Hülyalarına duvar örüyorum; uykularıma çarpan bulutlarda. Açılmış duyularımı varlığına kapıyorum ağlayarak, bunalımlı. Yeni günler dilemiştik, mumlarla kardeş bilip, bilip umutları. Gurbetleri şiir bellemiştik, hiç ayrılık yoktu, doyumlarda. Hep aynı şarkılardı gecelerde dolaşan. Hep bir çocuk ağlardı yine de sevişirdik.
Belki değildi mutlak, mutlu olabilirdik… Belki değildi mutlak, mutlu olabilirdik;
yarınlarda…
Çocukluğuna korkuları bırakıyorum, günlerime yürüyen caddelerde. Çiçeklerle geçiliyor ölümler, ağlayan bir yağmur güneşinde. Ayrılık kanayan bir dudak, yanağımda patlayan bombalarla. Ürpertiyle uyanan ellerimin içinde, yine yine yine bir bilmece, bu şeytanlar. Hep aynı uykulardı sevdalara kapanasn. Hep aynı oyunlardı kayık salıncakları.
Yalanlarına çiçekler atıyorum, şafak renkli aynalarda tapınarak. Unutulmuş anıları bugünlere bağışlıyorum, şarkılarımla çıldırarak. Dün kayboldu ellerimde birdenbire, yenilgiye adımı verdim kavgalarda. Vücudunda papatya bahçeleri, kahroluyorum aşk boy verirken, fırtınalara. Hep aynı kayboluşlardı günlerime dolanan. Hep aynı dramlardı duvarlarda yaşanan.
Belki değildi mutlak, mutlu olabilirdik. Belki değildi mutlak, mutlu olabilirdik; yarınlarda…
Özellikle nakaratı acayip etkileyici bu şarkının. Hep acaba derim acaba mutlu olabilir miydik?
genelde germana ve haggard versiyonları beğeniliyor bu parçanın.
haggard hayranı olsam da ben mesela haggard'ın bu parçadaki tarzını pek beğenmem, germana daha hoş geliyor bana.
yukarıda yeni bir yorumunu görünce dedim ki bunu paylaşmadan olmaz. hayrını görün.
kendi açtığı başlığa ikinci entry'i girmek gibi olacak ama ezio bosso'ya değer.
acayip bir müzisyen bu adam. her parçasında ağır hüzün, mutsuzluk, çiler var. klasik müziğin arabeskini yapıyor gibi abuk bir yorum bile yaptırıyor insana.
normalde acıyı, hüznü genellikle yavaş parçalarla özleştiririz dinleyenler olarak. ezio bosso'nun parçaları aksine hızlı ve edingen; bu hızına sertliğine rağmen inanılmaz veriyor acıyı. Parçalarının kendi içerisinde tezat olması sanırım bu kadar orijinal kılan bu eserleri ve ezio bosso müziğini.
bunu izleyenler velev ki cift haneli iq sahibi olsunlar, izleyip anlamayip bir de burada vir vir vir konusanlar'in iq su tek hanelidir. hatta tek haneli bile degildir.
turk televizyon tarihinin mihenk taslarindan biri.