bige kağan'ın kardeşi kül tigin'nin ölümü üzere yazdırdığı yazıtda geçen bügün bile geçerliliği olan, üzerine oturulup düşünülmesi gereken cümledir. tam şekli şöyledir:
"Türk Oguz begleri, budun, eşiding. Üze tengri basmasar, asra yir telinmeser, Türk budun, ilingin, töringin kim artatı, udaçi erti? Türk budun ertin ökün!"
günümüz türçesine çevirisi:
"Türk oğuz beğleri, budun, işidin.Üstte gök basmazsa, aşağıda yer delinmezse Türk bodunu, ilini, töreni kim bozabilir, yıkabilir? Türk bodunu, vazgeç, pişman ol"
özellikle hasip kaplan ve diğer hdpli vekillier oyunculuklarıyla reytingleri yükseltmektedirler. kardeş payı'yla yarışır nitelikte bir komedi anlayışları vardır.
Edindiğim bilgiye göre olaylar pkk sempatizanı öğrencilerin 'ege üniversitesindeki faşizm dtcf'ye giremeyecek' pankartı açması ile alevlenmiş. yemekhanede çıkan silahlı çatışmada bir öğrenci bir de güvenlik yaralanmış.
benim küçük kalbim
sadece senin için atıyor
benim küçük kalbim
sen dönüp beni kollarına alana kadar saatleri sayıyor.
benim küçük kalbim
mutluluğu düşlüyor
memleketimde seni bekliyor
ve yakında döneceğini biliyor
sonra bana sevgiyle bakıyorsun
dudaklarımız yavaşça birbirini buluyor
biliyorum ki sen benimsin (benim kocamsın)
benim küçük kalbim
huzur bulmuyor
bütün gece beni uyanık tutup , tık tık diye atıyor
benim küçük kalbim
seni özlüyor
bana sorarsan yanıtı biliyor:
evet, sana aitim
evet, sana aitim
türk milleti tarafından verilicek ihtardır.
bu ülkenin milli bir devlet olduğunu, verilecek bir karış toprağı olmadığını belirtmesi muhtemeldir.
--spoiler--
Evet Kürt kalmakta direnir, dört beş bin kelimelik o iptidaî dilleriyle konuşmak, yayın yapmak, devlet kurmak istiyorlarsa gidebilirler. Biz bu toprakları oluk gibi kan dökerek; Gürcülerin, Ermenilerin, Rumların kökünü kazıyarak aldık, yine oluk gibi kan dökerek Haçlıların savaşçı şövalyelerine karşı savunduk. Kürtler 1839 yılına kadar askerlik bile yapmadılar. Viyanadan Yemene kadar her yerde Türk ırkının kanı sebil gibi akarken onlar yaşadıkları dağlarda ve köylerde keçilerini güttüler ve fırsat buldukça hırsızlık ve yağmacılık ederek yaşadılar. iranla yaptığımız savaşlara yardımcı diye geldikleri zaman da daima fırsat kolladılar ve Türk ordusunun yenildiği çarpışmalarda bu sefer iranla birleşip onu vurmaktan geri kalmadılar. Birinci Cihan Savaşında bize topyekûn ihanet eden Ermeniler, yerleşik Türk halkını vahşi bir kırgınla bitirmeseydi ve dağlarda, sarp köylerde yaşayan Kürtler bu kırgından kurtulmuş olmasaydı bugün çoğunlukta oldukları illerde de azınlık olarak kalmakta devam edeceklerdi. Fakat yüzde yüz çoğunlukta olsalar bile Türkiyenin herhangi bir bölgesinde devlet kurmak hayalleri, hayal olarak kalacaktır. Yunanlıların Bizans, Ermenilerin Büyük Ermenistan kurmak hayalleri gibi Onun için Türk milletinin başını belaya sokmadan, kendileri de yok olmadan çekip gitsinler. Nereye mi? gözleri nereyi görür, gönülleri nereyi çekerse oraya gitsinler. irana, Pakistana, Hindistana, Barzaniye gitsinler. Birleşmiş Milletlere başvurup Afrikada yurtluk istesinler. Türk ırkının aşırı sabırlı olduğunu, fakat ayranı kabardığı zaman Kağan Arslan gibi önüne durulmadığını, ırkdaşları Ermenilere sorarak öğrensinler de akılları başlarına gelsin.
--spoiler--
Hüseyin Nihal Atsız
Kızıl Kürtlerin Yaygarası-Ötüken 16 Haziran 1967, Sayı: 42
murat bardakçının, programda ermeni sanatçını şarkısı çalındığı için küfürlü mesaj gönderen seyirciye verdiği ayarda bahsi geçen kıçtır.
kim kardashianın kıçıdır.
(bkz: Kızılcahamam)da halk arasında asosyal kişileri tanımlamak için kullanılan sözcüktür. Aynı zamanda Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğünde 'güvenilmez kiş' olarak tanımlanmış sözcüktür.