incelendiğinde Türkler'le ilgili bu tür ifadelerin etnik kimliği değil sosyolojik ve siyasi bir durumu belirtmek için kullanıldığı görülür. Ayrıca bu ifade ile kötülenenler, genellikle devlete karşı çeşitli hadiselere karışmış veya Şah ismail'e katılmış Türkmenler'dir. Düşman olarak görülen bir devlete yapılan bu katılımları aşağılamak için Osmanlı tarihçileri bu tür ifadeler kullanmışlardır.
Türk ve Türkmen isimlerinin olumsuz ifadelerle anılması sadece Osmanlı dönemi tarihçilerine özgü bir davranış değildir. Selçuklu tarihçilerinin de Türkmenler hakkında bu şekilde olumsuz sözleri vardır.
Osmanlı döneminin bazı tarihçileri bu olumsuz ifadeleri Türk kimliğini değil köylü ve göçebeleri kötülemek için kullanırlar. Özellikle yarı göçebe hayat yaşayan Türkmenler devlet düzenine ayak uyduramamaları ve yerleşik hayata zarar vermeleri sebebiyle eleştirilmektedir. Osmanlı tarih yazarlarının eserlerinde bu tür ifadeleri başka milletler için de görmek mümkündür. Örneğin, göçebe Araplar'a, Arab-ı bed-fial (kötü işler yapan Arap), Arab-ı bed-rey (düşüncesi kötü Arap), Arab-ı Şekavet-şiar (eşkıyalığı adet hâline getirmiş Arap) denilirdi.
Buradaki millet isimleri etnik bir mana ifade etmekten ziyade bu toplulukların yaşam tarzını gösterir. Nitekim Fatih Kanunnâmesi'nin bir ceza bahsinde geçen "Türk veya şehirli olsa" ifadesi Türk kelimesinin göçebe Türkmenler ve köylüler için kullanıldığını açık bir biçimde ortaya koymaktadır.
TÜRKLÜĞÜ ÖVEN TARiHÇiLER
Osmanlı tarihçilerinin eserlerindeki Türkler'le ilgili olumsuz ifadeleri gündeme getirenler, aynı kitaplardaki olumlu sözleri görmezden gelmektedirler. En önemli Osmanlı tarihçilerinden olan ve uzun süre şeyhülislâmlık yapan Hoca Sadeddin, "Tacü't-Tevârih" isimli, kendisinden sonraki tarihçilere büyük tesirlerde bulunmuş eserinde Osmanlı fetihlerini anlatırken "Türk yiğitleri", "Zaferleri gölge edinmiş Türk askerleri" gibi ifadelerle Osmanlı ordusunu över. 17. yüzyıl tarihçilerinden Solakzâde Mehmed Hemdemi de tarihinin birçok yerinde Türk ismini olumlu olarak kullanır ve Cem olayını anlatırken Fatih'i "Kostantiniyye'yi fetheden Türk'ün oğlu" diye anar. 16. yüzyılın en büyük tarihçilerinden Gelibolulu Mustafa Âli ise "Künhü'l-Ahbâr" isimli dünya tarihinde Türk boylarını anlatırken bunları "seçkin millet, güzel ümmet" olarak zikreder. Bunlardan başka pek çok Osmanlı tarihçisinin eserlerinde de bu tür ifadelere rastlanılır.
OSMANLI HANEDANI VE TÜRKLÜK
Osmanlı tarihleri incelendiğinde Orta Asya'dan geldiklerinin ve Türklüklerinin fazlasıyla farkında oldukları görülür. Bu kitaplarda Osmanlı hanedanı Oğuz Han'a bağlanır. Osmanlılar Oğuz neslinden ve Kayı boyundandır. Osmanlı tarihi Türk tarihinin bir parçası olarak ele alınır. Nitekim Şehzâde Cem'in oğluna Oğuz Han, ikinci Bâyezid'in oğluna ise Korkud isimlerinin verilmesi tesadüf değil dönemin siyasi yapısı içerisinde bilinçli bir tercihtir.
Osmanlı bir millet ismi değildir. Osmanlı adı Selçuklu, Karahanlı, Gazneli isimleri gibi bir hanedanın adıdır. Selçuklular, Karahanlılar, Gazneliler gibi Osmanlılar da bir Türk devletidir. Ancak hiç unutulmaması gereken husus Osmanlılar'ın bir imparatorluk olduğudur."
iki forum sitesi okuyunca kendini bir bok sanan götünü siktiğimin cahilleri açın okuyun osmanlı soyunu kime bağlamıyormuş balkanlarda isyan çıkmasın diye güvendiği tek etnik grup olan türkleri niye göndermiş.
zamanında italya,isviçre,almanya,avusturya ve slovenya'da konuşulmuş etrüsk,lemniya,raetik,kamunik(?) dillerini bünyesine alan dil ailesidir hint-avrupalı kelt ve italik(latin) yayılması sonucu yok olmuş dil ailesidir.
Adam akıllı tarih bilen hiç bir türkçü moğollar türktür demez
Çünkü moğollar türk değildir moğollar moğoldur lakin türk ve tunguz kavimleri gibi altay dili konuşurlar nasıl ki hintliler ile ingilizler arasında bir dil bağı varsa türk-moğol da böyledir
Rumlar da latin değil yunanlı,kapadokyalı,paflagonyalı,laz gibi bir çok hristiyan kavmin yunan kültürüne asimile olmasıyla ortaya çıkmıştır içlerinde hristiyan türklerde vardır
Bir de eğer türkler türk değilse kimse sahip olduğu kimlikte değildir türkler ön-asya'da en son görülen kavimlerden biridir(diğeri moğol) ona bakarsan iran'da ortaya çıkan tüm kavimler o soydan değildir gerçek irani kavimler aryan kökenli istilacı kavimler topluluğu olup sarışın ve renkli gözlü iskandinavya tipinde iken günümüzde hepsi esmerdir bu mantıkla farslar elam araplar sabii,arami,zenci yunanlılar anadolu,trak birçok kavmin karışımıdır
bazı masallarda su kaynaklarının koruyucusudur. halkın su ihtiyacı onun emrindedir ve bu nedenle ondan su alabilmek için ona adak vermeleri gerekmektedir.
bazı yerel efsanelere göre onu doyurabilmek için düzenli bir şekilde küçük baş hayvan kurban edilmesi gereken saygıdeğer bir varlıktır.
savaşçı kahramanlar veya kutsal kişiler onun tarafından korunur ya da esir alınır. bu kişilere örnek olarak sarı saltuk ve ahi evran verilebilir.
diyarbakır'da söz edilen çağdaş bir yoruma göre dişi geyik, süreyyanın (ülker) sonbahardaki bakışıyla gebe kalır ve tekrar gökyüzüne yükselen bir ejderle yer yüzüne iner. bölgenin geleneğine göre karacadağ'da toplanan bulutlar ejderhadan kaynaklanır.
kaşgarlı mahmud'un sözlüğü ve dede korkut'un bir bölümünde yedi başlı ejderi öldüren hazen adlı kahramanın onu yılan şeklinde tasfir ettiği bilinmektedir