Şu koskoca dünya denen nesnenin içinde kendimizden daha değerli hiçbir şey olmadığını taş kafamıza sokmak için vardır yalnızlık. Çünkü insan en çok yalnız kaldığında anlar değerini.
şu sözleri söyleyecek kadar büyük bir yüreğe sahip, eşsiz şairimizdir;
"şu kainat denen nesnenin içinde en çok sevdiğim yürek, üzerine en çok titrediğim insan kalbi senin göğsünün içine takılı olanıdır.."
(bkz: can baba)
"neden hayatında biri yok diye soranlara,: hani bazen durakta belli bir otobüsü beklersiniz ya on dakika, onbeş dakika, yirmi dakika beklersiniz gelmez. bu arada başka alternatiflerde geçer ama binmezsiniz. nede olsa "beklemişsinizdir o kadar" boşa gitsin istemezsiniz. sormayın artık bana.! herhangi biriyle değil, beklediğime değecek olanla devam etmeliyim bu yola!.. durakta yaşlanmak olsada işin ucunda"...
şu kainat denen nesnenin içinde en çok sevdiğim yürek, üzerine en çok titrediğim insan kalbi senin göğsünün içine takılı olanıdır.
(bkz: dolaylı anlatım)
hiçbir zaman biz olamadık seninle. ne çok istedim oysa.. dünyaya geldiğimden bu güne yaptığım en büyük beceriksizliğimdin beklide sen. hiç beceremedim sen tarafından sevilmeyi. her şeyi denedim; bir gün sen oldum, senin gibi konuştum, küfür ettim, içtim, güldüm,umursamaz oldum. kendimi terk ettim ben senden sonra, baştan aşağı sen oldum. şimdi gidiyorsun bu şehirden. gitme diyemem ki.. sen bilmezsin gidince tek başıma kalacağım şu milyarlık dünyada.. kalabalıklar içinde kaybolmuş çocuğun annesini aradığı gibi arayacak kalbim hep seni. ellerim sana uzandığında boşluğa sarılacak sımsıkı.. artık bir sahil kenarında, park köşesinde, banka kuyruğunda karşılaşma ihtimali kalmayan bir aşktı işte benimkisi. hayatta bütün korkuların üstüne giden, cesaret adına yapılabilecek her şeyi yapan ben; hiçbir zaman seni seviyorum deme cesaretini gösteremedim karşında. ama şimdi dolaylı olarak söylüyorum; şu kainat denen nesnenin içinde en çok sevdiğim yürek, üzerine en çok titrediğim insan kalbi senin göğsünün içine takılı olanıdır..
başıma yeni gelmiş bir olay. sınavdayım ve hoca tek tek soruları yazdırıyor. dördüncü sorumuz pestisitler. bu konudan o kadar bi haberim ki yanlış anlayıp testisitler yazmıştım. sınav kağıdımı okuyan hocamla hala göz göze gelemiyorum.*
suyu sonuna kadar açarım efenim birde yanık bir türkü tutturdummuydu tamamdır. ahenkle süzüle süzüle deliğe düşen b.k un sesini böyle kamufle ederim işte. tavsiye ederim.
küçük bir tavsiyede daha bulunalım; fazla merak iyi değildir. güzel bir de söz vardır bu konuyla alakalı;bir insan ya meraktan ya dayaktan **
-zaptıron kazım
-gartanın ayşe
-pondul(pantolon) mustafa
-mıncık
-gavur celal
-kulaksız
-şeşbeş emrah
vs..
hiç biri uydurma değildir. hepsi mahallemin insanlarıdır.*
bursa inegöl çarşısı işhanında tuvalet kapısına yazılmış yazı, tuvalet yazısı tarihinin dönüm noktalarındandır.
a4 kağıdı üzerinde; "ışık sönerse lambaya doğru el sallayın"...
Karşımdasın işte...
Bana bakmasan da oradasın, görüyorum seni.
Ah benim sevdasında bencil, yüreğinde sağlam sevdiğim.
Kalbime gömdüm sözlerimi, ceset torbası oldu yüreğim.
Tıkandığım o an,
Elimi nereye koyacağımı şaşırdığım o an işte,
Aklımdan o kadar çok şey geçti ki takip edemedim.
Ellerim boşlukta, ben darda kaldım.
Ellerim buz gibi, ben harda kaldım.
Bir senfoni vardı kulağımda çalınan,
bitti artık hepsi...
Köşeme çekildim, hani hep kaldığım köşeme.
Bakış açım belli oldu yine.
Geride kalan, ardından bakar gidenlerin.
Bir meltem olacak rüzgarım dahi kalmadı benim.
Dağlara çarptım her esişimde.
Yollara küfrettim her gidişinde.
Demiştim sana hatırlarsan:
önemli olan zamana bırakmamak değil
zamanla bırakmamak
Şimdi bana, geçen o zamanın
Unutulmaz sancısı kalır
Gittiğim eğer bensem, söyle bana kimden gittim?
Sende yoktum zaten ben, ben yine bende bittim...
amerika'da zencinin biri pasaportunu kaybetmis. tam da turkiye'ye tatile gidecegi gun. aksilik bu ya...
uçagi kaciracak, kara kara düsünürken yolda bir pasaport bulmasin mi ?!..
hemen almis yerden, bir bakmis ki leanardo di caprio'nun pasaportu.. "ne olursa olsun" demis ve sansini denemeye karar vermis.
çikarmis leonardo'nun fotografini, kendi fotografini yapistirmis.. uçmus türkiye'ye.
atatürk hava limaninda görevli gümrük memurunun karsisina geçmis.. kim olabilir memur.. tabi ki temel... :-)
almis pasaportu eline temel adamin ismine bakmis :
''leonardo di caprio", fotografa bakmis, bir zenci.
adama bakmis ayni zenci... bir kaç saskin bakistan sonra
temel obur masaya seslenmis,
ula cemal, habu titanik batmis miydu, yanmis miydu?"