--- spoiler ---
afedersiniz ermeniler': seni başkan yaptırmayacağız
halkların demokratik partisi (hdp) bileşeni nor zartonk (yeni uyanış) ermeni milletvekili aday adayları; filor uluk, murad mıhçı ve diren cevahir şeni tanıttı.
ermeni kültürü ve dayanışma derneğinde yapılan toplantıda nor zartonktan sayat tekir, ermenice ve türkçe açılış konuşması gerçekleştirdi. ermenilerin 55 yıldır mecliste temsil haklarının olmadığını belirten tekir, 1915ten bugüne süregelen ermeni karşıtlığı devam ettiriliyor dedi. bu koşullarda aday göstermenin aynı zamanda cesaretlendirici bir yanının olduğunu belirten tekir, ermenilerin adaylığının toplumu demokratikleştirecek bir niteliği olduğunu vurguladı. ermenilere yönelik yapılan hakaretlere dikkat çeken tekir, cumhurbaşkanının ifadesi ile biz afedersiniz ermeniler seni başkan yaptırmayacağız diye konuştu.
açılış konuşmasının ardından tekir, adayları tanıttı. filor ulukun mücadele yaşamına dair bilgiler veren tekir, ulukun kadınlar ve ermeni, kürt, süryani, ezidi halklar için gerçekleştirilen pek çok kampanyaya öncülük ettiğini belirtti. tekir, uluka dair, daima ezilen halklar ile omuz omuza yürüdü dedi.
tekir, aday adayı murad mıhçıya dair ise mıhçının başta ermeni soykırımı olmak üzere, ermenilerin yaşadığı sorunlara ilişkin pek çok eylem ve etkinliğin örgütleyiciliğinde yer aldığını ifade etti. tekir, mıhçının aynı zamanda gezi direnişinin mirası olan forumlarda da aktif faaliyet yürüttüğünü belirtti. mıhçının pek çok gazete ve dergide yazarlık yaptığını hatırlatan tekir, emekten, eşitlikten, adaletten ve barıştan yana mücadelesinde mıhçıya başarılar dileriz dedi.
aday adayı diren cevahir şenin aynı zamanda ekolojistlerin de adayı olduğunu söyleyen tekir, şenin ezilenlerden yana bir avukat olduğunu belirtti, pek çok kadın cinayeti ve doğanın tahribatı davalarında yer aldığını hatırlattı. şenin feminist mücadeleye de önemli katkılar sunduğunu söyledi.
ardından adaylar söz aldı. filor uluk, ermeni aday adaylıklarının kendisini heyecanlandırdığını belirtti. bu toprakların en kadim halklarından olan ermenilerin meclisteki temsiliyetinin önemine dikkat çeken uluk, aynı zamanda tüm ezilen halklar için mücadele yürüttüklerini ifade etti.
aday adayı diren cevahir şen, sadece seçim mücadelesi yürütmediklerini, ermenilerin meclisteki temsiliyetinin sokakta yürütülen mücadeleyi de güçlendireceğine işaret etti. şen, tüm kesimlerin hdpde kendisini rahatlıkla ifade edebileceğini söyledi.
aday adayı murat mıhçı ise siyasi mücadeleye tüm ezilenleri görerek başladığını ifade etti. mıhçı, benim adaylığım benimle birlikte mücadele eden herkesin sözü olacaktır diye konuştu.
--- spoiler ---
Bilgi: Ermeniceye Giriş niteliğindeki ilk kurda 38 harflik alfabenin tanıtımı, okuma kuralları, yazı çalışmaları, Ermeni harfleriyle Türkçe metinlerin deşifresi, alfabe öğrenildikten sonra; temel bilgiler olan sayılar, aylar, günler, renkler, selamlaşma, yiyecekler, meslekler, fiiller ve fiillerin şimdiki zaman ve gelecek zamanda çekimi, yaş ve saati söyleme gibi bilgilerin öğretilmesi planlanmaktadır.
Ermenice Hint-Avrupa dil ailesine mensup bir dildir. Alfabesi M.S.405 yılında bir din adamı olan Aziz Mesrob Maşdots tarafından bulunmuştur. Ermeni alfabesi daha sonra iki harfin de eklenmesiyle son halini almıştır. Batı ve Doğu olmak üzere iki lehçesi vardır. Batı Ermenicesi Türkiye ve Batı Ermeni Diasporasında, Doğu Ermenicesi ise Ermenistan ve eski Sovyet coğrafyasında kullanılmaktadı
--spoiler--
Bilgi: Ermeniceye Giriş niteliğindeki ilk kurda 38 harflik alfabenin tanıtımı, okuma kuralları, yazı çalışmaları, Ermeni harfleriyle Türkçe metinlerin deşifresi, alfabe öğrenildikten sonra; temel bilgiler olan sayılar, aylar, günler, renkler, selamlaşma, yiyecekler, meslekler, fiiller ve fiillerin şimdiki zaman ve gelecek zamanda çekimi, yaş ve saati söyleme gibi bilgilerin öğretilmesi planlanmaktadır.
Ermenice Hint-Avrupa dil ailesine mensup bir dildir. Alfabesi M.S.405 yılında bir din adamı olan Aziz Mesrob Maşdots tarafından bulunmuştur. Ermeni alfabesi daha sonra iki harfin de eklenmesiyle son halini almıştır. Batı ve Doğu olmak üzere iki lehçesi vardır. Batı Ermenicesi Türkiye ve Batı Ermeni Diasporasında, Doğu Ermenicesi ise Ermenistan ve eski Sovyet coğrafyasında kullanılmaktadı
--spoiler--
Bilgi: Ermeniceye Giriş niteliğindeki ilk kurda 38 harflik alfabenin tanıtımı, okuma kuralları, yazı çalışmaları, Ermeni harfleriyle Türkçe metinlerin deşifresi, alfabe öğrenildikten sonra; temel bilgiler olan sayılar, aylar, günler, renkler, selamlaşma, yiyecekler, meslekler, fiiller ve fiillerin şimdiki zaman ve gelecek zamanda çekimi, yaş ve saati söyleme gibi bilgilerin öğretilmesi planlanmaktadır.
Ermenice Hint-Avrupa dil ailesine mensup bir dildir. Alfabesi M.S.405 yılında bir din adamı olan Aziz Mesrob Maşdots tarafından bulunmuştur. Ermeni alfabesi daha sonra iki harfin de eklenmesiyle son halini almıştır. Batı ve Doğu olmak üzere iki lehçesi vardır. Batı Ermenicesi Türkiye ve Batı Ermeni Diasporasında, Doğu Ermenicesi ise Ermenistan ve eski Sovyet coğrafyasında kullanılmaktadı
--spoiler--
hrant dink ermeni soykırımında katledilenlerin çığlığıdır!
8 yıl önce bugün; istihbaratından hükümetine, polis teşkilatından silahlı kuvvetlerine, medyasından yargısına, gizli-aleni devletin tüm organları tıpkı 100 yıl önce olduğu gibi bir milli mutabakat çerçevesinde birleşti ve devletin yüz yıllık ermeni soykırımını inkar politikasını yere çalan bir ermeniyi, hrant dinki, hrant ahpariğimizi katletti.
onlar tıpkı yüz yıl önce bir halkı, ermeni halkını topyekün imha etme planları kurdukları gibi 8 yıl önce hrant dinki katletmenin peşindeydiler, katlettiler! ama şimdi, şu anda binlerce hrant dink olarak karşınızdayız! ey işçi katilleri, alın teri hırsızları, halk düşmanları, soykırımcılar, inkarcılar, bir bebekten katil yaratanlar! buradayız! unutmadık affetmeyeceğiz!
akp hükümeti öyle hassas davranıyormuş ki 32 saat içerisinde faili yakalamışlar. öyle hassas davranıyorlar ki 8 yıl boyunca, cinayette parmağı olan kim varsa ödüllendirildi! kimi mitte çok kutsal görevlere getirildi, kimisi iç işleri bakanı oldu, milletvekili oldu, halkın alın terini ayakkabı kutularına doldurdu! hükümet faili yakaladığından beri sevag balıkçı, ermeni soykırımının yıl dönümünde 24 nisan 2011te katledildi. samatyada maritsa küçük vahşice katledilirken yaşlı ermeni kadınlara yönelik saldırılar sürdü. somada 301 işçi katledildi, roboski katliamının faillerini göz görmedi, gezide gençler, cizrede çocuklar öldürüldü ve akp kurmayları meydanlarda affedersiniz ermenilere nefret saçmaya devam etti!
türkiye cumhuriyeti mahkemelerinde bir dava sürüyormuş. bu dava ankaranın dehlizlerinde kaybolmayacakmış! evet, gerçekten de kaybolmadı. akp hükümeti, kendi faşist iktidarını güçlendirmek için bu dava ile önce ergenekoncuları bertaraf etti şimdi de düne kadar eteklerine kapandığı gülen cemaatiyle olan iktidar kavgasının aracı olarak yine hrant dink davasını kullanıyor!
tıpkı hrant dinkin söylediği gibi gerçek hakem halklar ve onların vicdanlarıdır. sizler, gerçek adaletin mahkemelerinde, türkiye halklarının yüreklerinde ta en başından mahkum edildiniz. bizler, sizin adalet oyununuza tarihin hiçbir döneminde seyirci kalmadık, kalmayacağız!
sizler, hrant dinklerin katilleri, sevag balıkçıların, maritsa küçüklerin, ali ismail korkmazların, berkin elvanların, metin göktepelerin, ceylan önkolların, ümit kurtların, nihat kazanhanların, eylül cansınların katilleri, haramiler, bu bezirgan saltanatının bekçileri, bilin ki hrant dink bir davanın değil, bir halkın direnişinin, kendi kimliğiyle var olma mücadelesinin adıdır!
hrant dink kılıç artıklarının sesi ve ermeni soykırımında katledilenlerin çığlığıdır!
hrant dink ermeni soykırımında katledilenlerin çığlığıdır!
8 yıl önce bugün; istihbaratından hükümetine, polis teşkilatından silahlı kuvvetlerine, medyasından yargısına, gizli-aleni devletin tüm organları tıpkı 100 yıl önce olduğu gibi bir milli mutabakat çerçevesinde birleşti ve devletin yüz yıllık ermeni soykırımını inkar politikasını yere çalan bir ermeniyi, hrant dinki, hrant ahpariğimizi katletti.
onlar tıpkı yüz yıl önce bir halkı, ermeni halkını topyekün imha etme planları kurdukları gibi 8 yıl önce hrant dinki katletmenin peşindeydiler, katlettiler! ama şimdi, şu anda binlerce hrant dink olarak karşınızdayız! ey işçi katilleri, alın teri hırsızları, halk düşmanları, soykırımcılar, inkarcılar, bir bebekten katil yaratanlar! buradayız! unutmadık affetmeyeceğiz!
akp hükümeti öyle hassas davranıyormuş ki 32 saat içerisinde faili yakalamışlar. öyle hassas davranıyorlar ki 8 yıl boyunca, cinayette parmağı olan kim varsa ödüllendirildi! kimi mitte çok kutsal görevlere getirildi, kimisi iç işleri bakanı oldu, milletvekili oldu, halkın alın terini ayakkabı kutularına doldurdu! hükümet faili yakaladığından beri sevag balıkçı, ermeni soykırımının yıl dönümünde 24 nisan 2011te katledildi. samatyada maritsa küçük vahşice katledilirken yaşlı ermeni kadınlara yönelik saldırılar sürdü. somada 301 işçi katledildi, roboski katliamının faillerini göz görmedi, gezide gençler, cizrede çocuklar öldürüldü ve akp kurmayları meydanlarda affedersiniz ermenilere nefret saçmaya devam etti!
türkiye cumhuriyeti mahkemelerinde bir dava sürüyormuş. bu dava ankaranın dehlizlerinde kaybolmayacakmış! evet, gerçekten de kaybolmadı. akp hükümeti, kendi faşist iktidarını güçlendirmek için bu dava ile önce ergenekoncuları bertaraf etti şimdi de düne kadar eteklerine kapandığı gülen cemaatiyle olan iktidar kavgasının aracı olarak yine hrant dink davasını kullanıyor!
tıpkı hrant dinkin söylediği gibi gerçek hakem halklar ve onların vicdanlarıdır. sizler, gerçek adaletin mahkemelerinde, türkiye halklarının yüreklerinde ta en başından mahkum edildiniz. bizler, sizin adalet oyununuza tarihin hiçbir döneminde seyirci kalmadık, kalmayacağız!
sizler, hrant dinklerin katilleri, sevag balıkçıların, maritsa küçüklerin, ali ismail korkmazların, berkin elvanların, metin göktepelerin, ceylan önkolların, ümit kurtların, nihat kazanhanların, eylül cansınların katilleri, haramiler, bu bezirgan saltanatının bekçileri, bilin ki hrant dink bir davanın değil, bir halkın direnişinin, kendi kimliğiyle var olma mücadelesinin adıdır!
hrant dink kılıç artıklarının sesi ve ermeni soykırımında katledilenlerin çığlığıdır!
hrant dink ermeni soykırımında katledilenlerin çığlığıdır!
8 yıl önce bugün; istihbaratından hükümetine, polis teşkilatından silahlı kuvvetlerine, medyasından yargısına, gizli-aleni devletin tüm organları tıpkı 100 yıl önce olduğu gibi bir milli mutabakat çerçevesinde birleşti ve devletin yüz yıllık ermeni soykırımını inkar politikasını yere çalan bir ermeniyi, hrant dinki, hrant ahpariğimizi katletti.
onlar tıpkı yüz yıl önce bir halkı, ermeni halkını topyekün imha etme planları kurdukları gibi 8 yıl önce hrant dinki katletmenin peşindeydiler, katlettiler! ama şimdi, şu anda binlerce hrant dink olarak karşınızdayız! ey işçi katilleri, alın teri hırsızları, halk düşmanları, soykırımcılar, inkarcılar, bir bebekten katil yaratanlar! buradayız! unutmadık affetmeyeceğiz!
akp hükümeti öyle hassas davranıyormuş ki 32 saat içerisinde faili yakalamışlar. öyle hassas davranıyorlar ki 8 yıl boyunca, cinayette parmağı olan kim varsa ödüllendirildi! kimi mitte çok kutsal görevlere getirildi, kimisi iç işleri bakanı oldu, milletvekili oldu, halkın alın terini ayakkabı kutularına doldurdu! hükümet faili yakaladığından beri sevag balıkçı, ermeni soykırımının yıl dönümünde 24 nisan 2011te katledildi. samatyada maritsa küçük vahşice katledilirken yaşlı ermeni kadınlara yönelik saldırılar sürdü. somada 301 işçi katledildi, roboski katliamının faillerini göz görmedi, gezide gençler, cizrede çocuklar öldürüldü ve akp kurmayları meydanlarda affedersiniz ermenilere nefret saçmaya devam etti!
türkiye cumhuriyeti mahkemelerinde bir dava sürüyormuş. bu dava ankaranın dehlizlerinde kaybolmayacakmış! evet, gerçekten de kaybolmadı. akp hükümeti, kendi faşist iktidarını güçlendirmek için bu dava ile önce ergenekoncuları bertaraf etti şimdi de düne kadar eteklerine kapandığı gülen cemaatiyle olan iktidar kavgasının aracı olarak yine hrant dink davasını kullanıyor!
tıpkı hrant dinkin söylediği gibi gerçek hakem halklar ve onların vicdanlarıdır. sizler, gerçek adaletin mahkemelerinde, türkiye halklarının yüreklerinde ta en başından mahkum edildiniz. bizler, sizin adalet oyununuza tarihin hiçbir döneminde seyirci kalmadık, kalmayacağız!
sizler, hrant dinklerin katilleri, sevag balıkçıların, maritsa küçüklerin, ali ismail korkmazların, berkin elvanların, metin göktepelerin, ceylan önkolların, ümit kurtların, nihat kazanhanların, eylül cansınların katilleri, haramiler, bu bezirgan saltanatının bekçileri, bilin ki hrant dink bir davanın değil, bir halkın direnişinin, kendi kimliğiyle var olma mücadelesinin adıdır!
hrant dink kılıç artıklarının sesi ve ermeni soykırımında katledilenlerin çığlığıdır!
Biz 19 Ocakta saat 15te Agos önüne, saat 19da Taksime hesap sormaya geliyoruz!
Bugün Hrantın katledilişinin sekizinci, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin inkar ettiği Ermeni Soykırımının da yüzüncü yıldönümü!
Şimdi bu karanlığın hesabını sormadan mı Bir bebekten katil yaratan karanlıkla yüzleşeceğiz?
Biz bugün Uğur Kaymaz, Ceylan Önkolun, Metin Göktepenin, Engin Çeberin, Şerzan Kurt, Festus Okey, Metin Lokumcu ve daha nicelerinin hesabını sormaya geliyoruz!
Biz bugün Ethem Sarısülükün, Mehmet Ayvalıtaşın, Abdullah Cömertin, Medeni Yıldırımın, Ali ismail Korkmaz ve Berkin Elvanın hesabını sormaya geliyoruz!
Clevelandda ya da Cizrede, derisinin renginden, dini inancından ya da etnik kimliğinden ötürü polis kurşunu ile öldürülen çocukların hesabını sormaya geliyoruz!
Biz bugün üç otuz paraya çalıştırılıp öldürülen maden işçilerinin, inşaat emekçilerinin, hesabını sormaya geliyoruz!
Kışladaki Kürt ve Alevilerin intihar ederek, Sevag Balıkçının şaka kurşunuyla, Samatyada katledilen Maritsa Küçükün ise adi bir hırsızlık için ölmediğini biliyoruz.
Hrantı katledenlerin bugün AKP ve Cemaat arasındaki iktidar savaşında, tetikçiyken tanık haline geldiklerini cinayetin sorumluluğunu birbirlerinin üstüne yıkmaya çalıştıklarını görüyoruz.
Başta MiT ve Genelkurmay olmak üzere, devlet kurumlarının, Polisin, Askerin, Yargının, Bürokrasinin ve bütün bunların bağlı olduğu AKP iktidarının, Hrantın hedef haline getirilmesinde, öldürülmesinde, gerçek bir soruşturmanın, yargılamanın yürütülmesinin engellenmesinde ve cinayete göz yumanların terfi ettirilmelerinde rolü olduğunu yani suç ortağı olduklarını biliyoruz.
Katliam, asimilasyon ve ırkçılık zehriyle ayakta duran, egemenliği ne zaman sarsılsa intikamı bu toprakların halklarından, emekçilerinden almaya çalışan devletin katil olduğunu biliyoruz.
Biz sizi Sivastan, Maraştan, Çorumdan, Beyazıttan, Dersimden, 6-7 Eylülden zaten biliyoruz! Agosun önüne hesap sormaya geliyoruz!
Yüz yıl öncesinin Ermenileri, Rumları, Süryanileri ve Pontusları, bugünün Kobani Kürtleri, Şengal Ezidileri, Ninova Asuri Süryanileri olarak geliyoruz
Gezi Direnişi ruhu ile Rojava Devrimi ateşi ile halkların yükselen mücadelesi ile geliyoruz.
Kobaniden, Paramaz Kızılbaşlarla geliyoruz.
Biz en aşağıdakiler; katledilen her emekçinin, her kadının, her LGBTinin, her öğrencinin, her devrimcinin hesabını sormaya geliyoruz.
Anlayışın bittiği yerde Charlie olmaya geliyoruz.
hayat tv de her salı ve perşembe saat 22.30'da mustafa kara'nın sunduğu program. bu akşamki konukları doç. dr. tolga islam ve nor zartonk insiyatifinden sayat tekir ile şüpheli asker ölümlerini konuşacaklar.
Dün gece önce Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ve Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) Genel Başkanı Rıdvan Turan'ın katılımıyla türkiye solu tartışması sonrasında ise redhack bağlantısı ise coşmuş radyodur.
Kadına Yönelik Şiddet ile ilgili bir panel düzenleyecek insiyatif.
Dominik Cumhuriyetinin Cibas bölgesinde dünyaya gelen ve Mirabal Kardeşler olarak tanınan üç kız kardeş Patria, Minerva ve Maria Teresa, eşleriyle birlikte Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele veriyordu. Patria 1960 yılının Haziran ayında Clandestine Hareketini kurdu ve diğer kız kardeşler de bu harekete katıldı. Sembol haline geldikleri diktatörlük karşıtı mücadelelerinin çeşitli zamanlarında ağır baskılara maruz kaldılar ve hapis cezalarına çarptırıldılar. 1960 yılının Kasım ayı başlarında Trujillo ülkede iki tehlikenin varlığından söz etti: Kilise ve Mirabal Kardeşler!
Tarih 25 Kasım 1960′dı. Üç kız kardeş tecavüz uğrayıp öldürüldüler. Araba kazasında öldükleri duyuruldu. Mirabal kardeşlerin öldürülmesinden bir yıl sonra Trujillo karşıtı hareket, diktatörlüğün sona ermesini sağladı.
Mirabal kız kardeşlerin anısı, özgürlük ve insan hakları için verdikleri mücadele, dünyada ve Türkiyede kadın hareketleri için bir sembol haline geldi. 1999 yılında Birleşmiş Milletler, 25 Kasımın Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması için Uluslararası Mücadele Günü olarak benimsenmesi kararını aldı.
Kadına yönelik şiddet; toplum içinde ya da özel hayatta cinsiyete dayalı olarak kadının fiziksel, cinsel ve psikolojik zarar görmesi ve/veya acı çekmesi ile sonuçlanan ya da bu tür sonuçlara yol açabilecek olan tehdit, baskı ve özgürlüğün keyfi olarak engellenmesini kapsamaktadır. Şiddet hareketleri ve tehditleri, ister ev içinde ister toplumda meydana gelsin veya devlet tarafından uygulanmış, yapılmış ya da göz yumulmuş olsun, kadınların hayatına korku ve güvensizliği sokar. Taciz dahil şiddet korkusu kadının hareketliliğine sürekli baskı yapar ve haklarına erişimini kısıtlar.
Gelişen kadın hareketine rağmen dünya devletleri ve toplumları kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması konusunda başarısız kaldılar. Dünya ölçeğinde her üç kadından biri bugün şiddetin değişik biçimlerine maruz kalmaktadır. Kadınlar yaşamın her alanında; evlerinde, iş yerlerinde, kamusal alanlarda, mücadelelerinde şiddetin çeşitli biçimlerine maruz kalmaya devam ediyor. Dünyanın çeşitli yerlerinde süren savaşlarda ve iç çatışmalarda kadınlar ve kız çocukları tecavüze uğruyor, öldürülüyor ya da insan ticaretinin öznesi haline getiriliyor. Araştırmacılar Avrupa ölçeğinde her yıl 200 bin kadının insan ticareti ağlarında cinsel sömürüye uğradığını bildiriyor.
Türkiyede ise her gün dizinden vurulan, taşlanarak öldürülen, namus cinayetine kurban giden, tecavüze uğrayan, nedeni belirsiz bir biçimde intihar eden kadınlara ilişkin haberleri izlemeye devam ediyoruz. Bu haberler, kadın örgütlerinin yaptığı araştırmalarda ortaya çıkan sayılar, kadına yönelik şiddet, buz dağının görünen kısmını oluşturuyor. Ev içi şiddet konusunda izlenebilen istatistiksel rakamların düşüklüğüne rağmen Türkiye sıralamanın en üstlerinde yer alıyor. Kamusal alanda yaşanan şiddeti ortaya çıkarmaya yönelik çalışmalar ve bu çalışmaları yapanlar da şiddete maruz kalıyor. Gözaltında taciz ve tecavüz olaylarının üstü örtülmeye çalışılıyor.
Bu çerçevede kadına karşı şiddet kullanımının ortadan kaldırılması için kadınların bilgiye, yardım ve korunma hizmetlerine ulaşabilirliğinin artırılması, kadına yönelik şiddeti etkin bir biçimde önleyecek yasaların çıkarılması, şiddetin nedenleri ve sonuçlarını ele alacak eğitsel araçların kamu eliyle geliştirilmesi gerekmektedir.
Taleplerimiz
1. Kadın bedeninin kontrol altına alınması (bekaret kontrolü, istem dışı kısırlaştırma, kürtaj hakkı) uygulamalarının sona erdirilmesine yönelik olarak bir an önce etkin tedbirler alınmalıdır.
2. Namus cinayetleri ve buna bağlı olarak son zamanlarda geliştirilen intihara zorla teşvik etmeyi ortadan kaldırmak üzere, feodal uygulamalara karşı eylem planları geliştirilmeli, toplumsal ve kültürel tutum değişikliği yaratacak toplum temelli yaygın eğitsel ve hukuksal faaliyetler geliştirilmelidir.
3. Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik danışma merkezleri ve sığınma evleri açılmalıdır. Kadın örgütlerinin bu yöndeki girişimleri desteklenmelidir.
4. Türk Ceza Yasasında, kadına karşı işlenen suçlar ve cezalar yeniden gözden geçirilmeli, tanımlanmalı ve kadınlara yönelik şiddet kullanımı hukuksal temelde yasaklayıcı tedbirler geliştirilmelidir.
5. Kadının insan haklarına ve şiddetin önlenmesine yönelik kadın kuruluşlarının desteklenmesi ve etkinleştirilmesi için gerekli ulusal ve uluslararası altyapı ve destek programları geliştirilmelidir.
6. Kadına yönelik ayrımcılığın ve şiddetin ortadan kaldırılması konusunda onaylanan uluslararası sözleşme ve protokollerde yer alan hükümlerin uygulamaya aktarılması için gerekli tüm mekanizmalar bir an önce oluşturulmalıdır.
7. Şiddet ve kadın konusunda medya organları ve örgütlenmeleri bağlayıcı kurallar geliştirmeli, kadını ve şiddeti medya nesnesi olmaktan çıkarıcı oto-denetim mekanizmaları geliştirmelidirler.
Panelist: Yasemin Güven (Bağımsız Feminist)
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması için Uluslararası Mücadele Günü vesilesiyle kadına yönelik şiddeti yani erkek şiddetini bağımsız feminist araştırmacı Yasemin Güven ile konuşacağız
Geçtiğimiz yıl 24 Nisanda, zorunlu askerliğini yaparken silah arkadaşı tarafından vurularak öldürüldü Sevag. Öldürülmesinin üzerinden yaklaşık 1 yıl 4 ay geçti ama katil zanlısı hâlâ serbest! Davanın Diyarbakırda görülüyor olması, davayı kamuoyunun yakından takip etmesini zorlaştırıyor.
Bu adalet kavgasında tüm Ermeni halkını, anti-militaristleri ve vicdan sahibi herkesi Balıkçı ailesinin yanında olmaya ve davayı sahiplenmeye çağırıyoruz. Bunun bir adımı olarak herkesi 5 Eylül Çarşamba günü 19:00′da Taksim Meydanında adalet için bir olmaya davet ediyoruz.
Bundan tam on dokuz yıl önce, 2 Temmuz 1993 tarihinde, Devlet 1909 Adanada, 1915te, 1938 Dersimde, 6-7 Eylülde, Maraşta, Çorumda yaşanan katliamlara bir yenisini daha ekledi. Devlet ve devletin paramiliter güçleri, resmi ideolojisine muhalif olan aydın ve sanatçıları Sivasta, Madımak Otelinde yakarak katletti. 35 insanın alevler içine nasıl terk edildiğini, televizyonlardan izlettirdi. Katliamı ve katliamcıları yücelten devlet, daha önce olduğu gibi Sivas Katliamında da başrolü oynayanları ödüllendirdi. Katliamcı zihniyet hiç böyle övülmemişti, katliamcıların avukatları devlet kademesinde yüksek mevkilere getirildi.
Olaylardan hemen hemen 19 yıl sonra, 13 Mart 2012 tarihinde ise mahkeme adı altında kurulan tiyatro sahnesinde bir kez daha yakıldı Madımak. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, zaman aşımı nedeniyle kamu davasının düşürülmesine karar verdi. Sivasta Madımak Oteli yanarken olayı seyreden ve hiçbir şekilde müdahale etmeyen kamu görevlileri hakkında soruşturma açılmadı ve dava zamanaşımından düştü.
Devlet, dava kararını protesto etmek için gelen, katliamda yakınlarını kaybeden ailelerin, insanlık davasında zaman aşımı olmaz diyenlerin, sosyalistlerin, devrimcilerin, Alevilerin, Kürtlerin, Ermenilerin ve tüm kardeş halkların üzerine kolluk kuvvetlerini saldı. Biber gazlarıyla, coplarla, panzerlerle saldırdı. Yetmedi, üniversitelerdeki ırkçı gruplar Yaktık, yine yakarız diye pankart açarken, Recep Tayyip Erdoğan dava kararına ilişkin Milletimiz için, ülkemiz için hayırlı olsun. dedi.
Bizler yine görmüş olduk ki AKP ve devlet faşizmi, dün olduğu gibi bugün de yine paramiliter güçlerini, faşistleri, ölümden yana olanları, tek dil, tek din, tek bayrak diyenleri korurken Uğur Kaymazın, Hrant Dinkin, Festus Okeyin, Metin Göktepenin, Şerzan Kurtun, Ceylan Önkolun, Metin Lokumcunun, Dersimin, Çorumun, Maraşın, Gazi Mahallesinin Roboskinin ve daha binlercesinin katilleri aramızda dolaşıyor ve biz sessiz kalıdığımız sürece de aramızda dolaşmaya devam edecek.
Canlar,
AKP ve devlet faşizmi katliamı ve katliamcıları övedursun; Bizler, Ermeniler, Aleviler, Kürtler, Türkler ve tüm kardeş halklar, ezilenler ve tüm ötekiler, faşizme ve sömürüye karşı, ayrımcılığa karşı eşitlik, özgürlük ve kardeşlik mücadelesi vermek zorundayız!
Sivastaki yangın söndürülmeyi bekliyor. Gelin, Sivastaki yangını birlikte söndürelim.
KURTULUŞ YOK TEK BAŞINA, YA HEP BERABER, YA HiÇ BiRiMiZ!
yeni yayın dönemine 3 ekim pazartesi günü başlayacak olan nor radyo, yeni yayın dönemini ''6 ekim perşembe'' akşamı
yaşar kurt ve keops'un sahne alacağı dayanışma konseri ile istanbul radio live'da kutlayacak.
nor radyo programcılarının da performans sergileyeceği bu gecede tüm nor radyo dostlarını dayanışmaya ve birlikte eğlenmeye davet ediyoruz.
bilet fiyatları (giriş ve bir yerli içki): 15 tl (ön satış), 20 tl (kapı)
bugün kendisi ile tanışma fırsatı bulduğum alçak gönüllü ve cana yakın müzisyen. Kilise korosu ile başlayan ve çok güzel bir albümle devam eden müzik yaşantısı ilk ermenice kliple ilerleyerek devam ediyor.