kendinizi bulduğunuz veya acılarınıza benzer satırlara rastgeldiğiniz bir kitap. Altını çizdiğim ve çok sevdiğim şu kısım benim için özeldir; '' gene de selim bir günselisi olduğu için bütün bunları anlatabildi ya günselisi olmayanlar ne yapacak aylardır işte bunu düşünüyorum ''
asıl büyük sarhoş benim,
uzaktaki..
ben ki tek damla şarap içmedim.
ekmeğin beyaz, zeytinin siyah
olduğunu biliyorum.
asıl büyük sarhoş benim,
uzaktaki..
benim kusturucu sarhoşluğum,
yoksulluğum.
yüzüme bakmasan da,
yağmura düşürsen de gözlerini,
gözlerime bakmasan da ne kadar,
o kadar aydınlığın gökyüzüme uzanıyor.
uykularımda nefesinin sıcaklığı,
o kadar..
hangi akşam kapımı çalan sen değilsin?
sen değil misin, gizli bir kıvılcım gibi
gözbebeklerimde duran?
umutsuzlandığım her akşam,
senin rüzgârın almıyor mu,
uğultulu yorgunluğumu?
yoksulluğun eşiğinde kapaklandığım zaman,
ellerimden sımsıkı tutmuyor mu?
senin iyimserliğin..
ben bu tezgâhı kurdumsa, senin için kurdum.
senin için dokuduğum basma ve pazen.
denizin yeşilinden süzdüğüm balık,
göğün mavisinden çaldığım kuş,
senin için.
felsefe okudumsa,
iktisat okudumsa gece yarıları,
boğazım kurumuş içim bir kalabalık,
sıcacık mısralar okudumsa yunus' dan,
senin için okudum,
geceyarıları.
sen beyaz bir kadınsın,
uzaktaki..
GÖZLERiN AKLIMDAN ÇIKMIYOR.
sen beyaz bir kadınsın;
karanlıkları dinleyen,
uzaktaki..
sarmaşıkları duyuyor musun rüzgârda?
yorgun başını,
üşümüş yastığına koyuyor musun?
uyuyor musun?