"ben sizin çobanınızım"
"hipnotik politikanın mucidi"
"muhteşem recep"
"hortumculuğun türkiye'de yükselişi"
önsözde de yine kafaları karıştıracak, beyinleri hipnoz edecek laga lugalar. çok dürüst bir adam olduğunu unutmayalım, belki de kitabının isminde bunu ön plana çıkarmayı isteyecektir:
hep bu gezi eylemleri, bütün bu türkiye felan olimpiyatlar istanbul'da olmasın diye olmuştu. bu gizli bilgiyi üstün zeka sahibi bakanımız egemen bağış açık etti. kendisine "melih gökçek yılın hafiyesi ödülünü" izninizle vermek istiyorum.
ettiği hakaret midir neyin nesidir kelimeden bahsetmek istemiyorum bile. eskiden yöneticiler kötü bir şeyler söyleseler bile kibar olurlardı ya, işte öyle.
tess gerritsen'ın "cerrah" ve "çırak" tan sonraki 3. jane rizzoli kitabı.
--spoiler--
aslen ruhsuz ,erkek düşmanı ve kendini kadın olarak kanıtlamaya çalışan jane rizzoli'nin değişiminin doruğudur bu kitap, çünkü rizzoli hamiledir. hamile hamile de bir cinayeti daha çözüme kavuşturur kızcağız. ve sonra da hayallerinin adamı yakışıklı gabriel dean'le evlenir.
--spoiler--
istanbul tıp fakültesi anatomi anabilim dalının nadide hocalarındandır. öğrenciler,tüm ad'daki hocaları sevdikleri gibi* ayşin hocayı da severler fakat ayşin hoca öğrencilerine öylesine şefkatle yaklaşır ki, bu sevgi artık anne-çocuk yakınlığına gider. sınavlarda boşa kasmamanız gereken yerleri söyler, kasmanız gereken yerleri söyler. ha bir de, anlattıklarını kafanızdan çıkaramazsınız,öyle de acayip anlatır. severek dinliyoruz hocam.
not: anatomi sınavı yakınken girilmiş bir giri. sınavdan sonra editler miyim bilemiyorum**.
multitap'ın 28 ekim 2011 çarşamba günü çıkacak olan "özel birisin" adlı albümünden dinleyiciye ucundan ısırtılan, dumanına ekmek bandırtırılan, gösterilip de verilmeyen... parçasıdır. şahsen halen bıkmadım, bu güzel bir eleştiridir.
Türk Tabipleri Birliği'nin 13 Mart'ta Ankara'da gerçekleştireceği eylem. Yalnız hekimler değil, tüm sağlık çalışanlarının katılacağı muhteşem bir eylem olacağını umuyorum. Eylemden sonra 14.30'da ezginin günlüğü konseriyle sona erecek. Katılmak isteyenler, bulundukları illerin tabipler odasına başvurabilirler. Eylem çağrısı :
eğer anne zamanında bir hakemliğe bulaştıysa,ki başka bir ihtimal de yok, diğer annelerden farklı olarak basketboldan anlayan bir annedir. ama ortalama bir anne,bütün dünyada geçerli,basketboldan pek anlamaz,"anlıyorum" zanneder.
bir örnek:
ender arslan ersan ilyasova'ya pas atmış ve alley-oop hareketiyle güzel bir 2'lik atmıştır. smacı evde büyük yankı uyandırmıştır ta ki anne tarafından skorun değişimi fark edilinceye kadar...
anne: e 2 sayı yazmışlar bize? torpilli miyiz?
iceu: niye ki zaten 2 sayı o??
anne: nasıl ya? adam potanın dibinden attı o da mı 2 sayı??
dumurluktan çok gülmelere gark olan ev halkı ve kaşlarının birisi yukarda birisi aşağıda şüpheli anne bakışı.yaşanmıştır,yaşanmalıdır,yaşanacaktır.
hayatın güzelliklerini unutturan, karamsarlaştıran ve ölüme meylettiren çocuktur. yaşı 9'dan başlar 14'e kadar gider. gıcıktır hep. bazısı vardı sevimlidir ama söylenmemesi gereken şeyleri otobüste ve birçok tanıdık içinde söyler. örneğin:
e.s: psikolojik sorunları olan 4. sınıf öğrencisi
i: ben ulan ben
e.s: iceu, nabeeer?
herkes güler, herkes bana güler. nden? çünkü piyango bana vurdu.
i: iyidir canım benim, sen nasılsın bakalım?
e.s: iyiyim ben de. iceuu. iceuu bir şey sorcam senin adın ne demek?
herkesler güler bu sefer, herkesler ama.
i:ehh kem küm(aslen güzel anlamlı fakat övünmek istememekteyim)
e.s.: senle biz sinoptaydık demi yazın?
i: ehh şey.
e.s: bütün yaz benimle ne güzel oynadın, çok güzeldiii.
ahanda şimdi de kanka mı olduk?!
herkesler: oo iceu, kanka yapmışız, tebrikler.
boğazına sarılasın da gelse, çocuk la o.
imla hatalı bir söylemdir. şöyle bir diyalog oluşturulabilir:
- aşkım seni "terkediyorum"
+ ıyy, lanet herif. bir günden bir güne düzgün konuşamadın zaten. asıl ben seni terk ediyorum.
- haklısın, köpeğin oluyum geri gel aşkım bundan sonra düzgün yazıb konuşçam.
+ yürü git hüsam, yürü git!
edit: bir zamanlar anlamlı bir entrydi, şimdiyse bir hiç.
becerebiliniyorsa milli ekonomi, yok ben uğraşamam efendim ,onlar yapsın satsınlar ben de ihtiyacımı bol bol dolar dökerek karşılarım diyorsa kapitalizm. biz 2.siyiz efendim, hatta köpek üstü köpeğiz de.
(bkz: başlığı yanlış anlamaktan korkmak)
her öğrencinin yapmak istemese de sözlüğün çekim gücüne yenilip yaptığı eylem. kim felsefe çalışmak ister ki sözlükte insanlara bilgi tohumları saçmak varken?
-evet arkadaşlar, bugün varlık felsefesine giriş yapıyoruz (daha 15 dakkadır ne anlatıyodun peki insafsız?)
+hoooo bu gider böyle. ne yapsam, sözlüğe bir baksam mı? belki güzel başlık gelmiştir. yazarım, bakayım. (bak sen bak, geri dönüşü olmayan bi yola giriyosun).
cd'nin pcde böyle böyle tam 2 gün hiç çıkmadan, çalışmadan durduğu oldu. yazık o adama da emeklerine de. ama sözlük, herşeyden öte.
bazı ülkelerde ilk günün pazar olmasıyla aşılan mantıksızlıktır. lakin, onlarda da pazar sendromu vardır kanımca. tükiye'de yaşamama rağmen, bende bile var pazar sendromu. tatilin bitişine üzülmek.