internet dünya üzerindeki insanların çoğunun günlük kullandığı bir araç halini almıştır. günümüzde internet bir "hastalık" olarak adlandırılmaktadır. hepimiz aslında birer internet bağımlısıyız. sosyal paylaşım olanakları, günlük haberler, tv, radyo vb gibi daha birçokşey internet üzerinde bulunmakta artık. internet'i neredeyse amaçsız olarak kullanıyoruz birçoğumuz. peki internet bizi neden tembelleştiriyor ? bir oturup kendi kendimize soralım. internet'i ne için kullanıyoruz ? pek yararlı bişey için kullanmıyorum cevabı çokça çıkacaktır karşımıza. aslında öyle değil mi ? ya facebook'a giriyoruz ya mynet'e ya da vakit geçirebileceğimiz benzer sitelere. geçtiğimiz günlerde ünlü bir insan internet'in nelere yol açtığını gösterdi bizlere kısa bir örnekle. bu zat-ı muhterem bir edebiyatçı aynı zamanda ve günümüzde kütüphanelerde bile bulunmayacak kitaplar bulunmakta elinde fakat gel gelelim internette onun kitaplarında bulunan bir sözcüğü bile yazsanız hemen buluveriyorsunuz o kitabın hangi kitap olduğunu. hiç araştırmaya ihtiyaç duymadan ve hiç emek harcamadan. bu kısa örnekte görüldüğü üzere internet bizleri gerçekten tembelleştiriyor mu ? bunu kendimize sormamız gerekiyor ya da internet'i hakikaten ne için kullanıyoruz ? bu konuyla ilgili tez bile yazılabilir diye düşünmekteyim. daha uzun uzun anlatabilirim örneklerle açıkyalabilirim ne demek istediğimi fakat şimdilik bu kadar yeter diye düşünüyorum malum yarın iş var sevgili yazarlar. internet'i gerekli ve sınırlı kullanmanız dileğiyle efenim.
lise bitmiştir. ilk önce iş hayatına atılırsın bir süre çalıştıktan sonra üniversite kazanılır. hazırlık döneminde tanışırsın. hazırlık bittiğinde o arkadaşın değerini bilmezsen eğer bölümlere ayrılınca görüşmek zor olur. üniversite biter ve o arkadaş kalkıp amerikaya gider ve sen burdasındır. gideceği günün öncesi bir restaurantta veda yemeği yersin. ertesi gün sabah uçağı kalkacaktır ve gidememişssindir yanına işte o anda o arkadaşı ne kadar sevdiğini anlarsın. aradan aylar geçer gün be gün o arkadaşına duyduğun özlem artar ve beklersin ya sen oraya gideceksindir para biriktirip ya da o buraya gelecektir.
imza töreni sırasında fotoğraf çekimi için dos santos'un üzerine adeta saldırırcasına hücum eden gazeteci(ler)dir. herif resmen hassiktir lan gelmeyin olm üzerime der gibi baktı kameralara.
evet özellikle istanbul'da insanlarda bir kar sevdasıdır ki sormayın a dostlar. Ne çok kar meraklısıymışız biz yahu. Msn iletilerinde, feysbuk'ta, sokakta, evde, herkesin ağzında kar var*. insanlar kendisinde kar havası yaratabilmek adına şekilden şekile girebiliyormuş. Orda burda kar mesajları görmekten bıktım artık yahu.
şimdi bir hesap yapalım. asgari ücret 700 diyelim. her ayakkabıyı 80 liradan hesaplasak bu insan evladı her ay 8 ayakkabı alabiliyor ve tamı tamına 5 sene 3 ay çalışması gerekiyor.
(bkz: yok artık lebron james)
(bkz: asgari ücret)
(bkz: ünlülere özenen insan modeli)
Not : Asgari ücret şu kadar filan diye çemkirmeyin. Kaba taslak hesap yaptık şurda. Tamam houston bu kadar.