bilal erdogan basbakan'in oglu görünürde hicbir sekilde söz sahibi degil e tabi ülke Türkiye olunca Bilal Erdogan'a rüsvet verirler, asil o rüsvetin Bilal erdogan'dan sonra nereye gittigi kimlerle paylasildigi mühim.. cok uzun haber, bir benzerini Fatih belediye baskani demir'in ifadelerinde de okuduk, yapilan kacak insaatlardan bilal erdogan'in haberi varmis zaten daha neyi konusuyoruz?
kendisini meshur cüppeli hocca diye bilinen ahmet mahmut ünlü hoca'nin kayni olarak henüz tanidik efendim.
yasar nuri öztürk'ün cüppeli hoca'ya "onun bunun cocugu" demesinden sonra enistesi olan cüppeli hoca icin kollari sivamis kendisi bir video hazirlamis.. ne var diye merak edersiniz simdi bol bol küfür var söyleyim..
bunlar birbirlerine elti desem degiller kuma desem degiller, durdular durdular küfüre basladilar artik..
yasar nuri'nin dedigi de küfürdür hem de cok agirdir.. bu insan biraz daha acik bildigin saydirmis..
hak hukaka gelirsek ikisi de haksiz, cüppeli hoca'ya "onun bunun cocugu" denilmez, ayiptir günahtir, bu adamin yaptigi edepsizliktir..
fransa'dan satin alinan yeni türk pasaportlari bitmistir, yenileri icin ayni fransiz sirketi ve baska sirketlerle anlasamayan türkiye pasaport almak isteyen vatandaslarini bekletmesidir.. sen koskoca türkiye ol minnacik pasaportu git fransiz'LARA YAPTIR.. ***
evet yanilmadiniz bildigimiz otlardan bahsediyorum bilmediklerimi de artik bilenlere birakiyorum..
kücüklügümüzden beri biliriz ki ispanak fena halde faydali bir sebze evet ot da diyebiliriz.. yalniz sunu unutmamak gerekiyor ki ispanak olamayan cayir otlari var hala aramizda onlari da keciler inekler yer bitirir sonuc olarak bir tekerleme gelir dilimize;
az evvel basima gelendir.. aramizda sira daglar olan sevgili babami aradim belki bir ögüt verir de bu yil isime yarar diye düsündügümden ama yok!
2 saat evvel yattik biz hadi sen de uyu hastalanirsin ile sonuclandi konusmamiz sanirim bu yil icin ögüdü bu oldu.. acaba erken yat erken kalk saglikli ol hastalanmami demek istedi düsünmedim degil hani.. **
gazeteci, eski bir galatasaray'li yeni bir besiktasli hosgeldin diyoruz kendilerine..
Dün Beşiktaş-Galatasaray derbisine ara ara bakarken, tribünlerdeki o muhteşem gösteriyle gözlerim dolarken hatırladım zalimleri. Yaşadıkları işsizlikten, yoksulluktan, canları acıtan her dertten o coğrafyada yaşayanları sorumlu tutanlari.
Van üşüyor, acının coğrafyası olmaz” diyerek tribünleri, Van'ın plakası 65'e işaret ederek 65.dakikada harekete geçiren ;Çarşi grubunun soyunmasını,
Van üşüyor, biz de üşüyoruz; diyerek yaşanan drama böylesi çarpıcı mesajla dikkat çekmesini,
Maça gelen her Beşiktaşlı taraftarın önceden duyurulan kampanya gereği üzerlerine giyerek getirdikleri kışlık kıyafetleri, oracıkta soyunarak bağışlamasını.
Boğazım düğümlenerek izledim.
Toplumun geçici bir asap bozukluğu diye değerlendirilmeyi çoktan aşıp toplumsal kutuplaşmanın nefret atmosferinin oluştuğunu nicedir gösteren tv ekranlarındaki şaklaban konuşmacılar/sunucular, twitt'lerinden kan damlayan yerli Mussoliniler, içlerindeki nefreti kusmak için yer/bahane arayan yorum ustalarının ruhum(uz)da açtıkları gedikleri, tamir etti Çarşı.
Derbi öncesi internetten
;Acı her coğrafyada aynı acıtır, acının rengi olmaz dedik.
Kara gözlü çocuk, Yunus, omzunda bir babanın eliyle bakıyordu hayata
Biz, henüz ölmemişken uzatalım elimizi.
Bu Pazar günü maça gelirken elin boş gelme!
Hayat getir biraz.
Yedi yaşındaki Denizler naylon çadırlarda donarak ölmesin.
Bu Pazar günü maça gelirken umut getir!
Getir ki, öğretmen Yusufların cansız bedenleri değil, emekleri taşınsın eller üstünde…
Bu Pazar günü maça gelirken cebindeki bozuk parayı tamir ettir de gel.
Kızılay'ın nezaretindeki kumbaralara sessizce düşsün kağıttan armağanın.
Bu Pazar günü maça gelirken, hava durumuna aldanma sakın!
Mevsim kış, ona göre gel.
Fazladan ceketinle, kazağınla, atkınla, berenle.
Üşüyen insanlarımız için kat kat kuşan da öyle gel.
Van'da Beşiktaş Çarşı Mahallesi
Adresimiz budur.
Bu Pazar günü maça gelirken yüreğin boş gelme Kartalım, aç kanatlarını.
Van üşümesin.” dediler ya.
Dediklerini; statta esen buz gibi rüzgara, donduran ayaza karşı tuttular, getirdikleri atkıları bereleri kazakları soyunup Van’a gitsin diye oracığa bıraktılar ya.
Nefret tohumlarının içimde yarattığı ‘ne olacak bu memleketin hali’ kederini/endişesini, bir kez daha dağıttılar ya.
Artık Galatasaraylı değilim, dünden itibaren Beşiktaşlıyım.
Yense de yenilse de artık Kara Kartal’ım.
Sadece Van’a değil, benim gibi kederlenenlere de hayat verdiniz; çok yaşayın çocuklar, çok!
Bu ülke de, sizin gibilerin yüzü suyu hürmetine yaşıyor ya zaten.
Rahman ve Rahim olan adına sığınarak
Açtım iki elimi, kor gibi iki yaprak
Bir edep ölçeğinde umutlu ve utangaç
işte dünya önümde benim ruhum sana aç
Bu seyriyen ellerle senden seni isterim
Senden seni isterken canımdan çıkar terim
Sana aşık ruhumdu merceği yakan ışık
Gözlerim Cemal'ini görmeden de kamaşık
Bir mirasyediyim ben iflasın eşiğinde
Hep sabrım ölçülüyor ihlas bileşiğinde
Kimim? Kimlik ararken hem güler, hem aglarim,
Yükseklerden dökülen sular gibi çağlarım..
Çok tuzlu bir denizim, her anim med ve cezir,
Sana aşık olalı, yüreğim kutla esrir.
Döşeğim kara toprak, yorganım kara bulut;
Ben, Seninle doluyken vurgun yapamaz kunut.
Her insan günah işler, Senden saklanır mı sır?
Tövbe dilekçesiyle sırttan kalkar bu nasır;
Kainatı yarattın, donattın, rızık verdin;
Kimine sonsuz körlük, kimine ışık verdin;
Yanlış adım atmayın diye indi her kitap,
Sana açılan eli geri çevirmezsin Rab!
Ulu bir silsileden peygamberler gönderdin,
Gökyüzüne yıldızlar, yere çiçekler serdin;
Senden önce bir sen yok, kainatta ilk Sensin;
Bu kainat bir meta, hepsine Malik Sensin;
Rabbim Seni tanıyan, bilir doluyu, boşu,
Kapına geldi işte yorgun bir aşk sarhoşu.
Garibim, muzdaribim, ama umutsuz değil,
Seninle dost olanlar cihanda mutsuz değil.
Kulunum, kurbanınım, Rabbim Senin mülkünde,
Garip kulun ne söyler, gülümse dilekçeme;
Senin için verince, verenin feyzi artar,
Gönülden bir sadaka, dağca bir ömrü tartar.
Kainatta ne varsa hepsinin zikrinde Sen.
Hamd ve Şükür Sanadır, herşey Seninle esen;
Sen ki, Sana geleni çevirmezsin eli boş,
Aşık boşa dememiş;Lütfun da, kahrın da hoş;
Bir beyaz dilekçedir sana her yalvarışım,
Imanımla amelim, hem perdem, hem nakışım
Çalı bile kendine sığınan kuşu itmez,
Sen Gafur;sun, Aziz;sin, senin keremin bitmez.
Geldim işte kapına, kul senden ırak olmaz,
Sana adanmamışsa yürek de yürek olmaz.
Benden önce esirge Muhammed ümmetini,
Esen gitsin her kervan, en sona ula beni.
Kainat bir mozaik, her şeye sahip Allah,
Ey gizli ve aşikar her derde tabip Allah' ı
Yaşar Ateşsoy, 08.06.1957 tarihinde Kayseri'nin Develi ilçesinde doğdu. istiklâl/Seyrani ilkokulu, Develi Merkez Ortaokulu ve Develi Lisesi'nden sonra Kütahya Eğitim Enstitüsü'nü, 1990 yılında Ankara Üniversitesi TÖMER'de ingilizce kursunu bitirdi. Anadolu Üniversitesi A.Ö.F. Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Bölümü ve Millî Güvenlik Akademisi 58. Dönem Mezunu..
Ateşsoy; 1976-1991 yılları arasında Hürriyet/hha, Milliyet/Mil-Ha, Millet, Karatekin, Bizim Çankırı, Tercüman, Akajans, Anadolu Ajansı (AA), Bulvar, Son Havadis, Söz gazeteleri ve Yankı Dergisi muhabirliği görevlerinde bulundu. Çankırı TV, Çankırı SüperFM ve Kanal 18 Radyo ve Televizyon kuruluşu ve yayınlarını gerçekleştirdi.
1992 yılında Sağlık Bakanlığı"nda Proje Koordinatör Yardımcısı, 1992-1993 Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Yayınlar Dairesi Başkanlığı'nda Prodüktör, 1993-1995 yılları arasında Millî Eğitim Bakanlığı Özel Kalem Müdürü ve Bakanlık Müşaviri, 1995-1997 Millî Eğitim Bakanlığı Basın ve Halkla ilişkiler Müşaviri, 1997 TBMM KiT Komisyonu'nda müşavir, 1997-1999 Başbakanlık Basın ve Halkla ilişkiler Müşaviri olarak görev yaptı. 2002 yılında Başbakanlık Özürlüler idaresi Başkan Yardımcılığına atandı.
2002 yılından buyana Başbakanlık Basın ve Halkla ilişkiler Müşaviri ve 2003 yılından itibaren de, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bakanlık Müşavir vekili olarak görev yapmaktadır.
1999-2002 yılları arasında Rusya Federasyonu, Çin Halk Cumhuriyeti, Kırgızistan Cumhuriyeti, Pakistan ve Meksika'da yapılan toplantılarda heyet üyesi ve Basın Müşaviri olarak resmi görüşmelerde bulunmuştur.
Ayrıca, 1989 yılında Türkiye Gazeteciler Cemiyetleri Basın Vakfı Müteşebbis Kurul Üyeliği, 1987-1995 yılları arasında Çankırı Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı, 1991-1997 yılarında Çankırı Polisgücü Spor Kulübü Başkanlığı görevlerini yapan Ateşsoy, Ulusal Stratejik Araştırmalar Derneği (UGSAD) üyesi ve Türkiye Eskrim Federasyonu Danışma Kurulu Üyesidir.
1989 yılından beri Sarı Basın Kartı Sahibi olan Ateşsoy, Yâran Diyarı Bizim Çankırı (1988, Ankara) ve Nevzat Ayaz ve Değişen Çankırı Gerçeği (1997, istanbul) adında yayınlanmış iki kitabı vardır. 1990 yılı Başbakanlık BYEGM Röportaj Dalı Türkiye Birinciliği ödülü bulunan Yaşar Ateşsoy, Hatice Hanım ile evli ve Zeynep, Nasuh Emre ve Ahmet Çağatay'ın babasıdır
alinti..
Yasar Hoca liderlik dünyasi baskani liderlik basari ve motivasyon kocu.. dünya liderlik dernegi baskani.. ankara'da ikamet etmekte ve sevdigimiz saydigimiz deger verdiklerimiz arasinda bulunmaktadir.. *
fay hatti..
kandil..
cukurca..
vs vs
bunlar can vermeye sebep olabilir ancak sirat köprüsü birtane istesek de istemesek de o köprüden gececegiz ona göre yazmali ona göre konusmaliyiz zira hepsi muntazam bir sekilde kayit ediliyor..
fay hatti, sehid sayisi, terörist sayisi bilinmez ama sirat köprüsü bir tane.. aman dikkat..
Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankasi okey oynayan calisanlarina ne kadar para ödüyor? Ben %20 daha az alip bankanizda calismaya talibim.. Hep okeyle biterim hem siz kazanirsiniz hem ben hem Türkiye!
bugün basima gelendir.. otobanda giderken sinyal vermeden aniden önüme gecen adama dedigimdir.. ne mi dedim? aptalin oglu aptal gözlü aptal.. ne demek istedim o anda bilmiyorum.. kisaca aptal iste.. *
bu aralar yaptigim eylem.. sabah bunalarak uyaniyorum aksama kadar bunalmis oluyorum zaten, eve gelince de istesem de istemesem de "cok bunaldim" diyorum.. etrafimda olanlari da buraya yazarak olmayanlari da bunaltiyorum farkindayim.. ama bunaliyorum.. birkac günlügüne hep beraber bunalsak ne güzel olur.. ***