meydana gelse türikler tarafından tepki görmeyecek olay.
dobrae utra aciz türik halkı...
kendi ülkesine bile sahip çıkamayan bir milletsiniz. rusya sınırlarından kahkahalarla gülüyorum size.
bir o kadar da acıyorum.
yahu diyorum, bir halk nasıl kendi ülkesini bu kadar dışarıya açabilir, başka ülkelerinin ağzına bakar hale getirebilir ve kendi bayramını kutlamak hale getirilebilir? hahahaahaha.
niznayu... niznayu...
bunu en iyi aciz olan sizler bilebilirsiniz.
neyse biz belaruslara ders oluyor bunlar. gül gül ölüyoruz.
fakat şunu eklemeden geçemeyeceğim, mustafa kemal'i severiz. onu feyz alırız. onu bizzat öven önderlerimiz olmuştur.
cahil olmadığımız, araştırmayı sevdiğimiz ve açık fikirli olduğumuz için (çok mu övündüm) onu da araştırdık ve helal olsun dedik.
rusyadan anıtkabire selam olsun...
aciz türik halkına ise yazıklar olsun.
hahahah...
ay, hadi speşu daha arkadaşlarımla dalga geçeceğiz bu durumla.
üstünüze alınmayın ama, az önce babamı sırf türk diye dövdüm. aslında bu bir zincirleme gibi. türk, türk olduğu için fakir, fakir olduğu için cahil, cahil olduğu için işsiz, işsiz olduğu için de benim gibi bir kızı hak etmiyor.
işte bu beni delirtiyor. beni hak etmeyen bir babayla yaşamak zorunda kalmak... dayanılır gibi değil!
neyse ben biraz petersburg'un güneşli ama serin sokaklarında turlayayım, babamı da dilenmeye yolladım. akşama ev ortamı daha sakin olur sanırım.
dobrıy veçır kanı buram buram fakirlik kokan ırka mensup yazar arkadaşlarım.
utanıyorum... %100 rus olmak yerine niçin baba tarafından %50 türk olmaya mahkum bırakıldım?
bu soruyu defalarca fakir ve aciz babama sorup durdum. bir yanıt alamadım. o da bilmiyordu. zengin ve rus anneme gittim, beni malikanenin kapısından geçirmediler. ne kadar müthiş bir kadındı o. tapıyorum. büyüyünce mutlaka onun gibi olacağım.
bugün bu konu yine açılınca canım bir hayli sıkıldı. üstelik babam bugün dilenmeye de gitmemişti. yoğun bir kavganın ardından zihinsel rahatlama için sözlüğe girdim.
ama siz türiklerle burun buruna kaldığımdan ötürü bir türlü sıkıntımı atamıyorum. gidip bir kaç rublelik alışveriş yapıp mutlu olayım bari.
bir petersburg sabahına da merhaba pardon, zdRAvstvuyte dedikten sonra türik babamı incelemek suretiyle vardığım sonuçları size aktarmak mecburiyetinde hissetmekteyim.
maalesef bu turik dediğimiz ırkın %80i fakirdir zaten biliyorsunuz %60'ı da aptal e peki bu %20'lik zeki ve fakir grup nasıl ortaya çıktı?
işte bunun cevabının örneği bizzat benimdir. hem zeki hem fakir olmam ne benim suçum ne de o %20'nin... biz soylu, zeki, güzel, yakışıklı ve fakiriz... mesela benim babam fakir. ondan utanıyorum fakat onunla yaşamak zorundayım.
eminim ki turik %20lik kesim de benimle aynı kaderi paylaşıyor. onlara rusyadan selam gönderiyor ve yalnız olmadıklarını söylemek istiyorum...
dilencilik yaptırılan babanın bir akşam vakti yapmayacağım diyerek itiraz etmesidir.
dobrıy veçır yazar kırıntıları...
babam dün gece sabaha karşı eve döndüğü sıralarda ağlıyordu. yeter artık dilenmek istemiyorum kızım acı bana dedi. bir hışımla içeriye koşup ne kadar makyaj malzemem varsa avucuma doldurum döndüm, teker teker hepsini yüzüne fırlatarak,
"bunların parasını kim verecek ha? hem fakirsin hem de utanmadan dilenmiycem mi diyorsun? benim ihtiyaçlarım var dileneceksin!!!" dedim.
sinirlenmiştim.
babam daha çok ağlayınca daha fazla sinirlendim, evden attım hemen şimdi dilenmeye devam etmesini söyledim.
henüz gelmediğine göre sanırım büyük bir meblağ kazanmış olmalı.
kurban isimli bayramın aslında aç karınlarını doyurmak amacında olan fakirlerin icadı olması durumudur.
zdRAvstvuyte yazarlar...
fakir ve ezik babamın yanında uyandığım bu güneşli ve mis kokulu günde sizleri de aydınlatmak isterim...
kurban bayramı denilen şey, aslında apaçık bir biçimde fakir icadıdır.
sen nesin? diye çıkışanlarınız olacaktır bana.
niznayu...
soylu bir anneden geldiğim için fakir miyim zengin miyim soylu muyum soysuz muyum bilmiyorum. fakir babamı ebeveyn olarak kabul etmiyorum açıkçası. ben annemin kızıyım! soylu bir rusum.
babam gibi fakir ve türk değilim...
neyse. kurban bayramınızı kutlamış mıydım?
kutlayayım çünkü siz de fakirsiniz.
umarım karnınız en azından 3-5 günlüğüne doymuştur.
fakir mi fakir babayı bu suçunu telafi etmesi için eve kurbanlık getirsin diye bazı yasak faaliyetlere zorlamaktır.
dobrıy den benim gibi acizler...
babamın belkide son 3 yıldır eve et getirmişliği yok. onu dilendirip aldığım paralarla ben restorantlarda kendi etimi kendim yiyorum fakat nereye kadar?
üstelik zengin arkadaşlarıma kurban kesemedik de diyemeyeceğim için babamı kurbanlık çalması için bir pazara yolladım. bugün kurbanlığı getirebilirse ona artık iyi davranmaya karar verdim. demek ki çabalıyor diyeceğim. ha yok getiremezse dilenmeye devam edip ihtiyaçlarımı karşılaması şart.
zengin ve soylu annemle yaşasaydım hiç böyle olmazdım. ah, ah... neyse bu güzel bayram günü canımı sıkmama değmez.
kurban yerine adak olarak fakir ve gereksiz babayı admaktır.
dobrıy veçir arkadaşlar...
bir rus adetidir bu.
hem soylu hem fakir evlatlar olarak biz, her yıl mutlaka 1 kez fakir ve gereksiz ebeveynleri kesip komşulara dağıtırız. onlar da köpeklerine ya da diğer evcil hayvanlarına verirler. aile üyeleri yemezler ki, daha fakirleşip bu kesilen kişiye dönüşmemek için. böylece bir batıl inanca göre bu etler hayvanlara yedirilince, kişi zenginleşir.
işte bu geleneği ve töreni yerine getirmek amaçlı yarın babamı keseceğim. fakirliği ile bunu tüm hücrelerine kadar hak ediyor.
böylece evdeki oksijeni de tüketmeyi bırakacak hayırlısıyla.
fakirlikte çığır açmış babayı rezil edip akıllanmasını sağlamaktır.
zdRAvstvuyte benimle aynı konumda olduğunu sanan acizler.
evet fakirim ama hem gurursuzum hem de sizden 100 kat soyluyum. bu sebeple benimle aynı kriterde değilsiniz, olamazsınız da.
bunda anlaştıysak, bir baba nasıl terbiye edilir size anlatmaya başlayayım.
starbucks'ın petersburg şubesinde ice mochaccino choclate coffee'mi içerken babamın cafenin hemen önünde dilendiğini gördüm.
evet ona dilenmesi için ben zorlamıştım keza bu kahvemin parasını nereden bulacaktım lakin niçin benim takıldığım soylu ve lüks yerlerde direniyordu bu aptal adam?
bir hışımla arkadaşlarımın yanından kalkıp baba demeye bile utandığım adamın yanına koştum. dışarıda biraz azarladıktan sonra kolundan tutup içeriye soktum.
herkes şaşkındı.
- evet saygıdeğer soylu ve zengin muşina ve jenşinalar, bu adama bir bakın, ne haddine ki bizlerin hemen yanında direnebiliyor değil mi?
babam kızarmış, gözleri dolmuştu kendine gelmesi için kolundan sarstım. herkes kahkaha atıp beni onaylıyordu.
garsonlara ve kasiyere dönüp, buranın sahibine söyleyin böylelerini bizden uzak tutsun sokağını da temizlesin! dediğimde beni alkışlıyorlardı.
-spasiba! dedim herkese gülümseyerek.
çok mutluydum. babamı aldığım gibi geri dışarıya fırlattım. sonrasında kahvemi ne büyük bir keyifle içtiğimi tahmine dersiniz.
sahip olduğu tek şey fakirliği olan babayla sokakta karşılaşınca tanımamazlıktan gelmek ve seviyenizi onunkine düşürmemektir.
dobrae utra, biricik acizler...
hak etmediğim bu hayatta yaşamayı sürdürmeye çabalarken bir yandan da sosyal çevre de ediniyorum. bu çevre elbetteki babam gibi fakir değil aksine annem gibi zengin ve soylu bir çevre.
onlara layık olmaya çalışıyorum. yoksa arkadaşsız ve kimsesiz kalır, babamın o fakirlik çukuruna geri dönmek zorunda kalırım.
neyse efendim, geçen haftasonu ultra zengin ve sosyal arkadaş gurubumla petersburg sokaklarında gezerken uzaktan yaşlı ve kokuşmuş bir adam gördüm, oldukça tanıdıktı.
olamaz! bu babamdı... karşı karşıya gelmiştik bana bakıyordu, ben ona bakmamaya çalışıp geçerken de bir omuz attım, sendeleyip yerdeki su birikintisine düştü.
arkadaşlarla dönüp kahkahalarla güldük.
en azından temizlendiği için sevinmiştim. soylu arkadaşlarımla gezmeye devam ettim.
zaten fakir olduğu için bir halta yaramayan babayı dilendirip para kazanmaktır.
dobrıy veçır fakir ve saygıyı hak etmeyen bir avuç sözlük ahalisi...
zengin, bakımlı ve güzel bir anneye sahip olup fakir, çirkin ve kokuşmuş bir babanın yanında yaşamanın zorluğunın verdiği bıkkınlıkla yazmaya çabalıyorum.
bu babayı napsanız yeridir aslında. fakat hoyratça onu harcamak niye?
2 gün önce kapı dışarı edip sokağa fırlattığım babamı tekrar eve aldım. onu dilendirmeye ve biraz olsun ihtiyaçlarımı karşılamaya karar verdim.
önümüz kış. hayırsız bir evlat olmadığımdan altına gazete de vereceğim ki cırcır olmasın. yoksa evin her yerini batırır bu aciz.
bu fikri bu gece hayata geçirip yarın getirdiği para ile yeni bir makyaj seti alacağım. önceki oldukça eskidi.
o benim babamsa ihtiyaçlarımı karşılamak mecburiyetinde ve karşılayacakta...