12 eylül öncesi ile ilgili yalanlardır. ilk sırada tabi ki 12 eylül öncesinde sağ sol çatışması yaşanıyordu yalanı olur ki bu yalan toplumumuzda insanların depolitize olmasını sağlamak ve tabi ki darbeyi halk nezdinde meşru kılmak için çokça söylenmektedir. bu yalana genelde eski sağ çevreler sahip çıkar, arkadan hepimiz memleketin iyiliğini istiyorduk sözcüğü eklenir. 12 eylül sonrasında doğan nesiller bu yalan ve bu yalanla beraber geliştirilen çeşitli uygulamalar sonucunda bugün politikaya hiç de sıcak bakmamaktadır, bu sinir bozucu bir durum koca üniversitede iki laf edecek adam bulamıyorum. el feneri ile gündüz vakti adam aramaya çıkacağım bu gidişle. akılları fikirleri cinsel mevzular hoş burada da durum pek farklı değil.
tamamı şu şekilde olan söz öbeği; eskiden maddiyatçıydım maddiyatım yoktu, şimdi maneviyatçı oldum maddiyatım çoğaldı. belli kesimleri anlatmak için kullanılabilecek bir sözdür, derin ve çok yönlü anlamları vardır anlat anlatabildiğin kadar.
artık bariz şekilde kendini gösteren durumdur. son zamanlarda hemen her söyleminde sözde savaştığı vesayet rejimini sahiplenen, çatıştığını iddia ettiği devlete sıkı sıkıya sarılmaya başlayan bir yapı olmaya başlamıştır. ortaya çıktığı ilk zamanlarda kimi kesimlerce şüphe ile yaklaşılmış, acaba sorularının muhatabı olmuş zamanla toplumun hemen hemen her kesiminden rey almış olmasına rağmen artık kendince ortaya attığı muhafazakar-demokrat kesimin çıkarlarına adamış iddiasındadır.
muhafazakar-demokrat olarak nitelemeye çalıştığı toplumsal bir yapı var mıdır diye düşündüğümüzde kanımca böyle tanımlanabilecek bir toplumsal yapı görünmemekte muhafazakarlık toplumumuzda vardır hem de ezici bir çoğunluk ama bu kesim de demokratlıkla yan yana gelmesi pek mümkün değildir hal böyle olunca akıllara sözde kendilerinin de eleştirdiği kemalist zihniyet gelmektedir zira kemalistler de olmayan bir toplumsal yapıyı zorlama ile baskı ile yaratmaya çalışmış kısmen başarılı olmuşsa da sonunda iflas etmekten kurtulamamıştır akp nin hızlı bir şekilde toplumda yer bulması da kemalist zihniyetin bu tür uygulamaları sonucu olmuştur. akp'nin de iflası kendi düşün dünyaları için de var olan bir yapıyı topluma dayatması sonucu oluşacak tepki sonucu olacaktır zira bu tavırları bir çok kesimin tepkisini çekecektir toplum zorlamaya gelmez ki geçmiş demokrasi deneyimi ne kadar zayıf olarak eleştirsek de toplumumuzda yer edinmiş ve belli bir demokrasi kültürü yaratmıştır ki akp de bu zemine dayanarak iktidara gelmiş ama görünen o ki bu mevcut tutumu aynı şekilde kendisine de tasfiye etme potansiyeline sahiptir.
burda en dikkat çekici olan onca statükocu direnişe rağmen iktidara gelen bir yapının geçmişini bu kadar çabuk unutup egemenlik denen o cezb edici güce bu kadar esir düşüp kendini adeta kaybedercesine fütursuzlaşmasıdır. en küçük eleştiriye tahammülü olmayan şımarık çocuklar gibi davranmaya başlamıştır. sonuç olarak onca olumlu edimlerine böyle bir yaklaşımla son verme eğilimin de olması topluma biraz zaman kaybettirse de sonuçta toplum olarak çoğu alışkanlıklarımızı kırmış olarak bu süreçleri de atlatacağımıza inanmaktayım.
edit : seri halde eksi veren yazarlar sebeplerini de yazarlara neyin yanlış olduğu hakkında fikir sahibi oluruz.
hukukun üstünlüğü ilkesinin hala ülkemizde yerleşmediğini gösteren bir tartışmadır, hala hukuku siyasi amaçları için araç olarak gören iktidar bir kez daha toplum önünde göz göre göre hukuku tarumar etmektedir. zira tüm hukukçular bilir ki anayasa ile düzenleme yapılan bir konuda adi yasalarla düzenleme yapmak anayasaya apaçık aykırılık teşkil eder ama maalesef siyasetçilerimiz için anayasa ya da yasalar sadece iktidarlarını ve çıkarlarını koruduğu sürece anlam teşkil etmektedir. darbeciler de yani anayasal düzeni bizzat ihlal edenler, anayasa adına muhalifleri yargılamadı mı?
