phoenix - las cruces eyaletler arası karayolu kenarında kaderine terk edilmiş eski bir akaryakıt istasyonundan farkı yok. artık kimsenin içeri girmek için kullanmadığı, tahtakurularına mekan olmaktan öteye gidememiş bir kapı ve o kapının rüzgar tarafından dövülürken çıkardığı sesten başka seda yok. kavurucu güneş bir zamanlar ışıl ışıl parlayan, şimdi ise paslı demir yığını ve silik harflerden ibaret o yaldızlı tabelaya acımadı. her yer toz toprak.
(#46456110) ekşi sözlük gibi ermeni diasporasından hallice bir mecrada siyaset tartışan adamın da afedersiniz güvercin taşşağı kadar aklı yoktur. bırak siyaseti tarih tartışmak bile problemli. sadece ilişkiler, sinema, müzik vb. kanallarda fink atmanızı tavsiye ederim.
2 saatini heba etmek isteyen varsa bu boktan filmi hiç düşünmeden izleyebilir.
bu yönetmenin abluka isimli filmini de izlemiştim ve yine hiç beğenmemiştim. ülkemizin gerçeklerinden bihaber fantastik şekilde kaleme alınmış senaryodan ibaret. tamam kardeşim taşradaki yobazlığı yozlaşmayı cehaleti en iyi sen anlatıyorsun. fakat teknik anlamda kurgu çok boktan. bi kere bu savcı neden lojmanda kalmıyor. neden silahı yok. güvenlik kaygısı gütmeden tanımadığı heriflerle rakı masasına nasıl böyle rahat oturabilir. ulan o üniformalı bıyıklı komiser de neydi öyle. böylesi küçük bir coğrafyada savcı beyin herkese karşı sizli bizli hitapları da saçmalıktan öte. peki birkaç köylünün savcının evini sarmasına ve kovalamasına ne demeli? muahhahhaha. ulan adamı horoz gibi ciyak ciyak öttürürler be.
(bkz: bad at love/#37185868) ashley hanım sanatına müntesip böylesi nadir bulunan bilgi içerikli entryleri görseydi g-eazy kekosundan yediği darbeden daha fazla hüzne gark olurdu sanırım. o kadar ki kadına ptsd tanısı koyarlardı ve vietnam gazileri gibi ortalıkta dolaşırdı. neyse ki görmedi de kariyeri noktalanmadı.
hanımefendinin sanatını ihtiva eden örnek bir bilgi girdisi bırakayım şuraya. bad at love şarkısında dinleyicilerine kız arkadaşının kokain bağımlısı olduğuna dair üstü kapalı bir ileti var. evet.
bilmediğim şey yok kardeşim ya. lanet olsun bu kafaya. kıracağım bu kafayı.
yukarıdaki linke tıklarsanız ukrayna'da sosyal medya üzerinden lgbt karşıtı paylaşım yapan bir kadının iki "onurlu" lezbiyen tarafından takip edildikten sonra yine aynı "onurlu" lezbiyenler tarafından bıçaklanarak öldürüldüğünü göreceksiniz. öldürülme videosu da bir alt twitte.
6 yıldır kimsenin entry girmediğini görünce üzüldüm. şimdilerde kimsenin hatırlamadığı, unutulup gitmiş olan bu sözlük gerçekten kaliteliydi ve ortamı da güzeldi. bu sözlüğün radyosunda yazarlardan belli saatlerde istek alan nickini unuttuğum bir hanımefendi vardı. o sözlüğe dair hatırladığım tek ayrıntı o hanımefendi ve sözlüğün tema rengiydi.
şu görsellerde gördüğünüz yaratıkları savunan, onların bu iğrençliğini onur mücadelesi gibi yansıtan belediyelerdir. her zaman söylerim, cehap bu ülke için bir beladır.
bu ibneleri ve bunların savunucularını güney vietnamlı polis şefi nguyen ngoc loan ın vietkonglu bir gerillayı meydan ortasında infaz ettiği gibi infaz etmezsek bu işin önünü alamayız. bu kadar açık konuşuyorum.
götünü siktirmeyi onur meselesi yapan birtakım iğrenç mahlukatın twitter etkinliği. ataları bu cehaplı belediyeleri görseydi hepsini darağacına gönderirdi. kaldı ki bu iğrenç pisliklerin ülkeye yararı yok zararı var. eşcinselliği normal gören kişi yarın pedofiliyi de normal görür. zaten bunun çalışmalarını da yapıyorlar ufak ufak. yok eğilimmiş yok yönelimmiş yok doğuştanmış. hadi ordan aşağılık insanlar.
ırkçı adamın kafatasının içinde bok vardır. bu bok beyinli yamyamlarla uğraşmayın, engelleyin geçin. suriyeli bir kadına tecavüz edip kafasını taşla ezen bu ülkenin vatandaşı değil miydi kanka? veya naziler almanya'da türklerin evini yakarken neden tepki gösteriyorsun burdan. onlar da türkler siktirsin gitsin, demografik yapının amına koydular diyorlardır eminim.
suriyeliler ülkeyi yaşanmaz hale getirdi diyen arkadaşları müge anlı izlemeye davet ediyorum. açın bakın ensestler, tecavüzler, pedofili vakaları, cinayetler vs. demek istediğim şu ki, sen bir insanı kötülüyorsan iyi olmak zorundasın. öyle misin peki? hayır. sen suriyeli adamı öldürüp karısına tecavüz eden aşağılık bir orospu çocuğusun.
bu ülkeyi neyin paklayacağını çok iyi biliyorum ama dile getirmek istemiyorum. o çetin günler yakındır.
şimdi biz yolda yürüyen kadınlara giyim kuşamından dolayı orospu dersek bu iş nereye varacak arkadaşlar. görüyorsunuz, bunlar bir belediye seçimini kazandığında bunları yapıyorsa yarın hükümete geldiklerinde ne yapmazlar. biz bunların cemaziyelevvelini gayet iyi biliriz. geçmişte yaptıkları gelecekte yapacaklarının garantisidir. bu cırtlak karı gibi teröristlerden çok var bu memlekette. bu gibi çomarlara tatsız olaylar yaşatmazsanız azgınlıklarını daha da arttırırlar. özellikle tesettürlü kadınlara söylüyorum, ezik olmayın korkmayın bu kemik yalayıcılardan.
dün bir arkadaşım bana bu çocuğun söyledikleri hakkında ne düşündüğümü sormuştu. ben de bu şahsı tanımadığımı, mayıs 2015'ten bu yana da yerli olsun yabancı olsun rap piyasasındaki hiçbir gelişmeyi takip etmediğimi belirtmiştim. bugün youtube'ta gezinirken trendlerde şu videoyu gördüm; https://youtu.be/xbshBSsr4C8
arkadaşımız biraz heyecanlı sanırım. ilk defa vinnie paz veya immortal technique dinlemiş gibi bir tavır içinde. özellikle vinnie'nin end of days parçasından fırlamış gibi. bakınız; https://youtu.be/Sm1SqmjZ8fo kadıköy acil, alaturka mavzer vs. grupların her anlamda birer bok çukuru olduğunu yıllardır söylüyorum zaten, orası aynı konu. bu arkadaşımızın dmx ve kanye hakkında söyledikleri de doğru. ama ben bu kadar heyecanlı olmasına anlam veremedim. neden bu kadar rollendin kanka. daha öğreneceğin çok şey var. akıl sağlığını koruman dileğiyle.
toplumdan soyutlanmak benim için yeteri kadar artı bir değerdi. her gün 8 saat nöbetimi tutar her nöbet dönüşü de ağzımdan salyalar aka aka zıbarır yatardım. hele ki gece nöbetlerinde bazen botlarımı çıkarmaya üşenip öylece yatardım. nasıl olsa iki saat sonra uyandırılacaktım. bazen de uyku tutmazdı, nöbet dönüşü silahı bırakıp göt kadar gazinomuzda 37 ekran tv'mizi açar izlerdim sabah 4 sularında cırcır böceklerinin sesleri eşliğinde diğer ergenler koğuşta uyurken.
her gün saatlerce tutulan nöbette insan her şeyi düşünüyor. kuantum fiziğinden nesli tükenmekte olan javan gergedanının anımsattığı tipten, hatasız cinayet tasavvurundan konfüçyüs öğretilerine, gök cisimlerine kadar her şey.
bu bahsettiklerim ve deli gibi okuduğum kitaplar haricinde;
bende 2004'ten kasım 2015'e (askerlik dönüşü) kadar duran 3 orjinal albümü ateşe attım yaktım. bunlar
2pac - better dayz
kool g rap - the giancana story
eminem - the eminem show
bu 3 albüm de 2002'de çıktı piyasaya. bu albümlerin üzerine yıllar boyu farklı albümler koyarak arşiv oluşturdum ve özenle korudum. askerlik dönüşü arşivin % 95'ini insafsızca sildim. sadece birkaç türkçe şarkıyı silmeye kıyamadım. bu dediklerimi de ayda yılda bir dinliyorum zaten.
neden sildim? çünkü tiksindim iğrendim müzikten. askerliğin ilk haftaları delirecektim müziksizlikten. baby driver filmini izlerken inanın o çocukta kendimi gördüm. yani 4 yıl öncesine kadar öyleydim. sonra askeriyede müziksiz kalmaya alışınca hiçbir şarkıyı dinleme ihtiyacı duymamaya başladım. daha sonra bu ihtiyaçsızlık tiksintiye dönüştü. hala da öyle bu durum.
yani bunların yanı sıra askerlik beni müzik bağımlılığından da kurtardı.
sen önce düzgün yazmayı öğren güzel kardeşim. yazdığın yazıda hayır yok ki vereceğin güzel konuşma dersinden hayır gelsin. bu nasıl bir özgüven anlamıyorum.
https://galeri.uludagsozluk.com/r/1813752/+
burda komiğime giden şey yorumun içeriği değil. yorumları yapan arkadaşların kullandıkları nickler. tesadüfler zinciri mi acaba.
bir ak-47 her halükarda işinizi görür. bununla ilgili her yerde bilgi mevcuttur. lakin bunun yanı sıra sizlere zastava m93 de öneririm. sırp malı anti materyal keskin nişancı tüfeğidir. 50 kalibredir. 12.7x108 mm mühimmat kullanır. emin olmamakla birlikte mauser sistemi temel alınarak tasarlanmıştır. hava soğutmalıdır. etkili menzili 1800 metreye yakındır. makedonya'nın dağlık coğrafyasında test edilip başarılı sonuçlar alınmıştır. optik nişangahı dağlık arazide başarılıdır. dünyada az sayıda ülke kullanır. kaliteli üründür.
zaman inanılmaz bir şey. "şey" evet şey, çünkü bunun kanıtlanması mümkün değil. benim büyüyor olmam zamanın varlığını ispat etmez bana. dünya tek bir günden ibaret. çünkü dün dediğimiz şey öldü. şu an "dün" ölü değil mi? kesinlikle öyle. yarına bakacak olursak, o da doğmadı daha. yarın olsa bile adı yarın olmaz, "bugün" olur. dün öldüğüne göre ve yarın doğmadığına göre hep bugünde yaşıyoruz. dünya inanılmaz bir yer. kimse düşünmüyor bunu. insanlar nasıl kafayı kırmıyor anlamıyorum.
hangi film olduğunu unuttum. kadın devamlı geçmişte yaşayan sevgilisi için der ki; "terketmek istemediğin hayat şimdiki hayat değil, eski hayat. ve o hayat çoktan öldü." hayır ölmedi. ben öldürmedikten sonra o ölmez ki. o kendi kafasının içinde öldürmüş olabilir, ama ben öldürmedim. ben ölünce o da ölecek. geçmişte yaşamak güzeldir. şimdiki zaman güzel bir zaman değil. daha önce bunun nedenini sorgulamamıştım. geçmişte neler yaşadığımı ayrıntılı olarak hatırlayamadığım için geçmişi yaşanmamış sayıp o günleri özlediğim için geçmişte yaşıyor olabilirim. ben iyi bir hafızaya sahip değilim. bugüne kıyasla, geçmişte yaşadıklarım beni daha az acıttığı için o günleri daha çok sevip orda yaşıyor olabilirim. belki beni oraya bağımlı yapan ayrıntı odur. geçmişteyken hiçbir şeyin farkında olmadan sorumsuzca yaşadığım için de oraya bağımlı olabilirim. belki de geleceği öldürdüğüm için geçmişe bağımlıyım. evet, bunun üzerinde daha önce hiç durmamıştım. sanırım geleceğe sırtım dönük olarak ilerlediğim için geçmişte yaşıyorum. belki de sadece geçmişi sevdiğim için geçmişte yaşıyorum. üstümüzde kaç zaman var? bizi kaç zaman ezdi? zaman sayılabilir mi? zaman birimi nedir? an mı? şu an bir insan öldüğüne yemin edebilirim. şu an bir insan doğduğuna yemin edebilirim. az önce ölen o insanın zamanı bitti. az önce doğan o insanın zamanı yeni başlıyor. sadece onların zamanı, bizim değil. kendi zamanlarını kendileri tanımlayacaklar.
gerçekten dünya inanılmaz bir yer. 10 saniye sonrasını merak ediyorum ama 1 saniye sonrasını bile göremiyorum. bu inanılmaz bir düzen. zaman sansürlü. söyle bana, 10 gün sonrasını görmek için neler feda etmezdin? feda edebileceğim her şeyi feda edebileceğime emin olabilirsin.
her şeyin bir zamanı vardır öyle değil mi? o şeylerin zamanı nasıl başlıyor çok merak ediyorum. kim tetikliyor onu? bir deprem, gerçekleşmeden önce zamanını bekliyor mudur acaba? tabiki bekliyor, çünkü o da ayarlı. şartlar oluştuğu vakit gerçekleşme anı devreye girer. peki o şartlar nasıl şekilleniyor? nasıl oluyor bütün bunlar nasıl?
şu yaşıma kadar öğrendiğim ve defalarca tecrübe ettiğim bir şey varsa o da şudur ki; insanın kendi evinde sıçması gibisi yoktur.
hiç kimse kendi evinden başka yerde rahat rahat sıçamaz arkadaşlar. bu bir gerçektir. ilkokul ve lisede bırak sıçmayı, mecbur kalmadıkça çişimi bile yapmadım. o iğrenç ortamın kokusu ve devamlı birilerinin gelip gitmesi konsantre olmamı engelleyen önemli faktörlerdendi. askeriyede de rahat sıçamıyordum. tam tuvalete girip pozisyon almışken biri kapıdan içeri bağırmasın mı, koşun lan koşun içtima var. araziye çıktığını düşün, intikaldesin. sen çalılıkların arasında sıçarken yılan gelip götünü ısırsa ne olacak? konsantre olamazsın ki. şehirde de sıçamazsın kardeşim. geçenlerde adana'dan gelen akrabaları sultanahmet'te gezdirirken tuvalete büyük abdest bozmaya gittim. adamlar rahat vermiyor ya. kapının arkasından homurdanmalar, mırıldanmalar, kapıyı tıklatmalar falan. misafirliğe gittiğini düşün şimdi. adamın evinde rahat rahat sıçabilir misin? mümkünatı yok. aman zart zort sesi çıkmasın da rezil olmayalım falan.
defaatle söylüyorum ki, insan ancak kendi evinde rahat sıçabilir.
bakmayın şahinci tayfanın bunu son ses sömürdüğüne. tınısı ezgisi eğlenceli gibi görünse de aslında şarkının sözleri dramatiktir. üzeyir kardeşimizin sesi güzel, sözleri güzel ama benim adamım yıllardır asif kardeşimizdir.
