Hayaller. Ettikçe edersin. Gerçekleşmez başka bir şey hayal etmeye başlarsın. O da gerçekleşmez sonra başka bir şey. Biri gerçekleşir ve sen üstüne daha başka şeyler hayal etmeye başlarsın. Böyle gider bu bitmez.
Her şehre bir şehir hastanesi açılmalı. Ilgi nasıldır bilmiyorum ama kontenjan olarak sağlıkçıların boşta kalmayacağını düşünüyorum. Ülkede hastane kıtlığı var. Herkes randevu bekliyor sıra bekliyor. Mezun olan çoğu sağlıkçı işsiz durumda. Özel hastanelerde de iş yok. şehir hastaneleri büyük ve güzeldir. Her şehre yapılsın. Hem vatandaş için hem de o kadar okuyup kontenjan açılmadığı için atanamayan sağlıkçılar için.
3 aydır mutluyken ara ara biranda içime gelen o iğrenç şey.
Tam mutluyum diyorsun her şey harika devam ediyor. Sonra seni üzecek, moralini bozacak bir şey görüyorsun herşey alt üst oluyor. O içine gelen sıkıntı gitmiyor. Hiçbir şey yapmak istemiyorsun.
Sıkıntıdan gelen iç sıkıntısı diye de bir şey var. O daha kötü. O hiç gitmiyor. Yalnızsan ve yapacak hiçbir şey bulamıyorsan bulunduğun mekan üstüne üstüne geliyor. Ne yemek yemek istiyorsun, ne aralıksız uyuyabiliyorsun ne başka bir şey yapmak istiyorsun. için sıkıldıkça bu başına vuruyor. Bide baş ağrısı çekiyorsun. O içindeki sıkıntı, o karamsarlık, o halsizlik, o iğrenç durum varya çok kötü bir şey.
Arkadaşlarla gece 12ye kadar mahallede deliler gibi oyun oynayıp gezip tozmak. Büyüdükçe nedendir bilmem eskisi gibi olmuyor. Önceden akşam yemeğini yer direk dışarı çıkardık. Sıra sıra evden arkadaşları çağırırdık. Çekirdek yiyerek gezerdik, bisiklet binerdik, basketbol oynardık, parkta otururduk, bahçede otururduk... hiçbirşey yapmasak bile bahçede oturup sohbet etmek yetiyordu. Belkide en güzeli bu. Eskiden annelerimiz nereye gidiyosun demezlerdi bilirlerdi çünkü gittiğimiz yerleri. Sokaklar daha güvenliydi. Çoluk çocuk herkes dışardaydı. Şimdi hava karardığı an korku başlıyor. nerde o eski gece buluşmaları...
Hayattaki en saçma sınav. Bence kaldırılmalı. Her mesleğe uygun sınav yapılmalı. Eğer yapılması imkansız bir durumsa bu iş olanakları artırılıp kontenjan açılmalı. Puanı alıp kontenjan açılmaması çok saçma. Zorunlu emeklilik gelmeli. Sadece kpss ye girmekle olmuyor ülkede birçok şeyin değişmesi lazım. Kpss ye çalışmaktan kendi branşını unutuyorsun.
Entübasyon bilmiyor ama atanmış.
Çünkü türkiye'nin enlem ve boylamı hayat kurtarır(!)
Her şey çok güzel olacakken bazı etkenlerden dolayı olayların sarpa sarması gibi bir durum var. Siz ne yaparsanız yapın düzelmiyor bu durum. Sanırım en önemliside hiç düzelmeyecek olması. Yani en azından bana göre öyle şimdilik.
Erkekler düz bakar her olaya. Kadınlar ayrıntıya girer. Kadınlar hep çözüm arar erkekler bu durumdan sıkılır. Kadınlar da hep olur mantığı vardır. Her ne olursa olsun yaparız diye düşünürler. Kadınların sevgisinin bitmesinin büyük sebepleri olur. Öyle küçük olaylarla bitirmez kadınlar. Erkek çözüm aramaz. Erkekler genellikle kısa yolu tercih eder. Bitirir ve hayatlarına devam ederler ve olan yine kadınlara olur. Kadınlar hem daha fazla sever hem de daha fazla acı çeker. Istisnalar elbet vardır. Belkide şuan bunu okuyan sen bu istisnadan birisindir.
Hasret, bir şeyin veya bir kişinin yokluğundan dolayı duyulan acı ve özlem duygusu. Dilimize Arapçadan geçmiştir. Eksik ve yoksun olma manasındaki husr kelimesinden türetilmiştir.
^Ben ki yirmi dokuz yaşındayım. Ama binlerce yıldır seni arıyor hasretini çekiyorum.^
Ahmed Arif
Düğündeydik. Annemi arkadaşı aradı. Bir arkadaşlarının kardeşi şehit olmuş haberini aldık. Tabi önce sadece üzüntü vardı. Ertesi gün haberlerde gördüm. Ömer halisdemir darbeci generali alnından vurdu yazıyordu. Annem işte şehit olan kardeşi dedi. Şaşkınlık, üzüntü, gururla birlikte garip bir duygu karmaşası yaşadım. Sadece benim değil türk milletinin gururu olmuş. Yani en azından bizim için öyle. Ablasını soracak olursanız eğer daha önce hiç öyle görmemiştim.