Aşk başlayınca bitiyor ve o esnada cirkinlesme ihtimali var. Ama başlamayan duygu daha uzun sürüyor ve çirkinleşme ihtimali yok. Bu durumda yaşasın platonik aşk.
Bünyeye zehirlenme tehlikesi geçirten saçma sözlerin yanında müzik aletlerinin amaçsızca belirli bir ritm tutturulmadam çalınması ile ortaya çıkmış bir şey. Şarkı desem değil türkü desem değil.
Bir çocuğun yaptığı kumdan kalenin dalgalarla yikilmasi gibi...bir çocuğun legolarla yaptigi Şatonun yerle bir olmasi gibi.... büyük bir hayal kırıklığı ve sonra toparlanmak için harcanan enerji. Kısacası yoruldum be hayat çıkış nerede?
istediğim gibi ne zaman olacağım merak ediyorum, ama o zaman dururum ve çaba biter ki bu da iyi bir hal değil. o zaman ben hep çabalayacağım iyiye gitmeye çalışacağım ve bu hiç bitmeyecek. yoruldum ama yaaaa....ama pes etmek benlik değil ki. kafam bi minnon olmuş ama su bile içmedim ki.
geçmiş zamanlarda da bu kadar karmaşaya sebep oluyor muydu diye merak edilen temizliktir.
acaba islamin dönemlerinde de elalem ne der diye kendini hırpalamak var mıydı ki, bilen varsa yeşillendirsin.
fark ettim ki bi başlıktaki ilk beş itiraftan birini yazmamaya çalışıyorum. bekliyorum biraz daha dolsun diye başlık çünkü başlık başa kalabilir ki hiç mi hiç sevmem bu durumu.
hayali olanından olanı istediğim tüydür, bayan veya erkek fark etmez tip yok veya normal tipi var ama insanlar tarafından çok seviliyorlar ve insanlara çekici geliyorlar. bi bulsam tüylerini yolacağım ve evet kıskandım. kıskançlıktan yeşermiş smaylik var burada da tamam mı hıh....
başımı yakmış eserdir, akşam sekizde başlanıp gece ikide bitirilmiştir aralıksız okunarak, kitaptan hırsımı alamadım tekrardan sindire sindire okuyacağım.
bu kitap sayesinde artık kitap okumuyorum bitmiyor diye mızlamayacağım kendi kendime, çeken kitapları hala bir günde bitirebiliyormuşum. okunması gereken kitaplar listelerinde ilk sıralarda bulunmalıdır.
her şeyin bir bedeli olduğu
deve ve diken ilişkisinin gerçek olduğu
beklenti ne kadar yüksekse üzüntünün de o kadar çok olduğu
herkesin kendiniz gibi olmadığı.
ha bunlar işimize yarıyor mu yaramıyor çünkü uygulayamıyoruz aptal da değiliz ama olmuyor işe.
şaka gibi oldu. gittim ve gitme diye dil döktün, sen her dil döküşünde benim gözyaşlarım aktı ama asla cevap vermedim. bu sürede bi milyon yazı okudum unutmak ne zaman olur, ne zaman biter acı konulu. ortak payda altı aydı tüm okuduklarımda... altı ay sabredeceğim dedim onun üzülmesine dayanırım sonra bakalım unutmuş olacak mı dedim, ağlaya ağlaya dayandım. işin şaka kısmı da tam burada başladı tam tamına 182 gün sonra son kez gitme dedikten sonra yine cevap vermedim ve sen telefon numaranı değiştirdin ve kendini tamamen kaybettirdin. valla altı aymış işte sadece iki gün fazla acı çekmişsin. şimdi hayatını düzene oturtmuş ve benim asla olmayacağımı bilerek hayatını devam ettirmişsindir. olması gereken oldu. fazla kasmaya gerek yokmuş. okuduklarım doğruymuş altı ayda her şey geçermiş.
obsesif kompülsifleri de dahil ediyorsak tüm sözlük toptan ruh hastası diyebiliriz. hangi birimizin hiç takıntısı yok ki. benim yok derseniz, cevabım "olacak". illa bi şekilde oluyor yani.
uzuuuuuuunnnca bi süre şükela butonuna bastım ama bi entryime bile denk gelmedim ve üzüldüm be ya.....saçmaladım mı evet ama salak bi ruh hali işte hani keyfiniz kaçık olur da şu olursa biraz daha iyi hissederim dersiniz ya....benimki şimdi şükela kısmında kendi entryimi görmekti ama olmadı. sonra onca acı haberler ve burada okuduğum onca olumsuz şeyden sonra buna mı takıcağım amaaaaannnn dedim ve tam kafa yerine geliyordu ki, keşke onca acı üzüntü ülkemizde yaşanmasa, onca şey olmasa da ben bi şükela olayına üzülebilseydim tek derdim derdimiz dertlerimiz bi artı oy olsaydı diye üzüldüm. sanırım üzülesim var ve üzülmek için hem geçerli hem geçersiz sebeplerim var. bi de şimdi düşünüyorum aldığımız her sağlıklı nefes mutlu olmak için yeter diye, şükredilecek en önemli konu bu diye ama nankörüz ve tatmin olmuyoruz. uzun sözün kısası: hayat ne tuhaf vapurlar filan.... galiba.