bahsedilen oyun bu sene erciyes üniversitesinde 6.ulusal tiyatro festivalini düzenleyen (bkz: etak deneme sahnesi) tarafından 27 mart dünya tiyatrolar gününde sahnelenmiş ve seyirci tarafından çok beğenilmiştir. şu an topluluk yine aynı oyunla turneye hazırlanmaktadır.
ilk tiyatro eğitimini Bilsak'da aldıktan sonra 1988 yılında ingiltere'ye gitti. Tiyatro yaşamına 2002 yılına kadar araıksız olarak Londra'da yönetmen ve oyuncu olarak devam etti. 2000'den beri Londra'da kurucusu olduğu Arcola Theatre'ın Genel Sanat Yönetmenliğini yapıyor. Ondan önce yine aynı şehirde Southwark Playhouse'da Genel Sanat Yonetmeni (1993/1999), Royal Court Theatre'da metin danışmanı, Hoxton Hall'de Genel Sanat Yönetmeni Daniışmanı ve Paddington Arts'da Genclik Tiyatrosu Yonetmeni, Battersea Arts Centre'da yapımcı olarak görev aldı. Avignon Festivali'nin organize ettiği Theorem tiyatro seminerinde ingiltere'yi temsilen konuşmacı olarak görev aldı.
BBC ve ITV de birçok fimde oyuncu olrak yer görev aldı.
ÖDÜLLER
2003 Time Out Outstanding Achievement (Üstün Başarı)
2002 Peter Brook Empty Space
2001 Peter Brook Empty Space
1998 Peter Brook Empty Space
1996 Equity (Oyuncular Sendikasi) / En iyi Stüdyo Tiyatrosu
1995 Time Out / Best Production
1994 Angela Carter / En iyi yönetmen
1994 Shakespeare's Globe Sam Wanamaker / En iyi tiyatro
ingiltere, irlanda ve israil'de yönettiği yapımlardan bazıları
Opera ve müzikaller:
Release The Beat (J. Johnson / K. Lewkowicz), I Can Get It For You Wholesale (J Weidman / Harold Rome) 7 Ölümcül Günah (Brecht / Weill), Looking at the Sun (Jennifer Farmer) , Dorian (David Lawrence) Arts Theatre – West End; Treemonisha (Scott Joplin) Hackney Empire; The Masque of Henry Purcell (Henry Purcell);
A Little Weill (Kurt Weill), Lost in the Stars (Kurt Weill), The Cradle Will Rock (Marc Blitzstein).
Oyunlar:
Macbeth, Bir Yaz Dönümü Gecesi Rüyası, Kral Lear (W. Shakespeare); Köprüden
Manzara (Arthur Miller), Ayaktakimi Ayaklanma Provasinda (Günter Grass); Kentin Vahsi Ormanlarinda (Bertold Brecht); The Protagonist (Georg Kaiser); All Men Are Whores (David Mamet); Dogrular (Albert Camus); Getting Attention (Martin Crimp); Mandragola (Machiavelli); Chicago, Icarus' s Mother, Vahşi Batı (Sam Shepard); Lonon Merchant (Georg Lillo)
Türkiye'de yönetiği oyunlar:
iki Hayat Sonra (Brian Friel), Inishmorelu Yüzbaşı (Martin McDonagh) Kent Oyuncuları; Kuru Gürültü ( William Shakespeare), Kökler (Arnold Wesker) Tiyatro Anadolu, Eskişehir;
Yaban (Y. K Karaosmanoğlu / Berkun Oya) istanbul Devlet Tiyatrosu; Muhittin'le Geçen Şen Günlerim (Kubilay Tunçer) Açık Tiyatro; Oyunun Oyunu (Michael Frayn) izmit Şehir Tiyatrosu
serbest ve nazım yanyana garip geldi, bana bile... günümüzde üniversitelerine açılan kitap standlarının içinde nazımın kitapları varsa başına iki tane adamın dikilmesi ve alanlara kaş göz işaret etmesi olası bi ülkede nazım hala serbest diiil.
organizasyonunu üstlendiği bir tiyatro festivalinin daha altından kalkabilmiş yanı sıra adını büyük harflerle bu festivale yazdırabilmiş, üniversitesinin kapasitesini zorlayarak kendi içinde de 6. senesinde zirveyi yaşamış, ne kadar geliştiğini gösterebilmiş ve en önemlisi kendine ait seviyeli seyircisini oluşturduğunu bu sene ispatlamıştır.
sizinle çalışmaktan bi kez daha gurur duydum...
kadınlara hüznü en güzel yakıştıran ressam.kadınlarındaki hüzün gözyaşı olup akar çerçevenin üzerine.sonra sanki sayarmışcasına her hüznüne numara verir kahverengi,altın sarısı ve küf yeşilinin hayat bulduğu ahşapların üzerinde. onun kadınları karikatürcü kimliği altında deforme olurken acının ve yenilginin hüznü değil, tamtersi hayata karşı durmanın verdiği dinginliğin hüznüdür kendi deyimiyle.
karşınıza her şey çıkabilir onun resimlerinde... bir biberin yanında bir zar görebilirsiniz ancak bu size rahatsızlıktan çok bir masalın canlandığını anlatır.kaybolursunun onun harikalar diyarında...
kadınlarının insana hissettirdiği hüznünün yanında kendisi bir okadar yaşam dolu üstadımdır...
özgeçmişi;
1953te doğdu. 1973 devlet tatbiki güzel sanatlar yüksek okuluna girdi. 1978de mezun oldu. aynı yıllarda başta hürriyet, milliyet gazeteleri olmak üzere çeşitli gazete ve dergilerde grafik ve karikatür çalışmaları yaptı. eğitimi boyunca yurt içi ve dışında çeşitli yarışmalardan ödüller aldı. 3 eseri basel karikatürcüler müzesine kabul edildi. 1978-79 yıllarında almanyanın çeşitli yayınlarında grafik çalışmaları yaptı. bastei, kelter verlagda illüstrasyon, resim çalışmaları ve araştırmalar yaptı. 1983' de frankfurter kunstler verein'de çalışmalarını başlattı. 16 yıl boyunca toplu sergilerine katıldı. 1985 dreieich spiegel – hörzu çalışmaları. 1985de berlin axel springer verlag ag. için çalışmalar. 1997ye kadar aralıksız resim çalışmaları. çalışmalarını istanbul ve kayseri`de sürdüren karatoprak bekar ve iki delikanlı babasıdır...
1984 simavi vakfı ve istanbul belediyesi özel ödülleri
1977 kültür bakanlığı özel ödülü
1977 ikincilik ödülü, skopje
1973 üçüncülük ödülü, marostica-italya
şu an erciyes üniversitesi güzel sanatlar fakültesi'nde öğretim görevlisi olup mekanı anlamlı kılmaktadır...
(bkz: patrick süskind)betimlemeyi görebileceğinizden, duyabileceğinizden, koklayabileceğinizden, dokunabileceğinizden bile daha iyi içinizde hissetirebilen aynı zamanda senaryo ve sahne oyunları çalışmaları bulunan yazar. koku (bkz: das parfüm) adlı eseriyle şimdilerde beyaz perdede gidilesi filmler arasına girmiştir.
geçmişte alevilerin saz çalmalarını kültürlerinde bulundurmaları ve yaşamaları sırasında alevi olmayanların onları sazın içinde şeytan var die tenkit etmeleri sonucu anadoluda söylenmiş sözdür.
bir anne nasıl iğrenmiyorsa çocuğunun kakasını ciğerlerine kadar çekmekten sevgili de iğrenmez sevidiğinin insani olan herşeyinden. insani dediğim gaz çıkarması,ayak kokusu,teri farketmez. ona dair olan herşey. onun artığı olan herşey güzel gelir sevene...
dini açıdan bakılırsa zekice yapılmış sanat anlayışı. şehir meydanlarına yapılan görkemli binaları her daim göze çarpar ve 18.yy insanı telefon faturasını yatırmak için meydandan geçerken göze çarpan kiliseye girer ve ibadetini yapar. aynı şekilde insanı ezen yapısıyla içindeyken insan ilişkilendirerek dininin büyüklüğüne inandırılmıştır.
bunun tam tersi olan roman sanatı ise şehir dışlarına kurulan bizdeki kervansaraylara eşdeğer uckarakol niteliğindeki yapıtları ile tüm şehir hayatından kopup kapanılan yapıtlar arasından günahlardan uzak durulması sağlanmıştır.
et yemeyen insanın geçen sene bugün ne yaptığını hatırladığını unutarak, et yemenin hafızayla ilişkili olduğunu sanan kişinin sadece b12 adlı vitaminin adını ezberleyip attığı nutuktur.
istanbuldaysan, yeni uyanmışlığın verdiği pişkinlikle çıkmışsan insan içine, geziyorsan kalabalıkta nefes alacak yer bulamıyorsan yeryüzünde, bir insanın karbondioksiti diiilse içine çektiğin oksijen yerine hava kurşun gibi ağır gelir...