freud, "haz peşinde koşmak, yaratıcı faaliyetin en büyük kaynağıdır." derken çağımızı öngörememiş sanırım. çağımızda haz peşinde koşmak insanlarda ödül tatminsizliği oluşturdu. yemeğe doymayan, sekse doymayan, sevgiye doymayan, ilgiye doymayan, eğlenceye doymayan bir nesil. hep tatminsizlik. hep mutsuzluk ve bir arayış içinde. insanların bu kadar dijital aleme sarması tesadüf değil, arayışın en kolay yolu bu.
modernizm düşünmeyen, bencil, hep isteyen ama vermekten hoşlanmayan bir nesil oluşturdu. tebrikler.
ölüme yaklaştığını hisseden birinin bırakacağı nottur.
muhtemelen şöyle bir not bırakırdım.
Biri bunu okuyorsa muhtemelen ölmüşümdür. insana saygı, doğaya sevgi olmayan bu dünyada 33 yıl geçirdim. Sevdim sevildim bazen mutlu çoğu zaman mutsuz bir hayat yaşadım. Ailem ve sevdiklerim, siz beni mutlu eden nadir şeylerdensiniz. Arkamdan iyi konuşun. Tüm maddi varlığımla birilerine iyilik yapın, onları mutlu edin.
Hayatıma giren kadınlar, çoğunuzdan özür dilerim. Çoğunuzu aldattım, üzgünüm. Böyle olsun istemedim. Gençlik dönemlerimde ne olduysa oldu tam anlatamam ama insanlara güvenim azaldı ve belki bu yüzen hep yeni limanlar aradım. Cinsel olarak tatmin olmak için çoğunuzu kullandım. Bazılarınıza aşık oldum bazılarınızı hiç sevmedim. Ama kimseye nefretle yaklaşmadım. Şimdi bugün anladım ki aslında ben de bir kurbanım. Ben bir avcıyken aklımca, av olmuşum çoğu zaman.
Şu anlam veremediğim toplum ve ahlak kurallarınıza size elveda ederken, inanın hiç de üzülmüyorum. Tek üzüldüğüm şey böyle pisi pisine bir gidiştir. Daha güzel ölümler daha onurlu cenazeler vardı hep aklımda. Su testisi yine su yolunda kırıldı diyecek çoğunuz, doğrudur.
Aklımdan atamadığım şey, sanki bir şansı daha hak etmiştim gibi geliyor. Bu yeni bir başlangıç olabilirdi. Değişir miydim? Sanmıyorum. Belki de yeni şansım defalarca geldi ama ben kıymet bilemedim. Şu çirkin dünyaya güzel olan kalıcı hiçbir şey bırakamadım. Hep sıradan sıkıcı şeyler oldu.
Bulaşık makinesinden çıkan kap kaçağın,özellikle bardakların nemli ve pis kokması durumudur. Burda dikkate şayan olansa bulaşıkların iyice yıkanmış, pırıl pırıl olması.
Peki neden kokuyor bu bulaşıklar?
Bulaşık makinesi yeni. (3 ay)
Makinenin içi dışı pırıl pırıl.
Ivır zıvırı dolu ve piyasadaki en kaliteli markaların ürünleri.
Allahım çıldıracağım, neden kokuyor bulaşıklar? Tüm forumları okudum. Servisle görüştüm. Tamircilere sordum.. Yok yok..
Uzun bir inceleme araştırmadan sonra elde ettiğim sonucu paylaşayım arkadaşlar. Bu uğurda sıfır makineyi defalarca söktüm. Defalarca içine temizleyici ürünler doldurup dezenfekte ettim.
Sonuç, kullandığım deterjanın son kullanma tarihinin geçmiş olması.
Evet, aldığınız deterjanın son kullanma tarihi var. En kaliteli markalar bile raflarda bırakıyor tarihi geçmiş ürünlerini. Kimse bakmıyor nasıl olsa.
Başka nedenler de olabilir tabi ama bu en zor ve bilinmeyeni sanırım.
Ne yana dönsem kalbi kırık insanlar.
Herkesin kalbi kırıksa kim bu kalp kıranlar?
Kalbimizi kıranların kalbini mi kırdık da böyle kısır bir döngü başlattık acaba?
karılarına allah sabır versin hadım edilip topluma salınası kocadır. Hatta anası bellenesi kocadır.
Çok sinirliyim. Dinlediğim bir hikaye erkek olmamdan,insan olmamdan utanmama neden oldu.
Nasıl bir erkek karısının boğazına bıçak dayayıp sabaha kadar öylece bekler?
Nasıl bir erkek karısını dövüp yerlerde sürükler?
Nasıl bir anasını s.ktiğim erkek karısını kaza kurşunuyla öldürmek ister?
Nasıl bir o.çocuğu erkek karısını çocuklarının önünde öldürmeye kalkar?
Ya siz kadınlarda beyin yok mu?
Gece uyurken çükünü keserdim ben olsam. Kendi karısına bacı desin o.çocuğu. bakalım o zaman ne yapacak.
Çok sinir bozucu ve can sıkan erkektir. Erkek demek de doğru değil böylelerini çıktığı yere tıkacaksın.
Kadınlara da iki çift sözüm var. Böyle çocuk yetiştirmeyin lütfen. Yetiştirdiğiniz piçler başkasının kızına zarar veriyor. insan yetiştirin ki insana saygısı olsun. Kuduz köpeklerinizi adam edemiyorsanız lütfen doğurup ortaya salmayın!
Seks bir ihtiyaç mıdır? Olmazsa olmaz mı?
Yoksa bir alışkanlık ya da toplumsal algı mı?
Bir gurup, "hayır bir ihtiyaç değildir ama olsa iyi olur. " diyor.
Diğer gurup, " evet ihtiyaçtır. Yoksunluk ve açlık gibi belirtiler gösterir ve tatmin edilmesi gereklidir. " diyor.
Binlerce ara düşünce olabilir ama asıl fikir ikiye ayrılıyor, ya evet ya hayır.
Evetçiler genelde cinsel olarak tatmin olmamışlar ve uç noktalarda cinsellik yaşayanlar gözlemlerime göre. Yani en alt ve en üst kısımdakiler.
Hayırcılar ise cinsel olarak özgür bireyler, genelde kadınlar. Bu kısımdakiler istedikleri anda cinselliğe ulaşabilirken istemediklerinde cinselliğe ara verebiliyorlar. Bazıları cinselliği tamamen kontrollü yaşayabiliyor yani yıllarca ara verebiliyor.
ilişkiler açısından baktığımızda evli çiftler cinselliğe soğuk bir yemek gibi bakarken evli olmayan ve sık cinsel tatmin fırsatı bulamayan çiftler daha istekli.
Yani evliler hayırcı, bekarlar evetçi istisnalar dışında.
Şimdi soruyu tekrarlayalım,
Seks ihtiyaç mıdır? Değil midir?
(Bu değerlendirmelere sapkınlık içeren -taciz,tecavüz,istismar,sado-mazo,teşhircilik,röntgencilik,pedofili...- durumlar dahil değildir.)
Edt: mazoşizm:Mazoşist, ancak dövülür ya da aşağılanırsa boşalabilir. Zevk alması için kurban olması gerekir. Birbirlerini tamamlayıcı oldukları için, sadizmi mazoşizmden ayırmak güçtür. Ayrıca her ikisinin birarada olduğu sapkınlara da raslanır.
sadizm:Bu cinsel sapkınlık biçimi adını, XVIII. yüzyılda, orgazma ulaşabilmek için cinsel eşine fiziksel ve ruhsal acılar çektirmeye dayanan bu zevk biçimini ilk kez tanımlayan ünlü Marquis de Sade’dan alır.Sadist, işkence yapar ve uyandırdığı acılardan zevk duyar; kurbanlarının çığlıkları keyfini artırır ve ona yoğun bir cinsel haz verir. Sadizm bazen, cinayete kadar varabilir.
Sado-mazo ifadeleriyle cinsellik içerisindeki doğal gelişen durumun dışında bir durum kast edilmiştir. Bunlar yasal olmayan durumlardır.
Bir yerde hata yaptığınızın delilidir. Beylik sözleri bırakın, her insan ayrı bir dünyadır ve mutluluğu farklı dokunuşlar gerektirir. Ezberden olmaz. Tanıyın, anlamaya çalışın.
Böyle bir mallık daha görmedim. Komik video açıp izliyor ve gülmemeye çalışıyolarmış. Nedir bu diye meraktan atladım, kafama sçayım. Açtım izledim bir şey yapacak sanıyorum geri zekalı. Hayatımdan 9 dk çaldı o.çocuğu.
50 yıl daha yaşarım diye düşünüyorum bir kaza, hastalık, savaş, doğal afet, nükleer ya da biyolojik bir saldırı olmazsa.
Tarih atılmış oldu, bakalım ne olacak.
Sorun şu ki sınav sistemi kendisinin de dediği gibi çok fazla değişikliğe maruz kaldı. Şimdi değişiklikten korktuğumuz yok da yani fazla da şeetmesek mi acaba? En azından eğitim-öğretim sürecinde değil de tatilde konuşalım bence bunu.
öncelikle fiilimsi bulmanın en basit yolunu anlatacağımı belirteyim. uzun yıllar edindiğim tecrübeye göre öğrencilerin kolay anlayacağı şekilde kendimce revize ettim, eski kurallardan biraz kattım ve pratik bir formülü anlatmaya çalışacağım. şimdi bazı soruları gözden geçirelim:
fiilimsi nedir?
fiilimsi gelecekte ne işimize yarayacak?
fiilimsi bulmasak ne olur?
bu soruları unut gitsin. tatmin olman için söyleyeyim, fiilimsinin ne olduğunu boş ver ve ilerde hiç bir b.ka yaramayacak. ama tüm sınavlarda çıkabilir. bu sebeple bulmak zorundasın.
not: yöntemde sıralama önemlidir.
yöntem:
1. adım: cümledeki yüklemi ve varsa se/sa ile oluşturulmuş koşul bildiren sözcükleri bul ve üzerlerini çiz. bunlar fiilimsi değil.
2. adım: geriye kalan sözcüleri me/ma ile olumsuz yapmaya çalış.
örn: koş--- koş-ma ağlayınca----ağla-ma-yınca...
3. adım: olumsuz yapabildiklerin fiilimsidir. işaretleyebilirsin.
buraya kadar öğrendiklerinle tüm fiilimsi sorularının yüzde 70'ini yapabilirsin. bir de türleri var. onu da bulalım hemen.
fiilimsilerin türlerini bulmak:
4. adım: ilk olarak şu çok çok çok önemli, bir sözcük fiilimsi değilse fiilimsi türünü arama boşuna. fiilimsileri belirle ve türüne öyle bak.
5. adım: fiilimsiler arasında bizden istenen türü bulmak için eklerine bakabiliriz. ezberlenebilir kalıp cümleler halinde bu ekler.
isim-fiil ekleri: -ma, -ış, -mak----(mayışmak)
sıfat-fiil ekleri: -an, -ası,-mez,-ar,-dik,-ecek,-miş (anası mezar dikecekmiş)
zar-fiil ekleri: (en kolayı) yükleme -ne zaman? ve -nasıl? sorularını soruyoruz. "cevap fiilimsi ise" o fiilimsi zarf- fiilidir.
son olarak fiilimsi türlerinin bazı farklı adları var. bunları da bilmekte fayda var.
isim-fiil (mastar)
sıfat-fiil (ortaç)
zarf-fiil (ulaç ya da bağ-fiil)
eğitimin tüm bireyleri kapması gerektiğini savunan bir yaklaşımdır kapsayıcı eğitim. sadece fiziki ya da zihinsel engelli bireyler değil; savaş ve göç mağduru, yoksul, dil bilmeyen, ailesi dağılmış vs. tüm bireylere eşit imkanlar sunulması fikri ile ortaya çıkmıştır.
bu yaklaşım ile eğitime yeni bir bakış açısı getirilmiştir. öğretmen temelli bu yaklaşım sınıftaki tüm farklılıkları kapsayabilecek ve sınıfın eğitim yaşantısını destekleyecek bilgi ve fikirlerle donatılmıştır. öğretmenlik mesleğinin anlamı ve değeri, toplum için yarattığı fayda ile doğru orantılıdır. bu doğrultuda öğretmen, içinde yaşadığı toplumun farklılıklarını birer zenginlik olarak görmeli ve her biri birer dünya olan öğrencilerinin tümüne eşit ve kaliteli bir hizmet vermelidir.
öğretmenler; zenginlik ve fakirliğin, sağlıklı olmak ve engelli olmanın, vatanında olmak ve vatanından ayrı olmanın, fırsatlara kolayca erişebilmekle olanaksızlığın nasıl göründüğünü, nasıl sonuçlar doğurabildiğini en iyi bilen meslek gurubunun üyeleridir. hiçbir iyinin sonsuza kadar iyi, hiçbir kötünün sonsuza kadar kötü kalmayacağını bilen ve bu dönüşümlerde öğretmenin rolünü anılarında ve tanıklıklarında en iyi gören yine öğretmenlerdir.
sebebi her ne olursa olsun toplumsal yaşamdaki her türlü dezavantajlı pozisyonun yansımalarının öğrenciler arasında yarattığı farklılığı kapatmak öğretmenin görevidir. yoksulluğu ve engelliliği ortadan kaldıramayabilriz ama bunun sınıfımızda yaratacağı dezavantajı ortadan kaldırabiliriz. sınıfımızda hayal ettiğimiz demokratik, hoşgörülü bir mikro-toplum oluşturabiliriz.
bizler mesleki deneyimlerimizle, kişisel özelliklerimiz ve güçlü yanlarımızla yazılmış binlerce hikayeden daha iyilerini yazabiliriz. bu emeklerimizin karşılığını ise belki yıllar sonra alacağız. sadece bir cümle ama paha biçilemez bir cümle: "iyi ki vardınız öğretmenim!"
Lütfen biri bunu söylesin akp lilere. Kardeşim darbeye engel olmaksa gel beraber olalım. Neden saldırıyorsunuz alevilere?
Dün istanbul bu gün malatya. Şu an malatya da alevi mahallesinde silah sesleri var !! Ana bacı söverek sokakları geziyor, milleti galyana getirmeye çalışıyorlar.
Evet sevgili kadın sözlük okur ve yazarları.
illa ki her kadın hayatının bir döneminde seçtiği erkekle duygusal yada fiziksel bir ilişki yaşamıştır veya yaşıyordur. Bu sergüzeşt mutlu sonla bitebileceği gibi beklenmedik sonuçlar da doğurabilir. Gönül ister ki her ilişki sevgi-saygı çerçevesinde yeşersin, filizlensin, kök salsın ve nihayetinde tarihe gömülüp gitsin.
Heyhat! Aksi durum söz konusu olduğunda ve ilişkide ilişme fiili aktif olarak vukuu bulamıyorsa, yani kopukluk meydana geldiyse ne yapmalı? Tabi ki kibarca durum izah edilmeli.
Dikkat! Son tahlilde nezaket ön planda.
Ama yok. Baktın ki nezakete ragbet gösterilmiyor, yapıştı, ne desen kopup gitmiyor gelecen abinin yanına. Yap(ıl)arak yaşayarak öğrendiklerini ilk elden alıp uygulayacaksın. Evet 5 adım dedim. Öncelik sırasına göre gidiyoruz lütfen dikkat.
(Kaltak mod: on)
1 inci Adım sıkılganlıktır. Her fırsatta sıkıl ve birşeyler yapmasını bekle. Sıkılmaktan sıkılana kadar devam et sakın pes etme.
2 nci Adım asla sevgini belli etme. Sarılsa, öpse, thai masajı bile yapsa bir buse dahi yok. Kattiyen.
3 üncü Adım ne istediğini bilmiyormuş gibi yap. Yani varsayalım ki bir restoranda yemek yiyeceksiniz. Bir yandan salata meyveye falan niyetlen sonra balık sipariş et ama çorba iç mesela.
4 üncü Adım fırsat buldukça ağla. Ota b.ka ne bahane olursa artık. Hatta arada hıçkırıklara boğul, daha etkili olacaktır.
5 inci adımda erkeğini yor. Yor ki peşinden koşacak takati kalmasın. Bavul taşıt. Alışverişe gönder. Tamirat yaptır. Sık sık ev değiştir. Yemek yaptır. Gece 10 da gönder 11 de ısrarla geri çağır. Hayal gücüne kalmış gerisi.
Bunus: cinsellik varsa kendin tatmin ol ama asla onu tatmin edecek bir şey yapma. Elinde odunla dolansın dursun.
Isırılmak ya da ısırmak suretiyle oluşan, oluşturulan iz ya da yara.
Örnek: köpek ısırığı, haşare ısırığı, yılan ısırğı, akrep ısırığı vs.
Bir de insan ısırığı vardır ki bunu ayrıca ele almak gerek. insan sevgiyle ya da nefretle ısırabilir. Fakat insan doğal ortamda zayıf savunma kapasitesi dolayısıyla ısırma konusunda çok beceriksizdir. Sevgiyle oluşturlan ısırıklarda genellikle iz kalmaz ama istisnalar mevcuttur. (bkz: kız arkadaşın poposunda ısırık izine rastlamak)
Neyse asıl konuya gelecek olursak, ısırık adlı bir film izledim. Arkadaş bir film bu kadar mı saçma olur? izlediğim en saçma film diyeceim ama yalan olmasın izlediğim ikinci en saçma film diyebilirim.