her şeye tek bir tıkla, tek bir adımla ulaşabiliyor oluşun getirdiği tatminsizlik. bu tatminsizlik her şekilde görülüyor. aklımızdan geçen her türlü yiyeceğe, insana, duyguya, eşyaya anında ulaşabiliyoruz. elde ettiklerimizin bir değeri kalmıyor. uğraşmıyoruz, emek harcamıyoruz ki elde etmek için. evden çıkmadan karnın da doyuyor, alışverişini de yapıyorsun, sevgili de buluyorsun. hiçbir şeyin kıymeti kalmadı bu yüzden. kıymeti kalmayan şey bizi tatmin etmiyor, hep daha fazlasını, daha gelişmişini, daha güzelini, daha daha dahasını istiyoruz. tam birine karşı bir şey hissedecekken karşımıza göze daha güzel görüneni çıkıyor, hop vazgeçiyoruz. bağlanmıyoruz. hızlıca tüketiyoruz, sıkılıyoruz, vazgeçiyoruz. allah bizim belamızı gerçekten vermiş de farkında değiliz.
gayet doğal harekettir. hayvanın çıkardığı seslerden, bakışlarından, davranışlarından ne anlatmak istediğini rahatlıkla anlayabilirsiniz. böyle olunca isteklerine, anlattığı şeye de cevap verirsiniz.
kesinlikle ergendir, ergen değilse de en fazla 21-22'dir. yok arkadaş belli bir yaştan sonra aşka inananı geçtim, ilişki isteyen erkek kalmıyor etrafta. maşallah herkeste bir yara almışlık, herkeste bir yalnız adam olayımcılık, herkes bir ıssız adam çakması. devam edin böyle, yalnız başına ölecek bir nesil geliyor.
çok ve boş konuşmamak. hele erkeğin boş gevezelik yapanı direkt kalitesini belli ediyor. boş konuştuğunda aslında başka eksiklerini kapatmaya çalıştığı belli oluyor. beyni dolu olan insan zaten bir şekilde daha az kelimeyle kendisini ifade etme yolunu buluyor.
kafası bambaşka yerlerde, yorgunluktan ölmek üzere olunca doğal olarak ortaya çıkan durum. metin önümde açık, bön bön bakıyorum cümleye, özneyi çeviriyorum, yüklemi çeviriyorum, sonra gerisini toparlayamıyorum. başa dönüp duruyorum. daralmalarıma daralma ekliyor bu durum da.
kendisi modlar tarafından silinen, sözlüğün entrikalarına kurban giden, kalemi en kuvvetlilerin arasında olanlardandı. sözlüğe girince entrylerini göremedim önce, noluyo lan derken, silindim dedi. şurda güzel güzel okuyordum hikayelerini ama artık napalım maille atacak, benden pek kurtuluşu yok! böyle bir yazarı kaybettiği için artık kimler utanır bilemem.
Sagolsun bana bu lanet calisma tempomda kucak acan, en azindan manzarasina karsi calisabildigim guzel belde. Insanlar denize gidiyor, onumden geciyor, ben ceviri yapiyorum. Karsimdaki candarli kalesi, ruzgar gulleri, ucsuz mavilik olmasa kafayi yememe az kaldi. Neyse huzurun yeter candarlim...
Illa suc bulunacaksa genetigine suc bulunmasi gereken kizdir. Boy ve ayak yapisi genetik olarak babadan alinan ozellikler. Baba iriyse, boyu uzunsa kizi da oyle olur, normaldir. Ayrica ha 40 giymis ha 39. Arada ne gibi bir fark var da yerin dibine sokuluyor bu kizcagiz?
Su lanet pislik gunlerde kafa karisikligina neden olan konser. Kafam dagilsin, nasil olsa calisamiyorum diye gideyim biletimi teslim alayim dedim. Gorevli kadin 'isterseniz bekleyin, konsere daha varmis. Patlamalarin ardindan konserler iptal edilebiliyor. Bastirmadan iptal ettirme sureci daha kolay oluyor' dedi. Saatlerdir dusunuyorum, her adimimizi etkilemeye basladi bu lanet teror belasi. Hayatlarimiza acabalar soktu. Ben bunu dusunurken bir taraftan da vicdan azabi cekiyorum, inaanlar olup gidiyor, sen hayatina teror nasil etki ediyor derdindesin diye. Ulkece akil hastanesi yollari gorunuyor bize.
üstünden yıllar geçmesine rağmen aynı yere dokunan şarkı. uzun süre dinlemeyin, sonra bir açın alsın sizi bambaşka yerlere götürsün. kadın bariz acı çekmiş, üstüne de bize çektirmiş.
Aslinda hicbir ise yaramayan hususlar. Oyle bir an gelir ki karsinizdaki butun buyuk konustugunuz, olmaz hayatta dediginiz butun ozelliklere sahiptir ama sizin basiretiniz baglandigi icin evet dersiniz. Tabi kriterlerin olmasi guzel bir sey ama gozunuz gormeyebiliyor o kriterleri, gidip size uygun olmayan biriyle evlenebiluyorsunuz.
Buldugum her boslukta uyuyorum. Serviste uyuyorum, oglen uyuyorum, aksam eve donerken uyuyorum, iftardan once uyuyorum ama surekli uykum var! Ee yeter be uyku azicik rahat birak ki calisabileyim!
Hayatimda bir defa basima gelen istek. Sacma sapan bir film izlerken, bebegin dogumu sirasinda beni aldi bir aglama. Benim cocugum olmayacak, ben bu duygulari hissedemeyecegim diye yaklasik yarim saat agladim. Hem de yerden bilmem kac feet yuksekte! Hayatimda kendimi o kadar yalniz hissettigim an ya uctur ya bestir. Ama sonradan gecti, geciyor yani. Azicik salmak lazim.
Marsli filminin soundtrackleri arasinda en dikkat ceken yerde karsimiza cikan miniminnos sarki. Dile dolaniyor ama dolandikca mutlu ediyor. Nakarati ince bir mesaj veriyor tabi almak isteyene.
Orijinal dilinde okudugum kitap. Iyi ki de oyle yapmisim hem kitaptaki kucuk esprileri gormem daha guzel oldu hem de filmde repliklerin bazilarinin kitaptan aynen alindigini fark etmek iyi hissettirdi.
Kitapla filmi kiyaslayacak olursak, kesinlikle kitap filmi onla carpar bese boler. Olaylar filmde mecburen daha hizli gecistirilmis. Atlanan bir iki felaket var. Mark'in psikolojisi dogal olarak hakkiyla verilememis. Kitani okurken bunun olacagini bilerek okudum. Sadece bazi seyleri gorsel olarak tamamlamak icin filmi izlemem gerekiyordu. Genel olarak, fransiz modda izleseydim filmi cok daha fazla zevk alirdim. Temelde kitapla orantili giden bir senaryo cikmis ortaya.
Tami tamina 5 yildir basimda olan durum. Once ise basladim diye saldim, sonra baska sebeplerden yapamadim, sonra bambaska nedenler girdi araya. Ustune is yukum artti, psikolojim bozuldu, inek suyu icti, daga kacti derken yazamadim! Ama bayramdan sonra artik yeter diyerek kollari sivayacagim, yoksa okuldan atacaklar!
Insanin ne hissettigini bilememesi en derin karanlikmis meger. Karsimdakine karsi ne hissettigim konusunda net bir fikrim yok. Dengesizlik yuzunden kafayi yemek uzereyim. Normalde de denge timsali sayilmam evet ama hayatimda bu kadar dengesiz oldugum baska bir donem yasamadim. Adamin yaninda aman yok ya umurumda degil halindeyken, ayrilirken ettigi bir lafa bozuldugumu icimin acimasiyla fark ediyorum. Ne hissettigimi bilsem, anlasam zaten ona gore hareket ederim ama daha ben bilmiyorum ne hissettigimi...
şu doğum günü sabahımda beni hüzünlere sevk eden şehir. yavrucum yarın kapatsaydın, yağsaydın, soğutsaydın be! hayatımın ilk yağmurlu doğum gününü yaşatıyorsun bana.
Ne zaman 'allahim sonumuz yoksa icimdeki bu duygulari al, sonumuz olacaksa ben beklemeye raziyim. Hayirlisi neyse onu ver, baska bir sey istemiyorum' diye dua etsem, arkasindan bir sey yapiyor, hatirlatiyor kendini. Kopmak istiyorum, hooop bir sey oluyor. Vardir bir hayri diyorum, kenara cekiliyorum ama bu kisir dongu ne kadar boyle devam edecek bilmiyorum.
tabi en gerekli önerme. odtü'nün olduğu bölgede yürüyerek 10 dakikalık mesafede zaten 2 tane avm yok, araçla 5 dakikalık mesafede 2 büyük avm daha yok, kesinlikle odtü'nün yeri avm yapılmalı. Ankara'nın en büyük, en acil ihtiyacı bu, evet.
Bazen en cok ihtiyac duyulan. Kafam yerine gelir, duzelirim diye yatip da gecenin dordunde beynin uyanmasiyla pic edilen. Sonra dusun dur. Tekrar uykuya daldiktan sonra da alarmla bolunen. Kiymetlimissss.
golden circle'dan bir adet biletim olan, muse dinledikçe gaza gelmemi sağlayan, yine ergene bağlamama neden olacak konser. allahım ben bu yaz avrupa'ya gitmeye razıydım, sen ayağıma getiriyorsun abileri. diğer dualarıma da bir baksan nasıl makbule geçecek. o zaman muhtemel setlisti de paylaşalım.
Psycho
Reapers
Resistance
Dead Inside
Bliss
The 2nd Law: Isolated System
The Handler
Supermassive Black Hole
Prelude
Starlight
Citizen Erased
Munich Jam
Madness
Undisclosed Desires
[JFK]
Stockholm Syndrome
Time Is Running Out
Uprising
The Globalist
Drones
Mercy
Knights of Cydonia
Icerken ayni anda esneyebilme gibi bir kabiliyetim varmis, bu geceye kadar bilmiyordum. Vucudum yorgunluktan aglar haldeyken, beynim stand by moduna gecemiyor bir turlu.
Girer girmez havaalaninda beni ucretsiz wi-fiyla karsilamis sehir. Dakika bir gol bir gonlumu fethettin yavrucum. Ayni performansi sehir merkezinde de gostermeni bekliyorum.
Ha gittim, ha gidiyorum derken ciddi ciddi gittigim ulke. Cok garip sanki vize vermeyecekler gibiydi, vizeyi de verdiler. Simdi de nerde kalacagim, nereyi gezecegimin stresi sardi. Stresten yerimde duramiyorum. Ustune bir de hava soguk, ne gotursem telasi var. Iki gun icinde kafayi yemezsem benden iyisi yok!
