yemek önünde ezanı beklerken anlıyor ki insan o önündekinin sahibi kendisi değil sahibinin buyur demesini bekliyor, buyur diyor ve oruçlar açılıyor, o anda öyle bir his var ki mutluluk, hüzün, akla gelen günahların elemi... karışıktır.
Mimar sinan'ın kalfalık döneminde yaptığı camiidir. Heybetli duruşuyla osmanlı'nın yükselme dönemindeki o büyüklüğünü hissettiriyor. Pencere kenarlarında genişce içeriye doğru girinti yapan oda tarzı yerlerde kitap okumak ayrı bir keyiftir.
hadistir. tevili şudur ki: "kıyamet kopmasına yakın tekrar bir dinsizlik cereyanı baş gösterir, galebe eder. Ve "Elhükmü-lil-ekser" kaidesince, yeryüzünde "Allah Allah!.." diyecek kalmayacak, yâni ehemmiyetli bir cemaat, Küre-i Arz'da mühim bir mevkie sahip olacak bir surette "Allah Allah!.." denilmeyecek demektir. Yoksa ekalliyette kalan veyahut mağlûb düşen ehl-i Hak, kıyamete kadar bâki kalacak."
(bkz: mektubat)
Tercih yapabilmesi için ilk olarak yaratılması gerektiğinin farkında olmayan insan beyanı. üstelik herkes eşit şartlarda değil dünyada, bu yüzden herkese verildiği şey kadar hesap var. Ve cehennemi bu kadar küçümseme, güneşin altında birkaç saat bile kalamazken.
Eğer öyle bir hedefi varsa çok saf bu adam yanlış yoldan gidiyor. 10 sene önce iktidara geldiğinde kendinden önceki iktidarlar gibi yapsaydı yani hiçbir şey yapmasaydı bu emeline ulaşırdı zaten. Demek düşünemedi. Hep yanlış yönlendiriyorlar bu adamı yav.