kendisini 3d olarak danımlayan , gızlara garşı olmasıylada bilinen survivor ünlüler gönüllülerin güzide yarışmacısı (bkz: taner tolga tarlacı) nın ismini telafuz şeklidir*
karakter uzunluğu nedeniyle değiştirilmek zorunda kalınmış bir başlık daha.doğrusu ; yazarlığı onaylanmamış ekşi sözlük hesabını torunlara bırakmak olacaktı efendim neyse...
sözde kaliteli yazar almak adı altında işlerinde gerekli özeni göstermeyen , programlarda boy göstermeye vakit bulan fakat sözlüklerindeki en önemli sorunu çözemeyen, işleri başından aşmış olan ekşi sözlük moderatörlerinin yazar alımında yaptıkları gecikme sonucu , aylar hatta yıllar sonra açılalacak hesabı torunlara bırakmak en iyi çözümdür.
bir de çaylakken uçurulanlar var ki o konuya hiçbir açıklık getirilmemiştir *
Ermeni soykırımı iddialarının tanınması için internet üzerinden imza kampanyaları düzenleyen ve götünden 7.5 milyon kişiyi sürükleyen ünlü yıldız, sadece ABD'de yayınlanan Cosmopolitan dergisinin Nisan sayısı için verdiğini söylediği pozların Cosmo Türkiye'ye kapak olacağını bilmediğini iddia ederek bundan çok mutsuz olduğunu söylemiştir. Ermeni asıllı yıldızın Cosmo Türkiye'nin bu ayki yani Nisan sayısına kapak olması, Ermeni soykırımının iddialarının anıldığı 24 Nisan'a da denk geldiği için ABD'deki Ermenilerin de tepkisini çekti.ayrıca kardishian cosmo türkiye nin nisan sayısına kapak olmasından dolayı da dergi yönetimini protesto etmiştir.
paris in bir yerinde dolaşırken hiçti.şimdi azıcık bir yerleri para gördü diye orası burası oynamıştır.
edit:soykırım soykırım diye kendini kardishian ın arkasına dayamış olan 7,5 milyon kişide , japon ekonomisinden daha hızlı büyeyen o götün etkisinde kalmış olabilirler.neticede o kadar hızla büyeyen göt dışa vurum yapamayınca bir noktada beyinde büyümeye yol açar.
yaşadığı ülkenin aksayan yönlerini kendine eğlence haline getiren zihniyetin yaptığı karalamadır.maddeleri şu şekilde sıralayabiliriz;
Kagıt mendili kumas mendil gibi günlerce buruşuk sekilde cebinde taşır.
Rüzgarlı havalarda küller uçmasın diye küllüge su koyar.
Serçe parmağını kulağına sokup iyice sallayarak karıştırır.
Sakal traşı olduktan sonra kanayan yerlerine küçük kağıtlar yapıştırır.
Çayı soğumasın diye çay tabağının içine sıcak su koyarak soğumasını önler.
Soba borusu aktığında yoğurt kaplarını telle soba borusuna bağlar.
Nezle olunca tuvalet kağıdını uzun bir şerit yaparak kullanır.
Konuşma yeteneği olan hayvanlara ilk olarak küfür etmesini öğretir.
Sahilde mayosunu kabinde giymek yerine arkadaslarına havlu tutturarak giymeye çalışıp bir de arkadaslarina "bakmayın lan" diye çıkışr.
Öğlen saat 12 de denize girip güneşlendikten sonra aşırı derecede yanan sırtına yoğurt sürerek iyilestirebilir.
Herhangi bir yere hesap öderken arkasına dönüp gizli gizli para sayar.
Denizde "suyun altında nefessiz ne kadar kalabiliyorum."diye deneme yapıp boğulma tehlikesi geçirir.
Beton döktükten sonra bir sanat eserini bitirmişcesine beton kurumadan tarih ve imza eder.
Çorabının kirlenip kirlenmediğini burnuna götürerek kısa süreli koklayarak anlar.
Simit yedikten sonra , masaya dökülen susamları parmağının ucunu ıslatarak toplayıp yutar.
Daha birinci telefon zili çaldığınnda telefonun başına dikilen ama açmak için ikinci kez çalmasını bekler.
Yeni yapılmıs bir binanin yeni takılmıs camına beyaz boyayla S harfi yazar.
Bir dükkana girip , onun bunun fiyatını sorduktan sonra "abi araba bes dakka dursun ,ben hemen gelicem " deyip ,2 saat sonra gelir.
Okul yıllığında kendisi hakkında ; okulu kırıyordu, kopya uzmanıydı gibi yazıları arkadaşlarına gösterip bununla övünür.
Gazete bayiinin önünde durup da asılı olan gazeteleri ayak üstü okur.
Cebinden çıkardığı paraların içinde en eskisini özenle arayıp bulduktan sonra para üstü verir.
Trafikte ambulansın peşine takılarak sıkışıklıktan kurtulup,uyanıklık yaptığını zanneder.
Gece aşırı nem ve sıcak olmasına rağmen , üzerine örtmese de yanına yorgan alıp yatar.
Çocuğu yanlıslıkla elini kestiği veya düstüğü için ağladığında elini kesti veya düstü diye çocuğunu döver.
Kredi kartının islevsel kısmı zarar görmesin diye selobant yapıştırır.
Bir turiste adres tarif ederken bağıra bağıra Türkçe konuşur.
Bes genci yazın öğle sıcağında , beyaz renkli şahin marka bir otomobilin içinde , atletli olarak sokakları turladıklarını görürseniz bilin ki onlar Türk'tür.
Alışveriş merkezlerindeki güvenlik kameralarında saç tarar.
Birini çağırmak için kapı zilini çalmak yerine evin camına taş atarak amacına ulaşmaya çalışır.
Yemeğini yedikten sonra tatlı yiyecekse , bulasık çıkarmamak için çatalını veya kaşığını iyice yaladıktan sonra tatlısını yer.
Fayton , at arabası ve el tezgahına bisiklet kornası takma fikrinin patenti yüzde yüz bir Türk'e aittir.
Evinde bulunan saksıların dibini kültablası olarak kullanır.
Aracın sinyal lâmbalari dururken kolunu çikararak "dönüyorum" yazar.
Gazete kağıdını en iyi şekilde kullanır.(Cam silme bezi, külah,mendil, sofra bezi )
Ancak bir Türk kadını, denize dikkat çekmemek için elbiseleriyle girip, bütün dikkatleri üzerine çekebilir.
Plastik yoğurt kabını saksı yapar.
Arabasının arkasına yazı yazar . (Rahmetli de sollardı, tek rakibim THY, kroyum ama para bende)
On yıllık bir otomobilin koltuk ambalaj naylonlarını çıkarmadan kullanma becerisini gösterir.
sadece ülkemizde yaşanacağını zannettiğimiz aksaklıklardan ,türkleri karalamaya yönelik bunca maddeden sonra türk insanının gerçekte özelliklerini sıralayan şu maddelere bakarsak ; türk olma gururunu belki hatırlarız ;
Türk Milletinin karakteri yüksektir, Türk Milleti çaliskandir, Türk Milleti zekidir.
Dünya yüzünde, Türkten daha büyük,ondan daha eski, ondan daha temiz bir millet yoktur ve bütün insanlik tarihinde görülmemistir. (bkz: Atatürk)
Türk tek başına bir kuvvettir. Azmini ve iradesini kanından alır. (bkz: HAMMER)
Kılıcı eşsiz bir maharetle kullanan Türk eli, mağlup ettiği insanların yarasını sarmakta da o kadar ustadır. (bkz: LORD BYRON)
edit:yaşadığı ülkenin güzellikleriyle övüneceği yere , tüm bu maddeleri yerine getirecek tek ırkın : türk insanları olduğunu düşünen zihniyet ,mükemmeliyet denilen kavram size ait ya , bu vatansever halinizi ayakta alkışlıyorum...
duygularının geçici mi? yoksa ömürlük mü? olduğuna karar ver,
bu sevginin tek yanlı mı? karşılıklı mı? olduğunu düşün,
sevginizin olabilirlik düzeyini hesapla,
çevrenden gelen ve gelebilecek duyumlara kulağını ver,
senin için doğru olan kişi olup olmadığını anlamaya çalış,
ama bu önermelerin hepsinden önce daima kalbinin götürdüğü yere git...
derin ve uzun soluklu araştırmalarım sonucunda elde ettiğim tespittir.kalan %30 luk kısmın erkek olduğu varsayılırsa %5 lik kısmın cinsiyeti tartışılabilir. zorunlu edit:dakikasında mesaj manyağı yaptınız oğlum kız filan değilim lan!
sözlük yazarlarının en sevdiği kişilere yazdıkları yazılardır.
bugün kendim için yaptığım bütün şeyleri bırakıyorum
sadece seni düşünüyorum , ikimizi
ve bütün cevapsız kalmış soru işaretlerini yanıtlıyorum ;
'hiç arkadaşın yok hep yalnızsın ' diye sorarsın bencilsin ondan dersin hep duygusuz da tabii
ama yanıtın (bkz: senin için) olduğunu
bilemezsin*
susuyorum...
geçmişi anıyorum bazen
düştüğümde elimden tuttuğunu , ağladığımda gözyaşlarımı sildiğini...
bir büyük gibi davranırsın ,beni koruduğunu zannedersin hep
benden daha büyük olduğunu , daha güçlü olacağını iddia edersin
aksini söylerdim hep , tek başıma istediğim herşeyi yapabileceğimi
sana hiçbir zaman ihtiyacım olmadığını ve daha birçoğunu ...
güçlü görünürdüm , kızardın.
aslında bana ihtiyacın olduğunu bilirim
ama kabullenemem
yapabileceklerini gör isterim
bensizliğe alışman gerektiğini söylerim
duymazsın...
aşktan bahsedersin bazen
onu sevdiğini görürüm.
geçiçi olduğunu , gerçekci düşünmen gerektiğini söylerim
yine neden yalnız olduğum konusunda dem vurursun*
ama çok çabuk kırılırsın bilirim
üzülmeni istemiyorum diyemem ,
en değerlim olduğunu
bilemezsin ki...
önümüzde yine bir ayrılık dönemi olduğunu görürüm
birlikte gideceğiz her yere ayrılmayacağız ,
yine beraberiz derim ,
sevinirsin ,seni gözyaşları içinde uğurlayacağım o gün geldiğinde kızacaksın
yine yalnız kaldığımı haykıracaksın
ama senin iyiliğin için bunu istediğimi
bilemezsin ki
susuyorum...
dünyaya birlikte gözlerimizi açıp (bkz: merhaba) dediğimiz
kıymetlim , canımdan öte sevdiğim diğer yarım
yanına gelebilmek için herşeyi yapacağımı aklının bir köşesine yaz
çok çalışacağım, sende çok çalışıcaksın
derslerinin yoğun olacağı konusunda hiç şüphem yok
iyi arkadaşlar edineceksin kendine
dost sanıpta anlatmayacaksın herşeyini herkese
yalnızlığımdan , duygusuzluğumdan da dert yanmıyacaksın
bize birbirimizden daha yakın dost olmadığını anlayacaksın.
aslında ufacık şeylerle bile mutlu olan fakat göremediğin bu palyaçonun
en büyük sevgisinin sana ait olduğunada bilmeyeceksin hiçbir zaman
çünkü;
susuyorum...
ingiltereli yazar Shreidan Simove kitabının adıdır.fakat ikiyüz sayfalık kitabın ilginç yanı içinde bir tek cümlenin bile olmayışıdır.
bir erkeğin cinsel ilişkiden başka ne düşündüğünü kafasında irdelerken bu konuyu kitap halinde basma kararı almış yazar. Fakat 40 yaşındaki Simove yazmak için oturunca (bkz: yazar tıkanıklığı) yaşadığından yazamamıştır.
ingiliz yazarın bu boş kitabı altı dolarlık fiyatıyla da rekor kırmıştır.
geride bıraktığının kıymetini yıllar sonra anlamış sevgiliye tabi hala sevgili denilebilinirse cevabı merak edilen alternatif sorulardır.
bulabildin mi hep o anlattığın meşhur huzuru ?
(bkz: son defa)
hiçbir kalpte yer edinememenin doğurduğu sonuçtur.
sevdiğince sevilmemek , sevdiğince acıtırmış insanın canını.derinden etkileyen bir duydudur sevgisizlik .bu durum sevipte sevilmemekle alakalı.
bir başka taraftan olayı ele alırsak ;
sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı? cümlesi gelir insanın aklına.bu açıdan sevilmemek gamsız bir kişi için sorun oluşturmaz.
edit medit:ama bütün elmalarda sevmez mi? diye de düşündürür.
düşünmekten yorgun düşmüş bireyin dinlenebilme ümidi ile uygulamak isteği eylemdir .birey bir sene boyunca kullanılmayan akıl seneye daha iyi çalışır düşüncesini benimsemiştir. (bkz: düz mantık)
fakat akıl nadasa bırakıldığı süre zarfı içinde beyin nöronlarının eski işlevini görememesi sonucunda akılda kalıcı hasar bırakması ihtimali muhtemeldir.
en yenisinden 8. nesil yazar. entryleriyle sözlüğe renk katması ümidiyle ;
hoşgelmiştir.ayrıca yüzme konusundaki deneyimini nicknamemine yansıtmış olan yazar.
esra erol'un belkide sırf reyting uğruna , modayada uyalım diyerek programında
--spoiler--
'yok topu al,sana attım ,tuttunmu ? sıkı tut...
--spoiler--
şeklinde eller kollar havaya düzenli olarak apaçi dansını yapmasıdır.
sekizinci nesil yazar.hoşgelmiş diyelim vesselam.
o değil de 280. entry sinde fark edilen ya da es geçilmiş yazar.
sözlükte iyi vakit geçirmesini diliyorum***