Bugün benim doğum günüm. Sağolsunlar burda olmadıkları halde ablamlar, annem arayıp da kutlamayı eksik etmediler. Tabi bunda yazdan beri benim hep hatırlatmamın payı da yok değil.
Çok eskilerden atari vardı. Oyun olarak da kuşlar çıkardı ekrandan tabancayla da onları vururdun. Adını hatırlamıyorum oyunun ama çok güzeldi hala unutamadığım.
Yatılır yani çünkü yorgan soğuktur ilk örttüğünde yaz sıcağında iyi gelir zaten sıcak olduğunda o yorgan kalmaz üstünde, sabah bir bakarsın yorgan yerde..
Günlerdir ertelenen edebiyat sınavım resmen 'sınavda çıkacak olan kitabı oku artık!' der gibiydi ama ben ne yaptım? Okumadım kitabı. Bugün okula gittim ve sınavın 5. ders olacağını duyunca baktım herkes kitabı okuyor dedim bende okuyayım bari, başladım okumaya.. Vee 160 sayfalık kitabın sınav zamanına kadar 110 sayfasını okumuş bulundum. Sonuç olarak sınavım çok iyi geçti bütün soruları cevapladım kendimce. Tek sıkıntım soruların son sayfalardan gelmesinden yanaydı ama o da benim bulunduğum gruba denk gelmediği için yırttım.
Bugün durup dururken ağladım bir anda. Ama gözyaşlarım hiç durmadı siliyorum yine akıyor ya. Peki neden? Bu sınav yani YGS psikolojimi bozdu. Şaka gibi ama 12 senelik eğitim hayatının kaderini belirleyecek sınav yarın sadece 160 dk da olup bitcek.. Geriye belki mutluluk belki de hüzün kalacak. Ve açıkçası bu beni çok tedirgin ediyor.
2 gün sonra sınav resmen.. Bu durmadan yağan yağmur da öğrencilerin gözyaşları olsa gerek. Şimdi ağlamıyorum da stres yaptım o ayrı, sınavdan sonra kesin ağlayacağım o da baki.
Okulun hemen yanındaki bakkalda leblebi tozu satılırdı. Bizde ailemizin bize verdiği paralarla teneffüslerde koşa koşa oraya gider o leblebi tozlarından alırdık bol bol, 2 derse kalmaz biterdi zaten. Ne günlerdi ama bak şimdi pek bi özledim anlatınca.
Yarın Fizik sınavım var ama ben gitmemeyi düşünüyorum neden? Çünkü ortak sınav ve ben işlenen konuların çoğunda bulunmadığım için olsam da bir şey anlamadığım için optik konusundan tamamen bir boşluk yaşıyorum. Ve gitsem kesin 0, gitmeyip rapor almasam hoca da sınavı yapmasa da kesin 0.. Ama hoca insafa gelip yaparsa sınavı sonradan belki 1 alırım. 1 deyip geçmemek lazım o da bi şey yani.
başta yalan söylemek en sevdikleri iştir. karşındakileri salak yerine koyarlar ama aslında tersi olur. her seferinde inanılmayacağını bildiği halde hala kendince oluşturmuş olduğu yalana inanıp millete de kabul ettirme çabasına girer. bunları yaparken de gayet de rahattır. Hal böyle olunca diyecek pek de bi şey kalmıyor yani. Adı üstünde karakter-siz.
Evet evet işte o benim. Ablamınki gri, çevirme yeri maviydi ama benle hiç paylaşmazdı bende sinir olurdum. Sonra bende aldım kendime kırmızı olanından. Hala duruyor, o zamanlardan hatıra.
'Ben olsaydım şunu, bunu yapardım' gibisinden cümleler kullanılmaya başladığından itibaren bunu sürekli 'aynen aynen' diye yanıtlayan, araya kaynayan insanların da bulunması durumu.
Seni çok iyi tanıyan birine anlatmaktan daha iyidir. Çünkü o sadece dinler, seni tanımadığı için tarafsızlıkta bir numaradır. Anlattıktan sonra kendini iyi hissetmeni sağlar saçma saçma konuşmayıp. Yerine göre eleştirir gerekirse de.
Şu 2 gündür telefonumu farklı farklı 3 numara belirli aralıklarla arayıp duruyor ve ben kim olduklarını da bilmiyorum. Mesaj hakkım olmasına rağmen mesaj atmıyorum, arasalar da açmak istemiyorum. Ama kim olduklarını merak ediyorum. Böyle çoğul konuşuyorum ama o arayanların hepsinin tek bir kişi olduğuna da eminim sanırım.
Bizimkiler o kadar para verecek olsalar konuşur vazgeçirmek için onları ikna ederim. Bir dersaneye yıllık o kadar verilir mi ya yazık. Bana versinler ben harcarım yani, hiç sorun değil.