greenpeace'ci vs. hatunlar çatır çutur sokulup, merhaba deyip duruyor bizlere. bir de anketörler var, onlar da merhaba diyor. adımı da soruyor hatta...
55 yaşını bilemem fakat ilk cinsel tecrübelerini genelevlerde yaşayan türk gençlerinin yüzde 99'u 40 yaş üzeri kadınlarla sevişir...
cebinde parası olan, "1 saeat 100 dölar" diyen yabancı uyruklularla sevişir...
iyimser ihtimal kaşar bir kız arkadaş bulur, birkaç gece yedirip içirip 200-300 liraya bağlar işi... daha makuldur en azından 1 saat değil birkaç gece bağlarsın.
daha iyimser ihtimal aşık olduğu kişiyle yapar, evlendiğinde nişanlandığında veya çıkarken...
bunların hiçbirine nail olamayanlar 55 yaşındaki ile sevişiyor sanırım.
eğer varan 2'yi engelleyebiliyor, bunu yapabiliyorsa erdoğan;
demek ki varan 1'de parmağı var demektir.
demek ki recep tayyip erdoğan, halk deyimiyle röntgenci? öyle mi? ya da siz neden bahsettiğinizi ne konuştuğunuzu bilmiyorsunuz heralde.
bir de tayyip erdoğan adamlık yapmış diyorsunuz ya, sizin adamlık anlayışınızı sikeyim.
bonus olarak bir de; recep tayyip erdoğan'ın temsil ettiği kurum başbakanlık kurumu, başbakanlık kurumunun, adalet kurumu gibi "gazete merkezi basıp, bilgisayar inceletme" gibisinden bir yetkisi var da bizim mi haberimiz yok? yoksa boş beleş delikanlılık... yalan yanlış haberler.
ulan amına koyim, 14 sezondur bu adamlar hz. isa ile dalga geçiyordu, izliyordunuz, bir anda ne değişti de "ben artık bunu izlemeyeceğim!" diyebiliyorsunuz.
kazın ayağını hiç mi göremiyorsunuz? adam senin peygamberinin kişiliği hakkında en ufak bir şey söylememiş, hatta göstermemiş de, sansürlemiş veya kostüm giydirmiş, adamın asıl eleştirdiği nokta "müslümanlar niye bu kadar tabu haline getiriyor, tamam onlar tabu geline getiriyorsa getirsin, biz niye bu kadar ırgalıyoruz, sümüğünde keramet var da özel güçlerimiz mi olacak bunun sayesinde?" demektedir. iki gram beyinden yoksun mahlukatlar, ağızlarından salya saça saça her şeyi izlediklerinden bu gerçeği bile algılayamamakta, yaygaracı türk basını da yangına körükle gitmekte... taa 5. sezonda super best friends bölümünde muhammed'i göstermişlerdi? O zaman niye kimse gık demedi arkadaş?
ne güzel demişler değil mi? sen kutsal damacana'yı çekerken, ossuruk filmi haline getirirken bir sikim yoktu, altınıza sıça sıça gülerek izlediniz, bu mu sorun oldu?
dizinin reklamı olurmuş tepki vermek, yahu bu adamların reklama mı ihtiyacı var? para mı kazanıyorlar sanıyorsunuz south park'tan, south park internetten online olarak bedavaya izlenebilen bir dizi. bu adamların amacı dünya eleştirisi, siz de eleştirilmez değilsiniz kusura bakmayın. önce hıristiyanlara-yahudilere yaptığınız hakaretlere bakın, sonra bu insanlar neden inanışıma saygı göstermiyorlar deyin...
edit: dedirten kalıbından silinmiş, göte göt dedirtti ama değil mi? zaten "yapılan tanım" "bir siktirin gidin dedirten hadise" kısmında değildi, yapılan tanım hakaret sanılan eleştirinin "adamın asıl eleştirdiği nokta "müslümanlar niye bu kadar tabu haline getiriyor, tamam onlar tabu geline getiriyorsa getirsin, biz niye bu kadar ırgalıyoruz, sümüğünde keramet var da özel güçlerimiz mi olacak bunun sayesinde?" demektedir" cümlesinin arasında gösterilmesiydi. tanım budur. moderatörler de kalıplara göre entry sileceklerine okuyarak silseler güzel olur.
her ne olursa olsun, eğer böyle bir reklam yöntemiyle, haitiye yardım yapılması düşünülüyorsa önce duyurularda belirtilebilirdi, yazarlara, önümüzdeki şugün şu bi saat içinde sözlüğe giremeyeceksiniz, bunu hem toplumsal duyarlılık kabul edin "1 saat bilgisayar başından kalkın, canı yanan halkları düşünün * biz de zaten reklamdan alınacak geliri haitililere göndereceğiz" denilebilirdi. bu çok mu zor? bence zor değil...
ha reklam verenler bu duyuruyu kabul etmiyor olabilir, o zaman reklamın mantığına aykırı düşerdi ama şöyle söyleyeyim... reklam verenin ta amınakoyayım... saçma sapan reklam fikirleriyle ortaya çıkacaklarına, onlar yardımı yapsaydı, buranın yönetimi de "sıçtık bari sıvayalım, nasıl yapalım, iyi bari haitiye gönderelim" diye kasmasaydı...
robin, hasta ve sson ile, pınar batum'a oranla daha hızlı ve daha kaliteli Lost çevirileri yapmıştı 5. sezonda bu site, yani şöyle 10luk sistemde oy vermek gerekirse;
lost'un bütün sezonlarını domine etmişti aslında yedincigemi takımı. Ancak divxplanet'in popülerliği ve tekelliği yüzünden 4. sezonun lideri jivago, 5. sezonunki pınar batum sanılır...
Şu açıklamaları yaparak terk etmiş Türkiye'yi. Ben de bunun üzerinden yorumumu yapıyorum;
Fenerbahçe'nin Roberto Carlos'u transfer etmesinin en büyük nedeni zaten para kazanmaktı. Guiza gibi bir futbolcuya o kadar para saçılmasının sebebi de budur. Yani 14 milyon euroluk bir bütçe ayırmışsanız, birkaç seçeneğiniz vardır, ya böyle Guiza gibi La Liga Gol Kralı ve Avrupa Şampiyonu olmuş bir kazmayı alabilirsiniz, ya da ingiltere Liginde orta sıralarda olan bir takımda yer alan veya Almanya-Fransa liginde, brezilyalı geleceğin forveti denilen tipte yetenekli futbolcuları alırsınız. Nasıl ki daha adlarını dahi 2-3 dakika düşünerek anımsayabildiğim, orta sahada oynayan Dos Santos ve Baronio gibi ortalama ancak forma satışı vs. olmayan futbolculara sahipse, o gelecek genç futbolcular da aynı tarz olacaktı.
Roberto Carlos alınırken, sırf bu sebepten alındı ve iyi de paralar kazanılmış. Ancak sen Roberto Carlos'san eğer, ben futboluma baktım deme... Ben Roberto Carlos'un burada olduğu süreçte bir maçta bile üstün bir performans sergilediğini göremedim. Artık Roberto Carlos'u Roberto Carlos eden o fiziğinden yoksunsun. Oynayamıyorsun, bari Fenerbahçe'yi suçlu çıkarma "Onlar para kazandı, ben futboluma baktım ama beni kapı dışına koydular." diye... Ayrıca Fenerbahçe para kazandıysa, sen de kazandın. Brezilya'da hiçbir kulüp hiçbir futbolcusuna 4 milyon euro veremez. Zaten verebilse, gencecik Brezilyalı futbolcular, soluğu Rusya'da almazlar. Sana 4 milyon euro verecek Avrupa Ligleri de kısıtlı. Ya Türkiye'den alırsın, ya Yunanistan'dan vs. Almanlar-Fransızlar-ispanyollar gözünü açalı çok olmuş ve Futbolcu karizmasına ihtiyaçları yok. Roberto Carlos o futbolcu karizması için alındı, formalar satıldı vs. ancak bu olay zaten en fazla 2 sene sürer, ilk sene formaları satarsın alan alır, alamayan bakar. ikinci sene de yine bir yıldız alırsın, onun formasını bulamayan dur yahu Roberto Carlos'un formasını alayım der. Artık 3. sene kabak tadı verir futbolcu...
Ha 3. senenin altın formülü nedir, bu kez de "Futbolu Fenerbahçe'de bırakıyor!" kasıntısı ile forma satarsın "Veda Forması" dersin, ha dönersin formadan da pay istersin gelirinden veya kalan 2 milyonu da alırsın, 3 senede toplam 12 milyon avro ile ömür boyu tatilini yaparsın.
Ancak Roberto Carlos inanılmaz bir ego yapmış ve kendini hala iyi futbolcu sanıyor. Real Madrid'e her fırsatta "onu almayın beni alın" demeler, hala zirvedeyim vs. kasıntıları... Yahu bırak usta işte oynayamıyorsun! Ha bunun o egoyu yapmasında başka nedenler var mı? Var. Mesela bizim Fenerbahçeli taraftarlar... Futbolcunun Türkiye'ye gelmiş en büyük futbolcu olduğundan vs. bahsedenler var... Kariyeri en iyi futbolcu olabilir, ancak Türkiye'de en büyüğü o değildi. Kime ne daha önce nerede oynadığından ne yaptığından? Türkiye'de vasat bir performansı geçemedi... Alex'in Fenerbahçe öncesi kariyerinden bahsederken de en büyük sav "Bu adam Brezilya milli takımı forması giyiyordu!" oluyor, elle tutulur başka bir şey yok, ancak bu Alex'in Fenerbahçe'ye gelmiş geçmiş en başarılı yabancı olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Şimdi Galatasaray'da bir Elano var, her maçında diyoruz ki bu adamdan cacık olmaz, ancak yaz aylarında yapılacak Dünya Kupasında büyük ihtimal Brezilya forması giyecek ve büyük ihtimal şampiyonluk yaşayacak... Şimdi onu da mı Hagi ile yarıştıralım?
Galatasaray'ın 2 grup halinde oynanan şampiyonlar liginde;
Önce ön elemede St. Gallen'i 2-1 ve 2-2'lik skorlarla geçmiş, ardından Monaco'yu 3-2 yenmiş 4-2 yenilmiş, Rangers'ı 3-2 yenmiş 0-0 berabere kalmış, Sturm Graz'a 3-0 yenilmiş 0-0 beraber kalmış, 2. olarak gruptan çıkmış, ancak öyle hemen 2. turda bir rakiple karşılaşmak yooook, bir gruba daha girmiş; Milan'la deplasmanda 2-2 berabere kalmış, Paris SG'i ve Deportivo'yu 1-0lık skorlarla yenmiş, Deportivo'ya deplasmanda 2-0 yenilmiş, Milan'ı istanbul'da 2-0 yenmiş, çıkmayı garantilediği grupta Paris SG'e son maçta 2-0 yenilmiş...
Ardından çeyrek finale çıkabilmiş ve aynı sene Süper Kupa'yı elinden aldığı Real Madrid'i ilk maçta 3-2 yenmiş, ikinci maçta 3-0 yenilerek elenmiştir...
Yahu bırakın boş lafları, Galatasaraylı vs. değilim ama Türk Futbol Tarihinin tartışmasız en önemli maçı Arsenal Galatasaray maçıdır, aynı takımdan 8 kişinin Dünya Kupasında Türkiye'yi 3. ettiği düşünürseniz anlarsınız. Türkiye'ye bir inanç-güven getirmiştir o maç. Daha önce Avrupa'nın A'sından bahsedemeyen bazı büvük takımlavın, başkanlavının Avvupa'da kupa sözü vevmesine neden olmuştuv...
evet, olası bir savaş. Sonuçta olasılıklar dünyasında yaşıyoruz ve ben de diyorum, bir insanın beyni olmadan konuşabilme-yazabilme yetisi olasılıklar dahilinde, ahanda işte... here we go falan...
Demokratik kürt açılımının istismar edilme sebebi olarak AKP karşıtlığı gösterilmiş, yahu DTPliler dahi en tatlı su Kürt'ü yani tamamen asimile olmuş Türkleşmişleri dahi, saçmalık dedi. AKP'nin doğudan oy koparma telaşı, Avrupa'ya yaranma uğraşından başka bir boka yaramayacak, yoğurdun kaymağı kadar yüzeysel bir açılımdı. Kürtçe seçmeli ders olacakmış, yahu adamın tek bildiği dil Doğu'da, sen onu seçmeli ders yapmışsın neye yarar? Adam senden onu istemiyor, doğrudan eğitim dili Kürtçe istiyor... Bu açılımın ne kadar mesnetsiz olduğunun sadece küçük bir örneği...
Savaşın tarafları, TSK, Çağdaş-Laik Türkler, vs. Müslüman Türkler, PKK karşıtı Kürtler... Hey babam be... bu kadar ağızdan salya saça saça yazıldığını da ilk defa gördüm, ne yani bir Türk Müslüman olup Çağdaş olamaz mı? Müslümanlık çağdaşlık karşıtı bir şey mi? Ulan ne büyük günaha girdiğinin farkında mısın? Allah çarpar be inanıyorsan Allah'a... Her şeyden öte, Laiklik yanlısı bir Türk Müslüman olamaz mı? bunu da düşün. 500 kere dillendirildi, insanlar laik olmaz, toplumlar-devletler laik olur...
Bu arada bu kamplaşmada, PKK yanlıları nerede merak ediyorum...
Ordunun olaylar hakkında yorum yapmamasından dem vurulmuş, ee yaptığı zaman da "muhtıra mı verdiler ya?" diye göt atmalarına sebep oluyor. Adamlar ne yapsın? Ortada yargının verdiği kararlar var, bir yorum veya tanım getirilecek şeyler mi bunlar? Türklükle gurur duymak, islam'a aykırıymış, vallahi ben de müslümanım ama senle aynı dine mi mensubuz merak ediyorum, kusuruma bakma da dört halife devrinden sonra hatta onlardan da fazla şekilde islam'ı coğrafyalara yayan bir millet Türk milleti, bırak da Türkler gurur duysun, sıradan müslümanlar da gıpta etsin. Sıradan Müslümanlar neden bundan rahatsız olur biliyor musun? Çünkü sıradan müslümanlar dediğin kişilerde bir Arap özentiliği olur, Araplar da Türklerden daha çok kendileriyle gurur duyarlar, bundan emin ol...
AKP, 30 senelik terör ihalesini de kendi elleriyle üstüne aldı. Sayın Öcalan diye ben demedim, şehit analarına-babalarına ben hakaret etmedim kelle diye... Koskoca askeriye ve binlerce mensupları olan Mehmetçiklere, "Yan gelip yatmayın" demedim. Kendisi oğlunu moğlunu askere göndermediği için farkında değildir ama klasik göbekli-bıyıklı Türk erkeklerinin yüzde 95'inin spor alışkanlığı kazandığı kurumdur en yüzeysel kaba haliyle askerlik kurumu. Kim yan gelip yatıyor, Amerikalarda yaşıyor, kimin oğulları nerede herkes biliyor.
Dindarlık sende kindarlığa dönüşmüş be birader. Kendi haline bırakmak gerek seni, bu nasıl bir nefret, Allah-u Ekber deyip, uçağa atlayıp, gökdelenlere zıpla... Haydi koş.
eğer öncesinde sağlam bir yedirip içirip, eğlenmiş. Sonra içlerindeki alkol ekşiliğini öldürsün diye götürmüşse, herkese bok yemenin düşeceği, "cahil" genç...
sevgilisini starbucksa götüren dejenere genç'ten de katli katli iyidir...
ha bir de, baret denen bir icat var ama Türkiye'de takan yok, olur da bir şantiyeye inşaata kapağı atarsanız, onca işçi arasında baret takan bir sünepe görürseniz, o yeni mezun olmuş demektir... Öncelikle baret yok... Cool olacan, işçilerin ateşte demlenmiş demli çayından içecen, şeker de yok... Aynı bardakten 3-4 kişi içmiş olabilirsiniz, o da sorun değil... Bunlar aşıldıktan sonra pek de tehlikeli değildir...
Bir türkü söylemiştir, bir anda tekrardan değeri hatırlanmıştır... Böyleyiz işte... Şimdi kime sorsan en sevdiğim Türk aktörler kimler diye, Olgun Şimşek'i yazacaklar... 7 Numara'da oynadığı dahi yeni aklımıza geldi...
Benim gözümde hala 7 Numara'nın Sabit'i... O zamandan sevdiğim her bölümde hem dramayı hem de komediyi karşımıza koyan aktör...
Sabit, öğlen vakitlerinde işten çıkmış geliyordur, mahallenin çocukları etrafını sarar ve sorar...
- Sabit abi neden işte değilsin erken geldin?
+ Fabrikayı işten attım...
şöyle bir bakıyorum da, dün Disko kralının ilgili başlığına,
ağa n'oldu ya maiyetinde, "maçı izleyip yatan sözlük yazarının dramı" şeklinde bir boş bakınız vermiştim... Silinmişti... Şimdi ben cidden merak ediyorum, bu sözlük formatı olabildiğine esnek vs. mi? Açıkçası bu başlık, başlık mı? ilgili yazar içinden geçirdiği şeyleri sanki sözlük onun kişisel bloguymuş veya günlüğüymüş gibi gelmiş sözlüğe yazmış... Daha da fenası eksilenince de ağlamış "özür diledim ben size ne yeaaa?" diye... Bu nedir ya?
Bu dakikadan itibaren sözlük hakkındaki bütün görüşlerim değişti...
Belki ilgili arkadaşımız yine kendince trolllük yapmaya kalkmış, "disko kralından dönün ve zaten psikolojik yıkıntılarda olan" kitleyi karşısına alıp yine ilgi çekmek istemiş olabilir veya o kitlenin karşısında durup "hay Allan malı" diyen benim gibi bir kitleyi yanına almak istemiş olabilir ancak cidden katılıyorum...
Bir kere şu gerçeği gözardı etmemek lazım, burada bilgi paylaşımı yapmaya kasan bireyler genelde "yazarlar" dönüp devirip kıçlarını yatarlar... Oldu ya kıçlarını devirmezler bazen, özel mesajlarla kendilerini-çevresindekileri vs. bilgilendirir şu olur bu olur, sonunda "haklarında fazla girdi olmayan sözlük yazarı" şekline bürünürler... Tamamdır. Ancak bir de şöyle bir kitle vardır, Sözlükten karı kaldırma, sözlükten sevgili bulma kitlesi... Bu kitle, sözlüğün her alanında aktiftir, zirve olur giderler, ostururlar, sıçarlar hemen her bir şey vardır... Haklarında çok fazla giri yapılır. Bunlar karizma everest modundadırlar... Ancak Disko Kralı da bize gösterdi ki, bunlar CVsine "ekşi sözlük yazarıyım" yazan, sözlüğü bir sosyal statü atlama tahtası sanan fakat aslında yoğurdun kaymağı kadar yüzeysel, sığ bireyler topluluğu olan, çevre edinmeye çalışan bireyler bütünüdür...
Öncelikle Alevi inanışını bilmemek böyle bir başlığın açılmasına neden olur, daha sonra islamiyet'i bilmemek ve mezhep kavramını bilmemek...
Dört Kapı inanışını gördükten sonra ben aslında Aleviliğin de Hanefilikten veya Şafilikten pek farkı olmadığını düşünüyorum. Neden seçeyim? 12 imam inanışı diyor, evet ben de saygı duyuyorum ve seviyorum 12 imam'ı. Hz. Ali sevdalısıyız diyor, ben de seviyorum, sayıyorum... Daha sonra toplum yaşantısına geliyoruz, kadın-erkek eşit diyor Alevilik ben de zaten Türkiye Cumhuriyeti yasaları gereğince bu eşitliğe inanıyorum, medeni kanuna uyuyorum ki Alevilerin çoğu söylemi de bunu gerektiyor... Falan filan işte, örnekler çoğaltılabilir...
Şimdi gel gelelim işin diğer yanına, sünniyim çünkü ailem Hanefi ben de bonus olarak hanefi oldum, Aleviler cami ibadeti yapmazlar cemevlerine giderler... Ben Cami ibadeti yapıyor olsaydım benim şuana kadar ki sosyal yaşantımı bir anda ayırıyor olurdu değil mi Alevilikten... Ama o da ne? Ne yalan söyleyeyim, bayramdan bayrama camiye gidiyorum. Buradaki çoğu kişi de öyledir. Din olunca helelelhölölöl köpürüyorlar fakat kendimden biliyorum, Camiye falan gittiğimiz yok. Aleviler bizler gibi oruç tutmuyor değil mi... ama o da ne? Ben de başında ortasında sonunda tutuyorum?
Yani bir anda bakıyoruz ki, ben Alevi gibi yaşıyormuşum ama hanefiymişim... Üstelik Aleviliğin de gerektirdiğini bir kere daha yapıp, bu yaşam tarzımdan dolayı mezheplere saldırmıyormuşum... (Alevilik yaşam tarzıdır bu arada)
Yahu ılımlı islam'dan sonra, ılımlı bir şekilde Din'e saldırı olayı çıktı... Şimdi "Din değiştirme hakkı olsaydı herkes Ateist olurdu" denilememiş de sanki "x olsaydı herkes y olurdu" diye, hafiften Aleviler üzerinden sempati toplanmaya çalışılmış gibime geliyor yoksa şüphem mi var? Hayır yok... (Üstelik başarılı da olmuş, bir alevi arkadaşımız "başlık yazarının iyi niyeti" diyerek tutmuş kendi inancını silmiş atmış, "Benim aleviliğim diğer mezheplerden üstün" gibi bir kasıntıya girmiş, Alevilikte benim gözlemlediğim kadarıyla bunu söylemek büyük ayıp, ayıplıyorum seni...)
zaten jdownloader gibi download-link yakalama programları, youtube gibi video paylaşım sitelerinden de dosya deşifre edebilme özelliğine sahip oldukları için pek bir anlamı kalmayan olay...
Üstelik çok daha mantıklı, bir şarkı arıyorsunuz hiçbir yerde bulamadınız, youtube'da bir videoda var, jdownloader'a atıp mp3 olarak deşifre et diyorsunuz, alın size mp3'ü... Artık "what name song?" gibi dallamasyon ingilizceyle şarkı adı öğrenmeye çalışma çabasına son!
Ben google wave'de de bu boku yedim, anlamasam da girdim birisinin davetiyesiyle... Bir övüyorlar, ağa gir bak süper olacak şudur budur, girdim, siteyi keşfedip "Ulan benim adresim ney ki? diye bulana kadar alnım çatladı"
Her neyse, yeni bir akım (wave) ben de yine eksik kalmadım...
microsoft eğer Amerika'ya davet etmişse, muhtemelen Sedat Kapanoğlu kişisi için vize işlemlerini halletmişse, tahminimce microsoft'da "iyi" ve normal bir bünyenin gözünü fal taşı gibi açtıracak bir maaşla çalışmış olması muhtemel...
Ben de microsoft için çalışan onlarca kişi bilirim, ancak tüm bunlar mailleşme esası ve iş bitir-al para şeklindeki ufak ufak görevler. Yine de cv'nde microsoft için su sistemin geliştirilmesine yardımcı oldum demek güzel şeydir o ayrı ama microsoft için çalışmak başkadır, o ayrı. microsoft'da yeterli bir işi vardı kanımca ha tabii ki önemli diyemeyiz, ne bekliyorduk ki Vista kapanırken, alttan Sedat Software Group mu yazsın? veya Ceo'luk yöneticilik mi yapacaktı microsoft'da?
kanımca Türkiye'ye gelme kararında iki etken vardır. Birincisi kendisi diyor, Vista'nın geliştirilmesinde katkıda bulundum diye... Microsoft kendisi dahi Vista'dan ümitsiz olduğunu gösterdi, Win 7 devri başladı ki eminim öyle kuvvetli bir şirket baştan sona kadroyu yenilemiştir, Sedat Kapanoğlu da onlar yol vermeden ben geleyim demiştir. ikinci etken ise, her ne kadar iyi çalışma şartları olursa olsun, Microsoft'da sıradan bir yazılımcı olarak alacağın maaşın çok daha iyisini sağlayacak bir şeye sahip zaten ssg, Türkiye'de en çok ziyaret edilen 20 siteden birisi ekşi sözlük ve büyük bir reklam gücü demek. ekşi bilişim, kar yapan bir şirket... Ben olsam ben de gelirdim.
(Gittiği tarih ile geliş tarihi arasındaki bağlantı kurulursa zaten ortaya çıkar, giderken para kazandırmayan ekşi sözlüğün sahibi ancak paraya ihtiyacı olan bir yazılımcı olarak gitmiş, geldiğinde "zengin" ekşi sözlüğün sahibi olarak gelmiş.)
Bir de şu var, urban bir oluşumda ne çeşit bir entelektüel bir seviye aranıyor o da ayrı bir mevzu. Burası veya ekşi sözlük vs. daha doğrusu sözlük formatı ne kadar bilgi paylaşımı olduğunu iddia etse de "ciddiyetsiz bilgi" diye bir şeyin olması mümkün değil; sözlüğe girdiğimizde bazı yazarların "espri(!)" diye yazdıkları garip yazılar bizi karşılıyorsa, aşağıda site açıklamaları bölümünde garip garip -saçma- esprili yazılar varsa ve ortada kalıbına kadar siyaset-bilim-sanat içerikli başlık varken altına garip garip espriler yazılıyorsa... entelektüelite aramayın... Öyle kasıntısı olan bir şey değil sözlükler... Öküzün altında buzağı ne arasın?
- Yalan söyledin bana "yalancı insan"
+ Ne dedim?
- islam dininde zorlama yoktur dedin
+ Ee.. Yoktur.
- Ama 5 vakit namaz kılmak zorundaymışım.
+ Kılıyor musun?
- Hayır.
+ Ee... O zaman sorun var mı?
- Cennete gidemeyeceğim?
+ islamiyette, "Son nefesinde tövbe etsen de Allah affeder" demiyor mu?
- Diyor
+ O zaman zorlama yoktur...
- Yalan söyledin bana "yalancı insan"
+ Ne dedim
- islam dininde zorlama yoktur dedin
+ Ee... Yoktur
- Ama oruç tutmak zorundaymışım.
Hemşerim, islamiyet böyle bir dindir... Sana müslüman olmak zorundasın demez, Hıristiyanlar da aynı şekilde. Olur da bir ABD'de şu hıristiyan mezheplerinin misyonerlerine denk gelin. Keşke Nurcuların yurtlarında yaşasam diye dilek tutarsınız... Sizin omurganızı yakalar adamlar yine de ağızlarından tek cümle düşer, "tamam bak... seni kimse zorlayamaz, inanışımızda gönülsüzlük..." bikbikbik... Adamlar ne güzel diyor, "Gönülsüzsen, yapmazsın." Yok ama gönüllüysen de bazı kuralları var bu işin... Onlar işte azıcık bir kitap vs. bilgisiyle karşılanır...
Yahu senin bahsettiğin (ilk entryde olduğu gibi) yobazların-cahillerin tepkisi ise... Bunun dinle ne alakası var, Öküz müslüman da olsa öküzdür, ateist de olsa, hıristiyan da olsa... Her dinde zorlama vardır da yoktur... Ancak bunu sadece islamiyete maal etmek birazcık hedehödö kaçar. Elim Amerikalısı Irak'a saldırırken dahi "Ben Tanrı'nın oğluyum" iması yaptı, Hıristiyan söylemlerde bulundu... Tarihte koskoca Haçlı seferleri diye bir bölüm var... israil'in de Filistin'e yaptığı ortada...
Senin muattabın "insan". Hatta o insanın da kusurlusu, öküz olanı... Sen neden bunu Dine saldırmak için kullanırsın ki?