Eksik hissedilen
@ibdai    77 (sürprizlerle dolu)
on birinci nesil yazar 347 takipçi 6198.78 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    100 yıl kutlamaları

    1.
  1. 19 Mayıs 1919 un bu sene 100. Yılı olması nedeniyle, 2019 yılı boyunca gerçekleştirilecek olan kutlamalardır.

    Resmi gazetede yayınlanan Cumhurbaşkanı imzalı genelge gereğince Atatürk'ün Samsun'a çıkışının 100. Yıl dönümü olması nedeniyle 2019 yılı boyunca tüm Türkiye'de gençlik, spor ve kültür etkinlikleri düzenlenecek.

    (bkz: resmi gazete)

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1811904/+

    19 Mayıs'ı kutlamak için Cumhurbaşkanlığı genelgesine ihtiyaç olmamalı. Benim için öyle en azından. Türkiye Cumhuriyeti Devleti için önemli olan bir tarihi her sene önemli gün olarak izinsiz de kutlayabiliriz, normal olarak.
    12 ...
  2. cenk çelebioğlu

    1.
  3. kendisini şu harika huawei p smart 2019 reklam müziğini ile tanıyabildiğim müzisyen.

    https://www.youtube.com/watch?v=O3M_ijQiFXk

    hakkındaki bilgiler ise şöyledir:

    --spoiler--
    Cenk Çelebioğlu , orkestra kompozisyonlarını elektronik ve canlı enstrümanlarla birleştiren , Türk doğumlu bir bestecidir . Müziği doğu ile batı arasında bir köprü kurmak için olmasını arzu ediyor. Berklee Müzik Koleji'ne katılmış, Genç yaşından beri hayranı olmuş ünlü besteci Fahir Atakoğlu , Cenk'e çok cesaret vermeyi teklif etmiş.

    2010 yılında Son istasyon filminin notunu yazdı .Bu çalışma Çelebioğlu'nun kariyerinde bir dönüm noktası oldu ve onu yakaladı. 2011 yılında Özcan Deniz'in yönettiği Evim Sensin filmi için "Gazebo" adında ek bir eser besteledi . Çelebioğlu, Avea, Doğan, Opet ve Kilim gibi şirketler ve markalar için ticari temalar ve jingle'ler besteledi.

    --spoiler--

    ve bu dagazebo rahatlatıcısı https://www.youtube.com/watch?v=KIjRgmLM6H4

    keyifli dinlemeler...

    ve sözlükte başlık dahi açılmamış olmasına şaşırmıyorum artık. Kaliteli müzikle ilgi neden azdır halen bilinmez...
    8 ...
  4. türkiye 2018 büyüme rakamları

    1.
  5. Yılın ilk çeyreğinde yüzde 7,3; 2. çeyreğinde yüzde 5,2 büyüyen Türkiye ekonomisinin 3. çeyrekteki büyümesi yüzde 1.6'da kaldı

    http://t24.com.tr/haber/b...akamlari-aciklandi,768295

    TÜiK'ten yapılan açıklama şu şekildeymiş
    --spoiler--

    Gayrisafi Yurt içi Hasıla üçüncü çeyrek ilk tahmini; zincirlenmiş hacim endeksi olarak (2009=100), 2018 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 1,6 arttı.

    Üretim yöntemiyle Gayrisafi Yurt içi Hasıla tahmini, 2018 yılının üçüncü çeyreğinde cari fiyatlarla yüzde 21,8 artarak 1 trilyon 13 milyar 453 milyon TL oldu.

    Gayrisafi Yurt içi Hasılayı oluşturan faaliyetler incelendiğinde; 2018 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak; tarım sektörü toplam katma değeri yüzde 1, sanayi sektörü yüzde 0,3 artarken inşaat sektörü yüzde 5,3 azaldı. Ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetlerinin toplamından oluşan hizmetler sektörünün katma değeri ise yüzde 4,5 arttı.

    --spoiler--

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1776262/+
    21 ...
  6. yakınlaşma korkusu olan insanlar

    1.
  7. Bugünlerde belli türde korkuları olan insanlara karşı oldukça sert davranıyoruz: Yakınlaşmaktan korkan insanlar...
    Her gün oldukça uzun süreler yalnız başına kalmak isteyen, her zaman akıllarındakini kolaylıkla söyleyemeyen ve her daim alana ihtiyacı olan insanlar...
    Bu tür insanlarda "yakınlaşma korkusu" vardır.

    Karşındakini soruna sürükleyebilir. Yakınlaşma korkusunu eleştirmek kulağa doğru gelmez ya da üretici değildir. Hatta farklı bir yaklaşım çok daha iyi olur. Öncelikle, eğer birisi bir şeyden korkuyorsa ona bu nedenle sersem olduklarını, endişelenecek bir şey olmadığını söylemek iyi bir fikir değil, aksine" biz de biraz korkuyoruz ve endişelenmek aslında normal" demek daha etkili oluyor aslında. Daha sonra, korkuyu anlamak da iyi bir fikir haliyle o ayrı mevzu.

    Bu korku nereden geliyor?
    Neredeyse her zaman yakınlaşmaktan korkan birisinin bir hikayesi vardır. Diğer insanlarla yakınlaşmanın sonucunda canının yanmasıyla ilgili bir hikaye.. Böylelikle yakınlaşmak bir soruna dönüşmüş oluyor. Aynı zamanda yaşamın ne kadar büyük bir çoğunluğunun yakın olmamakla alakalı olduğunu değerlendirmek gerek. Konunun esası ve başı, bize erken yaşlardan itibaren güçlü, bağımsız ve cesur olmamız öğretildi. Duygularımızı gizlemememiz gerektiği öğretildi. içimizde olanları bastırmak öğretildi. Bazen tutum değiştirmeyi zor bulmamız ve yakınlaşma sanatının ustalarına dönüşemiyor olmamız boşuna değil. Sıkışıp kaldıysak ve tam olarak nasıl hissettiğimizi dile getireceğimizi pek bilmiyorsak bu çok da şaşırtıcı değil. Çok uzun süre dışarıda, dünyada kaldık. Savaşırken katılaştık ve buna alışkın da değiliz. Biraz zamana ihtiyacımız olabilir. Yakınlaşma korkusu olanlara çok fazla yüklenmemek gerek aslında, onlar kötü insanlar değiller (kalp kalp). Yalnızca zor şeyleri çetrefilli buluyorlar. Onlara nezaket ve anlayışla el uzatılmasıyla fazlasıyla yeterli oluyor bence.
    19 ...
  8. gecenin önerisi

    26.
  9. Gecenin önerisi, unut(ul)abilmek ...

    Farkında olunmasa da insana verilmiş en büyük mucize unutmaktır bence.
    Zamanı, mekanı, söylenen ve verilmiş tüm güzel sözleri unuttuktan sonra son olarak kişiyi bile unutabilmektir marifet.

    Ve daha dolmadan badiresi(başka bir evreye geçecek kadar karakterini değiştirip yakmışsa her şeyi) , yeniden sözler vermeye devam edene inanmamaktır bundan sonrasında.
    Siz siz olun unutma güzelliğini yaşayın umutlarınızı bi çırpıda yakabilene...
    Unutmadan,
    Fon müziği önerisi de gecenin şarkısı olsun madem

    https://soundcloud.com/linusw81/deborahs-theme

    iyi geceler
    10 ...
  10. yalnızlık ve kendi başına kalma arasındaki fark

    1.
  11. “insanların en büyük problemleri, sessiz bir odada yalnız kalamamaktan dolayı ortaya çıkar,” demiş yazar Fransız matematikçi Blaise Pascal. Yorucu hayatlarımızda, yapmamız gereken çok şey olmasından kaynaklıdır bu genelde. Akıllı telefonlarımızı kapatıp oturamamamız bazen bizim yetersizliğimizdendir. Hareketli yaşam bizlere çok az yalnız zaman bırakıyor. Birçok dahinin de savunduğu gibi bu utanç verici bir durum çünkü kendi düşünceleriyle baş başa kalmak birçok insan için yararlı olabilecek bir yetenek.

    Fakat, kendi başınalık (solitude) ve soyutlanma (isolation) arasında gerçekten önemli bir fark var.

    Bir kısmımız, - özellikle de ortalama üstü zeka sahiplerimiz-, kendi kendileriyle zaman geçirmekten zevk alır. Fakat diğerleri tamamen yalnızdır. Bu yalnızlık sadece olumsuz bir duygudan fazlasıdır, sağlığınıza korkunç etkileri olabilir. Anlamak için her zamankinden daha fazla sebebimiz olan etkiler…

    Araştırmalar yalnızlığın bireylerde ölüm riskini arttırdığını gösteriyor. Genç yaşta ölüm konusunda obeziteden bile daha tehlikeli. Binlerce insan üzerinde yapılmış 200’den fazla çalışma gösteriyor ki “Toplumdan uzaklaşmak ve yalnızlık erken ölüm riskini fazlasıyla arttırıyor ve riskin büyüklüğü diğer birçok sağlık göstergesini aşıyor” diyor araştırmacı Holt-Lunstad.

    Kronik yalnızlığın yığınla sağlık problemine sebep olduğu da biliniyor. John Cappio bunun “…kortizol (temel stres hormonu) seviyesinde yükselmeye sebep olurken aynı şekilde dolaşım sisteminde dirence neden olduğunu yani kan basıncını yükseltip hayati organlara kan akışını azalttığını… ve yalnızlıktan dolayı tehlike sinyalleri veren beynin, bağışıklık sistemini güçlendiren ve hastalıklarla savaşmamızı sağlayan beyaz kan hücrelerinin üretimini de etkilediğini” söylüyor.

    Bu yeni bulgular Aristoteles‘i şaşırtmazdı çünkü kendisi iki bin yıl önce, dostluğun iyi bir yaşamın ön koşulu olduğunu söylüyordu. Arkadaşsız kalan kişi, insan olmanın zevkini tam anlamıyla çıkaramaz diyordu. Biyolojik olarak da belli seviyelerde sosyal etkileşime ihtiyaç duyuyor olduğumuz görüşü Aristoteles’in bireyleri arkadaş edinme konusunda eğitmemiz gerektiğini savunmasına yöneltmişti.

    Aslında haklıydı da. Bugün, Amerika’da 45 yaşın üstündeki 40 milyon yetişkinin kronik yalnızlıktan muzdarip olduğuna inanılıyor. “Huzurevindeki mutsuz yaşlı amca” fikri tamamen doğru değil, fakat bu veriler evlilik oranlarında ve evli çiftlerin sahip olduğu çocuk sayılarındaki düşüş gibi demografik değişikliklerle de alakalı. Tabi yine de yaşlıların yalnızlık riski daha yüksek; Amerika’da 85 yaşın üstündeki her iki insandan biri yalnız yaşıyor. Bu çok üzücü bir nokta aslında, çünkü kalan zamanları da oldukça az.

    Öte yandan, aynı zamanda insanlar kendilerine ayıracak zamanın azlığından yakınıyorlar ve çalışmaların gösterdiği üzere maddi şeylerden ziyade zaman kazandıklarında daha mutlu oluyorlar. Hatta Hannah Arendt, Eichmann’ın soykırımda rol almasının ana sebebinin tek başına oturup düşünememek olduğunu iddia ediyor. Ona göre yalnız kalıp düşünebilmek, yani inzivaya çekilmenin en önemli noktası, özgürlüğün de temel aracı olmasıdır. Bu gerçekleşmediğinde, tiranlık ya da sert bir totalitaryanizm gelecektir. Arendt’e göre bireyselliğin temeli yalnız kalabilme becerisidir.

    Schopenhauer, bizim için en iyisinin toplumdan soyutlanmayı seçmek olduğunu iddia etti. Böylelerini “Bilge” kabul etti ve onları keşişler gibi tanımladı: Basit bir hayat sürdürmek için kendini toplumdan, arzudan ve diğer dikkat dağıtıcı unsurlardan uzaklaştıran insanlar. Sayıları az olan bu insanlar, en mutlu kişilerdi Schopenhauer’a göre. Kibirden ve ufak işlerden kurtularak entelektüel hazlara ulaşabilirlerdi -her ne kadar Schopenhauer böyle bir hayat sürdürememiş olsa da.

    Bu garip bir çelişki aslında; zira hem yalnızlıktan hem de kendimize ayıracak zamanın yokluğundan yakınıyoruz. Teknoloji bizleri bağımlı hale getirdi ama daha mutlu olmamıza sebep olmadı. Hatta daha da yalnızlaştık. Sadece tekrar iletişim kurmayı değil, kendi başımıza olabilmeyi de öğrenmemiz gerek. Hem de Modern, ultra-bağlı çağa yakışır bir paradoks (!)
    29 ...
  12. keyif alma sorunu başlangıcı

    1.
  13. keyif almak bağlamında sorun tam olarak nerede diye düşünürken, Bu sorunun kaynağı keyif almamızı engelleyen yasaklar mıdır? sorusu ilk planda artık.

    misal, Yasal olmadığı halde yasağın evrenselleşmesini nasıl açıklarız?

    Olası tek açıklama var: “Haddin aşılması” olarak. Tecrübe ettiğimiz keyfin kendisi en içten haliyle dayatılmış ve ısmarlanmış bir şey keyfi asla kendiliğinden yaşamıyor, keyif duymak için gelen belli bir emri izliyoruz. Bu müstehcen emre, bu müstehcen çağrıya psikanalizde verilen isim: “haz üstbenliktir.” Çünkü politik bir faktör olarak zevk,
    Geleneksel psikanaliz kavramı, bazı iç engellemeler yüzünden babadan gelen veya toplumsal yasakların aşırı olanlarını içselleştirdiğinizi veya onlarla özdeşleştiğinizi söyler. Kendinizi özgür kılamazsınız ki haz duyabilesiniz. Haz size suçluluk hissettirecek bazı patolojik biçimleri dışında,erişebileceğiniz bir şey değildir. O zaman fikir şudur: Psikanaliz, içselleştirdiğiniz bu yasakların üstesinden gelerek veya onları askıya alarak haz duymanıza imkan sağlar. Günümüzün sorunu iktidardaki ideolojinin “Hayatın farklı yönleriyle keyfini çıkarın!” şeklindeki buyruğudur. Bu cinsel keyif,tüketim veya ticari mal keyfinden tutun da manevi hazza veya kendini gerçekleştirmeye kadar uzanabilir. Bence günümüzün problemi yasaklarımızdan nasıl kurtulacağınız ve nasıl keyif alacağınız değil, keyif almamızı emreden o buyruktan nasıl kurtulacağımızdır.
    28 ...
  14. ilişki birliktelik ve yalnızlık algısı

    1.
  15. Günümüzde yalnız yaşayan ve bir ilişkide olmak için hevesli görünmeyen herkes neredeyse otomatik olarak, gizlice hem acınası, hem de çok sorunlu olarak görülür. Hem yalnız hem de normal olmanın mümkün olmayacağı düşünülüyor. Bu kolektif bir faciaya neden oluyor, çünkü bu, başkasıyla yaşamak için içsel bir istek duymayan veya buna uygun olmadığını düşünen çok sayıda insanın tüm yıkıcı sonuçlarıyla birlikte evlilik yaşamına zorlandığı manasına geliyor.

    Alternatifi karşısında yalnızlık eşit derecede saygındır. insanların tercihlerinde özgür olacağını ve dolayısıyla doğru nedenlerden dolayı, yani yalnız kalmaktan korktuğu için değil de karşısındakini gerçekten sevdiği için birlikte olduklarını garanti edebiliyor muyuz?

    işte o nedenle yaşamanızı yalnız geçirmek için bir kaç iyi neden:

    1. Çünkü romantik aşk tehlikeli bir illüzyondur.

    Özel bir kişiye yaşam boyunca son derece aşık olmak olan romantik aşk fikrinin çok yeni, ihtiraslı ve gerçekten garip bir konsept olduğunu, en fazla 250 yaşında olduğunu anlamalıyız. Yakından bakıldığında, uzun sürelerde neredeyse herkesin can sıkıcı ve zor olduğu ortaya çıkar. Güzel romantik evlilik teorik olarak açıkça mümkündür fakat pratikte gerçekleşmesi son derece zordur. Bu da herhangi bir başarısızlığı çok daha az utanç verici hissettirmelidir.

    2. Kimse -bir süre sonra- eşinin olağanüstü olduğunu düşünmez.

    Aramızdan yalnız kalmayı tercih edenlerin romantik olmadığını düşünülmemelidir. (bana yapıştırılan yafta,evet) Aslında herkesten çok daha romantik olmaları mümkün (kesinlikle) çünkü vasat ilişkilerle son bulmaktan gerçekten kaçınması gerekenler aslında ateşli romantiklerdir: ilişkiler, aslında onlardan çok da fazla bir şey beklemeyen insanlar için çok daha uygundur.

    3. ilişkide olabilmek için aklımız yeterince yerinde değil.

    Nasıl seveceğini bilmek ve birisiyle birlikte yaşamak biraz olgunluğun göstergesi olmasına rağmen, işin sonunda buna psikolojik olarak yeterli olmayacağımızı bilmek -ki büyük bir çoğumuz zaten yeterli değildir- daha büyük bir olgunluğun göstergesidir. Diğerlerini (ve kendini) kişinin duygusal karmaşasının sonuçlarından kurtarmak için kenara çekilmek büyük ve nazik bir ruhun gerçek göstergesidir.

    4. Yalnız olmak demek kendinizi diğerlerine yüklememektir.

    Ne kadar zor ve tuhaf olduğunuzun sürekli hatırlatılmasından sizi azat eder. Size ayna tutacak kimse yoktur, kimse tuhaflıklarınızı kaydetmez ve sizi bunlar için sorumlu tutmaz. Eğer şanslıyanız kendinizi hoş görebilirsiniz ve kendi başınızaysanız belki kendinizi sevebilirsiniz bile.

    5. ilişki aşkı bozar.

    Cinsel olarak reddedilmek ve yalnız olmak bir ilişki içerisindekine göre yalnızken daha kabul edilir olabilir. ilişkisi olmayanların reddetmediği bir şey varsa o da umuttur. Tüm bunlar yalnız olmasının sorunsuz olduğu anlamına gelmez. Tabi her iki durumun da, çift olmanın ve yalnız olmanın kendince engelleri vardır. Birisinde yalnızlık, diğerinde bunalma, öfke ve hüsran..

    Gerçek, ilişki durumumuz ne olursa olsun mutlu olmak konusunda çok da iyi olmadığımızdır.

    Bu da ne bir çift olmak, ne de yalnız olmak konusunda acele etmememiz gerektiği anlamına gelir.
    14 ...
  16. öğrencinin faturasını rektör ödedi

    1.
  17. takdire şayan bir davranıştır. devamının gelmesi, artması dileğiyle..
    rektör gibi rektördür.

    öğrencilerimiz zorda kalmasın

    http://aljazeera.com.tr/h...n-faturasini-rektor-odedi
    4 ...
  18. günün temennisi

    1.
  19. gün içinde, günün iyi geçmesi için dilenen temennilerdir.

    ilki benden,

    Hiç kimseyi, sizi hiç sevmemiş olmayı dileyecek kadar acıtmayın.

    güzel bir gün geçirmeniz temennisiyle..
    8 ...
  20. öyle birine aşık ol ki

    1.
  21. canım,
    birini pencere kenarına çiçek koyacak kadar sevmek lazım.
    his boşluğu ve iç burkulması diye bir şey varmış.
    çok sevince anladım.
    hayat, o evde yerin yok diyor. yerini bil.
    evdeki ve sokaktaki tüm savaşları kaybettiğim yerdeyim.
    hala güzel olduğunu bilmeden, güzel duranı seviyorum.
    ellerini takip ediyorum,
    hala.
    elin ısısıyla kalbin ısısı birbirine ne yakınmış.
    kalp sıkışıyor, el buz.
    yüzümü yağmura uzatsam geçecek diyorum.
    geçmiyor.
    ev buz.
    anlamaktan yoruldum.
    sarılmaktan.
    sen, o evde - sarılmaktan korkanların en uzağında dur, olur mu?
    öyle birine aşık ol ki, her şeyi unut. dans etmeyi hatırla.
    birini pencere kenarına çiçek koyacak kadar sev.
    çok sev. çok küs. çok barış.
    ellerini takip et sonra.
    ellerinde ne gördüğümü bulursan sonunda,
    gülümse.
    güzel gülene aşık ol.
    aşık olursan bir gün benim kadar.
    yüzünü yağmura uzat…
    geçti, geçti desin biri.
    hiç geçmesin…

    artık senin de bir şiirin var!

    geçti… geçti…

    Kemal hamamcıoğlu

    https://youtu.be/uiWNBEBuxa0
    15 ...
  22. aklıma ne zaman gelsen

    1.
  23. “Ellerini…
    Sonra sustuğun yerleri…
    En uzun sessizliğin ardından ellerini ve gözlerini…
    Karanlığa bırakmadan…
    Karanlıkta bırakmadan…
    O filmi hiç unutmadan…
    Tatlının ardından tuzlu, tuzlunun ardından tatlı, sonra tekrar tatlı, ardından yine tuzlu yer gibi
    Susmadan…
    Susayarak…
    iştahla…
    Göğsümden açılarak…
    Tekrar tekrar eve dönerken…
    Gece gündüz evleri tekrar tekrar yıkarken…
    Evsiz kedilerin arasında boş bir bankı izlerken…
    Yatağı toplamadan…
    Yastığımdan vazgeçmeden…
    Perdeleri açarak…
    Pencerelere sırtımı dönerek…
    Saymayı unutacak kadar çok…
    Ağrıların, uyuşan ellerin, tutulan omuzların sayısını hatırlayacak kadar az…
    Sevmesini bildiğim için…
    Sevmesini bildiğin için…
    Kedileri, köpekleri ve en çok…
    Tatlı tuzlu…

    Aklıma ne zaman gelsen, gökyüzüne kadar zıplamak istiyorum!

    Sesini duyunca daha çok özlüyorum…”

    kemal hamamcıoğlu
    5 ...
  24. iyiliğin sınırı

    2.
  25. iyi olmaya çalışmayın,
    iyileri üzüyorlar, iyileri delirtiyorlar,
    sonra hiçbir şey olmamış gibi

    'delirmiş bu' diyorlar..

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1340391/+
    9 ...
  26. mazlum mengüç

    1.
  27. Bir şehri UYANMAK

    Bir şehri uyanmışsındır şimdi.
    Hayret etmeyi bakışlarından söktüğünden beri
    hatırlayacağın ne varsa
    şehrin kentsel dönüşümüne dahil edilmiştir
    yani unutman gereken yerdesindir şimdi.
    Müthiş haklısındır.
    büsbütün kendinle müthiş kalabalık.
    Bense.. büsbütün kendimle burada, bu şehirde
    anlamayı bıraktım.
    Çok şaşırıyorum artık, iyi geliyor gözlerime.
    Ben şaşırdıkça yukarıda Allah var.
    Sonra yerde sen,
    dibinde de ben;
    bir albayın ihtilal anonsu şekliyle.
    – bir şeylere el konulmuştur –
    birdenbire çok sevmeye başlıyorum bir şeyleri
    Ve ben bir şeyleri çok seviyorsam o bir şeyler kesin gidiyordur.Diyorum acaba bir şehri terkedebilir miyiz yürüyerek ?
    Şaşırma, mesela ben bir bavulu yürürken görmüştüm.
    bana aşık olacak yaştaydın, hatırlamazsın bu yüzden
    ben sıkıldıkça ferahlayan dünya için
    bir şiiri bileklerinden tutmuştun sen de.
    Hazır ellerin bırakmayı öğrenmişken
    diyorum o şiirin yakasını da bıraksan artık
    Hem hazır sen de dahil her şey yanlış gidiyorken
    internetten indiririz sarılmalarımızı.
    Unutmayı bilhassa yeni çiftlere öğretiriz. -Evet, yeni çiftlere-
    daha profesyonelce yaparız mış’larımızı.
    böylelikle yanıltmaz bu ısmarlanmış gündem bizi.
    Bu dekadans, bu kopmuş kıyamet ve kurtuba.
    Diyorum gözlerin gövdem için tank üretmese artık.
    Hazır Sovyetlerin de yeniden kurulması gündemdeyken
    mumları ve tankları boşver.
    o gün gelince suyu çeşmesinden içeriz.
    Sıkılınca da
    modern ayrılıklardan sipariş ederiz kendimize.
    mesela senden bir iftira yaparız, benden inanmak.
    Böyle çok daha güzel perişan oluyoruz, biliyorsun.

    Diyorum, ne diyeceğimi unutsam artık
    Odanda dünya var, dışarıda zannettiklerin
    Aklındaki kıyametle bir aşkı yanılmaktan gelmişsin üstelik
    döndüğü her yerde bana çarpma kudreti var gözlerinin.
    ikisini de bana teselleymişim gibi bakmaya harcıyorsun.
    Oysa odanda dünya var senin, dışarda bütün ihtimaller ile ben.

    Ve sandım ki diyebileceğim sana;
    Göğünü elinden alan bir şehrin
    zemin kat ve mutfaklarından tiksinirken bana eşlik edersen
    Sana söz,
    sana bir daha söz
    aşık olacağız memur değil..
    4 ...
  28. sılanın şarkıları nasıl yazılıyor

    1.
  29. şehitlerden daha çok bayram tatilinin konuşulması

    1.
  30. maalesef türkiye açısından acı ve vahim olan durumdur. insanların bu duruma da fazlaca alışması korkutucu.

    ramazan bayramının bitiminden hemen sonra verdiğimiz 8 şehitin arkasından her nedense alakasızca binali yıldırım ın 9 günlük kurban bayramı tatilinin müjdesini vermesini epey düşündürücü(!)

    tek söyleyeceğim o şehit ailelerine çok üzülüyorum . allah ıslah etsin diğerlerini.
    6 ...
  31. 9 günlük bayram tatilinin bugün bitecek olması

    1.
  32. Acı gerçektir.
    Yarın iş başı yapılırken depresyona girilebilir.

    (bkz: pazartesi sendromu)
    3 ...
  33. rte ve atatürkün müslaman olmaması

    1.
  34. Müslaman değil de belki müslüman olabilirler tabi kendi tercihleri.

    (bkz: yazım hataları)
    2 ...
  35. kenan sofuoğlu nun sırat köprüsünden geçeceği hız

    1.
  36. 400 km/h da aşıp, dünyayı bırak, ahiret rekorunu da kırması beklenir.

    (bkz: kenan sofuoğlu)
    2 ...
  37. ön yargılardan kurtulmanın yolları

    1.
  38. konu ya da kişi hakkında bilgi sahibi olunması gerekir.bilinmeyen her zaman inandırıcı olma ihtimali yüksektir.
    Einstein da dediği gibi “insanlardaki ön yargıyı parçalamak benim atomu parçalamamdan daha zordur.” her duyulana inanmayıp, zamana bırakmak çözüm olabilir.
    6 ...
  39. bağrı yanık dostlara da merhaba

    1.
  40. çok sevdiğim şarkıdır,

    bir yazar tarafından hatırlatıldı,teşekkürler *

    "Kıvrılsa da tütünümün dumanı
    Elimdedir şu aklımın dümeni
    Bak buraya ey zalimin adamı
    Vardır elbet her şeyin bir zamanı.."

    buraya bırakıyorum dinleyene *

    https://www.youtube.com/watch?v=7PPqzmbfRVk
    9 ...
  41. arabada sabit dinlenen radyo kanalı

    1.
  42. genelde radyo fenomen olur.

    metro fm ve virgin radyo takip eder. (bi Allahın kulu da radyo kanalını değiştirmez nedense).
    3 ...
  43. beğenilen ankastre markası

    1.
  44. kullanıp memnun kaldığınız markalar nelerdir?

    varsa önerileri alabilirim.

    edit: şu an siemens kullanmaktayım ama memnun değilim. varsa model önerisi bakabilirim yine.
    2 ...
  45. psikanalitik film eleştirisi

    1.
  46. Psikoanalatik eleştiri, yazarları yorumlayabilir. Karakterleri yorumlayabilir. Edebi formu yorumlayabilir. Ya da izleyicileri, yani okuyucuları ve onların etrafındaki kültürü yorumlayabilir… ama karakterler gerçek insan değildir ve gerçek insanlarmış gibi davranmak edebi karakterliklerini, filmsel ve sözel eserler olma durumlarını çarpıtır.
    2 ...
  47. anın fikri

    1.
  48. https://galeri.uludagsozluk.com/r/979822/+

    Proje cizmek mi hayata devam etmek mi konusunu halen düşündüğüm doğrudur.
    8 ...
  49. sabah elektrikli süpürge sesiyle uyanmak

    1.
  50. muhtemelen annenin altın günü yapacağı sabahtır.
    sabredilmezse büyük sorunlar çıkar, anne kızdırılır ve evi terk etmek zorunda kalınır.
    erkek için (kolay olan) dışarıda vakit geçirme günüdür.
    (bir de kızlar, kızlarımızı düşünün ya yazık tüm gün aynı ritüel daha büyük sesle devam ettirip, yadım etmek zorundadırlar).
    2 ...
  51. kınayanlar çıksın artık sözlük kasıyo

    1.
  52. 2 gündür politikacısından tut, sanatçısına kadar herkesin yaptığı eylemdir.

    kınamak yerine neler yapılabilir bu düşünülmelidir.

    (bültenlerin bile başka haber yapmaksızın kınayanlar listesi vermesi bunalttı)

    (bkz: gına gelmesi)
    4 ...
  53. telefon ederim inşallah aradığımda

    1.
  54. kim yazmışsa kafa baya karışıktır yada mesaj yazarken karşıdakiyle aynı anda konuşuyordur.

    (bkz: olamaz mı olabilir)
    4 ...
  55. kenafir gözlü ne demektir

    1.
  56. Tam anlamını aciklanmasi istenir.
    Özellikle türkçe ve edebiyat öğretmenlerine sorulur.
    3 ...
  57. evlenmek isteyenlere tavsiyeler

    1.
  58. Aşıkken evlenmeyin gencler, aşık olduğunuz zaman evlenin.
    1 ...
  59. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük