tanıdığım doktordur. yapılan sikayetten de bir bok çıkmaz emin olun. adamlar senin gibi günde kaç hastayla yaka paça oluyor. ne kadar haklı olursan ol, devlet daima personelinin tarafını tutar.
yaşanılan çevreye göre değişebilecek versustur. eğer trafik sorunu olan bir şehirde yaşıyorsanız otomatik vites kurtarıcınız olur, dur kalklar sizin için kabusa dönüşmez ama sakin bir şehirde yaşıyorsanız pek de bir esprisi kalmaz.
ekonomik açıdan bakarsak yakıt sarfiyatının düz vitese göre çok olduğunu * ve herhangi bir şanzıman arızasında büyük meblağları gözden çıkarmanız gerektiğini düşündüğünüzde düz vites bir tık öne geçebilir. ancak ergonomik açıdan değerlendirdiğimizde otomatik vites, üzerinizdeki trafik stresini minimum düzeye indirir.
2004 yılında nokia 6600'a param yetmediği için 650 milyon lira vererek aldığım telefonum. bunu 450 milyon lirasını ortaokula giden bir velet olarak tek başıma biriktirmiştim. çok büyük bir kütlesi olduğu için cepte dambıl taşıdığınızı sanırdınız. 12-13 saniye falan video kaydı da yapabiliyordu. baya bir kullandıktan sonra 2011 yılında 30 liraya bir telefoncuya zor bela sattım.
tamamen yalandan ibarettir. her seçim dönemi ortaya atılıyor bu safsatalar. biz hala ineğine yedirdiği samanı dahi yurt dışından getirten bir ülkeyiz. bu kadar markanın modelin içerisinde yüzde yüz yerli bir marka çıkarıp dünya piyasasına sürmek en açık tabirle göt ister.
bilboardlarda ilk yerli savaş uçağımız 2023'de göklerde diye propaganda yapıyor bu adamlar. nereden baksanız 60 70 yıl gerisindeyiz teknolojinin. ama insanları bir şekilde kandırmayı başarıyorlar. sorgulamaktan, konulara farklı yönlerle bakmaktan aciz bir toplumuz.
çok çabuk geçen bir kavram. doğduk, büyüdük yaşlanıyoruz ve öleceğiz. bu süre zarfı gerçekten de göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor. daha dün sokakta taso oynuyor, futbolcu kartları biriktirip, o en sonda kalan oyuncuyu bir türlü bulamadığımız için, bakkaldaki o dandik topları kazanamıyorduk. hatırladın dimi?
evet haklıyım zaman su gibi akıyor ve ben halen bir sike sap olabilmiş değilim. yarına umutla bakamıyorum, geleceğe dair hiçbir ümit besleyemiyorum. şu yaşadığım hayattan bir bok anlamdan ölüp gideceğim.