tek tuvalet kullanan yurdum köyünde, dışlanmış çiftçinin torosuna atlayarak yaptığı eylemdir. ne cehalettir ki taharet musluğu yerine kuyu suyuyla kıçını yıkayan bir köylüye çamaşır makinesi hediye etmek.
iltifat yerine, o erkeğin gerçekten olumlu yanlarının keşfedilip yüzüne güzel bir dille anlatılmasının daha etkili olacağı hususunda bir çok sözlük yazarıyla aynı kanaate varılacağını hissettiğim eda, tavır, davranış.
üstüne vazife kabul edenlerin göt olacağı garantisiyle giriştikleri eylemdir. ulan git ananı mutlu et, yeğenini sevindir, kız arkadaşına yönel. nedir bu piksel görüntüsünde olan çekicilik?
okula yeni damlamış 25 ile 35 yaş arasında taş kezbanlara yazamamaktır. kimi zaman takunyayla okula gelmek, kimi zaman espri yapınca "hasiktir" yemektir. 31 çekmeyen bir android olduğunun sanılmasıdır kısacası.
sevgili günlük:
artık gazete kenarlarına sıkışmış hatunlara bakarak veya piksel keyfiyle hayal gücümü konuşturarak mastürbasyon yapmak istemiyorum. peki bunu neden kendime değil de sana söylüyorum?
sabaha kadar çatır çutur sevişen çiftlere özenen çift adaylarıdır. bu kişilerin nedense başparmakları devamlı olarak uzar ve gelişir. mesaja harcadıkları zamanı birbirleri üzerinde masaja harcasalar çok daha verimli olurlar, velhasıl bu zatı haller zaten bunun farkında olmadıkları için tarafımca eleştiriliyorlar. bu da ince bir saçmalama örneğiydi.
sözlükteki sözüm ona cehaleti biraz hafifleten yazarlardır. bunların bir çoğu sevgilisinin ıvırı zıvırıyla uğraşmaz. dişisi kadar erkeğinin de makbul olduğu yazarlardır. (bkz: kişi kendinden bilir işi)
tnt kanalındaki yayının ara ara siyah ekrana bürünüp, yaşlı nenelere, dedelere tonlarca küfür edilmesini sağlayan patavatsız bir yanlış anlaşılmadır.
"posta" doğan grubuna bağlı bir gazetedir ve gazetenin spor sayfasında bu maçın nereden yayınlanacağı reklamı yapılmıştır. bu itibarla tnt ve d-smart arasında olan bir anlaşmazlık olmadığı buradan da anlaşılacağı üzere mevcut değildir. ancak bu sorun yüzünden ekranın altında d-smart logosu ve devamlı kayan bir yazı ile spikerin devamlı bu sorunu dile getirmesi önemle cehennemin ne ile ısındığı hususundaki merakımı arttırmış ve "acaba hangi kanalda yayınlanıyor" cümlesi ile zaping yapmamı sağlamıştır. neticesinde adam maçı mı yoksa yayıncı kuruluş sorunlarını mı dile getireceği hakkında bir karara varamadığından "ikinci yarı sekiz dakika başka bir platformda şuan elli üçüncüdeyiz dava açacağız gol yok" gibi saçmalamalar huzurumuza sunulmuştur. esefle kınıyoruz.
reel hayattaki ezikliklerini burada giderme çabası içerisinde debelenen şaibe sahibi varlıklardır. öyle ki bu yaratıklar beynimin ince dehlizlerine; ince ve sivri bir burun, sırma ve keçe gibi bir saç ve ezine beyaz peyniri renginde bir teni dikte etmektedir.
oluşumun düşünüldüğü zamansızlıklardır. kabası tuvalette sıvazlanarak atılır, ardından yumuşak dokunuşlar ve tahrişi alacak bir krem. ufak ve kayganlaştırıcı jel misali organımızdan gelen sıvılar. fırın gibi yanıyorsun, artık patlama noktasına gelmişsin, kafan zonkluyor ve şişmiş, bir elinde mendil diğer elinde ise tarhana çorbası ve sümüklerin kaseye damlıyor. yaşamın ağzına sıçan şu grip ne kadar güzel tasvir ediliyor.
afrika kabileleri tarafından abartılmış hede. insanlar yokluktan dolayı götünü başını kapatamıyorken, milyarlık minileri giymenin sebebini hala anlayabilmiş değilim.
şarabın kadehte bıraktığı yağlı ve bir o kadar nahoş aşağıya süzülen çizgiler gibi, erkeğin kalbinde iz bırakan kadındır. neşterle kesip üstüne tütün bassan da telafisi yoktur. iltihabı bir kere kaptın mı, ya ölene kadar sürünürsün, ya da bir yudum daha alıp yaşama tutunursun.