küçükken itten köpekten korktuğunuzda gidip paltosuna yapışıp ağlayarak kendinizi güvende hissetmenizi sağlayan, bisikletle şarampole yuvarlanıp bacaklarınızı kırarak yatağa mahkum olduğunuzda bir an olsun yanınızdan ayrılmayıp gerektiğinde altınızdan alan, o badr hari gibi iri kıyımlığına ve elaleme diz çöktüren namına güvenip, lisede size kopya vermeyen sıra arkadaşınızı sonu ne olur diye düşünmeden ikinci kattan aşağı attığınız, lise çıkışı, sevdiğiniz kıza tacizde bulunan ardahanlı, antepli yağız delikanlıları üzerlerine arabayı sürerek korkutup iki el de ateş ederek sırf sizin mutluluğunuz için zindanlarda çürümeyi göze alan, sigarasız kaldığınızda paltosunun iç cebindeki o uzun 2000 paketinden 8 dal sigara çaldığınız ve bunu anlamasına rağmen hani psikoljiniz bozulur, birden böyle sara hastası olursunuz diye size asla kızmayan ve her ne kadar ailenizden üvey evlat muamelesi görüp dışlansanız da, size her daim sahip çıkıp gece ayaklarının dibinde uyumanıza müsaade ederek balkonda yatmanıza engel olan ağabeyinize karşı vefa borcunuzu ödeme yoludur...
sigaranız bitmiştir ve cebinizde de beş kuruş yoktur. babanızın yanına gidip "ya annem bulaşık deterjanı falan istiyo da para versene gidip aliyim iki dakka" diye yalan söylersiniz, sigara alabilmek için. babanız da, "yengen bakkala gitti az avvel, ona niye demediniz o alırdı. neyse git beraber gelirsiniz o zaman" deyip 10 milyonu çıkarır ve ayaklarınızın dibine atar. kendinizi her ne kadar köpek gibi hissetseniz de, bugünlük de sigara parasını çıkarttığınız için mutlusunuzdur ve parayı alıp hızlıca evden çıkıp bakkala gidersiniz. tam siz girerken, yengenizle bakkalın gayet böyle samimi bir şekilde konuştuğunu fark edersiniz.
siz tam içeri, yanlarına gidip böyle ne oluyo lan burda tavırlarıyla bakışlar atarsınız etrafa. sizi gördükten sonra yengeniz hafif irkilerek üstünü başını düzeltip telaşla "a napıyosun, niye geldin, tam eve geliyodum ben de" deyip hızlıca çıkar bakkaldan. siz de hiç arkanızı dönmeden, "yenge evde o kadar insan var, sen niye gidiyon bakkala" deyip üstü kapalı kızarsınız yengenize. sonra sigarayla beraber 25 kuruşluk gold kola ve 5 tane beyaz eti puf alıp evin önüne giderek "ulan acaba yengemiz birkaç gıda ve temizlik ürününe memelerini falan mı elletiyo aq" diye düşünmeye başlarsınız. odasında yanlışlıkla gördüğünüz yüklü miktardaki para ve her seferinde büyük bir hevesle koşarak bakkala gidişi epeydir kafanızı kurcalıyordur zaten.
eti puf ile gold kolayı bitirip üstüne iki dal da sigara içtikten sonra eve gidip, sanki aldığınızı bırakır gibi mutfağa girip çıkarsınız ve babanıza görünmeden odanıza çekilip sabaha kadar düşünürsünüz.
sabah olduğunda direkt banyoya girersiniz, boy abdesti almak için. gece kafanızı biraz rahatlatmak için otuzbir çekmişsinizdir çünkü. abdestinizi alıp banyodan çıktığınızda herkesin uyandığını ve kahvaltı sofrasının hazırlandığını görürsünüz. banyodan çıktığınız için hepsi böyle sanki gece otuzbir çektiğinizi anlamış gibi yüzünüze bakıyordur. bu bakışlar sonrası çok utanırsınız ve babanıza, "para versene ya ekmek alıp geliyim" dersiniz fakat yengenizin çoktan ekmek almaya gittiğini söylerler.
ardından siz hiç çaktırmadan evden çıkarak bakkala gidersiniz ve kapının ağzından içeriyi izlersiniz. o mahallenizin ümit vaadeden muhtar adayı bakkal serdinç, böyle 3 ekmek karşılığında yengenize öpücükler konduruyordur. namahremdir diye yanında atletle bile durmaya çekindiğiniz yengenizin bakkala para vermediğini bu şekilde öğrenmiş olursunuz.
şok olmuş bir halde ordan ayrılırsınız ve olanları anlatmak için eve doğru koşmaya başlarsınız fakat tam köşeyi dönerken aniden fenalaşıp ağzınızda sigarayla yere yığılırsınız. böyle dudaklarda sigara gebermiş gibi uzanmışsınızdır kaldırımın üstüne. yandaki mobilyacının elemanları sizi görürler ve hemen kamyonetin arkasına atıp eve götürürler. eve gidip biraz uyursunuz ve kalktığınızda artık tüm her şeyi ağabeyinize anlatmaya karar verirsiniz.
ağabeyinizin benzinlikteki vardiyası bitip eve gelmesine yakın, sanki hiç o koklaşmalardan haberiniz yokmuş gibi yengenize nazlanarak, "yenge ya bakkaldan bana kinder pingui alsana canım çekti bak az kalsın geberiyodum" deyip bakkala yollarsınız onu. yengeniz çıktıktan sonra ağabeyinizi arayıp gelirken ekmek al dersiniz ve bu şekilde ikisini bakkalda karşılaştırarak ağabeyinizin bu durumdan haberdar olmasını sağlarsınız.
aradan 1 saat geçmesine rağmen ikisi de eve gelmemiştir. siz ise artık bekleyemeyerek dışarı çıkarsınız ve ne oldu diye bakmak için bakkala gidersiniz.
ağabeyiniz, juan sebastian veron gibi iri dalgalı, geniş omuzlu kocasına ihanet edip 3 kuruş para için o küçük esnaf dalgalarının esiri olan karısını, yani yengenizi ve o angel di maria suratlı bakkalı öldürmüş; üst üste koyduğu cesetlerin üzerinde oturarak suç aleti bıçakla hazırladığı ekmek arası salamı yiyordur.
siz böyle bu durumu görünce kendinizi yere atıp ellerinizi yere vurarak feryad ediyorsunuzdur. böyle tam o esnada polis sirenlerini duyup perişan bi halde diz çökersiniz ve panik bir halde etrafa bakınıp öte yandan da yeğeniniz cemil'i düşünüyorsunuzdur. o an böyle arkadan siren sesiyle karışık;
hele bakın şu sefile
hele bakın şu yetime
hele bakın şu garibe
dertli cemo yetim cemo... diye türkü çalmaya başlamıştır.
biricik yeğeniniz cemil babasız kalmasın diye bu genç yaşınızda mahpuslara girmeyi göze alırsınız. ağabeyinizi "cemil babasız büyümesin, piç demesinler ona" diyerek ikna edersiniz, suçu üstlenmek için. ardından polisler bakkalı basar ve "ben öldürdüm memur bey" diyerek teslim olursunuz. tam kelepçe takılacakken yılların seri katili soğukkanlılığıyla polislere durun deyip ağabeyiniz ile sarılırsınız. sonra cebinizden çıkardığınız 20 milyonu ağabeyinizin cebine sıkıştırıp ellerinizi omuzlarına koyarak "anama, babama ve cemil'e iyi bak" diyerek adalete teslim olursunuz.
mahkeme sonrası ağır tahrik göz önünde bulundurularak 5 yıl hapis cezası alırsınız. mahpusa girer girmez içerdeki tecavüz suçlularına sataşıp, sizin gibi namus cinayetinden hüküm giymiş koğuş ağasının gözüne girerek veliahtı olursunuz.
bir şekilde 5 yıllık esaret biter ve özgür olursunuz. çıktıktan hemen sonra ise bi oto yıkamacı açıp, içerde yatmışlığın verdiği o delikanlılıkla karanlık işler yapar ve ailenizi krallar gibi yaşatırsınız.
bir süre sonra, pompacı olarak çalıştığı benzinliği satın alarak kendisine hediye ettiğiniz ve oğlu cemil ile beraber mutlu bir hayat sürmekte olan ağabeyiniz, hasımlarınızın komplosuyla su yerine 95 oktan kurşunsuz benzini içerek feci şekilde vefat eder. daha sonrasında siz ise tüm o otoparkçı mafya kişiliğinizi bir saatliğine kenara bırakıp yetim kalan yeğeniniz cemil'i parka götürdüğünüz bir gün, emekli asker kılığına girerek spor aletlerinde egzersiz yapmakta olan kiralık katil tarafından vurularak, tam böyle tahteravallide oturur halde bacağınızın biri sağda biri solda, belden yukarıyla beraber başınız yere düşmüş bi şekilde ama yüzde tony montana ciddiliğiyle hayatınızı kaybedersiniz...
sürekli olarak sanki bir şeriat devletinin başbakanıymış gibi hareket eden tayyip erdoğan ın; dini tüccarlığı yaptığının, cahil halkın dini hassasiyetlerinden nemalandığının ve ülkeye artık aleni bir şekilde şeriatı getirmek istediğinin apaçık kanıtıdır. az önce bir mitingine rast geldim de, gözlerime inanamadım. hararetli bir halde konuşurken bir anda sustu. hastalığı falan nüksetti galiba diye düşünüp biraz sevindim açıkçası fakat baktım ezan falan okunuyor. bu da ezan nedeniyle kesmiş konuşmasını. bu kadar da olmaz açıkçası. milletin gözünün içine baka baka nasıl da dini kullanıyordu öyle... hiç yüzü falan da kızarmıyordu.
bu halk artık din tüccarlığına geçit vermiyor ey başbakan... ezan okununca konuşmayı keserek bu halkı kandıramazsın. ayrıca sen laik bir devletin başbakanısın, ezana özel bi saygı gösteremezsin. kilise çanları çaldığında da konuşmanı kesiyor musun mesela? tabii ki hayır. o zaman ezanda da susmayacaksın. bu ülke laik bir devlet, bunu öğreneceksiniz; bunu size atatürk gençliği öğretecek! atatürk ün ülkesine şeriatı getiremeyeceksiniz, buna müsaade etmeyeceğiz!
atatürk ü unutturmak isteyenlere karşı
yürekte ata aşkı, dilde onuncu yıl marşı
birlikte haykıralım ve titretelim arşı
inadına laiklik, inadına atatürk!
yav allah aşkına şunun entry lerine bi bakın. deminden beri denk geliyorum aklım çıktı aq. ergen olmama ihtimali yok. solcu muhtemelen.
bu tipler dışarda, hani sokakta partisinin bildirisini dağıtırken karşına çıksa al şu bi milyonu git deyip yollarsınız, hiç de umursamazsınız. ama burda öyle olmuyor, istet istemez sinirleniyor insan. bi insan böyle olmamalı çünkü. bu kadar şey olmamalı aq ya.
bir insan zeka özürlü olabilir, bir şey diyemem allah yaratmış sonuçta ama zekiymiş, zekası varmış gibi davranması normal değil; bu durumun tepki görmesi lazım. yoksa çok tehlikeli olabilirler. mesela insan böyle bitanesi yüzünden dinden imandan çıkabilir. he dışarda görsen dediğim gibi dalganı geçer yollarsın orası ayrı.
tamam yüzünü kapatmış ama belli yani ya 16 ya 17 yaşında. anne sütüyle besleniyor muhtemelen ama gelmiş burda siyasi analiz yapıyor aq. yav benim böyle şeklim, böyle zekam olsa haşa allah a isyan ederdim. kendisi de zaten etmiş herhalde aq şekle baksana allah çarpmış gibi tövbe ya. neyse kardeşim yeter, allah sana yardım etsin, yoksa tek başına o kafayla bu hayatta kalman, kendini dolandırman zor.
yolsuzluk, kara para aklama ve rüşvet gibi olaylara karıştığı iddia edilen reza zarrab isimli iranlı iş adamının ilginç şekilde iranlı bir alevi olması durumu. halbuki alevilerin istisnasız hepsi dürüsttür, şereflidir, namusludur dedik ve bunu her yerde savunduk. ama reza zarrab bizi yalancı çıkardı. sırf, alevilerin adını kötüye çıkardığı için bile senelerce hapis yatması lazım.
ayrıca, belki de sırf alevi olduğu için bunlar başına gelmiş olabilir. bir alevinin kara para aklayacağına inanamıyorum çünkü. bu zamana kadar aleviler hep iftiraya uğradılar, günahsız oldukları halde yakıldılar... bu da bir iftira olabilir.
geçmişte ülkemize ne denli güzellikler yaşattığı herkesce malum olan, artık parti tüzüğünde 'dürüst olmayanın bu partide işi yoktur' şeklinde bir madde mi vardır nedir; bünyesinde bir tane bile üçkağıtçı, dalavereci falan barındırmayan, yolsuzluğu, rüşveti, kara para aklamayı akp yle birlikte öğrenen temiz ve çağdaş seçmene sahip, dini kullanmayan; dini sadece içinde yaşayıp dışarıya asla yansıtmayan gerçek müslümanların ve bunun yanında hıristiyanların, ateistlerin paganların da desteğini her seçim almayı başarmış chp nin iktidar olması durumunda asla yolsuzluk gibi pis şeylerin olmayacağına dair; ilerici atatürkçülerin vermiş oldukları sözdür.
evet arkadaşlar; chp iktidarında yolsuzluk falan olmayacak. bu konuda en ufak bir şüpheniz olmasın. zaten geçmişimizi bilen hiç kimsenin bu konuda şüphesi yok. siz yeter ki oy verin, gerisine karışmayın. çok güzel yarınlar bizi bekliyor. chp nin olduğu yerde huzur ve adalet vardır.
karıştırdı dibimizi
ele aldı pipimizi
beğenmedi tipimizi
gözümüzse mora çıktı
ak dediler kara çıktı...
ah be ulan chp ye oy vermeyi özledim, seçimler gelse de gidip oy versek ya...
yaklaşık 850 milyar dolarlık yolsuzluk, ihalelerde şerefsizlik yapma, rüşvet falan gibi söylentilerin gündemi alt üst ettiği şu günlerde bile; tertemiz bir geçmişe sahip, nerde bir dürüst insan varsa hepsini bünyesinde barındıran, garibin gurebanın her daim yanında olmayı ilke edinmiş cumhuriyet halk partisi ne böyle onlar da yolsuzluk yaptı falan diye iftira atacak kadar alçalmaktır.
kanıt göster dediğinde hepsi sus pus olur nedense. yolsuzluk yapmış, beyaz kadın ticareti yapmış tek bir chp li gösteremezsin. bu ülkede ne kadar chp li varsa hepsine kefilim ben. ya akp den önce millet yolsuzluk nedir onu bilmiyordu. şimdi eğer bu tür pislikleri yapan chp li varsa, o da akp lilerden görüp alışmıştır.
chp li birinin yolsuzluk yaptığına dair tek bir tane kanıt gösterilsin, söz veriyorum anıttepe de kendimi ateşe veririm. bu kadar da iddialıyım.
ancak insan vücudundaki birtakım uzuvların kılı olmayı kendine layık gören, kaba saba, medeniyetten ve laiklikten nasibini almamış, yemeğini falan eliyle yediği düşünülen ve halk arasında örümcek beyinli olarak nitelendirilen, artık chp kendisine ne yapmışsa bir türlü gelip de o şanlı altı okumuza mührü basıp yaşasın çağdaşlık falan diye sloganlar atmayan ve yıllardır her öğün yemekte olduğu makarna adlı gıdadan bir türlü bıkmadığından olsa gerek; uslanmadan her seçim birkaç nuh un ankara makarnasına oyunu satan kişilerin yapacağı; akılla mantıkla bağdaşmayan iştir.
türbanla okula ve meclise girmeleri, kızlı erkekli evlere yasak getirmeleri, içkiyi yasaklamaları, her yere cami açmaları ve aydınlara ve sanatçılara uyguladıkları baskı bu millete artık illallah ettirmiştir. herkes, tüm bu faşizan uygulamalara karşı akın akın chp ye koşup laiklikle ve uygarlıkla falan kendinden geçerken hala daha akp diye tutturmak nasıl bir bidon kafalılıktır, anlamak güç doğrusu. tamam anlıyorum allah tan korkmuyorsunuz ama yani atatürk ten de mi korkmuyorsunuz ya... nasıl bir şeydir bu?
şu an mesela biz partiye yeni katılan arkadaşlarımıza hoş geldin partisi düzenliyicez. önce içkili bi kutlama yapıp sonra da kızlı erkekli aynı evde kalıcaz. bunu o yobazlara inat yapıcaz. eğer o karanlık dünyadan kurtulmak isteyen akp liler varsa mesaj atsın adres vereyim, bize katılsın.
yalanın talanın göründü sonu
soruyor kılıçdar kılıçdaroğlu
ulu sözlük sen de bas bağrına onu
geliyor kılıçdar kılıçdaroğlu
hem dürüst hem seksi bir insanoğlu...
bu arada arkadaşlar bişey duydum, eğer seçimi yine akp alırsa şeriat gelicekmiş. ona göre iyi düşünün.
ülkenin ilericilerinin, çağdaşlarının, atatürkçülerinin falan her seçim hiç aksatmadan gidip oy verdiği, bu millete atatürk şahit anormal derecede faydası dokunmuş, her renkten, her fraksiyondan, her cemaatten, her oluşumdan uygar insanların görev aldığı bir parti olduğu içindir ki; yahudinin, hıristiyanın, ateistin, müslümanın (dini kullanmayan, dini sadece kalbinde yaşayan), budistin vs. desteğini sürekli olarak almasına şaşırılmayan cumhuriyet halk partisi nin; önceleri kimsenin adını dahi duymadığı ve akp ile birlikte hayatımıza girmeye başlayan; yolsuzluk, kara para aklama, rüşvet, beyaz kadın ticareti, ihalelere fitne fesat karıştırma falan gibi birtakım ahlaksızlıkları kökten bitirecek olan tek parti olduğu gerçeğidir.
mesela benim kökten chp li olan dedem, bu yolsuzluk, rüşvet gibi kavramların ne anlama geldiğini 11 yıl önce öğrenmiş. ondan önce duymamış hiç. olmuyordu ki hiç böyle şeyler, nasıl bilecekler ki... hani insanlar bu ahlaksızlıklara o kadar uzaklarmış ki, ne anlama geldiğini bile bilmiyor. adamla konuşurken yolsuzluk diyorsun örneğin, normal asfalt yol sanıyor. o kadar yabancılar mevzuya. tabii eskiden oluyor bu, yoksa şimdi istemeseler de öğreniyorlar. bu temiz insanlara yolsuzluğu falan öğreten akp utansın ne diyim.
işte benim dedemle aynı karaktere sahip olan bu temiz insanların görev aldığı chp, tüm yolsuzlukları, pislikleri temizleyecek tek partidir. bu kadar da iddialıyım.
iş düşüyor mimara, mühendise,
tüccara, yurtsever polise iş düşüyor.
iş düşüyor alara'ya, selin'e, bora'ya berke'ye, !
iş düşüyor ölüye diriye,
haydi! herkes işbaşına!
ben yıllardır chp ye oy veririm; hiç de pişman değilim, oldukça memnunum, size de tavsiye ederim...
akp lilerin 500 milyar dolarlık yolsuzluklarına, bakan çocuklarının evlerinde çıkan kasalara, banka müdürünün ayakkabı kutusundaki milyarlarca dolara, ondan sonra o kadar rüşvet olaylarına rağmen; yetimin, bi'çarenin, garip gurebanın hakkının yendiği bunca skandaldan sonra bile hala daha inat edip yok ben chp ye rey mey vermem deyip, gidip saçma sapan partilere oy vermektir.
arkadaşım hiç kusura bakma ama; temiz siyaset denince ilk akla gelen, yolsuzluk, rüşvet falan bunlara asla hiç bulaşmamış, her ne hikmetse nerde bi dürüstlük abidesi siyasetçi varsa hepsini bünyesinde barındıran, sosyal demokrat olmasından mıdır nedir herkese eşit davranmayı ilke edinmiş, ateistin, satanistin, budistin falan haklarını kimseye yedirmemiş cumhuriyet halk partisi ne oy vermedikten sonra akp den kurtulamazsın. huzur, adalet, özgülük, güven vs. istiyorsan oyunu chp ye vereceksin. vermessen de, öyle senin porno cd si sakladığın ayakkabı kutusuna başkası milyar dolar para saklar, bişey yapamazsın.
sırtından halk değil harami doydu
haykır ey sözlük sebebi neydi
karanlığa bir ışık tutalım haydi
geliyor kılıçdar kılıçdaroğlu
hem temiz hem dürüst bir insanoğlu..
boyuyla ilgili bi sıkıntısı olan kardeşimiz. 1 63 müş aq. iddaa da, içerde 8 maçtır kaybetmeyen ev sahibi ekibe verilmiş oran gibi. kupona eklemezsin, değmez, hani o kadar düşük. kardeş allah affetsin ama o boy bende olsa evden dışarı çıkmam, ölümü beklerim. tabi bu boy moy olaylarını çok kafaya takmamak lazım esasında ama seninki takılmayacak gibi de değil aq. düşünsene annen perdeleri bile astırmıyo boy yetişmez diye, küçük kız kardeşi çağırıyo o daha uzundur diye.
akp nin artık illallah ettiren faşizan uygulamalarına karşı, ülkenin ilericileri olarak; ulu önder kemal atatürk ün bizzat kurucusu olduğu, cumhuriyetimizin kuruluşundan beri her renkten her insanı kucaklamayı başarabilmiş, milletin değerlerine her daim saygılı olabilmiş, ulu önder in kadınlara seçme hakkı vermesi sonucu zamanında bütün kadınların oylarını alabilmiş, ülkedeki gerici yobaz sayısı arttıkça aldığı oy oranı da maalesef aynı oranda düşmeye başlayan, türkiye nin bugünlere gelmesine büyük katkılarda bulunmuş, alevinin, ateistin, agnostiğin, budistin, satanistin falan haklarını bugüne kadar hiç kimseye çiğnetmemiş ve diğer partilerin aksine tertemiz bir geçmişe sahip olan cumhuriyet halk partisi nde birleşeceğimizin duyurulduğu kampanya.
aziz nesin in bahsettiği kimseler tarafından büyük bir hararetle desteklenen akp ye karşı chp yi desteklemeyen birinin şu saatten sonra şikayetçi olma hakkı yoktur; çünkü chp gibi bir seçenek mevcut. yani oy olarak akp ye en yakın parti chp. gidip de her seçim barajı dahi zor geçen mhp ye yahut benzeri partilere oy vermenin mantıklı bir açıklaması yok.
akp nin baskıcı, faşizan ve gerici uygulamalarına karşı herkes chp de birleşmelidir; seçimlerde, sürekli yobazların bi taraflarına giren 6 okumuza mührü basmalıdır. ha basmıyor musun, hala daha oy vermem mi diyorsun? o zaman; kürtaj hakkım niye yok, rahat rahat istediğim saatte istediğim yerde neden içkimi içemiyorum, meclise, okula türbanla nasıl girebiliyorlar, kızlı erkekli aynı evde kalamıyoruz, cinsel hayatımıza müdahale ediliyor falan diye de sızlanmaya hakkın yok. hiç kusura bakma!
neredeyse dünyadaki tüm insanların tarifi mümkün olmayan bir sevgi beslediği, katy perry gibi ünlü sanatçıların bile büyük bir hayranlık besleyip keşke bizim liderimiz de o olsaydı dediği, bırakın insanları; her yıl dağlarda, ovalarda bizlere siluetini gösteren doğanın da kendisine hayran ve minnettar olduğu ulu önder kemal atatürk ü her nasılsa sevmeyen vatan hainlerine karşı yapılacak olan, katılımın milyonları bulacağına dair inancımızın tam olduğu, yüzlerine atatürkçü tükürüğü yiyecek olan gerici yobazlar belki bu şekilde insan olur ümidiyle uygulanmasına karar verilen kampanyadır.
ülkenin ilerici, aydın, çağdaş ve onurlu insanları olarak, nerede bir sıkmabaş, göbeğini kaşıyan, bidon kafalı, yani atatürk ü sevmediği her halinden belli olan zavallı bir tip görürseniz; hiç tereddüt etmeden yanına gidin ve boğazınızı temizleyip yüzlerine tükürün. tükürüğü suratlarına yedikten sonra ya rabbi şükür diyecekler muhtemelen ama yapacak bir şey yok. aslında böyle yeşil renkli kötü kokulu bi balgam atılsa yüzlerine daha iyi olurdu ama işte atatürkçü bir insandan ne yazık ki balgam gibi pis bir şey çıkmaz.
atatürk yolunda kışlalı şehit,
söz verip ant içtik tüm dünya şahit,
karabulut artık başımızdan git,
oynanan oyunu bozar kemalist!
bitmeyiz ölmekle, öldürülmekle,
yılmayız gelseler topla, tüfekle,
atatürk ölmedi görürsün bekle,
korkmadan doğruyu yazar kemalist!
kemalizm amacı niyeti iyi,
kırmamış ömründe hiçbir kimseyi,
onlar yönetecek bir gün ülkeyi,
geliyor azar, azar kemalist!
inançlı, kararlı, çok haklıydılar,
oyun bozulacak belli duydular,
böyle yiğitlere nasıl kıydılar,
değmez sana büyü nazar kemalist!
uzansın ülkeye eğitim kolu,
yolumuz aydınlık bilimin yolu,
çağdaşça yaşasın tüm anadolu,
okumayanlara kızar kemalist!
ya allah tan korkmuyorsunuz, bari atatürk ten korkun ayıptır be...
türkiye cumhuriyeti nin sigortası konumunda olan; çağdaşlık, aydınlık, uygarlık, sosyal demokratlık, ilericilik falan gibi kavramların adeta sembolü haline gelebilmiş, riya, yalan, üçkağıt, dalavere nedir bilmeyen; misafirperver, onurlu, dik durabilen, sokak köpeklerinin sıkıntılarını bile kendilerine dert edip bu sıkıntıları gidermek için gerekirse sokaklardan içeri girmeyerek orda burda devamlı eylem yapan ve atatürk ilke ve inkılaplarına gönülden bağlılıklarıyla bilinen alevilerin; yani artık ne hikmetse istisnasız hepsinin dürüst, karakterli ve adaletli olması... ne hikmetse diyorum; çünkü islam ın o kadar yorumu var ama bir tek alevilerin hepsi dürüst yani. acaba neden diye düşünüyor insan.
alnında yıldızlı bere
elinde mavzeriyle
çıkıp dersim dağlarında
türkü söylemek varya
oy cemo, cemo can...
karizmasıyla, adamlığıyla, delikanlılığıyla, cesaretiyle, mangal gibi yüreğiyle kısa sürede tüm türkiye ye nam salabilimiş, kürt olmasından kaynaklanan o kimseden korkmama özelliğinin yanı sıra; iri kıyım asamoah gyan penisliliği, kıskandıran esmer ten ve geniş omuzluluk gibi birbirinden harikulade özelliklerle de donatılmış; namussuzların, şerefsizlerin, haysiyetsizlerin her daim korkulu rüyası olup, istanbul daki ahlaksızlıkların, çakallıkların falan son bulması için canını dahi ortaya koyabilmiş ve tahttan inmediği sürece kimsenin kral olamayacağını her yerde herkese hatırlatmayı da ihmal etmemiş bingöllü kenan ağabeyimizle burda böyle oturdukları yerden dalga geçenlerin, aslında namert, korkak ve tırsak olması durumu. daha da ağır konuşurdum ama bu kadar yeter şimdilik.
cesaretiniz varsa, öyle evinizde oturduğunuz yerde değil; gidip kenan ağabeyimizin mekanında, yüzüne karşı geçin dalganızı! zaten o da, eskileri mezarda olduğu için yeni düşmanlar arıyordu, iyi oldu sizin peydah olmanız. ama vurulduktan sonra da öyle ağlamayın orda burda. kimse durduk yere vurulmaz! kimle gelirseniz gelin, isterseniz polisle gelin, fark etmez. yaşamak için yalvarmadı kenan ağabey; ölmek içinde yalvarmaz ulan!
yav bu büyük insanı da böyle ahmet kaya gibi sindirip ülkeyi terk ettireceksiniz değil mi aq, tüm gayeniz bu demi? bir kürdün güçlü olmasına dayanamıyorsunuz. ama kenan ağabeyi yollayamazsınız, gitse de namı devam eder zaten...
ününün ve sesinin türkiye sınırlarını aştığı hususunda söylentiler dolaşan fakat oku bakayım ayı türü şarkılarla bunu nasıl başardığı merak konusu olan, şarkıcılık dalgasındaki başarısızlığını aynı şekilde oynadığı filmlerde de gösteren, haşa huzurdan vefat ettiği esnada şahsenem in de yanında olduğu konusunda çeşitli spekülasyonların halen daha yapılmaya devam ettiği, güya o çok sevildiği japonya da kendisine ulaşamayacağını anlayan japon kızların harakiri yapıp hayatlarına son verdiği söylenen, hiçbir numarasının olmadığı bilim adamları tarafından da kanıtlanan ıspanak adlı sebzeyi yıllarca çok vitaminli diye çocuklara yutturan barış manço'nun; öteki taraftan bize gücenmesin ama yani böyle sıradan, basit bir sanatçı olması durumu.
ayrıca allah affetsin ama rahmetlinin saçları da galiba perukmuş...
her biri birbirinden aydın, çağdaş, ilerici ve uygar olan, çoğunun sosyalist olmasından kaynaklı olsa gerek; ülkenin gerici sağ kesimi tarafından sürekli şiddet ve cebire maruz kalan fakat buna rağmen asla şiddete bulaşmayıp her daim barışçıl bir tavır sergileyerek birtakım kimselere adeta ders veren, insanlık onurunun işkenceyi yeneceğine dair olan inançlarını hiçbir zaman yitirmeyen, bu kadar zulüm görmelerine karşın hep alttan alan taraf olup kesinlikle ama kesinlikle silaha, bazukaya, sapana yahut sustalıya el sürmeyen, sivas ta falan diri diri yakıldıkları halde kimseye kin gütmeyip; o enfes türkülerinden de anlaşılacağı üzere her şeye rağmen her daim sevgiden, kardeşlikten ve barıştan bahsetmeye devam eden; tüm bu harikulade insani özelliklerinin yanı sıra; yakışıklılıklarıyla, güzellikleriyle, geniş omuzluluklarıyla, belirgin vücut hatalarıyla falan da adeta nam salan alevi kardeşlerimizin, tip olarak; birtakım ırkçı, gerici ve samastik kimseler tarafından sevilmeyen fakat insanlıklarıyla, iri penislilikleriyle, vefalılıklarıyla falan tüm dünyaya örnek olabilmiş o fevkalade millete, yani ermenilere gerçekten de acayip benzemesi mevzusu...
örneğin ben hran dink öldürüldüğünde hani fotoğrafları falan gösgeriliyodu ya haberlerde, baktım işte fotoya dedim ki kesin gene bir alevi aydını katletti yobazlar... ama ismi çıktı da anladım alevi olmadığını.
ya bide şimdi bu gerici yobazlar sürekli olarak alevileri katlediyo ya hani... acaba alevileri ermenilere benzettikleri için mi oluyor böyle? malum, ermenileri de sevmiyorlar ya... ama onlara inat;
hepimiz ermeniyiz, hepimiz hrant!
hepimiz aleviyiz, hepimiz ali ismail!
bir efsane gibi her yerde anlatılmaya devam eden uefa kupası macerasına canlı kanlı şahitlik eden taraftarların hemen hemen hepsinin rahmetli olduğu, olay bu kadar eski olmasına karşın taraftarlarının yine de anlatmaktan bir türlü vazgeçemediği sözde başarılara sahip, her sene sadece futbolda değil her branşta, hani sanki sırf türkiye yi rezil rüsva etmek için avrupa kupalarına katılıp ondan sonra ilk turlarda şamar oğlanına dönen, avrupa daki görevi sanki sadece türk halkını küçük düşürmek olan ve genelde kızların ve şöyle böylelerin desteklediği galatasaray adlı sözüm ona spor kulübünün; o ihtişamlı, müziğinin bile insanı kendinden geçirdiği şampiyonlar ligi organizasyonuna yakışmaması durumu.
ya böyle tur atlayan takımlara bakıyosun; hani real madrid, barcelona, manchester united, bayer münih, fenerbahçe, milan gibi takımları görüyosun falan heyecana kapılıyosun hemen ama sonra birden böyle galatasaray ismi çıkıyor karşına, lanet olsun diyorsun. hani çok sevdiğin bi yemeği büyük bir zevkle yemeye başlamışsındır ama birden yemeğin içinden urfalı kürt ustanın kol kılı çıkmıştır. yemeği bırakıp gidersin. bir daha da o yemekten asla zevk alamayacaksındır. çok sevdiğiniz bir yemekten nefret ettirmiştir o kıl. aynı böyle bişey işte. şampiyonlar ligi nden de böylelikle nefret etmiş oluyorsun, galatasaray yüzünden. en büyük zevkin olan şampiyonlar ligi zehir olmuş oluyor...
şampiyonlar ligi nin bi ağırlığı var; bu kayboluyor galatasaray la. uzatmanın ve futbolseverlere zulüm edilmesinin de manası yok bence...
türbanıyla sadece saçını değil beynini de örten, gerici, sıkmabaş, cumhuriyet karşıtı akp li bir kıza verilen, efsane olmaya aday ayardır.
üniversitedeyim... türbanla okula girmenin yasak olduğu o güzel, aydınlık, huzur dolu ve atatürk türkiyesine yakışır dönemlerdi. bir gün, arkadaşlarla beraber, meydanda atatürk portresi oluşturmak üzere okuldan çıktık. gayet ilerici ve çağdaş bir şekilde okuldan ayrılırken, hemen girişte, güya okula alınmadığı için ağlamakta olan türbanlı bir kız gördük. türbanını o kadar sıkmıştı ki, galiba kendisi akp li olmanın yanında bir de taliban üyesiydi.
neyse, yanına gittik ve bu devirde hala türban takıyor olmasının anormal; bu şekilde okula girememesinin ise gayet normal olduğunu, kibar ve seviyeli atatürkçü üslubumuzla kendisine anlatmaya çalıştık fakat aldığımız karşılık oldukça çirkindi. tabii bu bizi şaşırtmadı esasında; neticede akp li taliban semaptizanı bir kızdı karşımızdaki. kız bize "atatatürk ü falan sevmiyorum, o benim atam değil, benim atam kanuniii.. gidin burdan. bir gün hepinize türban takıcaz görürsünüz" gibi şeyler söyledi fakat tüm bu aşağılık söylemlere rağmen biz kendisine hakaret etmedik.
kıza, "tamam sakin ol senin türbanını yıkamışlar gel bak biz atatürk gençliği olarak atatürk portresi yapmaya gidiyoruz. sen de çıkar şu bez parçasını da bizimle gelip portrede yer al." dedik fakat kız hala yobazdı ve uslanmaya da niyeti yoktu. bize, "portreyi fazla büyük yapmayın, sonuçta atatürk 1.65'lik bi adamdı ahakahakahak" dedi ve ayağa kalkıp "atatürk yok" falan diye bağırmaya başladı.
biz hala sakindik ve kendisine, tüm dünyanın en sevdiği insan olan ulu önder atatürk ü acaba neden sevmediğini sorduk. kız türbanından çıkardıği çerçeveli bir fotoğrafı göstererek, "bakın, bu benim babamın dedesi. evliyaymış, bu yüzden de idam edilmiş. atatürk idam ettirmiş. bu durumda nasıl sevmemi beklersiniz atatürk ü ha nasıl?" diye cevap verdi. artık dayanacak sabrım kalmamıştı. bu iftiracı akp li ye artık haddini bildirme zamanı gelmişti. artık yeter diye haykırıp türbanlıya döndüm ve "deden vatan haini olduğu için, dini kullandığı için asıldı bikere. hem atatürk olmasaydı zaten dedeni babanı falan da bilemezdin! yani bugün idam bile edilmiş olsa bir deden var ve ismini, cismini ve kim olduğunu bilebiliyorsan, ismi papadopulos değil de, hacı ali ise; işte tüm bunları atatürk e borçlusun!" dedim ve gururla yanından ayrıldım. kız ise adeta mosmor olmuş bir halde başını öne eğdi ve fotoğrafı tekrar türbanına koyup bir daha gelmemek üzere okulu terk etti.
zamanında, ikinci sınıf bir kupa olan uefa kupasını güya arsenal i yenerek müzesine götürdüğü yönündeki iddiaların bir türlü gündemden düşmediği, real madrid le yaptığı son iki maçta tam 10 tane gol yiyen ve bu yüzden dolayı taraftatarlarının yerin dibine girmesi gerekirken, aksine iyi 15 tane falan yemedik diye yurdun çeşitli noktalarında havai fişekli kutlamalar yaptığı, sadece futbol değil; basketbol, voleybol, hentbol, masa tenisi ve badminton gibi branşlarda da avrupa da her daim ağır hezimet yaşayan galatasaray adlı sözde spor kulübü yüzünden maalesef tüm dünyaya rezil rüsva olma durumu...
tamam hani esasen bir fransız takımı galatasaray ama işte bunu yabancılar bilmiyor. ne yazık ki türk biliyorlar. mesela real madrid maçından sonra ispanyollar, türklere ne çaktık falan diye dolanmışlardır ortalıkta. koca bir millet bunlar yüzünden küfür yiyor.
şu an bile bakın mesela stadın üstünü kapatmamışlar, kar yağışından oynanmıyo maç. böyle rezillik olmaz. şimdi ekran başındaki milyonlarca italyan, galatasaray yüzünden türklere ana avrat sövüyor. her anlamda elaleme rezil oluyoruz, bu böyle gitmez. inşallah galatasaray a bu maçtan sonra sen birkaç sene dinlen derler de, ilerleyen yıllarda imajımızı düzeltiriz biz de...
sözlükte sürekli olarak allah'a, peygamber'e, islam'a ve müslümanlara hakaretler savuran, islam ile ilgili her başlıkta muhakkak yazılarına rastlanabilecek sivri, yani rahatsız edici kafirdir.
bu tipler sadece sözlük gibi internet dalgalarında var olabilirler. dışarda asla böyle rahat konuşamazlar. isterler tabii her yerde rahatça islam'a saldırabilmeyi ama yapamazlar, korkarkar.
ben böyle dışarda "allah nerde ya ben göremiyom" diyen birini görsem direkt topuklarına sıkmak isterim. ama tabii allah'tan korktuğum için, günah olduğu için yapamam. mesela hani böyle sabah anneniz yumurta haşlamıştır ama siz geç kalktığınız için sıcak sıcak yiyememişsinizdir. sonra kalkıp sofraya oturursunuz ve o etrafa leş gibi koku salan yumurtayı çöpe atmak istersiniz ama annenizden korktuğunuz için atamazsınız. kokusuna ve tadına sabredip yersiniz mecburen. ne kadar nefret de etseniz, o buz gibi, rengi mengi bi'acayip, tövbeler olsun küçük çocuk kakası gibi kokan yumurtadan; israftır, günahtır diye köpeklerin önüne atamazsınız. aynı böyle işte.
bunları burada değil, dışarıda islam düşmanlığı yapmaya davet ediyoruz. buyrun, giyin topuklu yahut topuksuz ayakkabılarınızı ve sokaklara çıkın.
yarısından fazlası kemalist olduğu halde biz yıllardır eziliyoruz falan diyen kesim. yav bu kemalistler asli unsur değil miydi bi ara? nasıl oluyor da hem asıl olup hem de ezilebiliyorsunuz? zaten kemalist olmayanları da dhkp c gibi terör örgütlerinin elemanıdırlar.
bunların cemevi istiyoruz, inancımıza saygı istiyoruz diye yaygara koparmaları da ilginçtir. inanın hiçbirinin inançla falan ilgileri yok. sadece mezhepçilik yapmayı bilirler, din kitap umurlarında değildir aslında. en tehlikelileri ise hatay ve tunceli de yaşar. bu zamana kadar tanıdığım alevilerden en pis olanı tunceliliydi. kürttü, solcuydu ama atatürk ü de çok severdi. e atatürk ün islam a karşı olan tutumu belli, nasıl sevmesin ki... geri kalan şeyler önemli değil.
ayrıca bu alevilerin milliyetçi olanlarına da sakın aldanmayın. alevi kimlikleriyle dışlandıkları için türk kimliğiyle var olmaya çalışırlar, hepsi bu. yoksa türklükle falan alakaları yok. türk milleti müslümandır, alevi değil. balkanlardan gelen alevilerin de türk oldukları şüphelidir.
bunların şehirli olanları ateist olur genelde. anadolu dakilerin de bir kısmı böyle, bir kısmı da öyle saz çalıp ibadet etmeye devam eder hala.
eminim ki ülkedeki ateist nüfusun yüzde 90 ı eski alevidir. ama hepsi hala aleviliği ölümüne savunur o ayrı. bırakın hakareti, aleviliğe en ufak bi eleştiri yapan tek bir ateist göremezsiniz.
suriye olaylarıyla beraber türkiye de iç savaş çıkarma gayretinde bunlar. esed kullanıyor çünkü bu rafizileri. gezi parkı dalgasında bikaç tane aleviyi öldürdüler tüm aleviler ayaklansın diye ama başarısız oldu. yine olacak bu, ara ara deneyecekler. gidip kendi evlerini işaretliyorlar falan... valla ben başbakanın yerinde olsam esed le bi şekilde anlaşır, alevileri komple suriye ye yollar, ordaki sünni türkmenleri türkiye ye alırım. kimse kusura bakmasın kardeşim bu ülkeye, millete ve islam a faydası dokunmuş tek bir alevi dahi yok.
gerici yobazların da çok iyi bildikleri fakat her nasılsa bir türlü dillendirip kabul edemedikleri, hoş ilerici atatürk gençliği var olduktan sonra şakirtlerin dillendirip dillendirmemesinin öyle çok da bir önem arz etmediği, arsızca ve ahlaksızca atatürk'e düşmanlık eden cahil sürüsünün yüzüne şiddetli bir tokat gibi inen müthiş bir gerçekliktir.
ismini şu an burda sayamayacağımız onlarca ülkeyi vatan topraklarından tek bir hamleyle kovma başarısı gösterebilmiş ulu önder kemal atatürk'ün olmaması durumunda; çok namuslu oldukları ve gayet böyle türbanlı falan oldukları adeta bir şehir efsanesi gibi kulaktan kulağa yayılan ninelerimiz, kimse kusura bakmasın ama yorgoların, papadopulosların, frenklerin kucaklarından inmezdi. yani öyle çıkıp da bizim ninelerimiz namusluydu falan demekle olmuyor bu işler. mesela o lanet olası beynini iki dakika çalıştır ve düşün. düşün ki atatürk yok. atatürk yoksa ne yapacak bunineler(tabii o zaman hepsi genç)? elbette gidip o kaslı greek dalgalarına kendilerini teslim edecekler. hani başka şansları yok ki, ne yapsınlar...
yani orda burda çıkıp bizim ninelerimiz canını verir bekaretini vermezdi diye kendinizi kandırmak yerine, biraz şerefli olun da atamıza teşekkür edin. ya insan atatürk'ten korkar hiç değilse ben utandım be...
sabahtan akşama kadar sözlükler gibi, tivitir gibi birtakım sosyal dalgalarda ulu önder atatürk'e çeşitli hakaretler, küfürler edip ondan sonra da, ya bu ülkede galiba özgürlük yok diye ortalıkta gezmek...
ya adam burda yüce atatürk'e ağzına geleni söylüyo, iftira atıyo, birtakım atatürk içerikli başlıklara vedat uşaklıgil bakınızını verip kaçıyo falan ama ondan sonra da 'afedersiniz ama türkiye'de özgürlük yok bence' diyebiliyo yani. atatürk'ün bizzat kurduğu türkiye'de ona hakaret etmek ne tür bi şerefsizliktir, ben çözemedim şahsen. 'ya atatürk ün boyu da 1. 65 miş galiba ahhaha' deyip de başına bir iş gelmeden bu ülkede yaşayabiliyorsan ve sonrasında da hale özgürlük yok diyebiliyorsan... s.ktir git o zaman kardeşim ne diyim daha.
yerli ve dış basında yobazların cirit attığı bir sözlük olarak lanse edilmesine karşın, yine de ülkenin önde gelen sözlüklerinden biri olma özelliğini koruyabilen uludağ sözlük adlı güzide oluşumda yazarlık hayatını sürdüren, gündem belirleyen birçok entry'nin altına imzasını atan, sözlük dalgasına bambaşka bir soluk getiren, her yaştan sözlük okuyucusunun kafasını kurcalayan soru ve sorunlara çözüm niteliğinde fikirler sunabilen ve uludağ sözlük'ün ağır topları olarak kabul edilen yazarların hep atatürkçü olması durumu.
bu, herkes tarafından biliniyor lakin yine de dile getirmekte fayda var. mesela karması 1000'i geçmiş, yani entry'leri ile adeta okuyucuları büyülemiş zeki yazarlara bakıldığında hepsinin atatürkçü, ilerici ve aydın oldukları görülecektir. tabii akp'li yobaz yazarların karmaları ise nedense hep eksilerde. bu da, akp'lilerin ne kadar gerici giriler girdiğinin kanıtı niteliğinde...
atatürkçü olmak ve atatürk'ü sevmek onurdur!
kurban olam yürüdüğün yollara
kara peçe yakışmıyor kullara
nerdesin dost?
uyan bak bizim hallara
sarı saçlım, mavi gözlüm,
nerdesin dost?