mevlana ve şems-i tebrizi nin yaşadığı yasak aşktan bahsetmek istiyorum size biraz dostlar.
bildiğiniz gibi mevlana konya da dergahından camisine camisinden dergahına bir adam.. bir gün şems'i dergahında görür ve tutulur. ilk görüşte aşktır. ancak bunu kendine bile sonradan itiraf edebilmiştir. bir gün mevlana şems'e gel sana öğreti öğretecem ayağına odasına kapatır ve aşk başlar... gel zaman git zaman şems mevlana'yı terkeder. mevlana tabii yıkılır, her gün hüngür hüngür ağlar, tatakları falan akar ağlamaktan... o'nun geleceği günü bekler ve ona ithafen şiirler yazılar vs. yazar ömrünün geri kalan zamanında...
allah aşkına tiplere bakın. şaka gibi gelecek modern şehirlerimizde yaşayan avrupai çağdaş hayat süren yazarlarımıza ama evet gerçekten varlar böyle insanl.. pardon kürtler. hem de çok fazlalar. ne yapacağız lan biz bu bilinçsiz ve saygısız kürtlerle? hayır demeyeyim demeyeyim diyorum da sikik genlerini bir sürü çocuğa aktarıyorlar bu saygısızlar. bari güzel veya zeki olsalar içim yanmayacak. doğacak çocuğunuza acıyın bari. o da sizin gibi saf bi şey olacak. kara kuru kıllı mıllı bi şey olacak.
bu ülke tam bir çöplük bunu söyleyeyim.
ben aslında çözümü biliyorum ama hümanist sözlük tayfasını başıma sarmamak için söylemiyorum.
bugün sevgilisinin çeşitli dengesizliklerinden ve sevgilisinden yediği üst üste triplerden bahseden bir arkadaşımla sohbet ederken ağzımdan birden çıkıveren bir cümle. yanımdaki diğer az samimi olduğum bir eleman da hemen meriçlik tasladı ve lafa atlayarak beni tersledi. (bkz: meriç olmak)
bu meriçin lafı bitsin de derdimi anlatayım diye beklerken, baktım susacak gibi değil. anlattıkça anlatıyor, anlattıkça çoşuyor o çoştukça benim sinir kat sayım artsa da sakince sigaramdan bir fırt çekiyorum.. baktım susacak gibi değil konuyu tam bir meriç gibi kadınların çilekeş olmasından, kurtuluş savaşında yaptıklarından, doğumda çektikleri acıya kadar konuyu uzattı. eeh dedim sikerim senin ense tıraşını. amk dumun meriçi seni dedim. şaşırdı.
samimi arkadaşım ise ortamı yatıştırdı, sakinleştik. daha sonra, gençler, dedim beni dinleyin:
evvela bir dengesizlikten bahsediyoruz ve bu durum nörolojik olabilir.
teklif edersin, reddeder, olay bitmiştir 1 ay sonra mesaj atıp "senin sevgin bu mu? halbuki ben sana güvenmiştim" der. ulan neyime güvendin işte seni ayarlamaya çalıştım, başaramadım, yeni avantajları değerlendiriyorum amk.
neyse yalnız kalmak istiyorum der. hiç arayıp sormazsın. insan bir merak eder diye trip atar. e arama dedin, yalnız kalmak istiyordun?
"günaydın aşkımmmmm xd seni çooook seviyorum" diye mesaj atar. sonra başlar soğuk konuşmaya. nedenini sormazsan daha da delirip neyse tmm, diye mesaj atar.
ulan ben 23 yaşında adamım senin liseli triplerinle, dengesizliklerinle mi uğraşacağım?
ergenken, liseliyken tatlı gelirdi bu oyunlar.
ulan diyorsun ki "sadık erkekler çok ezik şekerim, bana kodummu otutturan, döşü kıllı, maço, esmer, kıllı erkek lazım" diyorsun. e tamam buluyorsun. istediğin doğrultuda adam seni sahipleniyor, kodummu otutturuyor ama bu seferde adam beni çok sıkıyor yeaaa bunaldım deyip yeniden "tamam aşkım :("cı meriçlere gidiyorsunuz. e bu sefer "öfff çok sümsük yeaaa" deyip yine o adamlardan ayrılıyorsunuz.
e 30'una dayanınca da karşına çıkan ilk needy adam basıyor sana nikahı.
yakışıklı adam laf atınca "ohaa ya bana sulandı kızımmm" oluyor, az tipi bozuk biri laf atınca "yazıklar olsun türkiyem, bu ülkede artık nefes alamıyoruz, şort giydim diye laf mı atması lazım, işte görüyorsunuz değil mi erkek egemen zihniyeti" diye tepki gösteriyorsunuz. biraz altında arabası olan bir tip size bakınca "off çocuk kesti beni resmen yaa" diyorsunuz, az gariban biri bakınca "kadına karşı mahalle baskısı, göz hapsi, korkudan yürüyemiyoruz" oluyor.
biri de çıkıp demiyor ki; "sizin sorununuz ne amk?". 100 sene önce peçe takmadan sokağa çıkamıyordun. ne bu trip?
konuşmamı bitirdikten sonra arkadaşımın gözündeki ışığı, uyanışı görmeliydiniz. diğer az samimi olduğum eleman bana döndü ve "abi ben hiç o açıdan bakmamıştım,haklısın tabii" dedi. "kancık sürüsü hepsi" dedi. "yaa öyle işte meriç kardeş" dedim. bunu derken omzuna dokundum. sevindi.
eski sevgilimin yunan olması sebebiyle beni her zaman duygulandıran, çok çok uzaklara götüren, deniz kıyısında içkimi içerken ani tatlı bi rüzgarla birlikte hep kafamda çalan muazzam türkülere verilen addır.
böyle küçük baş fino falan besliyorlarsa genelde şehirli, bunalım, yalnız, batı hayranı, candan erçetin dinleyen...
böyle saldırgan büyük köpekler besliyorsa jiletçi, kollarında böyle dandik dövmeler olan, uyuşturucu içen, düşük özgüven sahibi, kısa saçlı tipler oluyorlar.
biraz da olsa içimdeki umutları yeşerten, beni sevindiren bir durum.
alevileri saymazsak sadece sünni türkler'de yaptığım gözlemlere dayanarak, devşirme, kılıç artığı, kripto olmayan türklerin islam'a daha mesafeli yaklaşmasıyla vuku bulan gerçek.
göçebe adam zaten çok fazla dindar olmaz ama türklerin büyük katliam ve soykırım sonucu müslüman olduğunu bilen yeni nesil türk gençleri de islam'dan bir bir uzaklaşıyorlar.
orta asya türklerinin de zaten durumu bildiğiniz gibi islam açısından pek iç açıcı değil.
beyaz ten aslında çoğu insanımızın sahip olamadığı bir ten rengidir.
mesela eski sevgilim beyaz tenli olduğunu iddia ederdi. kendisi türk'tü. ama "öff şimdi beyaz tenli olduğumdan güneş altında kıpkırmızı olacağım" diyordu.
höstttt amk çüşşşşşşş. ulan selçuk şahin gibi olmana ramak kalmış. 1-2 ton daha esmer olsan kamerun milli takımına çağıracaklar.
özellikle türk kızlarının da içinde bulunduğu durum bu.
ben beyaz tenin ne olduğunu leh sevgilimden öğrendim. kendisi kırmızı şarap içtiği zaman boğazından görürdüm o kırmızı geçişi.
ben ise esmer bir erkeğim. hatta boyum da 1.80 civarında. son zamanlarda da az kilo aldığım için türk erkeği olma sürecimi tamamladığıma inanıyorum 23 yaşında. bıyık da bırakacağım amk.
neyse, konu kaydı, asıl konuya değinemedim.
"beyaz tenliyim ama..." diye başlayıp akabinde sıkıntılarını anlatan insanların asıl meali;
beyaz tenliyim* bunu duyurmam lazım çünkü bunun beni diğer insanlardan üstün kıldığını düşünüyorum. ama bunu yaparken de hava atmaya çalıştığımın anlaşılmaması lazım. o yüzden az kötüleyim de alay etmesinler. tanışır tanışmaz "off be bizim fabrikada da arıza olmuş" diyen lümpen hanzonun asıl demek istediği gibi. ana tema fabrika sahibi olduğunu belli etmek *
bulunduğu her ortamda "ama gerçek islam bu diiil" diye zırvalayan, "sorun islamda değil müslümanda" edebiyatı yapan pelinsu adlı bir arkadaşımın lattesini içerken kulağıma fısıldadığı bir söz.
bir ülkücü(!) arkadaşım tarafından zamanın birinde bana söylenen abuk bir teori cümlesi.
müslüman olduğunu söyleyen ve türklüğüyle her fırsatta övünen bu yarı arap arkadaşı değiştirmek için çok uğraşmıştım zamanında. kısmen başarılı olsam bile konu bu değil. peki konu nedir? konu şu ki; kendilerine türkçü diyen bir güruh hem de müslüman olduklarını dile getirirler. bir de ikisinin et ve tırnak gibi olduğunu birbirinden ayrılmadığını söylerler.
zamanında senin ataların için katli vacip denmiş, senin ırkın katledilmiş, küçük büyük demeden kadınların tecavüze uğramış pis arap ve cihatçı müslümanlar tarafından. katliamlar vs. olmuş, türkler benliklerini yitirip, islamla gerilemiş, zayıflamış, tembelleşmişlerdir. bu deyyuslar çıkıp hala türklük ve islam birdir bıdı bıdıdır vs. konuşur adamın asabını bozarlar.
akp'li adam cahil olduğunu bilip "yav he la öyledir amk" der geçer lakin bu gencolar abilerinden öğrendiği 3-5 kalıp ile dönüp dolaşıp aynı şeyleri söyleye söyleye kafanızı ütülerler.
başlıktan da anlaşılabildiği gibi şişkodur ve bu kafayla giderse de hep şişko olarak kalacaktır.
zayıflamanın tek bir yolu vardır. 1 tane. o da: aç kalmaktır. hiç boşuna "aç kalarak zayıflanmaz ki, az az ama sık sık yemelisin" gibi saçma argümanlarla gelmeyin.
aç kalırsan zayıflarsın. gerisi tamamen yalan, gereksiz detay, safsatadan ibarettir.
normal insan tek öğün yemek yer. o öğünde acıktığı zamandır. sanayi devriminden sonra ağır işlerde çalışmaya başlayan insan oğlu icat etmiştir bu 3 öğün yemek muhabbetini. ha sen ağır bir işte çalışıyorsan tamam. ama kalkıp akşama kadar pc başında hiç enerji harcamayan asosyal bir sözlük yazarıysan "ehehe az yersen metabolizman durur hojam" demek salaklıktır. kadın sabahtan akşama kadar evinde evlilik programlarını, şu tarz senin o tarz benim izliyor, kılını kıpırdatmıyor, yaptığı tek iş bulaşıkları makineye dizmek "ehehe kahvaltı 2 yumurta, bilmem kaç gram musli, yok tavuk ızgara falan yeyip, ara öğünlerde elma yiyorum" derse o götünü sittin sene eritemez.
o boğazı keseceksin. aç kalacaksın. zayıflayacaksın. başka yolu yok.
gariban bir ermeni gazeteciyi vurup onunla övünmek,
şehide kelle diyen, vatanı peşkeş çeken, terörist ile masaya oturan bir adama oy vermek,
sığ kürt düşmanlığı,
namus bekçiliği,
ucuz kenar mahalle kabadayılığı,
türkçülük ayağına islamcılık yapmak,
çünkü; çepniler hariç pek de fazla türk yoktur o bölgede. rum, gürcü, çeçen, çerkes falandır bunlar genelde. ülkede adam yerine geçmek için müslümanlığa sarılırlar.
etrafındaki bedevi paganları, anadolu çomarlarını, pis arap özentisi orta doğu zihniyetli mahlukları, ışid'i vs. görüp ders alabilen, düşünen, sorgulayabilen bir bireyin en nihayetinde söyleyebileceği söz.