lise zamanında başıma gelmişti böyle bi olay. sevgiliye jest baaabında yüzük almak için gümüşçüye girilir ( tabiki pırlanta alcak halim yok). güzel bi tektaş yüzük beğenilir. (bakın alyans değil tek taş). içine isim yazdıralım mı diye soran pezevenge mal gibi "evet" cevabını ve ardından yazılması gereken isim olarak kızın ismini verip ~(bari yazdırdın kendi adını yazdır dimi), elemanın gözünde bi an için homoseksüel sanılabilitemin oluşacağını düşünmeden sevinçle uzaklaşıyorum tükkandan.
sonuç olarak ne yüzük alın ne isim yazdırın. o yaşta kız napsın yüzüğü, neyin ciddiyetidir. zaten o da bol geldi amk.
edit: diğer bi mallıkta bu olayın 5-6 yıl sonra farkına varmam
çok kötü yerlere gidebiliyor bazen. dikkat etmek lazım.
iki kişiyle aynı anda konuşulmaktadır. biri sevdicek, diğeri de 1 yaşındaki yeğenimi soran arkadaş kişisidir.
--
iagd- bu resimde çok tatlı çıkmışsınn
hatun- teşekkür ederim bitanem=)
--
.
.
berkin- hacı ne tatlıdır o şimdi, napıyo yanında mı?
--
i- çırılçıplak yatıyo arkada çekyatta, yicem şimdi her tarafını=)
h- nası yani..!?!?..
i- morardı zaten her tarafı ısırmaktan.
h- (hatun çevrimdışı görünüyor)
--
b- orda mısın lan?
i- (bu yazıya erişim mahkeme kararı ile engellenmiştir)
11 yaşında 11 müzik aleti çaldığını iddia eden, youtube de 350 den fazla videosu olan kardeşimiz. müzikle bu yaşta iç içe olması çok hoş, ancak ne yazık ki müzik kulağı yok. gitar çalmak sadece caddelerde rüzgar solosu veya 1-2 parça çalmak değildir. aynı şekilde bongo da ritm duygusundan yoksun bam güm çalınamaz. ulusal kanallarda müzik dehası olarak tanımlanması da içler acısıdır. bir kaç yıl sonra küçük ibo, küçük emrah... furyasına katılıp arabesk yaparsa şaşırmayın.
daha güzel aranje edilebilirdi diye düşündüğüm sarp şarkısı. girişi gerçekten harikadır, ancak geri kalan kısımlarda şarkıyı değiştirmenize neden olabiliyor.
dizilerdeki aşkları gerçek sanmaktır, dizideki oyuncuların karakterine ve tipine bürünmektir*. platonik bir aşka başlarsınız, bir süre herşey senaryoyla paralel doğrultuda gitmeye başlar, dizide başrol oyuncusu kıza açılır, size bir gaz gelir, "yarın gidip konuşuyorum abi kızla" dersiniz. ancak haliyle siz kıvanç tatlıtuğ olmayınca yaşananlar da diziden bambaşka bir hal alıp, aşk-ı memnuyaprak dökümü 'ne dönüşür. göt olduğunuzla kalırsınız. hatta fazla kaptırırsanız yengenize teyzenize sarkma eğilimi gösterir, potansiyel bir ensest olabilirsiniz. aman diyim.
uykunun en tatlı yerinde sevgilinin aldatması durumudur. çeşitli paranoyalara sürükler adamı. kalktığında bile düzelemez insan o derece. "varmı lan acaba böyle bir şey" diye düşündürür.
insana gaz veren, eğlenceli bir yaşar şarkısı. "hatırla" albümünde yer almıştır.
aşkın gözü körmüş derler ya seninki ne
ben biraz dağıttım halimi görsene
parçalandı içim bütün cam kırıkları
olsun yapıştırırım kendimi seninle
gelmeyi la gitmeyi sol kalmayı sen bana sor
sol yanıma sancıyı mi sapladın ey sevgili
gelmeyi la gitmeyi sol kalmayı sen bana sor
sol yanıma sancıyı mi bu böyle gitmemeli
taş yerinde ağır bak düştüğüm hallere
bahse girerim sen gülüyorsun halime
ay demin çıktı bak evimde yalnızım
şarkı yeni bitti şimdi söylemek lazım
gelmeyi la gitmeyi sol kalmayı sen bana sor
sol yanıma sancıyı mi sapladın ey sevgili
gelmeyi la gitmeyi sol kalmayı sen bana sor
sol yanıma sancıyı fa saplayan eski nota
aşkın gözü körmüş derler ya seninki ne
ben biraz dağıttım halimi görsene
parçalandı içim bütün cam kırıkları
olsun yapıştırırım kendimi seninle
taş yerinde ağır bak düştüğüm hallere
bahse girerim sen gülüyorsun halime
ay demin çıktı bak evimde yalnızım
şarkı yeni bitti şimdi söylemek lazım
bak görürsün kendimden bir sana kuş yapacağım
belki birgün ya da her gün eline konacağım
bak görürsün kendimden bir sana kuş yapacağım
beklemediğin bir anda eline konacağım
gelmeyi la gitmeyi sol kalmayı sen bana sor
sol yanıma sancıyı fa saplayan eski nota
gelmeyi la gitmeyi sol kalmayı sen bana sor
kuşları da uçmayı da konmayı sen bana sor
kalmayı sen bana sor her şeyi sen bana sor
her şeyi sen bana sor
istanbul'da bazı barlarda gerçekleşen kazıklama eylemidir. parayı ödeyemeyen turistler tehditlere maruz kalmış ve rehin alınmışlardır. 33 turiste toplam 70.000 ytl hesap kesilmiştir.
yazarın şahsi notu:: biranın da marmara gold olması halinde paranın dibine vurmuşlardır. ibnelikten başka bir şey değildir. 100 dolar olsa neyse.
yaşar'ın esirinim albümünde slow müzik eşliğinde okuduğu dokunaklı bir yazı / şiir.
"soyadımın bütün harflerini atıyorum. bu albüm; en güzel yerinde bitirilmişse eğer, kaybedilmeye değer aşklara adanmıştır. ve bu albüm; güneşin yavaş yavaş kuzeye çekilirken, akdeniz'de bıraktığı iki şeye, aşka ve şiire ithaf olunmuştur. ve de bu albüm; üzerinde isimlerini okuduğunuz, ya da kalbimizde durup yazmayı unuttuğumuz, yürek mangallarımızın kömürlerine kıvılcımlar saçan, tüm dostlarım ve dostlarımıza teşekkür ederken... iki omuzumda var olan melek sayısını dörde çıkaran tanrım, yukarıdan seyreden babam, iyiki de doğurmuş anam, vazgeçemediğim tek kadın; sedam, koskocaman ailem, dev gibi şair cemal süreya ve tüm şairlere...
yaşadığım çocuksu, platonik, eksik, erken, gençken, zamansız,
evet derken hayır aşklara, geldin değiştirdin tüm anılarımı diyebileceğim aşklara, ayrılmanın vahşi tadına, ezgiler tarafından satın alınmış yüreğim, çıkan her güneş, yaktığım her mum, kaybettiğim her şey, emeğin her türlüsü, sevdanın en acısı ve sen canım... hepsinden önemlisi, alın yazımın tek okunaklı yeri, sana, sırf sana, sırf varlığınla bu zalim dünyaya kattığın güzellik için sana adanmıştır.
ah ne çok sevmişim seni...
sen desem seni bilir misiniz,
sen diye bir desen çizebilir misiniz,
bir mesken bulamadım kalbime,
büyük aşklar vardır bilir misiniz?"