Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Sözcüsü Birgül Ayman Güler, 4 Aralık Pazar günü izmir'de 'Cumhuriyet Özgürlük ve Demokrasi Mitingi'nin düzenleneceğini açıkladı. Güler, "Bu mitingle Çarşamba günü, iddianamesiz, suçsuz bininci gününü dolduran Mustafa Balbay temelinde, hakları talep edeceğiz." dedi.
Yazar, emekli albay. Doğu ve Güneydoğu'da Faili Meçhul Cinayetler ve Gerçekler adlı kitabında Güneydoğu, PKK ve terörle mücadele konusunu samimi bir dil ve farklı bir bakış açısı ile dile getirmiş.
Ülke ve özellikle doğu gerçeği ile ilgilenen herkesin mutlaka okuması gereken bir kitap.
istanbul Organize Suçlar Şube Müdürlüğü vergi ve tapu dairelerinde usulsüzlük yaptıkları gerekçesiyle çete soruşturması kapsamında çeşitli adreslere baskın düzenliyor. Operasyon düzenlenen yerler arasında Galatasaray Spor Kulübü eski başkanı Faruk Süren'in Mecidiyeköy Ortaklar Caddesindeki bürosu da bulunuyor.
yazmış olduğum bu haberi hangi salak, hangi gerekçe ile eksilemiştir gerçekten merak etmekteyim. yaw kardeşim bu bir haber ve ilgi duyanlara yöneliktir. kızıyorsan beni eksilemeyi bırakta, entry'nin altına yorum yazarak kızdığın makam kimse veya konu neyse onu hakkında yorum yap...
Seyyid Burhaneddin Hz.leri Hz. Hüseyin'in soyundan olup gerçekleri iyice araştırıp kavradığı için "Muhakkık" gizli sırları bilmesinden dolayı "Seyyid'i Sırdan" lakabıyla meşhurdur.
Seyyid Burhaneddin Hz.leri miladi 1165 yılında Tirmiz' de doğmuş ve ilk tahsilini babasından yaptıktan sonra Belh'e giderek Sultanü'l Ulema Bahaeddin Veled Hz. den 12 yıl manevi ilimleri tahsil etmiştir. Bu tahsilleri sırasında Mevlana Celaleddin-i Rümi'nin mürebbilik ve atabekliğini de yapmıştır. Sultanü'l Ulema'dan icazet alarak Tirmiz'e dönüşmüş ve halkı irşada başlamıştır.
1220 yılında Belh'ten hicret eden Sultanü'l Ulema Bahaeddin Veled Bağdat ve Hicazı dolaştıktan sonra Konya'ya gelmiş ve 1230 yılında burada vefat etmiştir. Hocasının ölümünü keramet yoluyla öğrenen Seyyid Burhaneddin Hz. Gördüğü bir rüya üzerine de Mevlana Celaleddin-i Rümi'yi yetiştirmek üzere 1231 yılında Konyaya gitmiştir. 1 yıl Mevlana Hz. ile kaldıktan sonra zahiri ilimlerde ilerlemek için Mevlana Hz. Halep ve Şam'a gitmiş, Seyyid Burhaneddin Hz. de Kayseri'ye gelmiştir. Halep ve Şam dönüşü Mevlana Hz. Kayseri'ye gelmiş, bir müddet burada kaldıktan sonra, Seyyid Burhaneddin Hz. ile tekrar Konya'ya gitmişlerdir. ilk gelişinden itibaren tam 9 yıl Hz. Mevlana yı irşad eden Seyyid Burhaneddin Hz. 1240 Yılında çok sevdiği Kayseri'ye gelmiş ve 1244 yılında bir güz mevsiminde fani hayata gözlerini yummuştur.
Danıştay 13. Dairesi, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumunun 7 Ocak 2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren "Tütün Mamulleri ve Alkollü içkilerin Satışına ve Sunumuna ilişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin" yürütmesini durdurdu.
Ankara Barosu, yönetmeliğin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay'da dava açmıştı. Davayla ilgili ilk incelemesini yapan Danıştay 13. Dairesi, yönetmeliğin bazı hükümlerinin yürütmesini durdurdu.
Daire, Yönetmeliğin 22. maddesinin 4. fıkrasındaki, "Vergisiz satış mağazaları, münhasır alkollü içki satış yerleri, liman, hava limanı, hava meydanlarında bulunan perakende satıcılar haricinde, hacmi 20 cl ve altında bulunan ambalajlardaki alkollü içkiler, işyeri açma ve çalışma ruhsatında belirtilen faaliyet konusu bakkal, market, süpermarket, hipermarket, kuruyemişçi, büfe olan işyerlerinde bulundurulamaz ve bu yerlerde satışa sunulamaz. Toptan satıcıların, perakende satıcılara dağıtım yükümlülüğünü yerine getirirken bu sınırlamaya uyması zorunludur" şeklindeki düzenlemenin yürütmesini durdurdu.
Bu düzenleme ile davalı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumunun hacmi 20 cl ve daha düşük hacimli olan ambalajlı ürünlerin fiyatlarının çok düşük ve ulaşılabilirliğinin kolay olması nedeniyle çocukların ve gençlerin korunmasının amaçlandığını belirttiği ifade edilen kararda, "Bu belirtilmekte ise de ilgili Kanunda alkollü içkilerin 20 cl ve altındaki hacimde ambalajlı olarak piyasaya sunulması yasaklanmadığından, ayrıca bunun alkollü içkinin kullanımını teşvik edici ve özendirici bir yönü bulunduğu konusunda, hukuken kabul edilebilir bir gerekçeye dayanılmadığından, anılan kuralda hukuka uyarlık görülmemiştir" denildi.
Yönetmeliğin, 24. maddesinin 2. fıkrasının (d) bendindeki, "Çocukları ve gençleri hedef alan veya bu kişilerin ilgi alanına giren etkinlikler ile bu nevi etkinliklerin tanıtımında ve etkinliğin gerçekleştirileceği mekanlarda, alkollü içki markaları veya alkollü içki markalarını çağrıştıracak nitelikteki unsurlar kullanılamaz ve bu etkinliklerde satış ve sunum yapılamaz" hükmünün de yürütmesi durduruldu.
Kararda, Anayasa ve kanunlarda öngörüldüğü üzere, alkollü içkilerle ilgili reklamın, kampanyanın veya promosyon uygulamasının yöneleceği hedef kitlenin seçiminde, bireylerin, özellikle de gençlerin ve çocukların alkolün zararlı etkilerinden korunması amacına uygun olarak seçici davranılarak, çocuklara ve gençlere yönelik olarak gerçekleştirilen eğlence ve etkinliklerde alkollü içkilerin reklam ve tanıtımının ve bu tür organizasyonlarda çocuklara ve 18 yaşından küçüklere yönelik alkollü içki satışının ve sunumunun yasaklanmasında hukuka aykırılık bulunmadığının kuşkusuz olduğu vurgulandı.
Kararda, davalı idare tarafından, söz konusu düzenleme ile "gençlere ve çocuklara yönelik olarak gerçekleştirilen festival, konser ve üniversitelerin bahar şenlikleri gibi etkinliklerde, alkollü içki firmalarının işyerleri dışında stand kurarak veya başka herhangi bir yöntemle öncelikli olarak tanıtım ve reklam yapmak gayesiyle alkollü içki satış ve sunumu yapmasının engellenmesi yoluyla çocukların ve gençlerin alkollü içkiler sektörünce sponsorluk, promosyon, kampanya ve reklam metası olarak kullanılmasının engellenmesinin amaçlandığı" ifade edildiği belirtildi.
Ancak, 4250 sayılı Kanunun 19. maddesinde ve Yönetmeliğin bu madde hükmüne paralel olarak düzenlenen 6. maddesinin 1.fıkrasının (f) bendinde, alkollü içki satış ve sunumu yapılabilecek olan yaş sınırının 18 olarak belirtildiği vurgulanan kararda, şöyle denildi: "4733 sayılı Kanun ile bu hükümler doğrultusunda düzenlenmiş olan Yönetmeliğin 6. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca, alkollü içkilerin satış ve/veya sunumunun gerçekleştirilebilmesi için belli bir işyerinin fiziki varlığı zorunlu kılınmış, toptan, perakende ve açık alkollü içki satıcılarının, ancak Kurum tarafından kendilerine verilmiş olan satış belgelerinde belirtilmesi zorunlu olan bu işyerlerinde satış ve/veya sunum yapabilecekleri kurala bağlanmıştır.
Buna göre, yetkili bir satıcının, satış belgesinde belirtilen işyeri dışında satış ve/veya sunum yapabilmesi veya işyerinde 18 yaşın altındaki bireylere alkollü içki satışı ve/veya sunumu yapabilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla, anılan Yönetmelik kuralı, sadece gençleri hedefleyen etkinliklerin Kurumdan alkollü içki satış belgesi almış bulunan işyerlerinde gerçekleştirilmesi halinde, 18 yaşından büyük olan gençlere satış ve/veya sunum yapılmasının yasaklanması sonucunu doğurmaktadır. Bu da, hem Kanun uyarınca 18 yaşını doldurmuş kişilerin içki içme ve satın alma özgürlüğünü sınırlandırması, hem de Anayasanın 48. maddesinde güvence altına alınan çalışma hürriyetine aykırı bir düzenleme getirilmiş olması bakımından hukuka uygun bulunmamıştır.
zaten mevzuatta bir sınırlama vardı, alınan bu kararla var olan sınırlamaya bir sınırlama daha getirilmiştir.
--spoiler--
düzenleme öncesindeki mevzuata göre kargo ve posta yoluyla yurt dışından getirilen eşyalarda vergi muafiyeti hükümlerinden gerçek kişilerin yanı sıra tüzel kişiler de yararlanıyordu. Artık bu haktan sadece gerçek kişiler yararlanabilecek. Ayrıca 150 avronun altında olan kozmetik ürünleri ile tedavi amaçlı olmayan gıda takviyeleri ve sporcu gıdaları gümrük vergisinden muaf tutuluyordu, yeni düzenlemede bu ürünlere 150 avronun altında olsa bile vergi uygulanacak. Önceki düzenlemede muafiyet hakkının kullanımında süre sınırlaması yokken yeni düzenlemede 2 ay içinde en fazla 1, yılda en fazla 5 şeklinde bu haktan yararlanabilinecek.
--spoiler--
bu tür sınırlamalar ve yasaklar hangi avrupa birliği ülkelerinde vardır acaba? henüz avrupa birliği üyesi değiliz diyenlere gümrük birliği üyesi olduğumuzu hatırlatırım.
Acaba bu yasaklamacı zihniyetler ne zaman değişecek ve halkın yararına düzenlemeler yapılacak?
Beşiktaş'ın yeni teknik direktörü Tayfur Havutçu, şu anda önümüzdeki sezonu değil, kalan haftaları düşündüklerini söyleyerek, "Tek düşüncemiz, kupayı almak ve kalan 8 maçı da kazanarak 8 de 8 yapmak" dedi.
Devlet Demiryolları'nın aylık seyahat ve aktüalite dergisi Raillife'nin Şubat sayısında yer alan "Trenden kaçan oğlan" başlıklı yazı, Erzurumlu kadınları öfkelendirdi. Dergide yer alan, "Yeşilçam'da artist olma heveslisi Erzurum kızları, trenle istanbul'a kaçarlar, türlü maceralar yaşadıktan hatta çam dibine yatırıldıktan sonra, tabii artist olamadan ancak kız gittim kadın geldim havasında tekrar memleketlerine dönerler" denilmesini eleştiren sivil toplum kuruluşu temsilcisi kadınlar, dergi yönetimini istifaya davet etti ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'dan açıklama beklediklerini söyledi.
sailone'nin yeni nesilden arkadaşımız olduğunu düşünüyorum, o nedenle hoş geldin diyorum kendisine. hakkında henüz bilgi sahibi değiliz. umarım güzel fikirleriyle sözlüğe renk katar, yapılan yorumlara beğenilerini ve yergilerini yerinde kullanır. zaman içerisinde kendisi hakkında daha fazla bilgi sahibi olacağız.
Ortadoğu'daki gelişmeleri dikkate izlemek ve bu arada kıbrıs'ta son günlerde yaşanılan süreci çok iyi yorumlamak gerekmektedir.
Kıbrıs'ta çok büyük bir oyunun senaryosu işlemeye başlamıştır. Bu oyun Akdeniz'deki gaz ve petrol yataklarının paylaşımında kıbrıs türk kesimini saf dışı bırakma olarak kurgulanmış ve yürürlüğe sokulmuştur. israil, Kıbrıs Rum Kesimi ve Yunanistan'ın yaptığı anlaşmaların yürürlüğe girebilmesi için kıbrıs türklerini ve tabiki türkiye'yi saf dışı bırakmak gereklidir. Ayrıca yapılan bu anlaşmaların arkasında almanya ve fransa'nın da ortaklığının olduğunu unutmamalıyız. Akdeniz'deki gaz ve petrol kaynakları ağırlıklada filistin ve lübnan karasularında bulunmakta. Kısacası yeni bir düzen kurulmadan bu rezervlerin kullanılması çok zor bir durum.
Türkiye ve Kıbrıs Türk'leri birbirine düşürülerek bu oyunun birinci perdesi ortaya konmuştur. Bakın iyi takip ettiğimizde türkiye aleyhtarı gösteri düzenleyenlerin neden kıbrıs rum kesimine gittiklerini, rumlarla neden ortak hareket ettiklerini çok iyi sorgulamak gerekmektedir.
Ama maalesef gördüğüm kadarı ile toplumun büyük bir kesimi elele verdi ve tam da kurgulandığı gibi bu oyunun bir parçası olundu. Siyasilerimizin bu durumu çok iyi yorumlaması ve buna uygun siyaset ortaya koymalarını beklerken, iki toplumu birbirine düşürecek demeçler ve yorumlar devam ediyor. Bu durum sürdürülürse ileride telafisi mümkün olmayan bir sürece girebiliriz. Hemen bu konuda iki ülkenin birlikteliğini ve ortak siyasetini ortaya koyacak bir durumu yaratarak tüm dünyaya göstermeliyiz. Tüm dünyaya bizim et ve tırnak gibi birbirimizden ayrılmayacağımızı görmelidir. Artık günü yaşamayı bırakıp geleceği planlamak ve siyasetimizi de ona göre oluşturmamız gerekmektedir, umarım geç kalmayız.
Son söz olarak derim ki büyük oyunlar dönüyor uyumamak lazım!
ve beklenen son...
Beşiktaş'a şaşaalı bir şekilde geldi ve sessiz sedasız ülkesine döndü. Türkiye'ye geldiğinde çok büyük bir transfer olduğu herkes tarafından kabul edilen iverson neden ayrıldığını daha sonra açıklayacağını belirtmiş.
Ben şimdiden neden olduğunu söyleyeyim. Her yıl mutlaka ses getiren transferler yaparak vay bee dedirten beşiktaş yönetimi yine aynı geleneği sürdürdü ve büyük paralar vererek getirttiği oyuncusunun parasını ödemediği için elinden kaçırdı.
Umarım aynı hatayı futbol takımına aldıkları yıldızlara da yapmazlar.
Edit: iverson, Beşiktaş'tan ayrılacağı yönündeki iddiaları da menajeri Gary Moore aracılığıyla net bir dille yalanladı. "Şu anda aklımda iki şey var. Birincisi Beşiktaş formasıyla bu sezonu tamamlamak, ikincisi de gelecek sezon yeniden NBA'e dönmek" diyen yıldız basketbolcu, bu yüzden sağlığıyla ilgili hassas bir konuda en doğru kararı vermek istediğini vurguladı.