yan daireden gelen er kişi inlemeleri sonrası tiz sesli ablamızın ''suratımı mahvettin'' tepkisi sonucu gerçekleştiğini anladığım bu çirkin olay toplumsal ahlakın sağlığı açısından son derece zararlıdır kıymetli kardeşlerim.
yaşanan bu olayda üzücü olan ise er kişinin işini bitirip fermuarını çekmesinin hemen akabinde yarın bütünleme sınavı olan ablamızı kaldığı öğrenci yurduna bırakmak için evden ayrılmalarıdır.
kızının finallerde başarılı olamamasını derslerin zorluğuna bağlayan saf ve temiz ebeveynler ceplerinden birde çocuğu bütünlemeye gidip gelsin diye yol parası veriyorken kızları ne kadar acıdır ki tüm dönem altına yattığı adamın birde bütünleme bahanesiyle gidip cinsel arzularını tatmin etmektedir.
eyy üniversite denen batakhaneleri ilim irfan yuvası olarak gören değerli evlat sahibi kardeşlerim! gözünüzü açın ve evlatlarınızı üniversitelerden alıp külliyelere gönderin.
- ben de daha önce gece 02.00de kuyruğa girenlerdenim. sabaha kadar bekleyip 1 paket marlboro verenlerin ilk sıraya çıkışlarını ve bizi köpek gibi azarlayan bir doktorun yazdığı reçetedeki ilaçları bulamayıp, eczanede nasıl yalvar yakar olarak ilaç istediğimizi bizzat yaşayanlardanım. bugün de aynı hastanelerin ne hale geldiğini yaşıyor ve görüyoruz. bu dönemde 1287 yeni hastane yapıldı. dünyaya örnek bir sağlık devrimi gerçekleştirdiler. yapılanları tek tek saymaya gerek yok sanırım.
- memleket bir baştan bir başa duble yollarla donatıldı ki sanırım gerektiğinde yollara uçak iner, uçak kalkar... tıpkı pist gibi.
- havayollarını nasıl anlatsam bilmem. bilhassa istanbul'a uzak doğu illerinde yaşayanların daha dün gibi 24 saat kepir küpür yollarda gittikleri yerlere bugün hatta daha da ucuza 2 saatte gittiklerini yaşayarak görüyoruz. artık havayolları ve uçaklar belli bir sınıfın, elitlerin kullandığı bir ulaşım vasıtası değil, halkın yolu oldu.
- hele o karadeniz sahil yolu, anlatılmaz yaşanır.
- imf'ye olan borçların sıfırlanıp, bir de onlara kredi açmak için görüşmelere başlamak? gurur verici değil mi?
- başörtüsü yüzünden hakları gasbedilen kızlarımızın üniversite kapılarında döktükleri göz yaşına ne demeli? avukatlık mesleğini yapamayan, duruşmalardan çıkarılan ve adeta bir cüzzamlı muamelesi gören avukat hanımlarımıza, kamuda başörtülü olarak görevini yapamayan ve diplomasını ancak evine asabilen on binlerce hanım kardeşimize ne demeli. hepsi haklarını aldılar.
- tika'nın dünyanın dört bir yanındaki osmanlı eserlerini onarıp, orada bizi bekleyen kardeşlerimizle kurduğu gönül bağının değerini ne ile ölçebilirsiniz?
- mazlum ve mağdur milletler başta olmak üzere din kardeşlerimize yaptığımız sosyal yardımlarda dünya dördüncüsü olmayı nasıl küçük görürüz?
- aylardır tek bir şehit cenazesi gelmemesi ve kürt kardeşlerimizle yeniden insanlık ve islâmlık ekseninde kucaklaşmanın önemini nasıl görmezden geliriz?
- milli eğitim'de bedava ders kitapları, akıllı tahtalar, yapılan 185.000 yeni derslik; bunları inkâr etmek mümkün mü? hele üniversitelerin 2ye katlanması ve üniversite harçlarının kaldırılması nasıl görülmez?
- 35 hükümet eskiten bolu tüneli'nin bitirilmesi ve anadolu'da dağların ferhat gibi delinerek bir çok geçidin açılarak şehirlerin daha kısa yollarla birbirine bağlanması... yapılan yüzlerce barajla petrol değerindeki suyun depolanması ve modern tarımın hizmetine verilmesi...
- tarım ve hayvancılığa yapılan küçük yatırım ve destek... birçok üründe cumhuriyet dönemi rekorlarının kırılması...
- hızlı trenlerle şehirlerin birbirine adeta komşu yapılması...
- ambulans ve kar kızakları ile kışları bir ölüm sessizliğine bürünen doğu anadolu'ya yeni bir umut olunması...
- istanbul'un altını köstebek gibi oyarak metronun şehrin tüm kılcal damarlarına yayılarak kangren haline gelmiş trafiğe cansuyu verilmesi...
- istanbul'a 3. köprü, 3. havalimanı, nükleer santral ve izmit körfezi'ne yapılan dev asma köprü...
- dünyanın en prestijli havayolu haline gelen thy filosunun gurur kaynağımız seferleri...
- bugüne kadar yılda 10 tarihi eseri onaramayan vakıfların bugün 4.000 tarihi eseri tamamıyla onarıp, yeniden vakıf mantığına uygun halkın hizmetine sunulması, her ay 200.000 kişiye sosyal yardım...
- belediyelerin fakir-fukara, garip-gurebaya yaptıkları erzak ve kömür yardımları ile sağlanan sosyal barış...
- ve bütün bunların bize dünyada sağladığı güven ve itibar... o yüzdendir ki 8 milyon olan turist sayımız yılda 30 milyona çıktı. her yıl da 7.5 milyon yurttaşımız yurt dışına gezmeye gidiyor.
- kapatılmış olan imam-hatiplerin orta kısımları yeniden bu dönemde açıldı ve katsayı uygulaması ile haksız bir muameleye tabi tutulan ihl'ler bu zulümden bu dönemde kurtulabildiler, haklarını aldılar.
- bugüne kadar ailelerine yük gibi görülen 90.000 engelli, bugün devletten maaş alıyor, evlerine nimet oldular. kocası askerde ihtiyaç sahibi olan asker eşlerine maaş...
- istanbul'da bugüne kadar hayal bile edilemeyecek bir proje, marmaray asya ve avrupa deniz altından birbirine bağlanıyor. ikincisi ile yolda...
- daha önce saddam'ın zulmünden kaçan kürt kardeşlerimize kucak açmıştık, bugün de beşşar esed'in zulmüne uğrayan 600.000 suriyeli kardeşimizi evimizde ağırlıyoruz.
- van depreminde evleri yıkılan kardeşlerimize yılda 25.000 depreme dayanıklı ev yapıp teslim edildi. bunları hep birlikte yaşadık, gördük.
- ilk defa halkın oyları ile iktidara gelenleri abd ve israil'in paşa gönlü için deviren darbecilere hesap soruldu ve cezalarını buldular.
- ilk defa dünyanın baş belası israile "yeteeerrr!" denildi ve abd'ye kafa tutuldu, onurlu bir dış siyasetin ayak seslerini duyuyoruz artık.
bütün bu yapılanları biliyoruz kardeşim, gözümüz kör değil ya... ben yine de ak parti'ye oy vermeyeceğim.
ak parti döneminde gerçekleştiği için bazılarının karnını ağrıtan gerçektir.
başbakan'ın almanya ziyareti'nde, alman dış politika enstitüsü'nde yaptığı açıklamada:
"bizler istikrar ve güven sayesinde aynı kararlılıkla yüzde 4 gibi bir büyümeyi ortalama olarak bu 2013'ün ilk üç çeyreğinde yakaladık, dördüncü çeyreğin neticeleri yok ama, 3,8 ile bunu tamamlayacağız. ki 3,8 de şu anda dünya geneline baktığınız zaman ilk beş içerisinde yer alıyor. iilk beş içerisinde yer alması da türkiye'nin nerede olduğunu göstermesi bakımından çok çok önemli." diye konuştu.
son aylarda türkiye'yi etkileyen bu olaylar zincirinin türkiye'ye faturası: 156,8 milyar tl! değerli kardeşlerim.
soruyum sizlere kimin böyle bir kaybı ortaya çıkarmaya hakkı vardır?
bu milletin, fakir fukaranın, yetimin hakkını, hukukunu böylesine ciddi bir şekilde zayi etmeye kimin hakkı vardır? birileri istiyor ki, türkiye bir panik içerisine, ekonomik istikrarsızlık içerisine girsin. türkiye, bu ekonomik istikrarsızlıkla birlikte yönetilemez bir ülke haline gelsin. polisi, yargısı, hükümeti, bakanlıkları ayrı telden çalan, kimsenin kimseyi yönetemediği bir türkiye haline gelsin. şimdi ikisi at başı gidiyor; siyasi istikrarsızlık isteyenlerle ekonomik istikrarsızlık isteyenler her türlü oyunun içerisinde oyuna devam ediyorlar.
eyy benim bilgisayar başından kalkmayan kardeşlerim oyuna gelmeyin!
2002 yılında yüzde 65'lerde olan enflasyon oranının, ak parti döneminde tek haneye kadar gerilediği gerçeğidir değerli kardeşlerim. 2014 yılının son verilerine göre de yıllık enflasyon, yüzde 6.31'lere kadar düştü. böylece ülkemiz 1969'dan sonra ilk kez bu kadar düşük enflasyon oranını gördü.
eyy benim genç kardeşlerim uyanın!
paramıza sıfırlar eklenip, maaşların milyarlarla ifade edildiği, paramızla dalga geçildiği o günler; cepteki paranın, ücretlerin, maaşların her gün hatta saat başı eridiği o karanlık günler geride kaldı.
başbakanımız recep tayyip erdoğan'ın ak parti grup toplantısında yaptığı açıklama.
başbakan, "bunlar (paralel devlet yapılanması) chp'yi de mhp'yi de paralel güçlerin oyuncağı haline getirdiler. her iki parti de tarihleri boyunca hiç böyle acınacak duruma düşmemişti. bir kez daha 'chp ve mhp'ye gönül vermiş kardeşlerime Allah sabır versin' diye dua ediyorum." diye konuştu.
17 aralık 2013 yolsuzluk ve rüşvet operasyonu diye duyurulan ama asıl hedefin başbakan recep tayyip erdoğan ve ak parti olduğu açık olan operasyondur değerli kardeşlerim.
peki neden ak parti? neden recep tayyip erdoğan?
türkiye 300 yıl sonra ilk defa kendine geldi. hem mali anlamda, hem de siyasi anlamda.
hastane kuyruklarında, banka kuyruklarında ölen bir millet, insanca yaşam standartlarına, hak ettiği standartlara kavuştu.
duble yollarla bütün anadolu donatıldı ve şimdi sıra demir ağlarla anayurdu örmekte! ilk örnekleri de hizmet vermeye başladı.
türkiye kendi helikopterini, tankını, gemisini, silahını, füzesini üretti; daha ileri versiyonlarını da üretmek için çalışıyor.
yerli otomobil için bir \"babayiğit\" henüz bulunamasa da, düşüncesi bile birilerini çok rahatsız eden bir idea!..
nükleer santraller kuruyoruz, iki tane birden!
istanbul trafiğini rahatlatmak ve uluslararası transit geçişi kolaylaştırmak için 3. köprüyü yapıyoruz.
çanakkale boğazına da bir köprü yapıyoruz.
marmaray\'la kıtaları boğazın altından birbirine bağladık.
uzaya kendi roketimizi göndermek için çalışıyoruz ve kendi fırlatma rampamızı da kurmak istiyoruz. bu istikamette çalışıyoruz.
yerli yolcu uçağı yapmak için çalışıyoruz.
ve daha muhtemelen şu an aklıma gelmeyen pek çok icraat...
bu ülkeyi eski garip, sefil haline döndürmek isteyenler var.
mesele yolsuzluk değil, rüşvet değil; sen hala anlamadın mı eyy benim kıymetli kardeşim!
türkiye'nin son 11 yıldır içinde bulunduğu güven ortamıdır kıymetli kardeşlerim.
eğer ak parti döneminde oluşturulan bu istikrar ve güven ortamı, bu vizyon, geçmişte Türkiye'ye hakim olsaydı, inanın, biz bugün çok farklı bir türkiye'de yaşıyor olacaktık değerli kardeşlerim.
tıpkı şimdi olduğu gibi merhum Menderes, merhum Özal dönemlerinde de tesis edilen istikrar ve güven ortamı, huzur, refah, vizyon ve ufuk, Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin tamamına hakim olsaydı, biz bugün her alanda çok daha ileri seviyelerde olacaktık.
neyseki ak parti sayesinde bugün süper güç olma yolunda emin adımlarla ilerlemekteyiz.
içki, kumar ve dikili taşlar yani putlardır değerli kardeşlerim.
bu düşüncenin arkasındakiler müslüman bir millete yıllarca bunları empoze edip durdular.
allahu teala kuranda; ey iman edenler! içki, kumar, dikili taşlar (putlar) ve fal okları şeytan işi birer pisliktir. bunlardan kaçının ki, kurtuluşa eresiniz. (maide suresi 90) buyuruyor.
1 - devlet başkanı m. kemalin kurduğu bira fabrikasıyla, yani devlet eliyle içki içirdi,
2 - devlet eliyle kumar oynattı,
3 - ve her yere atatürk putları dikip saygı duruşuna zorladı.
hayali bile kurulamazken, 2020 olimpiyat oyunları elemelerinde madrid'i eleyerek finale kaldığımız. finalde ise tokyo'yu eleyerek olimpiyatları kazandığımız ak parti başarısıdır.
ayrıca dünyanın en ileri ülkelerinde ne varsa bu güzel ülkenin ve güzel insanlarının da ona ve çok daha iyisine layık olduğuna inanan ak partimin takdir edilesi başarısıdır. darısı tüm müslüman ülkelerin başına.
bugün bazı kesimler yandaş medya, basında özgürlük vs. gibi ağız dolusu zırvayla birbirlerini gaza getirip bazı medya kuruluşlarını boykot etmeye çalışırken savundukları görüşlerin geçmişte basını ne şekilde elde tuttuklarını, neler yaptıklarını görmelerini gerekmektedir.
işte basının baskı altına alınışına güzel bir örnek:
sabis soyadını, irak cephesinde sabis mevkiinde ingilizlere karşı savaşta gösterdiği başarılar nedeniyle alan ve kurtuluş savaşında da batı cephesi 1. ordu komutanlığına atanmış olan ali ihsan sabis paşa, ismet inönü ve avenesine suçlayıcı imzasız mektuplar gönderdiği gerekçesiyle 1944 senesinde kemalist rejim tarafından 15 ay ağır hapis cezasına çarptırılmıştı.
muhakemesinden bir gün önce gazetelere şu direktif verilmiştir:
örfi idareden:
ali ihsan sabisin yarınki mahkemesi hakkında gazeteler mahkeme safahatı ve iddiadan bahsedecekler, maznunun emekli generalliği mevzuubahs edilmeyecek, sadece ali ihsan sabis denilecek. 5.8.1944
bu vesika, kemalist rejimin basını nasıl kullandığını (veya baskı altında tuttuğunu) ve kurtuluş savaşına katılmış bir paşaya verdikleri değeri göstermesi bakımından ibret vericidir.
ey saf,temiz gençler savunduğunuz görüşlerin geçmişte bu ülkede neler yaptığına bir bakın sonra savunun. siz sadece savunğunuz görüşlerin geçmişte neler yaptığını görün bize yeter varsın hiçbiriniz akp'li filan olmasın.
dünyadan daha hayırlı olan namazdır değerli kardeşlerim. vakit girmişken kılmadan yatmayalım inşeallah.
işte sabah namazının fazileti hakkında bilgilendirici bir makele:
Sabah namazının çok sevaplı bir ibadet olduğunu bildiğimiz için vaktinde kılmaya önem veriyoruz. Ancak bazen uykuya dalarak vaktinde kılamadığımız da oluyor. Güneşten sonraya kalan namazımızı nasıl kılacağız? Eda mı, kaza mı olacak? Sünnetiyle mi, sadece farzıyla mı kılacağız? Bu konuda bilgi ve ikaza ihtiyacımız var.
Sabah namazı çok önemlidir. Efendimiz (S.A.V.) şafak vaktinde kılınan namaza şöyle dikkat çekmiştir:
- Fecir vaktinde kılınan iki rekat namaz, dünyadan da, dünyanın içindekinden de hayırlıdır!
- Neden böyledir? Çünkü dünya da, içindeki hayra harcanmayan mal da ebedi hayatta geçer akçe değildir. Ancak, kılınan iki rekat namaz, dünyanın vermediği faydayı verecek, sahibini cehennem azabından kurtarmakla kalmayacak, cennetin güzelliklerine de kavuşturacaktır. Öyle ise bu derecede kudsi olan sabah namazını vaktinde kılmak için akşam erken yatmalı, sabah da erken kalkmalı, güneş çıkmadan dünyadan da kıymetli olan sabah namazı vaktinde eda edilmelidir. Bununla beraber, bunca dikkate rağmen uyanamaz da, sabah namazı güneşten sonraya kalırsa ne olacak?
Bu takdirde artık her şey mahvoldu, bitti demek değildir elbette Bu defa da yapılacak ilk iş, güneşin çıkışından kırk beş dakika sonra, yani kerahet vakti çıkınca sabah namazını sünnetiyle birlikte kaza etmektir. Böylece vaktinde kılma sevabı alınmasa da borçlu kalma günahından kurtulma söz konusu olur. Bu gibi arzu edilmeden düşülen hatalarda mühim olan bir konu da şudur: Hatayı yapan insan, bundan derin üzüntü duymalıdır. Vaktinde yapmadığı ibadetinden dolayı vicdan azabı çekmelidir ki, tekrar etme temayülü söz konusu olmasın
Gerçek olan odur ki, insan günahından dolayı ne kadar üzüntü duyar, vicdan azabı çekerse o kadar iman kuvvetine sahip olduğu anlaşılır. Efendimiz bunu çarpıcı bir ifadeyle şöyle dikkatimize verir:
- Mümin, günahını üzerine yıkılacak dağ gibi büyük görür, üzüntü duyar; münafık ise burnu ucuna konmuş sinek gibi basite alır, kayıtsız kalır! Günahını büyük görme duygusu, tekrar etmeme tedbirine sevk eder, küçük görme duygusu da tekrar etme tembelliğine teşvik eder. Burada hatırlanması gereken bir nokta da şu olsa gerektir: Sabah namazı, güneşin doğuşundan sonraya kalınca, öğleden önce kılınacak olursa sünnetiyle birlikte kaza edilir. Öğleden sonraya kalırsa, sünnetiyle birlikte kaza etme fırsatı kaybolmuş olur, sadece farzını kaza etme imkanı kalmış olur. Bu yüzden sabah namazını vaktinde kılamayanlar hiç olmazsa kerahet vakti çıkınca hemen sünnetiyle birlikte kılmayı ihmal etmemeli, öğleden sonraya bırakıp da sünnet sevabından da mahrum kalmaya maruz kalmamalıdır.
edit: makelenin alındığı sitede kaynak göstermediğinden ötürü kaynağını bilemiyoruz değerli kardeşlerim. yazan hocamızın yüzü suyu hürmetine bir fatiha okursak kaynak göstermekten çok daha faideli bir iş yapmış oluruz.
erdoğan'ın tunus ziyareti dönüşü yapmış olduğu konuşma ile başarılı bir şekilde gerçekleşmiştir.
günlerce erdoğan'ın sözleri konuşulur artık. konuşmalardan eylem yapmaya da fırsat kalmaz unutulur gider tüm olanlar. hoş eyleme devam etseler dahi şu konuşmadan sonra bi oy dahi düşüş yaşatamazlar akp'ye. adamlar aksine güçlendirdiler rte'yi haberleri yok. hedef %75.
ak parti'yi kuran, 11 yıllık iktidarında daha önce kimsenin hayal edemeyeceği sayısız hizmetler ile türkiye'nin bir dünya gücü olması yolunda emin adımlar atan ulu önder recep tayyip erdoğan'dır.
adalet ve kalkınma partisi ( ak parti ) genel başkanı ve türkiye cumhuriyeti başbakanı büyük usta recep tayyip erdoğan'ın şanlı ülkesine dönüşünün beyan edildiği söylemdir.
on binler istanbul merkez havalimanı'nda milyonlar televizyon karşısında büyük ustasını bekliyor. kendileri şu anda yunanistan üzerinden geçmekte. ulu önderimizin uçağını takip etmek isteyen değerli kardeşlerimiz için:
2002 yılında yüzde 65'lerde olan enflasyon oranının, ak parti döneminde tek haneye kadar gerilediği gerçeğidir. 2011 yılının son verilerine göre de yıllık enflasyon, yüzde 6.31'lere kadar düştü. böylece ülkemiz 1969'dan sonra ilk kez bu kadar düşük enflasyon oranını gördü.
81 il, 800 ilçe ve 2 bin 369 şantiyede, 544 bin 887 konut üretilerek; vatandaşın ucuz ve kaliteli konut sahibi olması için 9,5 yıllık ak parti iktidarında toki ile yaklaşık 46 milyar TL tutarında yatırım gerçekleştirilmesi başarısıdır.
anti demokratik hareketlerle cumhuriyetin temel dayanağı olan demokrasiye karşı gelen bir kitle ancak ve ancak akp'nin ve onun seçmeninin ekmeğine yağ sürer.
bu anti demokratik hareketler akp hükümetinin büyük bir başarısıdır zira demokrasi,cumhuriyet,atatürk diye yatıp kalkanlar bugün kendilerine ters düşerek anti demokratik hareketlerle hükümeti devirmeye çalışmakta.
iki ucu boklu deyneği eline alan bu topluluk demokrasi karşıtlığı yaparak akp ve seçmeninin istediği cumhuriyet ve demokrasiyi kaldırmak yerine şeri kurallarla yönetilen islam devletini kurma çalışmalarını oldukça hızlandırmaktadır.
kaç kişisiniz, nesiniz, kimsinizde devrim yapacaksınız, hükümeti devireceksiniz? o haritada gördüğün 5 tane kırmızımtırak illerdeki insanların hepsi meydana dökülse cülmüm kadar yer yakar. hahaha.
biz meydana inersek bu ülke şeriatla yönetilmeye başlar işte o zaman devrimi görürsünüz.