çoğunlukla "bakirelerin neler yaptığını biliyo musun?" türü cümlelerle zuhur eden edepsizlik örneğidir. yüzsüzlüğün böylesini görmedim aga. ahlaksızlık yaptığın kesin, bari başkalarına iftira atarak iyice düşme. insan ol.
ilk bakışta kuzuyu kurda teslim etmek gibi görünse de çok mantıklı bence. bir kere ikide bir polisten şikayetlenemeyecekler artık. ikide bir sokağa çıkanlar yeni hedefler aramak için dahi olsa beyin hücrelerinin farklı loblarını çalıştıracak sonuçta. iyi bir şey bence.
arkadaşlar bu entrimde mecburen fetoşçu olduğumu itiraf etmek durumundayım. bunu daha sonra yapmayı planlıyordum ama bugüne kısmetmiş.
geçenlerde eve sohbete çağırdığım sol görüşlü arkadaşlarımın eve girmeleriyle birlikte evi saran ve iki metre yakınlıktan gözle görülebilen koku neticesinde yaptığım tespittir bu. ahanda tanımını da yaptım. gammaz arkadaşlarla başka entry de görüşürüz.
efem ne diyorduk? böyle gözle görülüyordu koku. o derece iğrençti. tabi abdest almayınca, namaz kılmayınca böyle oluyor. polis tankeri diyeceksiniz eminim ama o yağlı saçlarını bile temizleyemiyor arkadaşların, kaldı ki pis ayaklarını temizlesin. böyle bir şey olamaz arkadaşlar. yatsı namazım zehir oldu. namaza kendimi veremedim kokudan. sohbetten önce babam arıyormuş numarası çekip eve gittim. orda kalanlara allah sabır vermiştir umarım.
çok eğitimlidir bu. başlığa sığmadığından buraya yazma gereği duydum. parmağına toplu iğne batırsan bilgi fışkırır o derece. ama "emperyalist", "işbirlikçi", ve "defol" un kalbinde çok müstesna bir yeri vardır. onlarsız cümle kurmaz.
nerden baksan iyi eğitim almış, analitik düşünme kabiliyetine erişmiş, hele ki bir de beyle siyasi siyasi kitaplardan okumuşsa birikimine birikim katmış, bop eşbaşkanlarının adlarını tersten sayabilecek düzeye gelmiş bir arkadaşımızdır bu. mottosu "halkımız cahil, akp o yüzden iktidar oluyor." dur. ona göre eğitim tabana yayıldığında, yani herkes çıkmış soruyla üniversite bitirebildiğinde tkp tek başına iktidar olacaktır. muhalefet olarak da chp olabilir. yani olmasa iyi olur tabi ama chp'li arkadaşlar da okumuş, eğitimli insanlar sonuçta. onların da hakkını yememek lazım.
sol görüşü benimsemiş arkadaşların, üniversitenin sol kulüplerine yazılıp polislerle çeşitli pozisyonlarda çatışmaya girmek suretiyle kazandıkları bilincin, birikimin bir sonucudur. efem bu arkadaşlar arasında haftada iki kitap okuyanları vardır. beyle siyasi siyasi kitaplar. sen bilmezsin. derin mevzular anlatılıyor. örneğin bu kitaplarda tayyip erdoğan'ın abdullah gül'ün filan hangi projelere eşbaşkan olduğu detaylarıyla, kanıtlarıyla filan veriliyor. senin benim başbakandır, devlet büyüğüdür diye saygıda kusur etmediğimiz adamlara "ünü-vers-teee-den-deeee-fol." diyebiliyorlar. çok mühim bir birikim gerektirir bu. önemli.
şimdi her insanın bir kusuru olur. söylentilere göre kadı kızında bile varmış kusur. bu arkadaşlarda da var elbet. bu arkadaşlar o kadar kültürü, birikimi, dış politikayı, büyük ortadoğu projelerini filan bir tarafa bırakıp emlakçı oluveriyorlar arada sırada. kim kime nereyi satmış, parselini kaç liradan vermiş, dolar kuru nedir filan öğreniyorlar. düşünsene abi, ortasından sıksan ağzından burnundan kültür fışkıracak adam birden ada, parsel filan hesaplamaya başlıyor. kesin bir bildikleri vardır ama göze hoş görünmüyor tabi ki. yapmasınlar demiyorum ama bir entelektüele, hele marksist bir entelektüele yakışacak şekilde vakarla yapsınlar bunu.
herkesin bir an evvel yapması gereken liste. hazırlıksız yakalanmamak lazım. mesela ben şimdiden gözüme dört tane kız kestirdim. bi gelsin şu şeriat, basıcam nikahı.
sağda solda düzinelerce örneğiyle karşılaşılabilecek bir büyükbaş türü. en belirgin özelliği jipe binmiş türbanlı kadın görünce kurt adama dönüşmesidir. bu arkadaşın tedavisine ilk olarak google a girip "zengin sahabeler" yazması istenerek başlanabilir.
bazılarının başbakanıma çok sert çıkması, hatta bazılarının "ona dokunanların ellerini kırarız." ayarında çıkışları, bazılarınınsa olaya çekimser yaklaşması hatta içten içe başbakanıma destek vermesi şeklinde vuku bulmuş olay. şahsi kanaatimce bunun sebebi atatürk'ün bu konuda bir görüş bildirmemiş olmasından, bir özdeyişinin olmamasından başka bir şey olamaz.
yoktur. varsa bile kendisi bizimle paylaşmamıştır. o yüzden kemalistler oruca pek sıcak bakmazlar mesela. ben de yine bu yüzden biraz kırgınım atama. ne olurdu sanki "oruç nefsi köreltir, oruçlunun ağzından çıkan koku miski amberden bile daha güzeldir." filan deyiverseymiş. bir ay oruç tutuyoruz, arkadaşlarla programlarımızı filan ayırmak zorunda kalıyoruz.
alenen gasp ediliyor ve buna kimse ses çıkaramıyor.
kader'in 275 kadın milletvekili isteğini dillendirmesinden sonra açıkça görülebilecek bir gasp bu. şimdi birileri çıkıp da "kılık kıyafet yönetmeliği" filan diyebilir. kafam girsin onlara. kılık kıyafet yönetmeliği dediğin şey, ülkenin dörtte birini gözardı ederek nasıl yapılabilir? bunun nasıl bir mantıklı açıklaması olabilir? örneğin kılık kıyafet yönetmeliğine "etek boyu" diye bir madde koysan, desen ki "beş santim olacak", millet ayağa kalkmaz mı abi? kalkar. çünkü örfümüze, adetimize aykırı bir kere. onu da geçtim, temel haklara saldırı olur bu. hal böyleyken nasıl olur da koskoca ülkenin kurumlarının kılık kıyafet yönetmeliği hemen hemen ülkenin dörtte birinin yaşam tarzını yok sayarak oluşturulabilir? bunun adı düpedüz düşmanlıktır.
efem şimdi bir kısım insan da çıkıp "şeriat gelir, türkiye iran olur." diye karşı çıkabilir bu isteğe. onlara da bir çift lafım var. şeriatın eli kulağında, yakında gelir. hepinizi çarşafa sokacağız. müslüman olmayanlara tövbe etmesi için bir şans vericez. kabul etmezlerse doğrayacaz... ehehe. olm ne mal adamlarsınız lan? hala bunlara inanıyorsunuz.
aklın havsalanın alabileceği bir şey değil bu. yüzde doksan dokuz ağzımıza yerleşmiş bir sayı. hadi ona yüzde seksen diyelim düz hesap. hadi o da yetmezse yetmiş diyelim. gene de bunun adı çoğunluğu siklememektir. hele hele neredeyse tamamı müslüman olan ülkede şer'i hükümleri hiçe sayan kanunların olması bildiğin haksızlıktır. çoğunluğu yok saymaktır. hadi şeriatla yönetmiyorsun, bari kanunlara biraz çeki düzen ver. devlet dediğin vatandaşının hayatını kolaylaştırmak için yok mu? niye zorlaştırıyorsun?
bir terslik var burada. "bakire değilsin, evlenmeden başkalarına vermişsin, iğrençsin." diyorsun çıkıp diyor ki "ama yoldan geçerken tecavüze uğramış kadın da...". diyorsun ki "bakire olmayanlar yanacak.", "o zaman bütün evli kadınlar yanacak ahahaha." yau bu ne yüzsüzlük, bu ne çirkinliktir a canım? sen ki kendi isteğinle, araba için, zengin kocaya kapak atma ümidiyle vermişsin birilerine, kendini nasıl tecavüze uğrayan masum kızcağızla aynı kefeye koyabiliyorsun? hiç mi utanma arlanma yok sende? gerçi benim de sorduğum soruya bak. yok tabi.
allah hepimizi korusun, çok korkunçtur. ben şahsen düşündükçe ürperiyorum, bu arkadaşların "namus beyinde tamam mııı" deyişlerine bile kızamıyorum. yanacaklar zaten, niye bu dünyayı da onlara zehir edelim?
beni ateistlere karşı daha merhametli davranmaya iten bir şey varsa o da budur. zaten adamlar cayır cayır yanacak abi, ne diye adama bileneyim, kızayım ki? düşene bir tekme daha vurmak gibi bir şey bu benim gözümde. ateistim ayağına karı kız tavlayanlarına bile laf söyleyemiyorum.
arkadaşlar aranızda yeni olduğum doğrudur ama sanmayın ki bu ben sözlük camiasında yeniyim demek. tabi ki yaşım ve mesleğim dolayısıyla zaman zaman birtakım sözlüklerde cirit attığım oldu. şimdi şu anda taa o zamanlardan beri kıl olduğum bir durumu paylaşmak üzereyim. bir aksilik çıkmazsa, ne bileyim elektrikler kesilmezse, deprem filan olmazsa, sevgilim bir anda içeri girip bornozunu yere düşürüvermezse size bunları şikayet edeceğim.
tahmin ettiğiniz üzere hepimiz, bu sözlüğe, diğer sözlüklere girenler, çıkanlar, başlık açanlar, trollük yapanlar filan normal insanlarız aslında. normal insan derken, bildiğin normal insan yani. hani aynı dışarıda gördüklerinden. gel gelelim, kendim için de söylüyorum bunu, buraya girerken nedense espritüelliğimiz üstümüzde oluyor. hepimiz cem yılmaz oluveriyoruz. olayın gizemini çözemedim ama bana itiraz eden yoktur herhalde. sizler de farkındasınızdır bunun.
şimdi "ne var bunda?" diyebilirsiniz. haklısınız da. birçoğumuz buraya eğlenmek için giriyoruz ama şöyle bir sakıncası var bu durumun. sizler de zaman zaman farkına varıyorsunuzdur bunun. bazı arkadaşlarda espritüellik beyaz gömlek altında siyah atlet gibi. uymuyor, göze batıyor, rahatsız ediyor. kaderin bir cilvesidir ki en çok da bu arkadaşlar espri yapmaya uğraşıyor. yeminle bazen öyle durumlara düşüyorlar ki onların yerine ben kızarıyorum bilgisayarın başında. abi o kadar mı olur amk. yapamıyorsan yapma be kardeşim. bazılarına da ciddilik yakışıyor, neden bu espritüellik merakı anlamadım gitti.
örnek verecek olursak, sizin de üçüncü paragrafa girerken aklınıza geliverdiği gibi, zall bu arkadaşlardan biri. üzerinde fazla durmak istemiyorum. sözlüğün sahibiymiş. bana ne amk. kendi sözlüğünü istediği gibi çöplüğe çevirebilir. beni ilgilendirmez. benim üzerinde durmak istediğim, başlıkta da belirtildiği üzere sözlüğe giriş yapınca çıkan karşılama mesajları. bunları yazan arkadaşlar halen aramızda olduğu için küfredemiyorum tabi ama fecaat lan. giriş yaptığıma yapacağıma pişman oluyorum yeminle. bunları kim yazıyorsa yazmasın arkadaşlar. sizin hiç zevkiniz yok mu diye sormuyorum, olmayabilir. beni ilgilendirmez. insanlara saygınız da mı yok abi? insan insana bunu yapar mı? hadi zevkiniz de yok, saygınız da yok diyelim. bir kontrol mekanizması da mı yok abi? bunu hangi moderatör onaylıyor? nasıl çıkıyor abi bunlar ortaya? zincirleme kaza lan resmen.
kadınların birbirine karşı ne kadar kıskanç olduğunun göstergesidir bu. kadın dediğin öyle pis bir mahluktur ki erkeklere yaranmak için hemcinslerini bir kalemde satıverirler. kuyularını kazarlar. eski türk filmlerinde ve kitaplarında da bu gerçeği rahatlıkla fark edebilirsiniz. örneğin iki yakın arkadaşın bir kız için araları bozulabilir ama bozulması neredeyse tüm bir kitabın, filmin konusudur. o derece önemli bir mevzudur. fakat iki yakın arkadaşın bir erkek için birbirine düşmesi o kadar sıradandır ki bir filmde alelade bir olaymış gibi geçer. zira kızlar zaten birbirlerine default olarak rakiptir ve hatta düşmandır.
gelelim bizim konumuza. arkadaşlar biraz uzattığımı fark ettim. burayı kısa kesicem çünkü okumuyorsunuz zaten. kendi değer yargısına göre "aşk için sevişen" kızın yaptığı iştir bu başlıkta bahsettiğim. güya aşk için sevişince dünyanın en kutsal eylemi olup bitiveren bu iğrenç eylem dürüstçe, anlaşarak, doğrudan para karşılığında yapıldığı zaman iğrenç oluyor. failini de dünyanın en iğrenç insanı yapıveriyor. de sekter get laa! keriz miyiz? yer miyiz biz bunları?
bakire olmayan kadınla evlenip paranoyak olmak başlığımda bu olaya ufak bir giriş yapmıştım. efem ille de modern gözükücem diye gidip bakire olmayan bir kızla evlenen, sonra da yavaş yavaş karısının her arkadaşından şüphelenen arkadaşın ancak durumun vehametini kavrayınca idrak edeceği ihtimallerden biri. evet, düşük olabilir ama sıfır değildir nihayetinde. ufacık da olsa böyle bir ihtimalle yaşamak çile değildir de nedir sorarım size arkadaşlar. değer mi modern olmak için ömrünü çürütmeye?
nacizane ruh çözümlemelerimden çıkardığım sonuç. anladığım kadarıyla bu filmleri izleyen arkadaşların çoğu kadından ziyade erkeğin götünü görmek için izliyorlarmış. zaten bir arkadaşımın söylediğine göre bu filmlerde en çok o gözüküyomuş. arkadaş dediysek, uzaktan arkadaş. benim öyle ibnelerle işim olmaz arkadaşlar.
böyle tespit olmaz olsun. geçen bir arkadaşımın ağzından duydum. paylaşayım dedim.
efem saçma sapan, gereksiz mi gereksiz, akla mantığa aykırı bir tespittir. inanmayın böyle şeylere arkadaşlar. metabolizmayla alakalı bir şey sonuçta. hem göğüs altı terleyen kıza kim para verir allasen? di mi?
reddettiği dinin bütün ihtişamıyla, kale gibi sağlamlığıyla o derste karşısına dikilmesinden korkan, kaçak dövüşen yavşaktır kendisi. gerekçesine de bakar mısın? "ben müslüman değilim. o halde neden din dersi alayım?" şimdi ben çıkıp da "e be yarraaaam. o derste seni zorla müslüman mı yapacaklar? din dersi alınarak müslüman olunuyordu da madem sen nasıl oldu da ateist çıktın?" diye çıkışsam buna suçum var mı arkadaşlar? o derste müslümanlık öğretilmiyor arkadaşım. dinlerle ilgili genel bilgi veriliyor. genel kültür bu. amk "ben de doktor olmayacam, niye bana biyoloji dersi veriyollar?" diyo muyum ben? demiyorum. neden demiyorum? çünkü mantığımı, iz'anımı kaybetmedim henüz.
onu bunu bilmem arkadaşlar. bu arkadaşlar sanal ortamlarda bilip bilmeden copy paste yaparak din çürütmeye alıştığından din dersinden korkuyorlar. din dersinde senin karşına ilahiyat okumuş, donanımlı adamlar çıkıyor. git onlara anlatsana derdini! insana bu fırsatı sadece devlet verebilir. bulmuşsunuz bunuyorsunuz amk.
hıncal uluç'a içinden "halkı lan aslında" deyip fikrini soran olursa "çok saçmalıyor. öeeh" türü yorumlar yapan arkadaşların yaptığı eylem. arkasında çeşitli sebepler yatar. en büyük ve önemli olanı dışarıya karşı "moderen" gözükmektir.
herhalde yapacağım en gerçekçi tespitlerden biri olacak arkadaşlar. hissediyorum bunu.
bu oranı ben yüzde 80 civarında görüyorum. geri kalan yüzde yirminin içinde eşiyle, akrabalarıyla filan eğlenmeye giden hanım kızlarımız bulunuyor. onlar tabi hanım hanımcık insanlar. istekleri çok masum. eğlenmek istiyorlar. halbuki diğerleri öyle mi kardeşlerim? dürüst olun lütfen. hanginiz yılbaşında sevgilisiyle ya da birkaç kız arkadaşıyla bir sürü erkeğin arasına gidip sabahlara kadar eğlenen (bu eğlencenin detayına girmek istemiyorum kardeşlerim. bilen bilir.) bir kızla evlenmek ister? ne malum evlendikten sonra da kız arkadaşlarıyla yılbaşında eğlenmeye (!) gitmek istemeyeceği.
çamur at izi kalsın düşüncesinin yerleşmiş olmasından ileri gelir. bu adamlar gerçeği bize sunmadan önce o kadar çok çarpıtırlar ki okuduklarımız başka bir dünyada, başka insanlar arasında oluyor sanırız. daha doğrusu bende böyle oluyor etkisi. sonra gelip de "yalan haber yapıyorlar, karalıyorlar." diye mahkemeye verince yok baskıcı rejim, yok faşist devlet. sekterin ordan ibneler.
artı ya da eksi, veyahut :o oyu almamış entry lerden bahsediyorum. tabi önce tanım yapmak gerekirse bu bir istek. istek kipiye hazırlanmış olduğundan anlamışsınızdır zaten.
sadece yazarı ilgilendirecek derecede subjektif entry'ler silinir diye bir kural var bildiğiniz üzre. bilmeyenler de öğrensin, böyle bir kural var sözlükte. peki bizim "sadece yazarı ilgilendirecek derecede subjektif" deyince neden hep aklımıza "ben yaptım, dün gittim, bugün geldim" tarzı entryler geliyor ki? pekala bu entry'ler de hiçbir yazarı ilgilendirmemiş, kimse siklememiş ki oya layık görülmemiş. bence sözlük formatına aykırı bu entryler. silinmeliler.
"... koltuktan güç almakla olmaz." şeklinde devam eden tayyip erdoğan sözü. haklı beyler diyesim geldi ama yüzde on barajını indirmeyerek sen koltuktan güç almış olmuyor musun deyye sormazlar mı adama?
arkadaşlar bu benim ilk tayyip erdoğan karşıtı başlığım. kusurum olduysa affola. gemicik filan da diyecektim ama kısa olsun dedim. daha sonra inşallah.
arkadaşlar bu ikinci bekaret başlığım. rahatsızlık verdiğim için üzgünüm ama bunu anlatmazsam çatlarım.
tanım yapmak gerekirse çok zevkli bir eylem diyebiliriz. hem zevkli hem de eylem. mastarla biten hemen hemen her şeye eylem diyebilirsiniz. istisnaları olmakla birlikte büyük ihtimalle doğru olacaktır. neyse.
ne demiştik? çok zevkli bir eylem bu. nerede kızlara yaranmaya çalışan abazan var, hemen bekaret başlıklarında bitiveriyor. ayar vermeye yarışına giriyor. umut dünyası işte. güya çok modernmiş imajı çizecek. olm senin hedeflediğin kızlar kaçın kurası? yer mi lan bunu? erkeğin her türlüsünü görmüşler olm. zahmet edip o başlıklarda ne yazıyoruz bi' okusan anlatıyoruz ne olduklarını. malsın. hem saf ve bakirsin hem de malsın amk.
neyse arkadaşlar fazla uzatmaya niyetim yok. okumuyorsunuz zaten. bu arkadaşları tespit etmek istiyorsanız hemen bir bekaret başlığı açıp deneyebilirsiniz bunu. size garantisini de veriyorum. çıkmazlarsa gelin yanıma, tükürün yüzüme.
eğer beylik laflar şeapacaksak, söyleyeceksek aralarında çok fark var bunların. namus bacak arasında değil bir defa. ayrıca önemli olan aşk. cimayı hayvanlar da yapıyor. saygı sevgi, bir de çocuk...
üst paragraftan sıkıldım. o yüzden üç nokta koydum. her zaman duyduğunuz şeyler beyler. doldurabilirsiniz orayı gönlünüzce. olaya sağduyuyla yaklaşıldığında ise aralarında zerre fark olmadığını şaşkınlıkla görüyorsunuz. dürüst olun arkadaşlar. kim yeni evlendiği kadının alttan çıtçıtlı badisinin alttan çıtçıtını açıp altında kömür karası, folloş bir am görmek ister? eğer bunları okuyan kadın yazarlarımız rahatsız olduysa özür dilerim. vajina demek lazım tabi. ama mühim olan bu değil bence. mühim olan bir ömür boyu bunla yaşanabilir mi? namus filan demiyorum bak dikkat edrsen. insani bir ihtiyaçtan bahsediyorum.
sizi sağduyuya davet ediyorum arkadaşlar. para için yapmış, aşk için yapmış ne fark eder? ne için yaparsa yapsın. yapmış sonuçta. normal bir insanın burada üzerinde durması gereken geçmiş değil ki. hani kızlar diyor ya "geçmişin beni ilgilendirmez." diye. çok doğru. aynen öyle. öyle ama ne cesaretle bunu söyleyebiliyorlar çok merak ediyorum abi. sen folloş olmuş bedeninle genelevdeki kadından farklı mısın ki bana geçmişi boşver, bugüne bak diyebiliyorsun? gelecekte ne vaad ediyorsun bana olm diye neden soramıyorsunuz bu karılara? sorun abi.
