antalya liman mahallesinde bulunan ayakkabı mağazası. 2000'li yılların başlarına kadar adı rockland'dı. rus turist kafileleri mi dersin, italyan gemi mürettebatları mı dersin... gece 11'de mağazayı kapatacağız, camları yumrukluyorlardı ''shopping shopping'' diye. tabi sovyetler de yeni dağılınca kıtlıktan çıkmış gibi ayakkabı alıyorlardı. sonra devrettik ama duyduğuma göre hala kaliteliymiş.
oranın şantiyesinde koşuşturduğum günleri hatırlarım. bataklığın üzerine yapıldı diye çok laf ettiler ama 10 sene sonra bütün bataklıklara siteler yapıldı.
neyse yaa eski mutlu günlerimi hatırladım da bir an sözlük...
Kamil koç'un tekli koltuklara sahip otobüslerindeki amblemde bulunan sembol. Bana 'rahat hat'tan çok ra'yı anımsatıyor. Uzun zamandır birileriyle paylaşmak istiyordum. Hiç kimsenin dikkatini çekmedi mi acaba? https://galeri.uludagsozluk.com/r/1332518/+
eski hat sanatçısı. Sultan V. Mehmed Reşad tarafından Reis-ül Hattatıyn unvanıyla ödüllendirildi. 1940'da Tevfik Paşa'nın Kahire’de yaptırdığı caminin kubbe ve kuşak yazılarını yazdı. 23 Temmuz 1941'de vefat etti.
çok ilginçtir, eğitim hayatım boyunca birçok hocam kendisinin hayranıdır. oğlu da ünlü bir ressamdır. (bkz: şeref akdik)
bu akşam yaşadığım olay. yaşadığım yer itibariyle saat 9dan sonra ulaşım bitiyor. ben de yürüyüş olsun diye 6km ötedeki bir mekana gidip yemek yedim. çıkışta servisi kaçırdığım için yürümeye başladım. 5 dakika geçmedi ki az önce çıktığım mekanın paketçisi arkadan yanaştı. ''atla abi'' dedi. ''bir bunu yapmadığım kalmıştı'' diyerek bindim ve uçarak eve kadar gittim. ineceğim yere gelince kaldırıma yanaşırken duramadı ve haaaaarsss diye motoru kaldırıma sürttü. benim ayakkabı da pert oldu tabi. meğer motorun frenleri tutmuyormuş amk ne basıyon o zaman. çılgın motorcu seni.
içlerinden birini karanlık tenha bir sokak köşesinde yakalarsam elinde salladığı tespihi *üne sokacağım insan çeşidi. herkes adam olmuş. bir elde sigara bir elde tespih ordan burdan ahkam kesmeler. ''ben her boku biliyorum''lar, mercimek kadar beyniyle kadın cinayetlerini kadın anatomisine bağlayıp felsefe yapmalar, ''sen küçüksün daha hayatı bilmiyorsun''lar...
bir saat boyunca sabırla beklediğiniz otobüsün önünüzden geçmesidir. hüzünlü gözlerle otobüsün gidişi izlenir ve akabinde küfür ve beddualar sıralanır.
kıbrıs gibi bir yerde yaşıyorsanız ve boktan bir okulun (hangi okul olduğunu bilenler anladı) külüstür otobüsünü kaçırdıysanız durum çok vahimdir. çünkü kıbrısta, özellikle lefokşada toplu taşıma sorunu vardır. taksiye de 25 lira bayıldım ve günüm kötü bir şekilde sonlandı. şerefsiz şoför.
Elektronlar tarafından esnek biçimde saçılıma uğrayan X ışınlarının ve başka yüksek enerjili elektromagnetik ışınımların dalgaboylarında ortaya çıkan artış. Compton Olayı, ışının enerjisinin bir madde içinde soğurulmasının en temel biçimidir.
1923te ABDli fizikçi Arthur Holly Compton, X ışınlarının, foton adını verdiği kesikli (ayrık) elektromagnetik enerji darbelerinden meydana geldiğini varsayarak, dalgaboyunda görülen artışı açıkladı.
Bu olayın keşfi, ışığın hem dalga hem de parçacık yapısında olduğunu gösterdi. Compton, x ışınları gibi kısa dalga boylu ve yüksek enerjili ışınların, foton ismini verdiği enerji darbelerinden meydana geldiğini kabul etti. Maddi parçacıklar gibi enerji ve momentuma sahip olan fotonlar aynı zamanda frekans ve dalgaboyu gibi dalgaya mahsus olan özelliklere de sahiptir.
Fotonların enerjisi dalgaboylarıyla ters orantılı, frekanslarıyla doğru orantılıdır. Elektronla çarpışan bir fotonun, enerjisinin ve momentumunun bir kısmı elektrona aktarılmış olur. Çarpışma neticesinde elektronlar, fotonun geliş doğrultusu ile bir açı yapacak şekilde geri tepilirken, daha az enerjili yani dalga boyu büyük olan fotonlar ortaya çıkar. Bu fotonlar da elektronlara aktarılan enerji nispetine bağlı olan bir açı ile saçılıma uğrarlar. Dalga boyundaki artış ile saçılma açısı arasında deney yoluyla bulunan bağıntı, çarpışmada momentumun ve enerjinin korunduğunu kabul ederek bulacağımız bağıntının aynısıdır.