ayrıca günümüzde ağızdan çıkanın ne kadar değersiz olduğunu gösterir. büyüklerimiz bizi söz namustur diye yetiştirdi. bazen durup hiç de iyi yapmamışlar diye düşünüyorum.
depeche mode'un enjoy the silence dışında bir şarkısını bilmeyen bir yazar tarafından açılmıştır. personal jesus, behind the wheel, freelove, question of lust, home ve daha nice inanılmaz anlam derinliği, müzikal kalitesi ve sosyal/politik mesajı olan şarkılara imza atmış depeche mode'a hakarettir.
empire of the sun'ın güzel şarkıları yok değildir. ancak bu versusa girmesi düşünülemez.
iki durak ayakta beklemek için sabredemeyen sözde yetişkinin eleştirilerine maruz kalan, ele geçirdiği yeri sonuna kadar tutma hakkına sahip ergenlik evresindeki insan.
açıldığı günden beri metrobüse haftada en az 3 gün, günde 2 kez biniyorum. sanıyorum 7 sene oldu. hep aynı hikaye: ilk duraktan tıklım tıkış binilir, her türlü yaşlı gözüne baka baka biner en son, yer ister. yok artık. 2 dk sonra yenisi gelecek abi? bi de yaşlısın diye, önde dursan da kimse ezmeyecek seni.
bir diğer husus yer isteyenler. daha bugün orta yaşlı bi kadın ben hastayım gençler kalksın da yer versin dedi. ben de hastayım? onu ne yapacağız? yüzsüze hiç vermem. hasta insan halinden anlaşılır zaten. sormasına gerek kalmaz, yaşına hiç bakmaz yerimi veririm. hastayken ayakta ezilmek zor bilirim.
en kötülerinden biri, gençler kalkın da yer verin diyenler. afedersiniz "dalyarak, sen de ayaktasın diye böyle yapıyorsun değil mi?" diye dalınası gelir. çünkü maalesef bıyık altından sırıtması bunu ima eder. bir de her türlü sana patlar durum, kalkmasan tüm otobüs kınar, kalksan yerinden olursun. kalkmam. saçma çünkü, herifin biri kalkacak sen kalk sen otur diyecek, oldu.
sinir olduğum bir başka konu da, başı ortülü herkese teyze diyip yer verenler. kız benim yaşımda, sadece şişman ve başı örtülü. adam gel teyze diyor. kadın da gülüp oturuyor. taş çatlasın 25 yaşındasın sen?! kadına yer verme olayı da değil bu sanırım yaşlı algısına kapılıp veriyorlar, aynı yaşlarda daha önceden orada duran başı açık kadın da var çünkü. kafalar yanıyor bazen özetle.
özet: kimseye vermem yer, biraz kuvveti var ise. veririm bazısına yer, hali tarumar ise.
düzgün konuşun. saygılı olun. bilgi birikiminizi artırın. bunlar iletişime geçtiğiniz insanlar üzerinde dış görünüşünüzün ötesinde kişiliğinizi yansıtacaktır. öte yandan dış görünüşünüz için iyi giyinin, kendinize bakın. hakikaten işe yarıyor.
düşündürücü olmasıdır. bir yandan tek bir güne bu kadar anlam yüklenmesi, hediye vermek zorunda bırakması vs zorlayıcı ve sıkıcı olabilir. öte yandan şunu da düşünmek gerekir ki, "özel günler" insanların hayatın kalabalığından, bazen yıpratıcı halinden biraz uzaklaşıp, bir bahaneyle sevdiğimiz insanlara daha çok özen göstermek için bir vesiledir. tabii durup dururken sevgilinize zaten sürprizler yapıyor, birlikte bir şeyler yapmaktan vazgeçmiyorsanız, çok da önemi yoktur.
sanıyorum yerleşik hayata geçmek. yerleşik hayata geçip de konu-komşu ilişkilerine giren türklerden sonra belimiz doğrulmamıştır.
bu tespitimin ardında, meşhur malazgirt savaşı sonrası bu topraklara yerleşen, öncesinde anadolu selçukluda muhtemelen nüfuzlu bir karakter olan, sonra da uç beyi denilen yapı dahiline giren dedelerimin nesilden nesile aktardığı hikayeler vardır. ne zaman ki yerleşik hayata geçtiler, o zaman tüm törelerin esnediği ve unutulduğundan yakınırlar. bunda çok başka etkenler de vardır yakındıkları ama hiç girmeyeyim.
önceden güzel bir anlaşma ile çözülebilecek ve sorunsuzca arkadaş olunabilecek erkektir:
söz konusu gönül işleri/kız meselesi/adınanederseniz olunca yakın arkadaşların ikinci plana atılabileceği, arkadaşların bu durumu destekleyeceği ve gerektiğinde her türlü role girebileceği anlaşması yapılır. böylece herkes gönül rahatlığıyla, arkadaşlarını üzmekten korkmadan her türlü olaya girişir, gerekli desteği de alır. satması gerekliyse, satmış gibi görünür. sonra tekrar bir araya gelinir ve iş birliği güzelce kutlanır.
aksi takdirde arkadaşlar birbirini gerçekten satar, ardından da sözlükte başlık açtırır.
özellikle çevrimiçi pek çok mecrada insanların, "gülüyorum ama çok ayıp" diyerek meşrulaştırmaya çalıştığı; bir grup haline geldiğinde ise tamamen meşrulaştırarak mizah malzemesi yaptığı, tatsız yakıştırma.
komik örnekleri de vardır diyerek kendimle çelişiyorum.
bir kişiye, bulunulan kültürün ve/veya toplumun ahlaki, manevi ya da toplumsal değerlerine aykırı biçimde davranma sonucu ortaya çıkan, nahoş etkileşim. şiddetle kaçınınız.