iki dil bir bawul
0 (düz adam)
yedinci nesil yazar 1 takipçi 2.40 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    televizyondaki zeka seviyesinin azalması

    11.
  1. sözlüklerdeki zeka seviyesinin azalmasından bellidir.
    0 ...
  2. sevdiğin biri giderken yazılacak şey

    12.
  3. "Git! git kendini çok sevdirmeden!!!"
    1 ...
  4. türkiye de kardeşlerin aynı yatakta yatırılması

    1.
  5. kardeşçe yaşamayı öğrendikten sonra hiç bir saçmalığın sebebi olamaz, aksine kardeşlik ilişkilerini güçlendirir. küçükken en az iki kardeş olanlar hiç mi aynı yatakta yatmadı? genel entrylere baktım da yuh dedim. yok falanca bilim bu konuda şöyle der, filancası böyle düşünür..ee kardeşim senin kanın bozuksa kardeşin ne yapsın..küçükken kardeşlerle birlikte yatmak büyüdüğünde özleyeceğin şeylerin yeganelerindendir..medeniyetin doğduğu topraklarda bu ve bunun gibi sebeplerle aile bağları çok güçlüdür. en azından biz dede'den böyle gördük.
    3 ...
  6. çelişki

    38.
  7. bir ve aynı önermenin aynı anda hem tasdiki ve hem de inkarına, hem evetlenmesi ve hem de değil­lenmesine; bir önerme ile bu önermenin değillemesinden oluşan kümeye verilen ad.
    0 ...
  8. ontoloji

    8.
  9. ilk felsefe olarak da bilinen ve teolojiyle benzerlikleri olan, zaman zaman metafizik anlamına gelecek şekilde anlaşılıp, bazen de metafiziğin bir dalı olarak görülen felsefe disiplin. metafiziğin, tek tek nesne ve olaylarla değil de, genel olarak varlık proble­miyle ilgili olan dalı; varlığı varlık olarak, varlık olmak bakımından ele alan bilim; varo­lan tikel şeyleri değil de, varlığın kendisini, varlığın temel özelliklerini konu alan, somut varlığı araştırmak yerine, varlığı soyut bir bi­çimde araştıran ve ‘varlığın varlık olmak ba­kımından doğasının ne olduğu’, ‘varlığın kendi başına ne olduğu’ sorularını soran fel­sefe dalı
    2 ...
  10. otokrasi

    5.
  11. anayasal sınırlamaları olmayan monarşik yönetim tarzı, stalinist otokrasi örneğinde olduğu gibi, iktidarın sadece tek bir bireyde toplan­dığı rejim biçimi.
    6 ...
  12. kaderiye

    2.
  13. her hareketin, her eylemin önceden tanrı tarafından yaratıldığını, takdir edil­diğini ileri süren cebriye anlayışına karşı çıkan ve insanın yaptığı işlerin yaratıcısı oldu­ğu, özgür bir iradeye sahip olduğu görüşünü benimseyen islam mezhebi.

    bu mezhebe göre, tanrı insana akıl ile birlikte bir yapabilme gücü (kader) vermiş ve onu özgür bırakmıştır; bundan dolayı, kul her eyleminden sorumludur. kaderiye mezhebine göre, tanrı yalnızca iyi yaratmış olup, kötü insan ya da şeytanın eseridir. insan bu ikisinden birini seçmede bütünüyle özgürdür. bununla birlikte, bu durum tanrı’nın insanın her davranışını önceden bilmediği anlamına gelmez.
    0 ...
  14. kelam

    8.
  15. birtakım kanıtlara başvurarak, temel dini hükümleri açıklayan, sistemleştiren ve savunan; islam inancının ilkelerini akıl te­meline oturtmayı, açıklamayı amaçlayan di­siplin
    2 ...
  16. klasisizm

    14.
  17. genel olarak duyguların aklın rehberliği altında tutulmasının sonucu olan bir yetkin­liğe ve uyum, düzen, orantı ve ölçülülük için duyulan yoğun bir arzuya dayanan bir mizacı yansıtan tavır.
    1 ...
  18. kozmogoni

    5.
  19. evrenin kökeni veya yaratılışıyla ilgili açıklama ya da teori.
    0 ...
  20. kolektif

    8.
  21. belirsiz sayıda bireye ortak olanı bir sınıfın, öbek ya da kümenin üyelerini tek bir birim olarak görme tavrının sonucu olan ve sonlu sayıda bireye ortak olan olup, grubun bir özelliği olan şeyi göstermek üzere kullanılan sıfat. genelin eş anlamlısı olmayıp bireysel olana karşıt olanı tanımlayan terim.
    0 ...
  22. konformizm

    6.
  23. ilke olarak ya da uygulamada, çev­resinde kabul görmüş veya egemen durum­da olan davranış modellerine, düşünce tarzlarına uyan kimsenin hareket tarzı. top­lumun değer yargılarına, geleneklerine saygı duyma, onlara karşı çıkmama, onlarla barışık olarak yaşama tavrı ya da eğilimidir.
    2 ...
  24. kosmos

    18.
  25. canlı, iyi ve düzenli bir bütün olarak evren. düzen, tamlık ve güzellik fikirlerini birleştiren ve aynı zamanda evren anla­mına gelen yunanca terim. evrenin düzeni.

    tek, birlikli bir bütün ya da sistem olarak evrenin kendisi.
    0 ...
  26. nihilizm

    70.
  27. genel olarak tanrının var oluşunu, ruhun ölümsüzlüğünü, iradenin özerkliğini, aklın otoritesini, değerlerin nesnelliğini, bilginin imkanını, tarihin mutlu sonunu yad­sıma türünden bir reddiye dışında, bir de umutsuzluk, düş kırıklığı duygusu ihtiva eden görüş.
    0 ...
  28. gelenekçilik

    2.
  29. genel olarak, geleneğe dayanan inanç sistemine, gelenekler yoluyla aktarılan adet ve düşün­ce tarzlarına bağlılıkla belirlenen tavır; geleneksel ve yerleşik veya kurumsallaşmış olanı yeni ve modern olana tercih etme tutu­mu; geleneksel değerlerin korunup yaşatıl­ması gerektiğini savunan yaklaşım.
    0 ...
  30. genetik

    8.
  31. 1- bir şeyin doğuşuyla ilgili olan.

    2- bir şeyin kökeni ve gelişimiyle ilgilen.
    1 ...
  32. gizemcilik

    4.
  33. genel olarak, kişinin gerçekliğin duyu algısına veya akıl ya da kavramsal düşünceye açık olmayan bilgisine erişebileceğini; gerçekliğin bilgisinin normal duyumsal ya da bilişsel süreçlerin dışında kalan yollarla kazanıldığını; gerçek­liğin doğasının normal deneysel ya da ras­yonel yollar tecrübe edilemez olduğunu; gerçeklikle ilgili kesin bilgi ve nihai hakika­te, deneyim ya da akıl yoluyla değil de, mis­tik bir tecrübe veya akıldışı gizemli bir sezgi yoluyla erişilebileceğini savunan öğre­ti veya disiplin.
    0 ...
  34. relativizm

    4.
  35. kişiden kişiye değişmeyen nesnel bir hakikat, herkes için geçerli olan mutlak doğrular bulunmadığını, haki­katin ya da doğruların bireylere, çağlara ve toplumlara göreli olduğunu savunan anla­yış; kişiden kişiye, çağdan çağa, toplumdan topluma değişmeyen birtakım doğrular, ev­rensel hakikatler bulunduğunu reddeden tavır. mutlak veya değişmez ya da evrensel standart ya da ölçütlerin bulunmadığını öne süren yaklaşım; bir teorinin, kendisinin dı­şında ve kendisinden bağımsız olan doğruluk ölçütleri sağlayamaması durumu.
    1 ...
  36. revizyonizm

    10.
  37. sosyalist revizyonizm marksist hareketin içinde, revizyonizm sözcüğü, önemli marksist öncüllerin çeşitli fikirlerinin, ilkelerinin ve teorilerinin revizyonizmden geçmesi gerektiğine inanan bir düşünce tarzıdır. terim sık sık, böyle revizyonların, herhangi bir temele dayanmadığına inanan marksistler tarafından, marksizmi yumuşatmaya veya ayrılmaya çalışanları temsil etmesi için kullanılır. revizyonizm kelimesi daha çok yerme anlamı taşır. marksist literaüre göre, sapma ve döneklik olarak tabir edildiği de görülmüştür.birkaç markist kendilerini revizyonist olarak nitelerler. bu terimin ve kavramın karşısında olanlar ise marksist dogmatistlerdir.
    1 ...
  38. fabyanizm

    2.
  39. bir grup ingiliz sosyalisti tarafından geliştirilen ve kapitalizm içinde başlayıp sosyaliz­me dek süren gelişmenin sürekliliğini savu­nan öğreti.
    0 ...
  40. doğuştancılık

    1.
  41. genel olarak, belirli insani özelliklerin sonradan kazanılmış ol­mayıp, doğuştan getirildiğini öne süren an­layısa denir.
    0 ...
  42. dünyevileşme

    2.
  43. dini inançlarla uygulamaları, yalnız kişisel değil, fakat toplumsal karar alma ve eylemde yol gösterici­ler olarak değerlendirmeme tavrı ya da sü­reci; dini düşünce, uygulama, inanç ve kuralların toplumsal anlam ve önemini yitir­mesi süreci; kentli toplum yapısıyla endüst­ri toplumunun gerçekleşme sürecinde orta­ya çıkan toplumsal değişmelerin sonucu olan genel durum.
    0 ...
  44. pasifizm

    6.
  45. pasifizm, uyuşmazlıkların çözümü ya da çıkar sağlama aracı olarak savaşa ve şiddete karşı olmak demektir.
    4 ...
  46. © 2025 uludağ sözlük