130 yıldan daha fazla süredir var olan kot pantolon, levi strauss tarafından icat edildi.
aslen alman olan levi para kazanmak için kaliforniya'da bulunan altın madenlerine gider. umduğu gibi zengin olamayınca yanında getirdiği 'kanvaz' denilen bir kumaşı madencilere çadır kumaşı olarak satmak ister. fakat başarısız olur çünkü kanvaz çadır yapılamayacak kadar incedir.
sonra madencinin biri ondan madende çalışırken giymesi için bir pantolon ister. levicik elinde bulunan kumaşı değerlendirir ve kot pantolonu oluşturur. satışlar iyi gidince levi almanyadaki abilerinden tekrar kumaş ister fakat abiler bu sefer daha sert kumaş olan 'denim'i gönderir ve böylece blue-jeans ortaya çıkar.
böylece, şimdilerde bir dünya markası olan levi's böyle doğmuştur.
- Kristal katı maddelerdir ve doğal şekilde meydana gelirler.
- Vücudumuzda 20 farklı minaralden daha fazlası vardır.
- En önemli 3 mineral kalsiyum, fosfat ve demirdir.
-Kalsiyum ve fosfat birlikte çalışır ve kemik yapısı içerisinde bulunur.
- Kalp, sinir ve kasların düzenli şekilde çalışmasına katkı sağlar.
- Kalsiyum insan vücudunun %2'sini oluşturur ve neredeyse tamamı kemik ve dişte bulunur.
- 19 yaşından sonra insanlar günde 400 ile 500 miligram kalsiyuma ihtiyaç duyar.
- Fosfat ise vücudun %1.1'ini oluşturur.
- Adenosine trifosfat (ATP) gibi yüksek enerji bileşenleri fosfat yapısı içerisinde bulunur.
- ATP enerjiyi transfer etmenin yanında vücutta depolanmasını da sağlayan ve canlı hücrelerde bulunan bir yapıdır. Fiziksel aktiviteler için gerekli olan enerjiden sorumludur.
- Demir ise kanı kırmızı gösteren ve oksijen taşıyan mineral türüdür.
- Tüm yağsız etler özellikle kalp organı, tüm tahıllar, fındık, bazı sebzeler ve kurutulmuş meyveler önemli mineral kaynaklarıdır.
- Demir eksikliği anemi hastalığına sebep olabilir ve bu hastalık taşikardi yani kalbimizin normalden daha hızlı atmasına yol açar. Sebebi ise vücuda daha fazla oksijen alabilmektir.
- Anemi hastası insanlar daha kolay yorulur ve ciltleri normalden beyazdır.
Ösym'nin Anadolu üniversitesi'nden devraldığı ilk yökdil sınavı.
Silllesini cümle tamamlama sorularında hissettirse de 5 paragrafın 3'nde oh be dedirtti.
Zaten kolay olmayacağı belliydi eski kıyak yökdiller gibi.
Bağlaçlar da beş bağlacı temel olarak bilseniz zorlanmayacağınız bir sınav olduğunu düşünüyorum.
Çeviriler gayet açıktı şayet yds'nin çevirilerini çözen birine çok kolay gelmiştir.
Zaman soruları iki taneydi yanlış hatırlamıyorsam ikisi de üstesinden gelinir derecedeydi.
Genel görüşüm fena değil yarım saat arttırdım üç saat boyunca bitmeyen stresime rağmen.
Bakalım sonuçlar ne olacak, hadi hayırlısı.
Bazı böceklerde bilimde "fototaksis" denilen bir yapı vardır.
ışık etrafında dolaşan böceklerde "pozitif fototaksis" bulunur.
Örneğin; kelebekler.
Bu böcekler ışığı yön belirleme, yemek bulma ve tehlikelerden korunma için kullanırlar.
"Negatif fototaksis" bulunan böcekler ise ışıktan kaçınır.
Örneğin; hamam böceği.
ışığı görünce tehlike olduğunu algılar ve ordan oraya kaçar.
ingilizce bu muymuş? Diye dedirten ingilizce mucidi hoca.
Tamamen kendi geliştirdiği yöntem ile ingilizce öğretiyor. Gerçekten tanıdığım hem emeğini hemde aldığı parayı sonuna kadar hakeden insan.
Belki bilen bilir kendisi şuan Sakarya da kurs vermektedir. Bir buçuk ayda inanılmaz derece de metin okumaya başladım ve gramer denilen şey her neyse, bir buçuk ayda çözdüm ve kapattım defterini.
Pek çok eleştiri yapılmış hakkında farklı sitelerde anlamadığım.
Evet tarzı sert olabilir, size laf vurabilir, rahat davranabilir (iğnelemelerinde) ama size 6 ayda YDS den en az 80 alma garantisi veren tek hoca olabilir.
Zaten istemiyorsan gelmezsin, adamın tarzı bu. Kimseyi zorlamıyor ve maddi kaygısı yok.
Çokta uygun fiyata veriyor bu hizmeti, çoğu saçma sapan dil kurslarının yerine.
Öyle bir noktaya geliyorsun ki ondan başka çaren kalmıyor ve kendini ona mecbur hissediyosun.
Sadece onunla başarabileceğine inanıyorsun çünkü sana istemediğin kadar başarı örnekleri gösteriyor.
3 ayda bile 90 alan öğrenci gördüm.
Çoğu öğrencisi şimdi üniversitelerde kadrolular.
iki mimar arkadaşın bursa da evlerini işlerini bırakıp buraya geldiği, birinin 90 diğerinin 92 aldığı gerçeği var.
Kurstaki üç arkadaş Elazığ'dan geldi.
Diğer arkadaş evli ve eşi başka yerde görev yaparken kendisi burada.
Daha bunun gibi pek çok örnek.
Bir yıl hazırlık okuyup kursa gelen arkadaşlar var. Ben bir buçuk ayda onları üçe beşe katlarım.
Öğrencilerinin aldığı puanların bir listesi var ve yanında kursa başlama ve bitirme tarihleriyle birlikte.
Tek övündüğü şey elde ettirdiği başarılar ve kendisinin yeteneği. Fazlasıyla hak ediyor.
Kursun adı "-dığı kursu"
Eminim şimdiye kadar hiç duymadığınız hatta size komik gelen bi yöntemle öğretiyor. ilk başta çok garipsiyorsunuz fakat sonra Türkçeyi bile o şekilde konuşmaya başlıyorsunuz.
Öyle bi sisteme, disipline koyuyor ki seni..
Çalışıyorsun, sadece çalışıyorsun.
ingilizce dışında hiçbir şeye vaktiniz yok, olmuyor.
Çünkü zorunda hissediyorsun kendini.
O verilen metinleri tek boş vaktinde okumazsan vicdan azabı çekiyorsun.
Bazıları diyecek "böyle çalışsam bende yaparım" diye .
Yapmıyorsunuz arkadaşlar. Sağırlı Hocanın sistemi olmadan yapamıyorsunuz.
Başarı ve çaba hepsi size ait.
Ama onun yöntemleriyle ve teşvikleriyle bunun üstesinden geliyorsunuz.
Ve sadece zamanınızı ona harcamanız gerekiyor.
Kendine göre prensipleri var.
Hiçbir bahane de kabul etmiyor başarıya giden yolda.
Sağırlı hocanın çok fazla anlatılacak yanı var fakat hepsine alışıyorsunuz.
Şimdilerde Sakarya da kendisi fakat Kasım ayından sonra istanbul-Süleymaniye de olma ihtimali çok yüksek.
Yöntemini sevmeyen gelmez, ama o puanı almak isteyen bazı şeyleri kabul etmek zorundadır.
Gercekten o puanı almak isteyenler Kursun yeri, adamın üslubu, bilmem nesi ile ilgilenmediği sürece kendisinin de iddia ettiği gibi başarısız olma ihtimali yok.
