ben sarhoş değilim! derken birden "biliyorsunuz arkadaşlar müzeyyen senarl'a tarkan'ın klibi var"...
hööö?
evet biliyoruz... sen sarhoş değilsin biz de insan değiliz zaten
otobuste yanında yada arkda oturan insanın çiğnediği iğrenç sakız sesi vee yemek yedikten hemen sonra dişlerinin arasında kalan kırıntıları fırça yada kürdanla gidermek yerine onlarla dil ile uğraşırken jjcıkk jjcıkkk gibi çıkan iğrenç sesler
ilk ve orta öğretimde zorunlu olmaması gereken zorunlu bir derstir.. bakalım karşındaki almak istiyor mu bu dersi?
aynı zamanda
sınavında kitap açarak topluca kopya çektiğimiz tüm arkadaşlar 100 alırken benim 75 aldığım ve "hocam ben de onlarla aynı yeri yazdım neden ben eksik alıyorum" dediğimde "sen arka sayfayı yazmışsın, onlar doğru sayfayı" cevabını aldığım anda kendime "vay hayvan vay" dediğim gereksiz bir derstir!!!
giden gitmiştir gittiği an da bitmiştir, kalan sağlar bizim olsun gidenler gider denmiş de olabilir... hatta, gidene boşver gelene hoşgeldin de... buna birde gelen ağam giden paşam ı ekleyebiliriz sanırım.
şimdilerde camları koyu siyah filimli ön cam yada arka canım üst kısmında "pioner, exelance" yazıları bulunan, genelde tekno yada arabesk bir şarkı şarkı bas bas bağıran, egzozu patlak, bagajı dolduran tüp ve kolonları içinde barındıran, dikiz aynasında cd asılı olan, vites kolu ahşap kobra yılanı şeklinde, muhtemelen direksyonunda da ahşap kaplaması olan, yine vites kolunun yada silecek kolunun üzerinde tespih takılı olan modellerini görüp "ne ki bu ki" demekten kendimizi alıkoyamadığımız bir otomobil türü.
bugun sevdiğim bir arkaşadımdan duyduğum cümleyi birebir aktarıyorum " senin güddüğün koyun kadar ben çoban ... tim" ehehehe çok güldüm * :) tuttum ama bu lafı..
gerksizdir zannımca. sevgilin olmazkenden önce nasıl gece eve sağ sağlim dönmüşse o kişilik sevgilisi varken de dönecektir herhalde... ama anlatılamaz bu bir türlü...