10 gün önce sözlükten kafa izni alarak ve bugün de sözlüğü silerek adım attığım hadise. biz öyle veda edip entry fav’lamayız gidiyorsak adam gibi gideriz.
neyse kendinize iyi bakın. havalar soğuk kalın giyinin ıslak saçlarla çıkmayın sokağa. seviyorum sizi, en azından birkaçınızı.
kadının ne kadar tapılası, kusuruz bir yaratık olduğunu anlatan bir hareket.
erkek dediğin sevdiği kadını pamuklara sarmalı, onun tek teline zarar gelmesin diye üzerine titremelidir. diz çökmesi de gayet güzel ve romantik bir hareket. demek istiyor ki “sen bir gelincik kadar narin ve tanrı kadar kutsalsın. kusursuzluğuna tapıyorum. seni yüceltiyorum ve önünde diz çöküyorum. sen olmazsan hayatım bir hiç, ihtiyacımsın.”
erkek dediğin kadının önünde diz çökmesini de bilecek, onu omuzlarında taşımasını da.
muhammed’in soyu mekke’nin haşimioğulları sülalesinden gelmektedir.
bilindiği üzre haşimi’ler islamiyetten önce kabe’nin muhafızlığını yapan sülaledirler.
muhammed’in dedesi abdülmuttalip’in babası haşim bin abdimenaf bir “kabe muhafızı”ydı…
peki ya kabe’yi kimler muhafaza ediyordu? ya da bu göreve tayin edilenler kimlerdi?
tarih öncesi çağlardan beri kutsal sayılan bu bina bir sümer rahibi olan ibrahim tarafından onarılmış, tamir edilmiş, birtakım kaynaklara göre inşa edilmişti. ibrahim sonrası kabe’yi koruma ve kabe’den sorumlu olma vazifesi de hep ibrahim soylu sülalelere verilmişti…
yani, kabe’yi koruyanlar ibrahim soyundan geldiğine göre, bir kabe muhafızı olan muhammed’in büyük dedesi haşim bin abdimenaf arap değildi.
başıma gelmedi, ben annem dışında kimseyi çok sevmedim ama ev öyle huzurlu öyle özel, içten bir yer ki bir insanı kendinden çok sevmek yerine o insanı evinmiş gibi sevmek daha anlamlıdır.
bir değil bin tanedir. biri bittiğinde yenisi başlar, tekrar, tekrar, tekrar... sen sadece hatırlamazsın ama bir an gelir anlarsın ve dersin ki “ evet, bunu yapmadım çünkü akıllandım, bir kere yaptım bunu birdaha yapmam.” belki bu hayatında belki de diğer hayatlarında ama o his hiçbir zaman yanıltmaz.
kendisi benimdir, sanırım hayatımda hiç lan demedim. sinirli entry girince amk yazıyor olabilirim sonuna ama o da normal hayatta hiç kullanmadığım bir kelime.
edit: entrymin sonuna amk yazıyor olabilirim demişim, normal hayatta amk kullanmadığım bi kelime demişim lan demeyen amkcı kız olmuşum. okuma-anlama eksikliği çekenler gelmiş yazarlık yapıyor.
Kaunos Antik kenti, dalyan https://galeri.uludagsozluk.com/r/1605951/+
Apollo'nun oğlu olan Karya Kralı Miletos'un ikizleri olur. ikizlerden erkek olanına Kaunos, kıza ise Byblis adı verilir. ikiz kardeşler birlikte büyürler. Ancak büyüme süreci içinde birbirlerine aşık olurlar. Gizli aşk, ikisinin birlikteliğinden bebekleri doğunca ortaya çıkar.Bu duruma çok kızan kral, oğlunu ülkesinden kovar. Kralın oğlu olan Kaunos da, oradan kendisini sevenlerle birlikte ayrılarak giderler. Lidya sınırındaki, şimdiki Çandır köyü sınırları içinde ve Dalyan Kanalı kıyısında yer alan kendi adını taşıyan Kaunos Antik Kenti'ni kurar.Kaunos'un Kız kardeşi Byblis'e gelince; işte orası oldukça hüzünlüdür.Gördüğü hakaretlere ve sevdiğinden ve aynı zamanda da kardeşi olan Kaunos'dan ayrı kalmaya çok üzülen Byblis, pınarları kuruyuncaya kadar sürekli gözyaşı döker. En sonunda da bir kayadan atlayarak canına kıyar. Efsaneye göre, Dalyan'da bir labirenti andıran Dalyan Kanalları Byblis'in gözlerinden akan yaşlardan oluşmuştur.
...Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
Ve orda beraber yaşarız
külümün içinde külün,
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
Ama biz
o zamana kadar
o kadar karışacağız ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacağız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak:
biri sen
biri de ben.
Ben
daha ölümü düşünmüyorum.
Ben daha bir çocuk doğuracağım.
Hayat taşıyor içimden.
Kaynıyor kanım.
Yaşayacağım, ama çok, pek çok,
ama sen de beraber.
Ama ölüm de korkutmuyor beni.
Yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
Ben ölünceye kadar da
bu düzelir herhalde.
Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bu günlerde?
içimden bir şey:
belki diyor.
seni düşünmek güzel şey
ümitli şey
dünyanın en güzel sesinden
en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey.
fakat artık ümit yetmiyor bana,
ben artık şarkı dinlemek değil
şarkı söylemek istiyorum.