Beni duygulandıran ilk televizyon programıdır. Hani şu bilgi yarışmasına katılıp her şeyi bildikten sonra son soruda aşkın tanımıyla ilgili soruyu bilememişti ya öyle düşünceli düşünceli bakışı felan. Bak hatırladım bi kötü oldum yine ya.
Ruh halini kitaplarında okurken hissettiğim ve beni yani korktuğum ve olmak istemediğim asıl benliğimi pisikolojik benzerliğimizle bana göstermiş dünyanın en güzide adamı.
En sıradan kelimelerin oluşturduğu cümlelerle ve öylesine kendinden kattığı karamsar bir tonla işlerki konuları bana göre tüm zamanların en iyi yazarıdır. Tabi bana göre öznel bir yaklaşım ama günümüzde çoğu edebiyat öğrencisinin tez konusu olarakta genel bir başarı elde etmiştir kendisi.okunası güzel insandır.
Sanata inanan insan zekasından farksızdır efenim şöyleki bir ressam kişisi düşünün bir ağaç resmi yaptığını söylemese ağaç diyemeyeceğiniz bir resim yaptığını. Bu ressam kişisinin gerçeklık ve güzellik algısının veya kişiliğinin büktüğü bir ağaç.
Bu ağacı oluşturan estetik kaygılara inanan, bunları hisseden ve ağaca hayranlıkla bakan bir gurubun içinde sizin olduğunuzu ve şöyle dediğinizi: "Ben böyle bir ağacın güzelliğini kabuletmiyorum ve sizi hayranlıkla baktığınız şu mantığa ve bilimselliğe uymayan bunlarla açıklanamayan hatta ağaca bile benzemeyen bu ecüş bücüş şekle neden hayran hayran baktığınızı anlayamıyor ve zekanızdan şüphe ediyorum" demeniz nekadar saçma salak nekadar anlamsızsa bu soruyuda sormanız itici ve aptalcadır.
insanları rahat bırakınız efenim isteyen sizin anlamadığınız estetik kaygılarıyla ağaç yapsın isteyen yaşamsal kaygılarıyla oluşturduğu siz hissetmeseniz bile inandığı ona güven veren, huzur veren ve hayatına bir şekilde bağlanmasını sağlayan tanrısına tapsın.
Sevgidir. Ama sadece insanları birbirlerine, bir şeylere bağlamakta benzer özellikler gösterdiği ve anlaşılır olması için sevgi kavramıyla anlatılan duygudur. çünkü insanı yöneten bilinçaltının çevresel tehlikelere aldığı önlemler, evrimsel dürtülerimizin bizi hayatta tutmak ve türün devamını sağlamak adına bizi etkilemesi ve en kötüsü kusurlu algılarımızın sanrılarıyla kirletilen duyguların arasından günümüz anlamıyla sevgiden farklı, bence farklı bir isimle kavramlaşmasını istediğim duygudur.
Kafamda onca şey varki bu konuda hepsini yazsam okumayacaksınız o yüzden dosdoğru söylüyorum etnik kökenede, kalıplaşmış bir boka yaramayan fikirlerin ürünü ideolejilerin oluşturduğu her türlü kategoriyede ve ben buyum o şu demek ki ben bunu o şunu yapmalı gibi tiyatrosal yaşayan her insanada...
Artık hayal gücünüze ve kategorinize göre siz tamamlayın.
Öncelikle terörün başındaki kürdü atıcaksın. atamıyorsan kafanı insanları rahatsız edemeyeceğin bir yere atıcaksın.
Bir terörist ölceğine sizin gibi sorunlara duygularıyla yaklaşan türkler ,kürtler veya her ne haltsanız, mantıklı bir çözüm bekleyen 10 kişi ölse daha çabuk çözülür.
Teorilere inanılmaz teori ya kabul edileir ya da yanlışlanır.
Ayrıca bu kadar delili ve gözle görülür etkilerine rağmen doğru kabuletmetip kabuledenlere garip demek daha bir garip.
Doğrusu ateistin teisten farkı bir din daha reddetmektir olan önerme.
Yanlıştır ateistler tanrı tanımadığı gibi tanrıdan gelme dinide tanımazlar yani tanımadıkları bir olguyu reddetmezler.eğer ki ediyorsa kendiyle çelişiyordur.
Bir teist içinde durum benzerdir dininin kabul görmediği tanrısal öğretiler tanımaz bu yüzden de reddetmezler.
Yeni doğan her bebek la notasıyla 440 hz frekansta ağlarlar. Bunu farklı duyan kulaklar ses sinyallerini ileteceği organın zayıflığından dolayı yadırganmamalıdır.
Gerçek ateistlerin kendiyle çelişmeyip kötülemeye değer görmediği bir insan.
Kötülemeye çalışan ve ateistim diyen ya ergendir dikkat çekmeye çalışıyodur, ya ateistlerin yobazlarındandır ki bunlar ultra yobaz olur ya da ateistliği tam kavrayamamış bir kişimsidir.
Söyleyin bana sayın yazarlar tanrı ne yapar, niye yapar, ve neden vardır.
Düşünsenize tanrı hariç henüz hiçbir varlık yokken neden tanrı evreni, insanı,meleği yaratsın yalnızlıktan canımı sıkılmış, yoksa egosunumu tatmin etmek istemiş hem her şeyi biliyorsa neden varlığını sürdürsün ne gibi bir amacı olsunki yaşasın ya da amaçlarının sonucunu bilmiyormu ki kendine amaç edinsin.
Tanrının tanımını yapılmasındanmı insan mantığıyla çelişiyor bu özellikler, yoksa tanrı bizi yaratırken kusurlu bir mantıkla yaratıp, kusurumuzun ötesinde anlaşılır özellikleremi sahiptir. Eğer ilk seçenek değilse ben tanrıdan soğumaya başladım.