Çok fazla sıcak bakmamakla birlikte vatan hainliği olarak görülmesinide saçma buluyorum. Milli takım olsa neyse fakat normal bir futbol kulübü ise gayet olabilir. Kardeşim bu kulüpler bildiğiniz şirket görevi görüyorlar. Sizin paralarınızla ülkemizde faaliyet gösteren futbol şirketleri. Bundan daha fazla anlam yüklemek isterseniz siz bilirsiniz fakat bunu vatan millet sakarya şeklinde yorumlamak biraz aşırıya kaçmak oluyor. Ayrıca futbol kültürünü ülke içi maçlarda birbirinizi boğazlama seviyesine indirip ardından ülke dışında boğazına sarıldığın adamdan yardım istemek nasıl bir mantıktır?
arkadaşlar bunu bana 16 yıllık eğitim hayatımın son aylarına kadar hiçkimse öğretmediği için hepinize kırgınım ama ben sizin yaptığınızı yapmayacağım. hepiniz tarafından gizlenen bu gerçeği açıklamak mecburiyetindeyim
bazen aldığımız kalem uçlarının yeterince siyah olmaması bazen yağlı olması gibi durumlar tesadüf değil bizzat seçeneklerde sunulan bir şeymiş.
uç kutusunun üzerinde yazan 1b 3b gibi ifadeler ucun siyah yazma oranını belirtiyormuş. sayı arttıkça daha siyah yazıyor ve silinmesi de zorlaşıyormuş.
bu eylül ayı itibariyle 4. sınıfına geçip 2018 kpss ye girecek olan akranlarım benimle iletişime geçin ki sizin programınızı göreyim, birlikte ne zaman alan çalışmalıyız, gk gy konularına verilmesi gereken ağırlık, sonracığıma alan dersleri hakkında nasıl çalışılması gerektiğine dair bilgi alışverişinde bulunuruz. hiç olmadı atanamazsak amele pazarında iş çıktığında birbirimize haber veririz. yani uzun lafın kısası yeşillendirelim arkadaşlar.
eğer 3-5 kişi olursak diyorum ki bir whatsap gurubu falanda kurabiliriz (bkz: şimdi birlik olma zamanı)
bebek koltuğuna conconluk gavur icadı falan diyen olmuş. trafikte kazanın her zaman size bağlı olmadığını bilmezseniz öyle sallarsınız conconluk falan diye. sen istersen 20 yıl hiç kaza yapmamış ol karşındaki pembe tişörtlü bir eleman ayağıyla tutunmuş direksiyona geldi senin güvenli ve conconsuz bir şekilde 20 km hızla giden arabana hafifçe vurdu. o güvenli anne var ya hiç farkında olmadan bebeğini tavana yapıştırırsa anlarsınız conconun gerekliliğini. la ben neyse bir şey demiyorum.
ittifak devletlerinin birinci dünya savaşından çekilme sırasına baktığımız zaman:
ilk önce bulgaristan
ikinci olarak osmanlı
üçüncü Avusturya
ve son olarak almanya'nın çekildiğini görürüz yani şaka maka böyle bir sözü bizim kitaplara kim hangi amaçla koydu bilemiyorum.
internetle ilgili bir probleminizde "sorunları gider" dediğiniz zaman seçeneklerin arasına "çevrimiçi yardım" diye bir bölüm de konmasına şahit olmamla beraber windows'un bile bazen ne kadar saçmalayabileceğini anlamış bulunmaktayım. zaten ismi pencere olan bir şeyi gözümde bu kadar büyülterek baştan mı hata yaptım acaba?
iki kızın ölümünden bir çocuğun yetim kalmasından sorumlu ergen bireydir. sürekli isyan halinde olan benliği ve kendisine zarar verip suçlarından dolayı pişmanmış gibi görünmesi sizi yanıltmasın bir ergenden daha fazlası değildir. walter white birini öldürdüyse bazen ailesi için bazen kendisi için öldürdü ama hep bir nedeni vardı. öldürdüğü her insanda yediği her dayakta yaşadığı her günün ve işlediği her suçun bir nedeni ve bir amacı vardı . bu keş ise dünyaya acemilikleri dolayısıyla başkalarına acı çektirmek için gelmiş yakışıklı bir hatadan başka bir şey değildir. evet.
hayatımda ilk defa bir kirpi görmüştüm o da fotoğrafta da görüldüğü üzere avucumun içinde kaybolacak kadar minik şirin bir şeydi. o dikenler ise tüy gibi yumuşaktı.
partizanlığın son bulması ve karşındaki insana kolayca ''vatan haini'' damgasını vurmamak. chp linin her projeye karşı çıkmaması akp linin her projeyi desteklememesi kısacası ortak paydaların çoğalmasıdır bu ülkeyi kurtaracak olan. batıracak olanda tam tersidir.
bir gün 3. mustafa baron de tott' e riyaziye (matematik) mektebinin yönetimini vermek ister. bunun üzerine mektebin yerli öğretmenleri "matematiği bu gavurdan öğrenecek değiliz" derler. padişah tott'den bunları sınava sokmasını ister ve baron oldukça klasik bir soru sorar "üçgenin iç açıları toplamı kaçtır?" adamlar düşünür düşünür düşünür en sonunda bir tanesi "üçgenine göre değişir" der. baron bunun üzerine "sınava daha fazla devam etmeye lüzum görmedim" der.
şüphesiz ki insanı deli eden durumdur. kardeşim snin ekranında 1 saat 20 dakika sonra işini bitireceğin yazıyor. ben saatimi ona göre ayarlayıp 1 saat 20 dakika sonra yanına geldiğimde ekranda son dakika da bitiyor ve benim o anda çamaşırı almam gerekirken nedensiz yere 3 dakika beni beni bekletiyor. bir iş mi yapıyor derseniz yok sadece öyle bekliyor. lan madem ekstra bekleyeceksin o zaman ekrandaki geri sayıma bunu da dahil etsene?!!11!
tanım: dakik insanların sevmediği olaydır.
endüstriyel gıdalarla dolu olan alışveriş merkezine girip doğal olan ürün arayan geri zekalıların doğal olmamasıyla suçladıkları markadır. müşterilerin doğallığa önem vermesiyle beraber neredeyse her yiyecek markası doğal olmamasına rağmen reklamlarında üzerine basa basa "biz doğalız biz sizdeniz köyünüzün yağmurları falan" temasını işlerken, otu boku eleştirme timi sadece bu markanın böyle bir iddiası varmış ve sadece bu marka doğal değilmiş gibi geceli gündüzlü saldırıyorlar. ya ortada büyük bir cahillik var ya da büyük bir art niyet.. ben ikisininde olduğunu düşünüyorum. önce art niyetli olan birkaç kişi yolu açıyor sonra cahil olan sürüde çan sesleri eşliğinde açılan yolda yürüyorlar.
bu hayvanatla ilgili olarak en popüler bilgi sıkıştığında, herhangi bir şekilde çaresiz kaldığında kendisini öldürmesidir. halbuki çok daha önemli (ve de iğrenç) bir özelliği var ki öğrenmeniz durumunda kafama sıkar giderim modunda yaşayan bu karizmatik hayvana duyduğunuz saygıdan vazgeçebilirsiniz.
akrepler yiyeceklerin çok olduğu dönemlerde tüm enerjilerini çiftleşmek ve dünyaya yeni akrepler getirmek için kullanırlar ve olurda yiyecek bulamazlarsa kendi yavrularını ve diğer aile bireylerini yerler. yiyecek olduğunda tekrar doğururlar ve bu böyle devam eder.
başka türlerde, bir anneye kendisinden çok daha üstün hayvanlara kafa tutabilmesini sağlayan annelik güdüsünün akrepler için hiçbir şey ifade etmemesini hatta annelik kurumunu bir çıkar aracı olarak görmelerini kınadığımı belirtmek isterim.
normalde bir sanatçı, müzisyen ya da tanınmış her kimse konuk olduğu programda neler olup bittiğini kendisini neler beklediğini bilir çünkü o programı daha önce izlemiştir. beyaz show da o kadar çeşit insan ekrana çıktı kaç tanesi kendisini yabancı gibi hissetti? acun'un var mısın yok musun yarışmasında dahi bak o kadar işin içinde sayı olmasına rağmen bir allahın kulu çıkıp da "yha acun bu sayıların neden yarısı kırmızı yarısı mavi ki?" demedi. ama bu programda şu emojilerle şarkı bulma yarışmasını her gelen tanınmış simaya öğretmek için o kadar uğraşıyorlar ki insan şaşırmadan edemiyor. la daha sizi konuk ettiğiniz insanlar bile izlemiyor hala anlamıyor musunuz? üniversiteli olup yine de amaç edinememiş, tüketim toplumunun yiğit cengaverliğini üstlenmiş vasıfsız aptallar da olmasa kepengi çoktan kapatmıştınız ama işte ülkenin hali sizde özetleniyor.
şener şen ve ilyas salman'la ilgili olan kısım tam anlamıyla bir hayal kırıklığıdır bence. üstat beğendiği oyuncular için kadir inanır ve tarık akan ı düşünmüş. şener şen ve ilyas salman için ise kendi filmlerindeki "ikinci adam olarak" iyi olduklarını tek başlarına pek yükselemeyeceklerini söylemiştir. kemal abi biz seni filmlerindeki mütevazi ve saf tiplemenle sevdik aklımızdaki kemal sunal için bu tavır yakışmadı ama zaten seni asıl tarih kınamış omalı ki bugün şener şen de ilyas salman da "senin gibi" üstat olarak kabul ettiğimiz isimler.
--spoiler--
– ilyas Salman ile Şener Şen için görüşleriniz nedir?
– Hepsi benim arkadaşım. Şener Şen iyi oyuncudur, kabiliyetlidir. ilyas Salman’ın başarısı bu kadardır. Bundan ileriye gidemez. Sert bir suratı var. Şener’le beraber oynuyorduk. Benim bir sürü filmimde oynadı. Açmazcılık yapıyordu. Yani kavuklu-pişekar ikilisini oluşturuyorduk. Şimdi tek başına bir deneme yapıyor. Bilemiyorum, daha onu da göreceğiz. Ama belli mesuliyetleri alıp film yapacağına, ikinci adamı oynamaya devam etseydi bence kendisi için daha yararlı olurdu.
--spoiler--
çok saygıdeğer youtube amcanın biz müşterilerinin basit bir isteğini -doğal olarak- çıkarlarına ters düştüğü için kabul etmemesi olayıdır. pc başındayken ise yan sekmedeyken ya da yeni pencere açtığınızda paşa paşa arka planda çalmak zorundadır. zira eğer çalmazsa bu da müşterilerin taraf değiştirmesine varacak kadar sabrını zorlar. işte müşteriyi kendinde tutmak ile ondan para kazanmak arasındaki düz tarlada nerede durması gerektiğini bilmektir bu.
sözlükte ya da başka bir yerde aratınca böyle bir konu bulunmuyor. çok şükür hukuk aleminde de böyle bir zorunluluktan bahsedilmiyor. velakin bazı arkadaşların bunu bir zorunluluk olarak algılaması garibime gitmedi değil. bu görüşe göre miras bırakmayan anne baba bencil oluyorlarmış. çok gariptir ki kendisi anne baba sıfatındayken kürtaj meselesine gelince "benim hayatım benim özgür kararım" oluyor. ama iş kendi anne babasının kararına gelince bencillik diye niteleniyor.
doğru olana gelince bir anne baba çocuklarının eğitim çağı bitene kadarki süreçte anayasada belitilen tüm maddi ve anayasada belirtilmeyen tüm manevi ihtiyaçlarını karşılamak zorundadır. çocuğu iş sahibi olduktan sonra çocuklarına miras bırakmayı seçebilecekleri gibi eğer isterlerse kendilerine ait olan parayı diledikleri yere harcayabilirler. bu yardım kuruluşu olabilir vakıflar dernekler de olabilir gece kulüpleri de olabilir. ve bu insanlar düşman olarak görülemezler bencil de değillerdir.
ben bu haberi yeni gördüm olayıdır. hakkında açılmış tek bir başlık ve girilmiş tek bir entry buldum o da arayanların bulacağı türden değildi yeni başlık açmak istedim.
ve gerçekten insan üzülüyor. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1334661/+
yahu şu insanlardaki tatlılığa masumluğa bir bak allasen. yani bayramda el öpmeye gittiğin zaman 10 dk fazla oturman için sürekli yeni ikramlarda bulunan adeta yalvaran tatlı ev sahipleri değil mi bunlar? vallahi haklarında hiçbir şey bilmesem sadece şu resim bile o kadar çok şey anlatıyor ki. ama daha fazlasını duymak isteyenler için söyleyelim dünyalar tatlısı bu iki insan dün intihar ettiler. çünkü kanser olmuşlardı ama bundan da öte büyüttükleri çocukları(!) kendilerini zerre kadar sevmiyor hatta ölmelerini istiyordu öyle ki son kez "hoşçakal" diye mesaj attıkları zaman. "yaşarken bir halta yaramadınız ölürken de ağzıma sıçmayın" diyecek kadar ... neyse. böyle bir varlığın ana babası olma bedbahtlığı yüzündendir aslında ölüm kararları ama yine de belki kadere belki hala o tezeğe sevgilerinden kansere suç bulmuşlar. bu kararı vermeden önce tüm mal varlıklarını hayır kurumlarına bırakmışlar ayrıca kaldıkları oteldeki çalışanlara da 2000 liralık bir bahşiş içeren mektup bulunmuş odalarında. bedenlerininde kadavra olarak kullanılmasını istemişselerde doğa kıskanmış olacak ki günlerce güzel bedenlerinin bulunmasına izin vermemiş, böylece kadavra olarak kullanılabilme süresi dolmuş. güvenlik kameralarındaki en son görüntüleri sahile doğru yani ölüme doğru el ele yürürken çekilmiş. bu kadar narin bir vedaya siz hiç tanık oldunuz mu? ah be amcam ah be teyzecim kaderinize mi küfredeyim yoksa size hiç yakışmayan o varlığa mı? kim bilir başka ne dertleriniz vardı yoksa bir insan bu kadar güzel gülümseyemez ki?
edit: bazı arkadaşlarımız olayın görünmeyen taraflarına istinaden bu insanların aslında sandığımız kadar tatlı ve iyi insanlar olmayabileceklerini yazmışlar. kardeşim elimizde bu insanların ölmeden önce bedenlerine kadar sahip oldukları her şeyi başka insanlara dağıtmaları nesnel bir gerçek olarak duruyor mu? işte biz bu nesnel gerçek yüzünden onları tanımamamıza rağmen sempati duyduk. peki siz hangi bilgiye dayanarak onlara ısınamadınız? evet çocuklarına miras bırakmamışlar peki neden bırakmadıklarını nereden biliyorsunuz? şahsen bence hiç tanımadığı otel görevlisine ölürken bahşiş bırakacak kadar düşünceli olan bir insan kendi çocuğuna mirasını bırakmıyorsa bu işte çok büyük bir gariplik vardır. ama bu garipliğin nedeni de çocukta aranmalıdır.
Söylenmesi doğru değildir. Bir erkeğe yakışıklı değilsin demekle de aynı şey değildir bu. Kızlar aleminde geçerli olan tek para birimi ne türk lirası ne de dolardır sadece güzelliktir ve bu para biriminin değeri de erkeklerden gelen geri dönüşlere whatsapptan gelen mesajlarla ne bileyim gelen seni seviyorumlarla falan değer kazanır ve bir kıza sen çirkinsin demek (kızın normal bir kız olduğunu varsayıyoruz) onun tüm varlığını aşağılamak anlamına gelir ve bu karşınızdaki kız ne suç işlerse işlesin doğru değildir.
Erkeklerde ise pek çok para birimi vardır yakışıklılık para statü karizma vs vs birine laf etseniz değerini düşürseniz diğeri var onun değerini düşürseniz diğerinin değeri yükselir falan filan ama kızlar için durum daha hassastır bu yüzden dikkatli olmak gerekir.
Değerini eksikliğinin yarattığı etkiye bakarak ölçmek isteyen kişi sorusudur. Bu soruyu soranlar ve hararetle cevaplayanların çoğu ister ki eski sevgilisi ondan ayrıldıktan sonra içkiye kumara versin kendini. Köprü altlarında orospuluk yapsın iyice dağıtsın falan.
Açıkça söylüyorum Eski sevgilisini bu halde görmek isteyen insanlarla ne evlenilir ne de eğlenilir bencil yüzeysel insandır kendisi.
Benden uzak aynaya yakın olsun.
