bir şeyi hayal edersin ve uzun süre beklersin, sonra tam olacakken ya da olmuşken onu kaybedersin. işte hayal kırıklığı bu ve benzeri şekillerde yaşanan insana acı veren duygusal çöküntüdür.
kendi ekonomik özgürlüğünü kazanıp hayatını yaşamak istemesinden dolayı iş hayatına atılmakta acele ederler. erkekler boş durmayı sevdiklerinden iş hayatına atılmayı yavaştan alırlar. bu yüzden onlara bu durum gülünç gelir.
çok güzelsin; bazı erkeklerin face gördüğü her kıza kuduğu klasik cümledir. bu tiplerde basit tiplerdir. yani kızlar bilir aslında bunu herkese söyledikleri.
zor, zor işlermiş
zar, bir bir gelmiş
tan, ağarırken
ten, ister seni
biz gelince hep burdayız
adı kaybedenler kulübü
tıklım, tıklım ağızına kadar dolu
kaybedenler kulübü
dur dedi bekçi baba
benim bu aldığınız hava
adem döndü sonra havvaya
hımm! ne güzelmiş bu elma
adem bir müddet düşündü sonra
elma değil bu yediğimiz galba,
ayvaa
ey aşk nerdesin?
güzel yerdesin.
sen her yerdesin
tamam da nerdesin?
MiRKELAM
öğretmen geleceği yetiştiren kişidir. şöyle bir anıyla açıklayayım önemini:
bir gün eski iki arkadaş karşılaşırlar, birbirlerine ne iş yaptıklarını sorarlar. birisi;ben dünyanın en hassas mesleğini seçtim yaptığım bir hata bir insanı öldürebilir der ve doktor olduğunu söyler. diğeri ise;ben senin mesleğinden daha hassas bir meslek seçtim der.nedir bu iş diyen arkadaşına öğretmen olduğunu söyler. arkadaşı öğretmenliğin nesi o kadar dikkat gerektirsin ki diyerek küçümsemeye çalışır. bunun üzerine öğretmen der ki ; sen bir hata yaptığında bir kişinin hayatına mal oluyorsun. ben ise bir hata yaparsam bu toplumun geleceğine mal olur der.