radio tarifa.
the knife.
air.
"neye gülüyorsanız söyleyin, biz de gülelim kehkehkeh."
her kadının anne olmayı beceremediği gerçeği var ki, çok üzüyor.
"sağlam yapılı, toplu, düzgün vücutlu" anlamındaymış.
on dokuz yıllık soyadım, merak edip bir gün bakmadım, iyi oldu.
teşekkürler sözlük.
modern olmayan fakat bazen cümleye kadını yerleştirmek oldukça zor olduğunu için kullanılan ve hızla yerini kadına bırakmasını dilediğim kelimedir.
can'dır.
öyle ki; bankadan arar, "can bey evde mi" diye sorarlar, annenizin adının can olduğunu söyleyemezsiniz.
arkadaşının tuvalette geçirdiği dakikalar sonunda sifonun çekilmediğini görmektir şüphesiz.
orospu çocukluğundan başka bir şey değildir.
tesadüfen anlamına gelen kelimedir.
aklıma, haydar ergülen 'in zarf kitabındaki "hasbelkader ada mektubu" şiirini getirir.
ülkede sex zor fakat seks yapabilirler gibi geliyor.
ayağı yere sürterek çorap çıkarmak.*
öğle uykusundan uyandıktan sonra ki birkaç saattir.
elindeki market poşetlerini evinde masasının üzerine koyacağı için yere koymayan teyzedir. teyzenin yanında bir de torunu vardır. tek kişilik yere olabildiğince nesne sığdırıp şoföre meydan okur.*
annelerin vazgeçilmezleridir.
böyle bir yol mevcut değildir.
elime geçen ilk fırsatta kendisini veysel'e şikayet edeceğim yazardır. veysel benim bebeğimdir, yazar bunu böyle bilmelidir. bir de rakı sözüm için para biriktirmekteyim.*
1950-2000 arası postmodern sanatçılar ve eserleri kitabı.
işe yaramıyo, yer kaplıyo boşuna demişti.
bunu bana nasıl yapabildi.
daha fazla entry yükleniyor...