yakaladığı başarıda sakalının da payı olduğuna inanılan Beşiktaş'lı futbolcu. o sakalı gören rakip takım futbolcusu ürker ve topu egemen abisine teslim eder.
#14023619 nolu girisiyle, dil bilimci olduğu tahmin edilen dinozor dişidir. yazık lan.
ayrıca liseliliğini bu kadar belli etmesi de muhteviyatı hakkında bilgi sunmaktadır.
var öyleleri var. yakıştırılan ünvan kendilerini tam anlamıyla tanımlamaya yetmemekle birlikte yine de yeterli görülebilir bir sözcüktür. ha bu arada dangalak türkçedir. kendileri hakkında biraz daha bilgi edinmişlerdir. bu arada, "türkçe dildir!" diyelim de kanları çehrelerine koşsun.
bir zaman sonra sayıklamalar uyku düzeni
içlikli geceler masada dosyalı gündüzler
torbalar çuvallar imzalar onaylar karyola sesi
törpülenen tırnaklara benzemeler eksilmeler
hiç gitmediğim yerler var dünyada
gördüğüm onca şeyin yanında sesi uzağımda
düşünüyorum evet, nasıl gidilebilirleri kalmamaları
dosyalar imza sirküleri biletler rehberler para
sonra yine para yine imzalar en son onaylar
onaydan dönmüş evraklar yağan bulut kaçak sesler
kaç kereler kaç kereler düşünüp düşünüp kaç kereler
müzik kulağımda uçuşan kelebektir sık ormaklıklar
geç kalmış bir misafirler beklenmedikler davetsizler
kilidi kırık zindan muhafızlar sıcak şarap
sonra yine sıcak şaraplar
sarhoş atlar direnen sularda ay haniler haniler
son sözler nasıl başlar bitmeler başlamalar
sonra yine bitmeler başlamalar
Bir turgut uyar karakteri. Kaybetmiş bir kahraman. Ezilmiş, alçaltılmış, yazıklar edilmiştir. "Bizim inanarak ettiğimizin ululuğu nerdedir?" der, sorar. Gülbeyaz'a vurulmuştur, denizi kapatan perdeye. ama yazıklar olmuştur ona.
bana köfteler hazırlayın salatalar hazırlayın bir de pencere
oturup umutla bir şeyler unutayım
siyah şarabın tadını bilirim orman gibi
siyah şarap siyah üzümlerden yapılır kokulu mahzenlerde
durdum bunları söylerim alışamadım
küçük küçük muştular üçüncü kat korkmadan aşk
en uzakta körler vardır aşk olsun derim onlara
tutarlar güneş ışığını maviye boyarlar yahut mora
gönendiklerini mi söylesem mutsuzluklarını mı
kalkalım meymenet sokağı'na varalım vaktidir
dört adam meymenet sokağı'nda durup bir eve baktılar
durdum ben de baktım ahşap bir evdi
istesek bakmazdık düşünün ama istedik baktık
kararmış tahtalarda yerleşmiş mutluluklar gördük
o bildiğimiz eskimiş güneşten dipdiri ışıklar
bir de kız gördük on altısında sevilmeyi özler
meymenet sokağı eğri büğrüydü ama loştu
görseniz loştu
meymenet sokağı'nın tadını hep bilirim ama gidemem
oturur dosya düzenlerim akşama kadar
daracık boş zamanlarımda durup sokakları düşünürüm
deniz kıyılarına inen ufak tefek sokakları
doksaniki dosya düzenlerim başlarım yeryüzünü sevmeye
alışmadığım şeyleri sevmeye çabalarım
bir vakit var yeşille beş buçuk arasında
evrenin sevişmek için yorulduğu yumuşadığı isteklendiği
ellerim kollarım sevinir ben sevinirim sokaklarda
durmaz yaşarım koyu koyu
dünyada meymenet sokağı var başka sokaklar var hep sokaklar
sokakları gerinerek sevmeye başlamaklar
ağaçlarla şaraplarla ben varım
en uzaktaki körler var aşk olsun onlara
daha ellialtı dosya var düzenliyeceğim
gökyüzünün kalkıp dudaklarıma bir değmesi var
oysa kapılar var duvarlar var perdeler var
Hakkında neredeyse hiç yorum yapılmamış Turgut Uyar yaratımı. Eleştirel yazmalara girmek bizim haddimiz değil, amenna ama en azından okunduğunu ve okunması şart olunduğunu belirtmekte fayda var. Okuyucunun elinden okumak gelir, sonra anlamak. Belki daha sonra yaşamak.
Bu eser için yazılanlar; sözlükçüler hakkında az çok bilgi vermektedir ziyaretçiye. önemsenmek sayfayı doldurur. dolayısıyla; boş başlık önemsenmemiş başlıktır. Neyse, çamur attı gitti mevzusu yaşanmasın, kimse de dediklerimi üstüne alınmasın.
Son olarak;
--spoiler--
ben de şiir yazıyorum ve bu adam şairse ben şair olmayayım başka bişey olayım arkadaş.
--spoiler--
gibi de bir yorum gelmiş ki, talihsizliğin böylesi kimsenin başına gelmesin diyorum.
Bilgisizlik pişmanlıktır
bir pencere var uzaklarda bir deniz
saçları kıvır kıvır beline kadar saçaklı evler
ne var ne yok ne zaman hangi zamanın içi dışı
duvarlar yüksek tavanda ahşap desenler kapının kolu
merdivenler var çıkarsınız
istemezseniz çıkmazsınız ama çıkarsınız
inersiniz isterseniz isteyin yeter
bulutlar bohçası belindeler otobüs durakları
kilitler açılır akınlar başlar yağlı makinalar
düşünürüm bazen çok değil ama bazen
düşünmek güzeldir çok değil ama bazen
bu merdivenler mermerler kıvır kıvırcık zaman
yüksek duvardan düşmüşe dönüyorum başımda bir saksı
çiçeği ben düşünürüm ben çok değil ama bazen