atatürk'ün namaz kılarken hiç fotoğrafı yoktur. hoş olsa da insanın yine de tam ikna olası gelmez, abdest alırkenki fotoğraflarını da görmek ister. tut ki abdest alırken de fotoğraflarını çıkartsınlar, şeytan bu sefer de insanın aklına başka şeyler getirir.
edit: ironiden anlamayıp beni günün en kötü beşinci entry'si yapan herkesin... diyeceğim ama bu kadar adam eksilediyse hatayı kendimde aramaya başladım. millet atatürk'ün namaz kılarken fotoğrafını isteyince ben de ulan olmaz ya ama diyelim öyle bir fotoğraf çıksa bile karacahil yobazlar bu sefer de abdest alırken fotoğrafını görmek isterler demeye çalışmıştım ama demek ki becerememişim. olsun atatürk'e bok atmaya çalışanların karşısında olan arkadaşları görmek de iyi deyip polyannacılık yapayım bari.
kernel ile biz kankaydık, ruh ikizimdi o benim, bir elmanın iki yarısı gibiydik. anaları farklı ikiz kardeşlerdik biz onunla, danny devito ve arnold schwarzenegger'in olduğu gibi. maalesef artık aramızda değil üst düzey yöneticisi olduğu alman firması'na döndü. aramıza katılıp yazmaya başladığından beri işlerine yeterince eğilemiyordu, kernel'în sözlüğe zaman ayırmasını takiben amerika'da emlak piyasası, japonya'da emekli fonları derken global kriz başladı, gerçi başbakanımız sayesinde bizi teğet geçti türkiye'de pek hissetmedik ama avrupa , amerika falan üüüü acayip kriz falan oldular o biçim yani.
ben de kernel kardeşimin izlediği yolu izleyip sözlüğü bırakıp bırakmamakta kararsızım ama en azından kimliğimi açıklamak istiyorum. evet kernel kardeş üst düzey bir profesyonel olmakla beraber nihayetinde bir memurdu, hala da memur ya neyse. yani memuriyet onun kaderi. ben onun çalıştığı alman firmasının patronunu gayet iyi tanırım, kernel'in çalışanlara yaptığı cinsel taciz nedeniyle onu işten atacaktı, dedim ki hans akıllı ol kullan onu, sonuçta işinde iyi bir adam üç otuz maaşa da çalıştırıyorsun, garibim o maaşla bile mutlu oluyor, ne diye taşları yerinden oynatacaksın, çaktırmadan adama sözlüklerden falan bahset, göz yum mesai saatlerinde bırak arada bir entry girsin, boşaltsın içindeki o cinsel sapkınlıkları. hem kendisi boşalır rahatlat hem de fabrikadaki personel kendisinden kurtulmuş olur.
hans alman akıllı nihayetinde, vermiş gazı kernel'e, kernel amadeus, ah o aslında ne deyus, oldu mu sana yazar, baştan
millete ilginç falan geldi ama sonradan azıttıkça azıttı, troll'ün kralı oldu, zall kendisini bir kaç kere de çaylak yaptı yanlış hatırlamıyorsam ama olmadı, olmadı, olmadı.
neyse en sonunda hans'ı zorla ikna ettim de adama kernel'im işler çoğaldı, kriz bitti, aman şu iş bu iş falan dedi de ayrılmak zorunda bıraktık sözlükten kendisini. meğer ne pis sırnaşık adammış, bir geldi gitmek bilmiyor aman aman allah düşman sözlüğümün başına vermesin böylelerini, inci'ye kadar yolu var. hadi yolu açık olsun....
marmara denizi'nde meydana gelen 4.4'lük son depremin ergenekon bağlantısı olup olmadığının araştırılması amacıyla kandilli rasathanesi müdürü'nün polis tarafından içeri alınmasıdır. sorgulaması hala devam eden müdür daha sonra nöbetçi savcıya götürülecektir.
lafı tersinden anlayanlar için, tamamlanmadan bırakılmış harika bir argo.
sözlük formatına uydurulmuş hali de belki, "ben diyorum ankara dikimevi, sen diyorsun gelin sevin beni" olabilir.
kendisini birlik içerisinde tutan değerlerinin tek tek içleri boşaltılmaya çalışılıp, insanlarının birbirlerine yabancılaştırıldığı, kolayca gaza gelip saldırganlaşabilen, ekonomik kriz çıktığı ya da çıkartıldığı zamanlarda da karamsarlığa kapılan insanların yaşadığı ülkedir.
tarihi yeniden yazıyoruz diyerek emperyalizme karşı verdiği büyük mücadele ve değerleri unutturula/çarpıtıla sıradanlaştırılmış, özgüveni yok edilerek bağımlı hale getirilmiş, dinin afyon olarak kullanıldığı, halkı cahil ve yoksul bırakılmış, seçilmiş yöneticilerinin dahi kendi çıkarlarını ülke çıkarlarının üstünde tutmalarına rağmen yıllarca hesap sorulmadan kuru laflarla, içi boş vaatlerle yönetilen ülkedir.
baykal olayıyla rüştünü ispat eden akp'nin çekmesi beklenen kasettir, sahnelerin baykal'ın kasedindeki sahneler kadar cüretkar olması, ancak bu sefer şarlo modundan sesli çekime geçilmesi tüm home movie severlerin talebidir.
gol atıp otobüse koşan futbolcu, daha henüz kariyerinin başındadır. tabi sonlarında olup hala iyi bir transfer parasını cukkalayamadığı için antremanlara belediye otobüsü ile gelip giden futbolcu da olabilir.
açılan başlıkları görünce madem bu kadar dini bütün bir yazarlar topluluğuyuz ve yakınlarda da cami yok o halde sözlüğe bir mescit açılsın düşüncesiyle destekleyeceğim kampanyadır.
selpak, hepimizin bildigi bir marka. hatta markaliktan cikip urunun adi ile anilir olmus zaman icinde. ancak selpak isminin nereden geldigi pek bilinmez toplumumuzda. cesitli rivayetler vardir halk arasinda kulaktan kulaga yayilip dolasan.
kimileri derler ki selpak aslinda 'sil pak' olarak konulmus ancak daha sonra selpak haline gelmistir. sil pak, akla mantiga yakindir. sil temizle piri pak ol.
bir diger kesim ise aslinda neden olmasin ama, o sil pak degil de sil bak idi derler.
o da nereden geliyormus? iki koylu tarlada sicarlarken oradan gecmekte olan bir sehirli kapitalist bunlari gormusmus. koyluler bu dogal gereksinimlerinin sonlarina yaklasmislarmis artik. biri digerine yerden guneste isinmis bir tasi uzatarak, 'bi sil bak' ne guzel oluyor demismis. artik oykunun bundan sonrasinda sadece kapitalist sehirlinin duydugu bu muhabbetten yola cikarak, yeni urunu kagitlara 'sil bak' ismini koymak istedigi ancak o siralarda henuz fransa'dan donmus metresinin 'ay o ne oyle koylu soylemi gibi ayol? koyacaksan selpak olsun bari dedigi soylenegelmistir bugune kadar.
son soylence ise, ki o akla en uzak secenek gibi gelmektedir, bir telefon firmasinin uretim asamasindaki telefonuna isim koymasi ile ilgilidir. 2000'li yillarda pakcell olarak tamamen yerli uretim ile piyasaya girmeye calisan firma 1970'lerde 'dur ulan bu pakcell ismi tutar mi acaba? soyle biraz degisigini bir baska urunde deneyelim eger halkin hosuna giderse 30 sene sonra yerli telefonlarimizi piyasaya cikartiriz' dedigi seklindedir. yalniz dedigim gibi hem anakronide biraz bozukluk vardir hem de halkim her ne kadar son zamanlarda iktidarin kendisine soyledigi herseyi yiyip yutsa bile o kadar da okuz degildir diye dusunulmektedir tarafimizca.
sözlük yazarlarının çocuklarının olası isimleri başlığını görünce her yazarın kendi nick'i doğrultusunda isimler koyacağını düşünmüşken, erkek: babamın adı, kız: melissa entry'leriyle beraber anladım ki herkes ciddi ciddi doğacak çocuğa isim belirleme çabasına girmiş.
yazarların nicklerine göre çocuklarının isimleri ise, yukarıdaki başlığı yanlış anlamış bir yazarın açtığı başlıktır.
örneğin, cool adam'ın oğlu vang song. açıklama da şöyle, cool adam ingilizce'nin kullanıldığı, oğlu ise heryerin çinli ve çin malları istilası altında olduğu zamanların yazarlarıdır. ne görmüşler ise ondan etkilenmişlerdir. daha kötüsünü bulursanız ne olur yazmayın çünkü sınır vang song, iyilere her zaman 'hoşgeldiniz'.