gündelik hayatta, seviyesiz arkadaşlıklarınızda istediğiniz kadar kullanabileceğiniz hede. tamam sizi kollayan bi moderasyon da olabilir, ama rica ederim, şunu başlıkların altında kullanmayın. başlık ilginizi çekmediyse, geçin gidin, tıklayın başka bir başlığa kardeşim. senin ilginden asıl banane. misal birisi transport tekniği diye başlık açtığında, ben "sözlükçülerimizin de çok da umrundaydı bu konu, sen .mdan g.tten haber ver?" diyor muyum?
başlığın birinde, sözlüğümüzün de bir klonu olduğu ekşi'nin istatistiğinde yer alan yaş gruplarına hicvetmişim. önüne gelen yazmış ".ikimizdeydi, değildi".
ben kimsenin .ikinin ihtiyacına göre hareket etmek zorunda mıyım? bu seviyeye inip, "iyi o zaman, .ikini de tut git buradan" gibi cevaplar mı vereyim illa?
(Edit: mevzu bahis başlıktaki çirkin entrylerden üçünden ikisini silen arkadaşların nicklerini hatırlayamadım. dolayısıyla, özel mesaj da atamadım. buradan, teşekkür ediyorum kendilerine. uyarımı dikkate almayan yazarın çoluk çocuk yaşta biri olduğunu umuyorum. değilse de hayatta bol şanslar diliyorum kendisine. bu kafayla nereye kadar gidebilirse...)
göz saniyede 24 kare görebilen bir organdır. bu karelerin sayısının artırılması ve odaklarının değiştirilmesi, görüntüye sabit ve uzun süreli bakıldığında göz yanılgısına sebep olmaktadır.
s. weir'in "Encyclopedia Idiotica: History's Worst Decisions and the People Who Made Them" kitabı adından anlaşılacağı üzere bu konuyu irdeleyen, dünya siyasi tarihi açısından güzel bir kaynak.
anadolu'daki eski yunan medeniyetlerinin hikayeleri var. churchill'i suçlamak için konulmuş, çanakkale savaşının acı öyküsü var. hadi dünya siyaseti dediniz, 2000 nüfuslu bir adanın liderinin aptallıkları bile var.
lakin, bir kanuni'nin durduk yere fransa'ya kapitülasyon hakkı tanımasını, bir merzifonlu'nun viyana kuşatmasını ya da baltalı'nın aşk hikayesinin hiçbirini okuyamayınca derin bir "olmamış" çekiyorsunuz.
sözlükler dışında da pekçok internet oluşumunda nickname/username (kullanıcı adı) isteniyor. forumlar, e-mail servisleri, youtube, hatta fatih altaylı'nın kişisel sitesi de buna dahil.
(http://www.fatihaltayli.com.tr/pvp.cfm )
hal böyleyken, "nickname in arkasına saklanan şerefsizler" vecizesinin sahibi fatih bey'in illa ki en az bir nickname'i olmalı. ve de fatih bey'in şerefine uygun olmalı bu(nlar).
faşist bir amcanın bunla ilgili bir fantezisini duymuştum. "bütün kürtleri bir şehre toplamalı, sonra üzerlerine elma şekeri ** atmalı" diyordu. kürtleri bir şehre toplayıp-sığdırmak, elma şekerini bulmak konularında ise çözüm yolları yoktu. başarısız bir soykırımcı faşistti bence...
yavuz sultan selim nasıl getirmeyi unutmuş bunu anlayamadım. selim'in çocukları, torunları bu evin içinde doğurulsa şimdiye bütün dünyaya hakim olabilirdik oysa ki.
"bir gün yaşlı bir kadın peygamberimiz"e gelerek: "yâ resulallah! cennete girmem için bana dua eder misiniz?" dedi. peygamber efendimiz: "yaşlı kadınlar cennete giremez" diye ona takıldı. bunun üzerine kadın ağlayarak oradan ayrıldı. peygamber efendimiz, sahabîlere: "gidin ona söyleyin, insanlar cennete yaşlı olarak girmeyecekler. cenab-ı hak, "biz onları yepyeni bir yaratılışla yarattık da, eşlerine sevgi ile düşkün hep aynı yaşta genç kızlar yaptık" buyurmuyor mu?" (vakıa sûresi, 36.) evet, insanlar cennette genç olacaklar, yaşlı değil. efendimiz de "yaşlı kadınlar cennete giremez" derken böyle bir latife yapıyordu."
çobanlık -> tüccarlık -> peygamberlik (dini liderlik) -> otoriter peygamberlik (din ve toplum liderliği) şeklinde gelişen başarı hikayesi. bu kariyerin getirisi olarak, 1400 yıl sonra bile yaşadığı memleket hac turizminden iyi ekmek yiyor. bundan çıkarmamız gereken çok ders var.
yobaz bir tv kanalında ak sakallı bir amcadan bu konu hakkında meali şu olan açıklama duymuştum. böyle zırvaları dinleyenler için gülsem mi ağlasam mı bilememiştim:
"insanın sorgulaması allah'ı ve onun dinini algılamaya yetmez, bu yüzden böyle birşeyle uğraşırsa şeytana uyma ihtimali yüksektir. böyle bi vebalden kendini koruduğu için de mümin büyük sevap işlemiş olur."
yalnız karşı cinsiyetle değil, dilediğin tüm insanlara karşı olabilmeli.
tanımadığım biriyle ne zaman el sıkışacak olsam, pisuvarda işini hallettikten sonra elini yıkamaya bile gerek duymayan "prezentabl" diye geçinen kimi plaza insanları aklıma geliyor. bunun daha alt kültür seviyesinde olanını hayal edemiyorum.
kızlarla-kadınlarla sıkıştığı elini yıkamayıp, evde 31 çeken abazanlıkta çığır açmış tipleri de duyuyorum.
işin gripti, hastalıktı boyutlarına hiç girmiyorum.
bu kadar geneli abazan ve hijyene önem vermeyen bir toplumda böyle bir özgürlük olmalı.
"türklük=türk ırkından olma" sonucunu çıkaran kafatascıların genellemesi. zannediyorum, "dağdan geldiler, bağcıyı kovmaya çalışıyor" demeye çalışıyorlar. bu gerzek düşünceye göre bütün türkler çekik gözlü olmalı; ama sarışını esmeri, mavi gözlüsü kara gözlüsü her tür görünüşte insan var türk milletinde, diğer milletlerde olduğu gibi.
türklük bir kültür birliğidir, millet olmaktır. darbeci anayasalar'da bile bu açıkca belirtilmiş. hal böyle olunca ataları binlerce yıldır bu topraklarda olan rumların, lazların, çerkezlerin, kürtlerin ve ismini sayamayacağım bir çok kökenden gelip, türk milletinden olmayı benimseyenlere böyle bir yakıştırmada bulunmak trajikomik kaçıyor.
başka bir erkeğe yakışıklı diyen erkek türünden biri olarak böyle bir isim veremiyorum. benim için böyle biri olmaması, safkan bir ırkçı olduğum gerçeğini yüzüme çarpması açısından çok koydu bana.
"yazarlara örnek, ağır başlı ve sorumluluk sahibi olmalıyım" psikolojisinde olmalarından kaynaklanır. bir de tarafsız olacam diye kasarlarsa vay hallerine.
emekli olduklarında deyim yerindeyse patlama yaşamaları, geçmişteki bu sıkıntılarını ispatlayabilir. dini ve siyasi konularda takır takır içinde kalanları yazmaya başlarlar.
bu katsayıyı anlamlı ve kolay anlaşılır hale getirmek için, virgülden sonra tek hane olacak şekilde yuvarlıyoruz. hesaplanan değer 99,9'dan büyük çıkıyorsa, bunu 99,9 olarak farzediyoruz.
*peki bu katsayı neyi ifade eder?
bu ne kadar 1'e yakınsa, yazarın başlık açma eğilimi o kadar fazla oluyor. örnekte görülebileceği üzere july4th kardeşimizin başlık açma eğilimi benden biraz daha fazla.
*peki ne işe yarar?
atıyorum 20'den büyük olanların bir iki yamuğunu görmüşseniz, rahatlıkla "ayarcık yazarı" ya da "bkz yazarı" etiketi yapıştırabiliyorsunuz. tabi içinizden.
*peki bunun 1'e çok yakın olması iyi birşey midir?
istisnai durumlar (misal; mod olmak) harici değildir. author, peder zickler gibi trollere özenip sol frame'i başlıklarınızla kirlettiğinizi gösterir bu sefer de.
(bkz: başlık kirliliği)
* e o zaman bunun normali ne olmalı?
yazarların stiline, sözlükten sözlüğe göre bile değişebilir bunun cevabı.
-oturmuş bir sözlük için (uludağ, ek$i, itü gibi) 4,0-12,0 arası uygun olabilir, yazarlar genel olarak içi dolu şeyler yazabiliyorsa 12,0 değeri daha da artırılabilir.
-açılalı birkaç gün olmuş sözlük için, ilk haftalar için 1,1-3,0 arası kabul edilebilir.
evet, böyle bir moda ne yazık ki yükseliyor. pakistan, iran gibi ülkelerde buradakinin on katı hızında hem de. ülkemizde bir laborant ya da mühendis konsantre asite işi gereği yasal yollardan ulaşmak için binbir bürokratik işlemle uğraşıyorken, elemanlar neredeyse bakkaldan peynir ekmek alır gibi edinebiliyor. sonra da kendisiyle evlenmeyi reddeden kızlara ya da boşanmak isteyen karılarına, bacılarına atıyorlar.